YARGITAY KARARI
DAİRE : 10. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2023/7279
KARAR NO : 2023/7793
KARAR TARİHİ : 12.07.2023
MAHKEMESİ : … Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/2622 E., 2023/462 K.
KARAR : Red
İLK DERECE MAHKEMESİ : … 6. İş Mahkemesi
SAYISI : 2021/115 E., 2022/359 K.
Taraflar arasındaki sigorta başlangıcının tespiti davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.
Kararın davalı Kurum vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının kaldırılarak davanın reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi … tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde, davacının…’na ait…icil numaralı iş yerinde 01.12.1989 tarihinde çalışmaya başladığını ancak anılan tarihin sigortalılık başlangıç tarihi olarak kabul edilmediğini ileri sürerek davacının işe ilk giriş tarihinin 01.12.1989 olduğunun tespitine karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı SGK vekili cevap dilekçesinde,davanın reddini talep etmiştir. .
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davanın kabulü ile Davanın kabulü ile; davacı …’nun dava dışı … na ait 66269.16 iş yeri sicil numaralı iş yerinde 01.12.1989 tarihinde fiilen çalıştığının, sigortalılık başlangıç tarihinin 18 yaşını doldurduğu 02.07.1992 tarihi olduğunun ve 01.12.1989 tarihli 1 günlük çalışmanın hizmet süresine eklenmesi gerektiğinin tespitine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı SGK vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davalı Kurum vekili, davanın hak düşürücü süre içinde açılmadığını, dava açılmadan önce Kuruma başvuru yapılmadığını, bu nedenlerle davanın reddine karar verilmesi gerektiğini ayrıca Kurumun harçtan muaf bulunduğunu, davacının yaptığı toplam yargılama gideri 786,00 TL olmasına rağmen Kurum aleyhine 845,30 TL yargılama giderine hükmedilmesinin de hatalı olduğunu belirterek kararı istinaf etmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile “…Somut olayda; davacı ile onun hakkında 01.12.1989 tarihli işe giriş bildirgesi veren 66269 sicil numaralı iş yeri sahib… arasında baba-oğul ilişkisinin bulunması ve davacının tespiti istenen tarihte 15 yaşını birkaç ay önce doldurmuş olması, “soğuk demir atölyesi” mahiyetli iş yerinde yapılan işin niteliği ve ağırlığı, tespiti istenilen tarihten yaklaşık 1,5 yıl sonra çıraklık eğitim merkezi tarafından davacı adına 01.10.1991 tarihli işe giriş bildirgesi verilmesi hep birlikte değerlendirildiğinde; davacının üretime bilfiil katılmadığı, babasına yardım etmek, meslek ve sanat öğrenmek için iş yerine gittiği açıktır. Adına çıraklık eğitim merkezi tarafından 01.10.1991 tarihli işe giriş bildirgesi verilmiş olan davacının, bu tarihten yaklaşık 2 yıl kadar önce, üstelik babasına ait “soğuk demir atölyesi” iş yerinde hizmet akdi ilişkisine dayalı olarak çalıştığını kabul etmenin hayatın olağan akışına aykırı olduğu…” gerekçesiyle davalı SGK vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının kaldırılarak davanın reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı vekili, davacının bahsi geçen iş yerinde fiilen çalıştığı ve yaklaşık bir sene sonra tek başına her işi yapabilecek usta durumuna geldiğinin dinlenen tanık beyanları ile sabit olduğunu,işe giriş bildirgesindeki imzanın davacıya ait olduğunun tespit edlidiğini ve davacının işi bildiği halde sırf çıraklık belgesi almak için çıraklık eğitim merkezine başvurduğunu belirterek kararın temyizen bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık 01.12.1989 tarihinin sigorta başlangıç tarihi olduğunun tespiti istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1.6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.
2. 506 sayılı Sosyal Sigortalar Kanunun 2’inci, 3/II-B, 6’ncı, 108’inci, 2089 sayılı Çırak Kalfa ve Ustalık Kanunu’nun 4 üncü, 5 inci, 16 ıncı maddesi, 3308 sayılı Çıraklık ve Meslek Eğitimi Kanunu’nun 10 uncu maddesi, 14 üncü maddesi, Geçici 4 üncü maddesi hükümleridir.
506 sayılı Kanun’un 108 inci maddesi gereğince sigortalılık başlangıç tarihinin belirlenmesine ilişkin açılan her dava, sigortalılığın saptanması istemini de içerdiğinden, aynı Kanunun 79 uncu maddesinin 10 uncu fıkrası kapsamında bir günlük çalışmanın belirlenmesi davasıdır. Bu nedenle hizmet tespiti davalarındaki kanıtlama yöntem ve ilkeleri benimsenip uygulanmalı, başka bir anlatımla, sigortalılıktan söz edilebilmesi için, çalışmanın varlığı, hizmet tespiti davaları yönünden kabul edilen yöntem ve ilkelere uygun biçimde saptanmalıdır.
