YARGITAY KARARI
DAİRE : 10. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2023/7851
KARAR NO : 2023/9897
KARAR TARİHİ : 18.10.2023
MAHKEMESİ : … Bölge Adliye Mahkemesi 7. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/2491 E., 2023/146 K.
HÜKÜM/KARAR : Esastan reddine
İLK DERECE MAHKEMESİ : Dörtyol 1. İş Mahkemesi
SAYISI : 2019/258 E., 2022/71 K.
Taraflar arasındaki meslek hastalığının ve meslek hastalığı nedeniyle meslekte kazanma gücü kaybı oranının tespiti istemi davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.
Kararın davalılar vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalılar vekilleri tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi … tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili, müvekkillerinin murisi …’ın 1995 yılından 2012 yılının 3 üncü ayına kadar … Müdürlüğü ünitesinde çalıştığını, çalıştığı ortamın gazlı ve tozlu olup çalışması esnasında akciğer rahatsızlığı, kalp yetmezliği gibi rahatsızlıkların meydana geldiğini, … Devlet Hastanesi tarafından hazırlanan raporda %75 oranında maluliyetinin olduğunun tespit edildiğini, meslek hastalığının tespiti için SGK’ya başvurulduğunu ancak solunum cihazına bağlılık nedeniyle sevkinin gerçekleştirilemediğini, ölümünden sonra mirasçılarının SGK’ya başvuru yaptığını, fakat SGK tarafından başvuruya olumlu yönde cevap verilmediğini beyanla meslek hastalığı ve maluliyet oranının tespitine dair davanın kabulüne karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
1.Davalı … vekili cevap dilekçesinde; davanın reddinin gerektiğini, daha öncesinde başka iş yerlerinde çalışmasının bulunduğunu, meslek hastalığının mevcut olmadığını, müteveffanın kendi isteğiyle emekli olarak iş yerinden ayrıldığını beyanla davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
2.Davalı Kurum vekili cevap dilekçesinde; açılan davanın haksız ve mesnetsiz olup reddinin gerektiğini, 5510 sayılı Kanun 14 ve 4 üncü maddeleri gereğince meslek hastalığının Kurum sağlık kurullarınca değerlendirilebileceğini, müteveffanın sevk edilmek üzere çağrıldığını, ancak müracaat edilmediğini, meslek hastalığının tespitine dair prosedürün müteveffa ve davacılar tarafından tatbik edilmediğini, davanın açılmasına sebebiyet verilmediğini beyanla davanın reddini talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile “… Şehir Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nin düzenlediği raporda müteveffanın çalışmış olduğu birimdeki çalışma süresi, maruz kalabileceği maddelerin söz konusu hastalığa etkisi, hastalığının işe başlamasında sonra gerçekleşmesi hususları gözetilerek müteveffanın hastalığının mesleksel maruziyetler sonucunda geliştiği yönünde rapor tanzim edilmiş, … Şehir Eğitim ve Araştırma Hastanesi ve ATK Genel Kurulunun 05.10.2017 tarihli raporu birlikte değerlendirildiğinde müteveffanın meslek hastalığına tutulduğu anlaşılmış, … Şehir Eğitim ve Araştırma Hastanesi raporunda maluliyet oranı hesaplaması SGK tarafından meslek hastalığı kararı alındıktan sonra yapılmakta olduğu belirtilerek müteveffanın maluliyet oranı hesaplanamadığı bildirilmiş, davacılar vekilinin müteveffanın meslek hastalığı için Kuruma başvurusu üzerine … SGM’nin 27.12.2013 tarih 3160642215/204/5017520 sayılı cevap