Yargıtay Kararı 10. Hukuk Dairesi 2023/7965 E. 2023/8209 K. 14.09.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 10. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2023/7965
KARAR NO : 2023/8209
KARAR TARİHİ : 14.09.2023

MAHKEMESİ : … Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2023/417 E., 2023/445 K.
HÜKÜM/KARAR : Kabul
İLK DERECE MAHKEMESİ : … İş Mahkemesi
SAYISI : 2017/19 E., 2018/297 K.

Taraflar arasındaki kurum işleminin iptali, davalı Kurum tarafından iptal edilen 2926 ve 1479 sayılı Kanun kapsamında geçen çalışmalarına ilişkin hizmet sürelerinin tespiti ile aylıktan yapılan kesintilerin iadesi davasında İlk Derece Mahkemesince verilen davanın kabulüne dair kararına karşı süresi içinde davalı Kurum vekilinin istinaf başvurusunda bulunması ve Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurusunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararı kaldırılarak davanın reddine karar verilmesi ve davacı vekilince temyiz isteminde bulunulması üzerine verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın kabulüne karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı Kurum vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi … tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA
Davacı vekili, müvekkilinin talebine istinaden 01.08.2000 tarihinden geçerli 1479 sayılı Kanun’a göre yaşlılık aylığı bağlandığını, daha sonra yapılan inceleme sonucunda 01.08.1988-31.08.1988 tarihleri arasında 4/I-a kapsamında çalışması olduğu gerekçesi ile çakışan tarım hizmetleri ile 1479 sayılı Kanun’a tabi isteğe bağlı hizmetlerinin, neticeten yaşlılık aylığının iptal edildiğini 108.749,82 TL borç ileri sürerek, davalı Kurumun 21.06.2016 tarihli ve VA 68808225 sayılı işleminin iptaline, davalı Kurum tarafından çıkarılan borcun ve faizlerinin iptaline, davalı Kurum tarafından iptal edilen esnaf ve tarım hizmet sürelerinin ve primlerinin yeniden geçerli sayılmasına, kısmi aylığın tam aylığa çevrilmesine, davalı Kurum tarafından yersiz kesilen bedellerin iadesine karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP
Davalı Kurum vekili, davacının 01.08.1988-31.08.1988 tarihleri arasındaki 4/a kapsamındaki çalışmalarının olması nedeniyle hizmetlerinin güncellendiğinin, 1479 sayılı Kanun’a tabi aylığı iptal edilerek 2926 sayılı Kanun’a göre aylık bağlandığım ileri sürerek davanın reddine karar verilmesini talep ve beyan etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin 04.10.2018 tarih, E.2017/19 K.2018/297 sayılı kararıyla; tüm dosya kapsamı, toplanan deliller, alınan bilirkişi raporu göz önüne alındığında, davacının 01.04.1988-10.08.1998 tarihleri arasında 130 gün, 15.08.1990-13.09.1990 tarihleri arasında 29 gün, 14.08.1991-29.08.1991 tarihleri arasında 11 gün, 04.08.1992- 14.09.1992 tarihleri arasında 35 gün, 02.08.1993-31.08.1993 tarihleri arasında 30 gün, 01.08.1998-31.08.1998 tarihleri arasında 30 gün olmak üzere toplam 265 gün 5510 sayılı Kanun’un 4/I-a bendi kapsamında, 01.08.1985-31.03.1988 arası 960 gün, 11.08.1988-14.08.1990 arası 723 gün, 14.09.1990- 13.08.1991 arası 329 gün, 30.08.1991-03.08.1992 arası 333 gün, 15.09.1992- 