Yargıtay Kararı 10. Hukuk Dairesi 2023/8121 E. 2023/9894 K. 18.10.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 10. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2023/8121
KARAR NO : 2023/9894
KARAR TARİHİ : 18.10.2023

MAHKEMESİ : … Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2021/2279 E., 2023/878 K.
KARAR : Esastan Ret
İLK DERECE MAHKEMESİ : Karabük İş Mahkemesi
SAYISI : 2016/154 E., 2021/124 K.

Taraflar arasındaki hizmet tespiti davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.
Kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi … tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin 01.06.2006 ile 08.09.2009 tarihleri arasında ve 11.08.2014 ile 11.04.2016 tarihleri arasında geçen süre içinde kesintisiz ve aralıksız davalı şirkete ait işyerinde çalışmak kaydıyla hizmetinin bulunduğunun tespiti ile eksik prim ödenen günlerinin sigortalılık hizmetlerinden sayılabilmesi ve eksik ödenen primlerin işverene tamamlattırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
1.Feri müdahil Kurum vekili; Kurum işlemlerinde bir hata bulunmadığını belirterek davanın reddi gerektiğini savunmuştur.
2.Davalı vekili; davacının çalışmalarının Kuruma bildirilen kadar olduğunu belirterek davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile “Ücret hesap pusulalarındaki imzanın inkar edilmediği, baskı altında imza edildiğinin usulüne uygun olarak ispat edilmediği, imzalı ücret bordrolarına ve puantaj kayıtları bulunan dönem yönünden bu kayıtlara itibar edilmesi gerektiği, Mahkememizce davacının 01.06.2006-08.09.2009 tarihleri arasındaki çalışmalarının hak düşürücü süreye uğradığı, 11.08.2014-11.04.2016 tarihleri arasındaki dönem yönünden ise tanıkların davacının 11.08.2014 tarihinden itibaren çalışmaya başladığının açık ve net olarak beyan etmemeleri nedeniyle davacının kuruma işe girişinin yapıldığı 16.09.2014 tarihinden itibaren davalı işyerinde çalışmaya başladığı ve imzalı ücret bordrolarına itibar edilmesi nedeniyle davacının 16.09.2014-11.04.2016 dönemi arasındaki çalışmaları yönünden tespit edilecek sigorta süresi bulunmadığı kanaatine varılarak” davanın reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri
Davacı vekili istinaf dilekçesinde; müvekkilinin dava konusu edilen dönem boyunca iş yerinde tam zamanlı olarak çalıştığını, deneten raporu ile de bu durumun ortaya çıktığını belirterek kararın kaldırılmasını istemiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile “İlk Derece Mahkemesince yapılan yargılama ile dosya kapsamına göre, davacının 01.06.2006-08.09.2009 tarihleri arasında herhangi bir sigortalılığının bulunmadığı, 09.09.2009-10.08.2014 tarihleri arasında dava dışı iş yerlerinde sigortalı çalışmalarının olduğu, 01.06.2006-08.09.2009 tarihleri arasındaki süre bakımından davalıya ait işyerinden Kuruma verilmiş bir işe giriş bildirgesi ve/veya aylık sigorta primleri bildirgesi, dört aylık sigorta primleri bordrosu, sigortalı hesap fişine rastlanmadığından, davaya konu dönem hakkında hak düşürücü sürenin geçtiği, 16.09.2014-13.04.2016 tarihleri arasında ise ayda 10 gün üzerinden davalı iş yerinden bildirimlerinin yapıldığı, bu döneme ilişkin olarak davacının imzasını taşıyan ücret bordrolarının bulunduğu, ücret bordrolarında yer alan gün sayısı ile davacının Kuruma yapılan bildirimlerinin uyumlu olduğu, davacı tarafından söz konusu ücret bordrolarına ilişkin olarak imza inkarının olmadığı anlaşıldığından kurulan hükme ilişkin mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı” gerekçesi ile istinaf başvurusunun esas yönünden reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri
Davacı vekili istinaf dilekçesi ile aynı sebeplerle eksik incelemeye dayalı kararın bozulmasını istemiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, hizmet tespiti istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri ile 506 sayılı Kanun’un 79 uncu, 5510 sayılı Kanun’un 86 ncı maddesi hükümleridir.
3. Değerlendirme
1.Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun’un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı vekilinin temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler ve özellikle, ücret bordroları, hizmet bildirimleri, tanıkların beyanları ile dosyada yer alan tüm bilgi ve belgelerin incelenmesinde kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeple;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun’un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz harcının ilgilisine yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
18.10.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.