yazısında ölen sigortalıların ölümünün iş kazası veya meslek hastalığı sonucu olup olmadığına ilişkin usul ve esasları kapsar hükmü uyarınca sağlığında meslek hastalığı tespit edilen ve en az %10 MKGAO tespit edilen sigortalılar hakkında değerlendirme yapılacağı belirtildiği, bu hususta davacı vekili tarafından Kuruma başvuruya rağmen müteveffanın meslek hastalığı ve maluliyet tespiti hususunda Kurum tarafından bir karar alınmadığı anlaşılmış, bu sebeple maluliyet oranı açısından ATK Genel Kurulunun 05.10.2017 tarihli raporu esas alınmış, rapora göre müteveffanın %69 meslekte kazanma gücünü kaybettiği” gerekçesi ile davanın kabulüne, davacılar murisi … T.C. Kimlik numaralı müteveffa …’ın İSDEMİR’de çalışırken meslek hastalığına yakalandığının, 28.04.2011 tarihinden itibaren meslekte kazanma gücü kayıp oranın %69 olduğunun tespitine, karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
1.Davalı Kurum vekili istinaf dilekçesinde: davacı … muris eşi …’ın diğer davalı …Ş. unvanlı iş yerinde 1995 yılından 2012 yılı 3 üncü aya kadar çalıştığı, çalışma süresince kireç, demir, kömür tozu ve üretimde çıkan gazlara maruz kalması nedeniyle meslek hastalığına yakalandığı iddiasıyla meslek hastalığının ve maluliyet oranının tespiti talebiyle dava açtıklarını, dava dilekçesinde yer almayan kişiler yönünden tavzih kararı ile …, … ve …’ın davacı olarak kabul edilmesinin hukuki dayanağının bulunmadığını, Yerel Mahkeme kararına dayanak Adli Tıp Genel Kurulunun eksik incelemeyle rapor düzenlediğini, Adli Tıp Genel Kurulu raporuna itirazları değerlendirilmeden hüküm kurulduğunu, tüm bu sebeplerden dolayı Yerel Mahkeme tarafından verilen kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
2.Davalı … ve Çelik A.Ş. vekili istinaf dilekçesinde: Yerel Mahkeme tarafından verilen kararın usul ve yasaya aykırı olup kaldırılmasının gerektiğini, belirtmek gerekir ki iş bu davada meslek hastalığı tespitine ilişkin müteveffanın çalıştığı dönemde veya emekli olduktan sonra meslek hastalığının tespiti konusunda gerekli yolları izlediğine, bu konuda gerekli mercilerin incelemesinden geçip gerekli raporları aldığına, tespitleri yaptırdığına dair bir belgenin bulunmadığını, müteveffanın ölüm nedeni, ölüm nedeniyle iddia ettiği hastalıklar arasında illiyet bağı olup olmadığı, hastalığın nedenleri ve meslek hastalığı olup olmadığı, öyleyse meslek hastalığına çalıştığı işten dolayı tutulup tutulmadığı, maluliyet oranı ve diğer hususların ortaya konulmadığını, bir şahıs hayatta iken yukarıdaki hususlar ortaya konmamışken vefatından sonra bu hususların belirlenmesinin mümkün olmadığını, bozma sonrası eğitim ve araştırma hastanelerinden alınan raporlarda da, müteveffanın ölüm nedeni, ölüm nedeniyle iddia ettiği hastalıklar arasında illiyet bağı olup olmadığı, hastalığın nedenleri ve meslek hastalığı olup olmadığı, öyleyse meslek hastalığına çalıştığı işten dolayı tutulup tutulmadığı konularının belirlenemeyeceği sabit olmasına rağmen Yerel Mahkemece bozma sonrası alınan raporlar dikkate alınmaksızın bozma öncesi alınan ATK Genel Kurulunun 05.10.2017 tarihli raporunun hükme esas alınmasının hatalı olup, kabul edilmesinin mümkün olmadığını, tüm bu sebeplerden dolayı yerel Mahkeme tarafından verilen kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile “… Şehir Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nin düzenlediği raporda müteveffanın çalışmış olduğu birimdeki çalışma süresi, maruz kalabileceği maddelerin söz konusu hastalığa etkisi, hastalığının işe başlamasında sonra gerçekleşmesi hususları gözetilerek müteveffanın hastalığının mesleksel maruziyetler sonucunda geliştiği yönünde rapor tanzim edilmiş, … Şehir Eğitim ve Araştırma Hastanesi ve ATK Genel Kurulunun 05.10.2017 tarihli raporu birlikte değerlendirildiğinde müteveffanın meslek hastalığına tutulduğu anlaşılmış, … Şehir Eğitim ve Araştırma Hastanesi raporunda maluliyet oranı hesaplaması SGK tarafından meslek hastalığı kararı alındıktan sonra yapılmakta olduğu belirtilerek müteveffanın maluliyet oranı hesaplanamadığı bildirilmiş, davacılar vekilinin müteveffanın meslek hastalığı için Kuruma başvurusu üzerine … SGM’nin 27.12.2013 tarih 3160642215/204/5017520 sayılı cevap yazısında ölen sigortalıların ölümünün iş kazası veya meslek hastalığı sonucu olup olmadığına ilişkin usul ve esasları kapsar hükmü uyarınca sağlığında meslek hastalığı tespit edilen ve en az % 10 MKGAO tespit edilen sigortalılar hakkında değerlendirme yapılacağının belirtildiği, bu hususta davacı vekili tarafından Kuruma başvuruya rağmen müteveffanın meslek hastalığı ve maluliyet tespiti hususunda Kurum tarafından bir karar alınmadığı anlaşılmış olup Mahkemece davacıların murisinin maluliyet oranı açısından ATK Genel Kurulunun 05.10.2017 tarihli raporun esas alınması ve davacıların murisinin meslek hastalığı nedeniyle % 69 meslekte kazanma gücünü kaybettiğine ilişkin hükmünün yerine olduğu,” gerekçesi ile istinaf istemlerinin ayrı ayrı esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalılar vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
1.Davalı Kurum vekili; Kurum işlemlerinin usul ve kanuna uygun olduğunu, rapora itirazlarının değerlendirilmediğini belirterek kararın bozulmasını istemiştir.
2. Davalı … ve Çelik A.Ş. vekili; davacılar murisinin meslek hastalığına tutulup tutulmadığı, ölüm ile meslek hastalığı arasında illiyet bağının bulunup bulunmadığının itirazlarına rağmen araştırılmadığını belirterek istinaf gerekçeleri ile kararı temyiz etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, meslek hastalığının ve meslek hastalığı nedeniyle meslekte kazanma gücü kaybı oranının tespiti istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1-6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.
2- 5510 sayılı Kanun’un 14 üncü maddesinde; “Meslek hastalığı, sigortalının çalıştığı veya yaptığı işin niteliğinden dolayı tekrarlanan bir sebeple veya işin yürütüm şartları yüzünden uğradığı geçici veya sürekli hastalık, bedensel veya ruhsal engellilik halleridir.
Sigortalının çalıştığı işten dolayı meslek hastalığına tutulduğunun;
a)Kurumca yetkilendirilen sağlık hizmet sunucuları tarafından usulüne uygun olarak düzenlenen sağlık kurulu raporu ve dayanağı tıbbi belgelerin incelenmesi,
b)Kurumca gerekli görüldüğü hallerde, işyerindeki çalışma şartlarını ve buna bağlı tıbbi sonuçlarını ortaya koyan denetim raporları ve gerekli diğer belgelerin incelenmesi, sonucu Kurum Sağlık Kurulu tarafından tespit edilmesi zorunludur.