01.08.1993 arası 316 gün, 01.09.1993-14.02.1995 arası 523 gün, 31.08.1995-30.06.1997 arası 661 gün olmak üzere toplam 3845 gün 5510 sayılı Kanun’un 4/I-b (4) alt bendi (Bağ-Kur tarım) kapsamında, -15.02.1995-30.08.1995 arası 195 gün zorunlu, 18.07.1997-21.07.2000 arası 03 yıl 03 gün (1083 gün) 1479 isteğe bağlı sigortalı, 25.03.1963-25.03.1965 arası 720 gün askerlik borçlanması olmak üzere toplam 1998 gün 5510 sayılı Kanun’un 4/I-a bendi (Bağ-Kur Esnaf) hizmetinin geçerli sayılması gerektiği, toplam hizmetinin 6108 gün olduğu, davacıya 2829 sayılı Kanun’un 8 inci maddesi gereği 01.08.2000 tarihinden geçerli toplam 6108 gün hizmet süresi üzerinden mülga 1479 sayılı Kanun’a göre yaşlılık aylığı bağlanması gerektiği, … Sosyal Güvenlik İl Müdürlüğünün davacı adına 108.749,82 TL borç çıkarılmasına ilişkin 21.06.2016 tarihli ve 8.808.225 sayılı işleminin iptali gerektiği, davalı Kurum tarafından yersiz ödendiği gerekçesi ile 01.08.2000-25.04.2016 tarihleri arasındaki 1479 sayılı Kanun kapsamındaki aylık tutarlarına ilişkin davacı adına çıkarılan 108.749,82 TL borca ilişkin davacıdan tahsil edilen tutarların davacıya iadesi gerektiği sonuç ve kanaatine varılarak davanın kabulüne karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı kurum vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri
Davalı vekili istinaf dilekçesinde; müvekkili kurum tarafından yapıları işlemlerde kanuna aykırılık bulunmadığını, kurum tarafından yapılan hesaplamada davacının fazla maaş aldığı hususunun tespit edildiğini, davacının 2926 sayılı kanun kapsamında 01.08.1985 14.02.1995 arası 4433 gün ve 1479 sayılı Kanun kapsamında 15.02.1995 30.08.1995 arası zorunlu 18.07.1997 21.07.200 arası 1998 gün isteğe bağlı sigortalılık olmak üzere toplam 5431 gün üzerinden yaşlılık aylığı bağlandığını,ancak davacı hakkında yapılan inceleme sonucunda davacının fasılalı olarak 1988- 31.08.1998 tarihleri arasında 4/a kapsamında çalışmalarının olduğunu ancak davacının tescil ve aylık bağlama işlemlerinde bu çalışmaları beyan etmediğinin tespit edildiğini ve davacının 4/a hizmetleri ile tarım hizmetlerinin birbirine çakıştığının anlaşıldığını, davacı hakkında yapılan araştırmalar neticesinde davacının 01.08.1988 31.08.1998 tarihleri arasında 4/a kapsamında çalışmalarının olması nedeniyle hizmetlerinin güncellendiğini, 1479 sayılı Kanun’a tabi aylığı iptal edilerek 2926 sayılı Kanun’a göre aylık bağlandığını, 01.08.1988 31.081998 tarihleri arasında 4/a kapsamında çalışmalarının olduğunu, ancak davacının tescil ve aylık bağlama işlemlerinde bu çalışmaları beyan etmediğinin tespit edildiğini, davacının kötü niyetli olarak bu durumu gizlediğini, ancak kurum tarafından yapılan araştırma neticesinde davacının 4/a hizmetleri ile tarım hizmetlerinin birbiri ile çakıştığının anlaşıldığını, davacının emekliliği yasaya uygun şekilde olmadığından emekli olduğu tarihten itibaren haksız ve yersiz olarak çekilen aylık ödemesinin kurum tarafından davacıdan talep edilmiş olduğunu, davacının çekmiş olduğu maaş haksız olduğundan kuruma iadesi gerekmekte olup davacının talebinin reddi gerektiğini beyanla kararın kaldırılmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin 21.10.2021 tarih ve E.2020/926, K.2021/1453 sayılı belirtilen kararı ile “Bilirkişi raporunda tarım bağkur hizmetinin 30.06.1997 tarihine kadar geçerli sayılması ile 5510 sayılı Kanun’un Geçici 63 üncü maddesi gereğince 18.07.1997-21.07.2000 tarihleri arasında 1479 sayılı Kanun kapsamında isteğe bağlı sigortalı sayılarak 1479 sayılı Kanun kapsamında toplam 6108 gün hizmetine göre aylık bağlanması gerektiği belirtilmiş ise de bu tespit hatalı olmuştur. Bilirkişinin kabulüne göre 18.07.1997-21.07.2000 tarihleri arasında davacıya 1479 sayılı Kanun kapsamında isteğe bağlı sigortalılık hizmeti verilmesi durumunda bu hizmetinin, zorunlu 506 sayılı Kanun’a tabi hizmeti ile çakıştığı anlaşılmaktadır. Bilirkişinin 5510 sayılı Kanun’un Geçici 63 üncü maddesinin uygulanması gerektiğini tespit etmiş ise de 5510 sayılı Kanun’un Geçici 63 üncü maddesinin Kanun’a 04.04.2015 tarih ve 6645 sayılı Kanun ile eklendiği, tahsis talep tarihi itibariyle yürürlükte bulunmadığı anlaşılmaktadır. 5510 sayılı Kanun’un Geçici 63 üncü maddesi” Kendi adına ve hesabına bağımsız çalışanlarla tarımda kendi adına ve hesabına bağımsız çalışanlardan, Kuruma kayıt ve tescilleri yapıldığı hâlde, bu maddenin yayımlandığı ayın sonu itibarıyla 12 ay ve daha fazla süreye ilişkin prim borcu bulunanların, bu sürelere ilişkin prim borçlarını, bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihi takip eden ay başından itibaren üç ay içinde ödememeleri veya ilgili kanunları uyarınca yapılandırmamaları hâlinde, prim ödemesi bulunan sigortalıların daha önce ödedikleri primlerin tam olarak karşıladığı ayın sonu itibarıyla, prim ödemesi bulunmayan sigortalıların ise tescil tarihi itibarıyla sigortalılığı durdurulur. Durdurulan süreler sigortalılık süresi olarak değerlendirilmez ve bu sürelere ilişkin Kurum alacakları takip edilmeyerek bunlara Kurum alacakları arasında yer verilmez. Sigortalılıkları durdurulanlardan bu Kanunun 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendi kapsamında çalışmaya devam edenlerin sigortalılıkları bu maddenin yayım tarihini takip eden ay başı itibarıyla yeniden başlatılır.Ancak, daha sonra sigortalı ya da hak sahipleri tarafından talep edilmesi hâlinde durdurulan sigortalılık sürelerinin tamamı, talep tarihinde 80 inci maddenin ikinci fıkrasına göre belirlenecek prime esas kazanç tutarı üzerinden borç tutarı hesaplanarak ihya edilir. Hesaplanan borç tutarının tamamını, borcun tebliğ tarihinden itibaren üç ay içinde ödedikleri takdirde, bu süreler sigortalılık süresi olarak değerlendirilir. Tebliğ edilen borç tutarının bu süre içinde tamamen ödenmemesi hâlinde bu süreler sigortalılık süresi olarak değerlendirilmez ve bu madde kapsamında ödenmiş olan tutarlar ilgilinin prim ve prime ilişkin borcunun bulunmaması kaydıyla faizsiz olarak iade edilir. İhya edilerek kazanılan hizmet süreleri borcun ödendiği tarihten itibaren geçerli sayılır.”düzenlemesini içermektedir. Davacının prim borcu nedeniyle sigortalılığının durdurulması durumu söz konusu olmadığından bu yasal düzenlemenin davacı hakkında uygulanması imkanı bulunmamaktadır.

