Yargıtay Kararı 10. Hukuk Dairesi 2023/7984 E. 2023/8778 K. 27.09.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 10. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2023/7984
KARAR NO : 2023/8778
KARAR TARİHİ : 27.09.2023

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (İş) Mahkemesi

Taraflar arasında Mahkemesinde görülen hizmet tespiti davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece Mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.

Mahkemece bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

Mahkeme kararı davalı Kurum ve dahili davalılar vekilleri tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi … tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA
Davacı dava dilekçesinde özetle; davacının davalı şirketin Nusaybin’de bulunan asfalt şirketi nezdinde 03.08.1986 – 25.03.1987 tarihleri arası kesintisiz olarak işçi sıfatı ile fiilen çalıştığını, müvekkilinin davalı şirket nezdinde 03.08.1986 – 25.03.1987 tarihleri arası sürekli olarak çalışmış bulunmasına rağmen primlerinin davalı şirketçe bir gün bile yatırılmadığını, müvekkilinin davalı şirket nezdinde 03.08.1986 – 25.03.1987 tarihleri arası kesintisiz olarak çalıştığının tespitine, taleplerinin kabul edilmediği taktirde müvekkilinin davalı şirket nezdinde 03.08.1986 tarihinde 1 günlük fiili hizmetinin varlığının tespitine karar verilmesini, bu sürelerde ödenmeyen primlerinin davalı şirkete ödettirilmesine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalılar üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP
1.Davalı şirket vekili cevap dilekçesinde; davacı tarafından müvekkil aleyhine açılan hizmet tespiti davasında genel yetkili mahkemenin davalının ikametgahı mahkemesi olduğunu, davanın yetkisiz mahkemede açıldığını, davanın 5 yıllık hak düşürücü sürenin dolduğu dikkate alınarak esasa girilmeden önce hak düşürücü süre yönünden reddini talep ettiklerini, şantiyede çalışan tüm işçilerin ilgili kayıtlarda isminin geçtiğini, bu kayıtlarda ismi geçmeyen davacının müvekkil şirkette çalışmadığından adına bordro düzenlenmediğini, bu nedenle haksız davanın öncelikle süre yönünden, aksi kanaatte olunduğunda davacının müvekkil şirkette çalışmadığının kabulü ile hizmetinin bulunmaması sebebiyle davanın reddine karar verilmesini, yetki itirazlarının kabulüne, yetkili mahkemenin … İş Mahkemesi olması sebebiyle davanın yetki yönünden reddine, mahkemenin yetkili olduğu kanaatine varılırsa davanın hak düşürücü sürenin dolmasından sonra açıldığının kabulü ile süre yönünden reddine, aksi halde müvekkil şirkette çalışmadığının kabulü ile haksız davanın reddine, yargılama giderleriyle vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini beyan etmiştir.

2.Davalı Kurum vekili cevap dilekçesinde; davalı şirketin ikametgahı …’da olduğu gibi müvekkil Kurum SGK Başkanlığının da …’da olduğunu, bu nedenle Mahkemece yetkisizlik kararı verilmesi gerektiğini, davacının Nusaybin’de çalıştığı iddiasının Nusaybin Mahkemesini yetkili kılmayacağını, davanın husumet/sıfat yönünden reddi gerektiğini, davanın 5 yıllık hak düşürücü süre içinde açılmadığını, esasa girilmeden davanın reddine, masraf ve avukatlık ücretinin davacıya yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.

III. MAHKEME KARARI
Mahkemenin 16.11.2012 tarihli ve 2012/513 Esas, 2016/14 Karar sayılı kararıyla; davanın kabulü ile davacının davalı … İnş. San. ve Tic. A.Ş. iş yerinde 03.08.1986 – 25.03.1987 tarihleri arasında 233 gün asgari ücretle çalıştığının tespitine karar verilmiştir.

IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. 1. Bozma Kararı
1. Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı Kurum vekilince temyiz isteminde bulunulmuştur.

2. Yargıtay (Kapatılan) 21. Hukuk Dairesinin 17.04.2018 tarihli ve 2016/18680 Esas, 2018/391 Karar sayılı kararıyla; dosyadaki kayıt ve belgelerden; davacı adına 03.08.1986 işe giriş, 05.08.1986 varide tarihli işe giriş bildirgesinin 5261 sicil numaralı … ünvanlı konusu 1. Kıs. Asf. Şant. olan işyerinden işe giriş bildirgesinin verildiği, davacının ihtilaflı dönemde sigortalı çalışmasının bulunmadığı, 5261 sicil numaralı işyerine ait 1986/2 nci dönem ve 1987/1 inci dönem bordrolarının gönderildiği, davacı ve bordro tanıklarının dinlendiği anlaşılmaktadır.

Somut olayda; davacının 03.08.1986 tarihli işe giriş bildirgesinin … ünvanlı şahıs işyerinden verildiği ve bu işyeri bordro tanıkları dinlendiği halde gerçek işverenin şahıs işyeri mi yoksa şirket mi olduğu araştırılmaksızın eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi hatalıdır.