Meslek hastalığı, işten ayrıldıktan sonra meydana çıkmış ve sigortalı olarak çalıştığı işten kaynaklanmış ise, sigortalının bu Kanunla sağlanan haklardan yararlanabilmesi için, eski işinden fiilen ayrılmasıyla hastalığın meydana çıkması arasında bu hastalık için Kurum tarafından çıkarılacak yönetmelikte belirtilen süreden daha uzun bir zamanın geçmemiş olması şarttır. Bu durumdaki kişiler, gerekli belgelerle Kuruma müracaat edebilirler. Herhangi bir meslek hastalığının klinik ve laboratuvar bulgularıyla belirlendiği ve meslek hastalığına yol açan etkenin işyerindeki inceleme sonunda tespit edildiği hallerde, meslek hastalıkları listesindeki yükümlülük süresi aşılmış olsa bile, söz konusu hastalık Kurumun veya ilgilinin başvurusu üzerine Sosyal Sigorta Yüksek Sağlık Kurulunun onayı ile meslek hastalığı sayılabilir. Meslek hastalığının 4 üncü maddenin birinci fıkrasının;
a) (a) bendi ile 5 inci madde kapsamında bulunan sigortalılar bakımından, sigortalının meslek hastalığına tutulduğunu öğrenen veya bu durum kendisine bildirilen işveren tarafından,
b) (b) bendi kapsamındaki sigortalı bakımından ise kendisi tarafından,
Bu durumun öğrenildiği günden başlayarak üç iş günü içinde, iş kazası ve meslek hastalığı bildirgesi ile Kuruma bildirilmesi zorunludur. Bu yükümlülüğü yerine getirmeyen veya yazılı olarak bildirilen hususları kasten eksik ya da yanlış bildiren işverene veya 4 üncü maddenin birinci fıkrasının (b) bendi kapsamındaki sigortalıya, Kurumca bu durum için yapılmış bulunan masraflar ile ödenmişse geçici iş göremezlik ödenekleri rücu edilir.
Meslek hastalığı ile ilgili bildirimler üzerine gerekli soruşturmalar, Kurumun denetim ve kontrol ile yetkilendirilen memurları tarafından veya Bakanlık iş müfettişleri vasıtasıyla yaptırılabilir.
Hangi hallerin meslek hastalığı sayılacağı, iş kazası ve meslek hastalığı bildirgesinin şekli ve içeriği, verilme usulü ile bu maddenin uygulanmasına ilişkin diğer usul ve esaslar, Kurum tarafından çıkarılacak yönetmelikte düzenlenir. Yönetmelikte belirlenmiş hastalıklar dışında herhangi bir hastalığın meslek hastalığı sayılıp sayılmaması hususunda çıkabilecek uyuşmazlıklar, Sosyal Sigorta Yüksek Sağlık Kurulunca karara bağlanır.” hükümlerine yer verilmiştir.
3-Diğer taraftan, 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu’nun 58 inci ve 95 inci maddesinde meslekte kazanma gücü ve malûl sayılmayı gerektirecek hastalık veya arızanın bulunup bulunmadığının tespitinde izlenecek yol açıklanmıştır. Buna göre, Kurum sağlık tesisleri tarafından raporlara dayanılarak verilen kararlara karşı ilgililerin S.S. Yüksek Sağlık Kurulu’na itiraz hakları mevcuttur. Söz konusu kurulun raporlarının Kurumu bağlayacağı diğer ilgililer yönünden bağlayıcı olmayıp, Adli Tıp Başkanlığı veya tıp fakültelerinin ilgili ana bilim dalı konseylerinden Sosyal Sigorta Sağlık İşlemleri Tüzüğü çerçevesinde inceleme ve araştırma yapılmasını isteyebilecekleri 28.06.1976 tarih ve 6/4 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulu kararının gereğidir. Öte yandan; Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 17.02.2010 gün ve 2010/21-60 Esas, 2010/90 Karar sayılı ilamı ile 06.10.2010 gün ve 2010/10-390 Esas, 2010/448 Karar sayılı ilamların da belirtildiği üzere Adli Tıp Kurumu Başkanlığının ilgili ihtisas kurulu ile üniversitelerin tıp fakülteleri ilgili bilim dalı başkanlıklarınca ya da S.S. Yüksek Sağlık Kurulunca düzenlenen raporlar arasında çelişkinin mevcut olması halinde, çelişkinin Adlî Tıp Kurumu Başkanlığı Adli Tıp Üst Kurulu tarafından giderilerek, sigortalının sürekli iş göremezlik oranı ve başlangıç tarihi kesin olarak karara bağlanması da zorunludur.
3. Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun’un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı taraf vekillerinin temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler ve özellikle, ATK raporları, hastane kayıtları ile dosyada yer alan tüm bilgi ve belgelerin incelenmesinde kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte
görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun’un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin ilgiliden alınmasına,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
18.10.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.