Son 7 yıllık sürede yarıdan fazla hizmet süresinin 2926 sayılı Kanun kapsamında geçtiği belirlendiğinden kurumca davacıya 2926 sayılı Kanun kapsamında aylık bağlanmış olmasında hukuka aykırılık bulunmamaktadır.” gerekçesiyle İlk Derece Mahkemesi kararı kaldırılarak davanın reddine karar verilmiştir.

V. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
1. Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekilinin istinaf başvurusunda bulunulması ve Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurusunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılması ile davanın reddine karar verilmesi üzerine davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

Daire kararında; “Davacı vekili, müvekkilinin talebine istinaden 01.08.2000 tarihinden geçerli 1479 sayılı Kanun’a göre yaşlılık aylığı bağlandığını, daha sonra yapılan inceleme sonucunda 01.08.1988-31.08.1988 tarihleri arasında 4/I-a kapsamında çalışması olduğu gerekçesi ile çakışan tarım hizmetleri ile 1479 sayılı Yasaya tabi isteğe bağlı hizmetlerinin, neticeten yaşlılık aylığının iptal edildiğini 108.749,82 TL borç ileri sürerek, davalı Kurumun 21.06.2016 tarihli ve VA 68808225 sayılı işleminin iptaline, davalı Kurum tarafından çıkarılan borcun ve faizlerinin iptaline, davalı Kurum tarafından iptal edilen esnaf ve tarım hizmet sürelerinin ve primlerinin yeniden geçerli sayılmasına, kısmi aylığın tam aylığa çevrilmesine, davalı Kurum tarafından yersiz kesilen bedellerin iadesine karar verilmesini talep etmiş, davanın kabulüne dair verilen karar Bölge Adliye Mahkemesi tarafından yönetmelik ve kanun hükümlerine atıf yapılarak kaldırılmış ve davanın reddine karar verilmiş ise de verilen kararın hatalı değerlendirmeye dayalı olduğu anlaşılmaktadır.

Uyuşmazlığın esasını, davacının, 01.08.2000 tarihinden itibaren 1479 sayılı Kanun kapsamında bağlanan yaşlılık aylığına esas hizmet sürelerine dahil edilmeyen ve 506 sayılı Kanun kapsamında 01.08.1988-31.08.1988 tarihleri arasında geçen çalışmalarının aynı dönemde 2926 sayılı Kanun kapsamında sigortalılık süreleri bulunması nedeniyle çakışan sigortalılık süreleri iptal edilerek yaşlılık aylığının iptalini gerektirip gerektirmeyeceği noktasında toplanmaktadır.

Davacının 21.07.2000 tarihli tahsis talebine istinaden 25.03.1963-25.03.1965 tarihleri arasında 720 gün askerlik borçlanması, 01.08.1985-14.02.1995 tarihleri arası 3433 gün 2926 sayılı Kanun kapsamında, 15.02.1995-30.08.1995 tarihleri arasında 195 gün 1479 sayılı Kanun kapsamında zorunlu, 18.07.1997-21.07.2000 tarihleri arasında 1479 sayılı Kanun kapsamında isteğe bağlı 1083 gün olmak üzere toplam 5431 gün üzerinden 1479 sayılı Kanun kapsamında yaşlılık aylığı bağlandığı, davalı kurum tarafından bilahare yapılan inceleme neticesinde davacının aylık tahsis talep tarihinde 01.08.1988-31.08.1988 tarihleri arasında fasılalarla 506 sayılı Kanun kapsamında hizmeti bulunduğunun anlaşılması üzerine 506 sayılı Kanun kapsamında hizmeti ile çakışan tarım Bağ-Kur hizmetinin ve 1479 sayılı Kanun kapsamında bağlanan yaşlılık aylığının iptal edildiği, buna göre davacının 01.08.1985 – 31.03.1988, 11.08.1988 – 14.08.1990, 14.09.1990 – 13.08.1991, 30.08.1991 – 03.08.1992, 15.09.1992 – 01.08.1993, 01.09.1993 – 14.02.1995, 31.08.1995 -31.07.1998, 01.09.1998 – 21.07.2000 tarihleri arasında 4914 gün tarım Bağ-Kur hizmeti, 15.02.1995-30.08.1995 tarihleri arasında 1479 sayılı Kanun kapsamında 195 gün zorunlu Esnaf Bağ-Kur hizmeti, 01.04.1988 – 10.08.1988, 15.08.1990 – 13.09.1990, 15.08.1990 – 13.09.1990, 14.08.1991 – 29.08.1991, 04.08.1992 – 14.09.1992, 02.08.1993 – 31.08.1993, 01.08.1998-31.08.1998 tarihleri arasında 265 gün 506 sayılı Kanun kapsamında sigortalılığı, 720 gün askerlik borçlanması kabul edilerek 6094 gün üzerinden 2926 sayılı Kanun kapsamında 01.08.2000 tarihinden itibaren aylık bağlandığı, davacıya iptal edilen aylıkları nedeniyle 108.749,82 TL borç çıkartıldığı, davacının 506 sayılı Kanun kapsamında hizmeti ile çakışan tarım Bağ-Kur hizmetinin kısmen iptali nedeniyle 21.07.2000 tarihli hesap özetinde 15.240.170,00 TL fazla ödemesinin oluştuğu belirlenmiştir.