Mahkemece yapılacak iş; … İnş. San. ve Tic. A.Ş. nin hangi tarihte kurulduğunu ilgili Ticaret Sicil Müdürlüğünden sormak, davacı adına verilen 03.08.1986 tarihli işe giriş bildirgesi … ünvanlı şahıs işyerinden verildiğinden davacının hizmet tespiti talep ettiği dönemde çalıştığı işyerinin işvereninin kim olduğu araştırılıp açıkça ortaya konulduktan sonra işverenin … olduğunun tespiti halinde bu kişiyi usulüne uygun şekilde davaya dahil etmesi için davacıya süre vermek, gerçek işveren tespit edilip taraf teşkili sağlandıktan sonra göstereceği tüm deliller toplanıp davacının askerlik yaptığı tarihler de ilgili askerlik şubesinden sorulduktan sonra sonucuna göre karar vermekten ibarettir.” gerekçesiyle karar bozulmuştur.

B- Mahkemece Bozma Kararına Uyularak Verilen Karar
Mahkemece davanın kabulü ile davacının davalı … İnş. San. ve Tic. A.Ş. işyerinde 03.08.1986 – 25.03.1987 tarihleri arasında 233 gün asgari ücretle çalıştığının tespitine karar verilmiştir.

C- 2. Bozma Kararı
1. Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalılar vekilince temyiz isteminde bulunulmuştur.

2.Yargıtay 10. Hukuk Dairesinin 23.03.2022 tarihli, 2022/1452 Esas, 2022/4147
Karar sayılı kararıyla; “davalı …’ün işveren olduğu belirgin ise de; 25.03.2019 tarihinde davalının vefat etmiş olduğu gözetilerek usulünce mirasçıların davaya katılımı sağlanmaksızın ve davalı şirket tarafından verilen vekaletname kapsamında yetki verilmeyen vekil aracılığıyla davanın görülmesi ve giderek ölü kişi hakkında 16.03.2021 tarihinde yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz bulunmuştur.

Mahkemece yapılacak iş; mirasçıların usulüne uygun olarak davaya katılımının sağlanarak elde edilecek sonuca göre karar vermekten ibarettir.

Kabule göre de; davalı gösterilen … İnşaat Sanayi Ticaret A.Ş.’ nin davalı olarak karar başlığında gösterilmemesi ve gerçek işverenin … olarak belirlenmesi karşısında dava açılan şirket hakkında husumetten ret kararı verilmemesi de ayrıca isabetsiz bulunmuştur.” gerekçesiyle karar bozulmuştur.

D- Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Son Karar
Mahkemenin yukarıda esas karar numarası belirtilen kararıyla; davacı … 25.03.2019 tarihinde vefat ettiğinden mirasçılarını davaya dahil etmesi için süre verildiği, taraf teşkilinin sağlandığı tüm dosya kapsamı ve yargılama sırasında bilirkişiden alınan ve denetlenebilir ve hüküm kurmaya elverişli olduğu kanaatine varılan bilirkişi raporu da nazara alınarak; davanın kısmen kabulü ve kısmen reddi ile davacının davalı … isimli işveren nezdinde 03.08.1986 – 25.03.1987 tarihleri arasında 233 gün asgari ücretle çalıştığının tespitine,

Davalı … İnşaat Sanayi ve Ticaret A.Ş. aleyhine açılan davanın husumet nedeni ile reddine, karar verilmiştir.

VI. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı Kurum ve dahili davalılar vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri
1.Davalı işveren mirasçıları vekili; 5 yıllık hak düşürücü sürenin geçmiş olduğunu ve eksik inceleme ile karar verilemeyeceğini belirterek kararı temyiz etmiştir.

2.Davalı Kurum vekili; Kurum kayıtlarının esas olup, tanık beyanlarının yeterli olmadığını, yazılı delille ispat gerektiğini belirterek kararı temyiz etmiştir.

C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, davacının davalı şirkete ait asfalt işyerinde 03.08.1986 – 25.03.1987 tarihleri arasında geçen çalışmalarının tespiti eğer talebi kabul görmezse; 03.08.1986 tarihinin sigortalılık başlangıcı olarak tespiti istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun geçici 32üncü maddesinin ikinci fıkrası atfıyla uygulanmasına devam olunan mülga 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun 428 inci maddesinin yedi, sekiz ve dokuzuncu fıkraları ile 439 uncu maddesinin ikinci fıkrası, 5510 sayılı Kanun’un geçici 7 nci maddesi kapsamında uygulama alanı bulan 506 sayılı Kanun’un 79 uncu maddesinin 10 uncu fıkrası

3. Değerlendirme
1. Temyiz olunan nihai kararların bozulması 6100 sayılı Kanunun geçici 3’üncü maddesinin ikinci fıkrası atfıyla uygulanmasına devam olunan mülga 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 428 inci maddesi ile 439 uncu maddesinin ikinci fıkrasında yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Temyizen incelenen Mahkeme kararının bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine hukukça imkân bulunmadığı anlaşılmakla; temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VII. KARAR
Açıklanan sebeplerle dahili davalılar vekili ile davalı Kurum vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz eden ilgililere yükletilmesine,

Dosyanın Mahkemesine gönderilmesine,

27.09.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.