2926 sayılı Kanun’un 6 ncı maddesinde belirtildiği şekilde çekişmeli dönemde 506 sayılı Kanun kapsamında SSK sigortalılığı ya da 1479 sayılı Kanun kapsamında zorunlu Bağ-Kur sigortalılığı varsa ve bu sigortalılık süresi makul süreyi aşmışsa, …nun 14.02.2007 gün, 2007/21-73-71 sayılı ve 14.03.2012 gün, 2011/10-804-152 sayılı kararları göz önünde bulundurularak sigortalılığın sona erdiği olgusu da dikkate alınması gerekmektedir.

Somut olaya dönüldüğünde, davacıya 1479 sayılı Kanun kapsamında yaşlılık aylığı bağlanırken dikkate alınmayan ve 506 sayılı Kanun kapsamında geçen sigortalı çalışmalarına ilişkin 01.08.1988 – 31.08.1988 tarihleri arasında bildirilen 10 günlük sürenin yukarıda belirtilen Hukuk Genel Kurulu kararında belirtildiği üzere makul süre olarak değerlendirilmesi gerekmekte olup yaşlılık aylığına esas her iki sigortalılık geçerli olduğundan kurum işlemi hatalıdır. İlk Derece Mahkemesi tarafından davanın kabulüne dair verilen kararın Bölge Adliye Mahkemesi tarafından ortadan kaldırılması suretiyle davanın reddine karar verilmiş olması hukuka uygun olmayıp davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken eldeki davada uygulanması mümkün olmayan kanun hükümlerine yer verilerek davanın reddi hatalıdır.

Bölge Adliye Mahkemesince, bu maddi ve hukuki olgular göz ardı edilerek eksik araştırma ve inceleme sonucu yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde hüküm kurulması, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedeni” olduğu gerekçesiyle söz konusu karar bozulmuştur.

B.Bölge Adliye Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile incelenen dava dilekçesi, davaya verilen cevap, SGK kayıtları, bilirkişi raporu ve Yargıtay bozma ilamında belirtilen hususlar dikkate alınarak; davacıya 1479 sayılı Kanun kapsamında yaşlılık aylığı bağlanırken dikkate alınmayan ve 506 sayılı Kanun kapsamında geçen sigortalı çalışmalarına ilişkin 01.08.1988-31.08.1988 tarihleri arasında bildirilen 10 günlük sürenin makul süre olarak değerlendirilmesi gerektiği gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.

VI. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı Kurum vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri
Davalı Kurum vekili, kararın hatalı değerlendirmeye dayalı olduğunu beyanla Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dava, 01.08.1988-31.08.1988 tarihleri arasındaki 4/a kapsamındaki çalışmalarının olması nedeniyle hizmetlerinin güncellendiğinin, 1479 sayılı Kanun’a tabi aylığı iptal edilerek 2926 sayılı Kanun’a göre aylık bağlanması nedeniyle kurum işleminin iptali, davalı Kurum tarafından iptal edilen 2926 ve 1479 sayılı Kanun kapsamında geçen çalışmalarına ilişkin hizmet sürelerinin tespiti ve aylıktan yapılan kesintilerin iadesi istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri ile 2926 sayılı Kanun’un 6’ncı maddesi.

3. Değerlendirme
1. Temyiz olunan nihai kararların bozulması 6100 sayılı Kanun’un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Temyizen incelenen Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine hukukça imkân bulunmadığı anlaşılmakla; temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VII. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Davalı kurum vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,

Dosyanın Bölge Adliye Mahkemesine, kararın bir örneğinin İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine,

14.09.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.