506 sayılı Kanun’un 2 nci maddesine göre sigortalılık niteliği, hizmet akdinin kurulması ve 6 ncı madde gereğince çalışmaya başlanması ile edinilir. “Sigortalı Sayılmayanlar” başlıklı 3/II-B maddesinde; “Özel kanunda tarifi ve nitelikleri belirtilen çıraklar hakkında, çıraklık devresi sayılan süre içinde analık, malullük, yaşlılık ve ölüm sigortaları ile bu Kanunun 35 inci maddesi hükümleri uygulanmaz.” hükmü öngörülmüştür.
Öte yandan aynı Kanunun 3/II-B maddesinde, özel kanunda tarifi ve nitelikleri belirtilen çıraklar hakkında, çıraklık devresi sayılan süre içinde analık, malûllük, yaşlılık ve ölüm sigortaları ile bu kanunun 35’inci maddesi hükümlerinin uygulanmayacağı belirtilmiştir. Bu kapsamda; sigortalı ile işveren arasındaki hukuki ilişkinin niteliği ve sigortalının çırak olup olmadığı belirlenirken çalışma ilişkisi irdelenmeli, çıraklık sözleşmesinde akdi ilişkinin üstün niteliğinin çalışma yerine sigortalıya bir meslek ve sanatın öğretilmesi olduğu hususu gözetilmeli, sigortalının iş yerinde üretimle ilgili çalışmalara eylemli olarak katılması ve meslek ve sanat eğitiminin ikinci plânda tutulması, bir başka anlatımla sigortalının emeğiyle iş yeri ve işverene katkıda bulunması durumlarında çıraklık ilişkisinin söz konusu olamayacağı benimsenmelidir.
Uyuşmazlık konusu dönemde yürürlükte bulunan ve 05.07.1977 tarihli Resmi Gazetede yayınlanan 2089 sayılı Çırak Kalfa ve Ustalık Yasasının 4 üncü maddesi çırağı, “Bu Kanuna tabi bir sanatı, o sanat için düzenlenen teorik ve pratik öğrenim programına göre o iş yerinde öğrenmek amacı ile bir çıraklık sözleşmesi ile bir işyeri sahibinin hizmetine giren kimse…” olarak tanımlamıştır. Kanunun 5 inci maddesine göre çırak olabilmek için 12 yaşından küçük, 18 yaşından büyük olmamak gerekir. Kanun’un 16. maddesinde ise, işyeri sahibi veya temsilcisinin çırak adayını çalıştırmağa başlamadan önce velisi veya Kanuni mümessili ile üç örnek yazılı bir çıraklık sözleşmesi yapmaya mecbur olduğu, 20 maddesinde, sözleşmenin bir örneğinin Mahalli Çıraklık Eğitim Komitesine, derneğe kayıtlı ise ilgili derneğe veya odaya vermek ve sicil numarasını alarak sözleşmeye yazmak zorunda olduğu öngörülmüştür.
19.06.1986 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanan 3308 sayılı Çıraklık ve Meslek Eğitimi Kanunu’nun 10 uncu maddesinde, çırak olabilmek için 13 yaşını doldurmuş, 19 yaşından gün almamış olmak, en az ilkokul mezunu olmak, bünyesi ve sağlık durumu gireceği mesleğin gerektirdiği işleri yapmaya uygun olmak koşullarına yer verilip, 14 üncü maddesinde, çıraklık süresinin 3-4 yıl olduğu ve bu sürenin mesleklerin özelliğine göre ilgili kuruluşların görüşü alınarak Bakanlıkça belirleneceği kesintisiz olarak devam edeceği, Geçici 4 üncü maddesinde ise Kanunun 25 inci maddesine göre sigorta primlerinin ödenmesine bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihi takip eden mali yıl başından itibaren başlanacağı, bu tarihe kadar olan sürede primlerin işyeri sahiplerince ödenmesine devam edileceği düzenlemesi yer almaktadır.
Çıraklık sözleşmesinde, akdi ilişkinin üstün niteliği çalışma olgusu değil, sigortalıya bir meslek ve sanatın öğretilmesidir. Ancak çırak, işyerinde üretimle ilgili çalışmalara bilfiil katılıyor, meslek ve sanat eğitimi arka planda tutuluyorsa, bu durumda çıraklık ilişkisinden söz edilemeyecektir.
Sözü edilen öğrencilerin sigortalı sayılmamaları, “tatbiki mahiyetteki yapım ve üretim işleri” nin gördükleri öğrenimin doğal bir gereği olmasından ötürüdür. Bir başka anlatımla, bu işler -SSK anlamında sigortalı işçilerin gördükleri iş görünümünde bulunsalar bile- belirgin olarak öğrenim çevresine girmektedir. Bu bakımdan, bu gibi durumlarda, esasen bir hizmet akdinin varlığından söz edilemeyeceği için sigortalılık niteliği edinme hali de söz konusu değildir (Mustafa Çenberci, Sosyal Sigortalar Kanunu Şerhi; …, 1977 Baskı, s;130).
3. Değerlendirme
1.Bu açıklamalar ışığı altında inceleme konusu dava değerlendirildiğinde, Bölge Adliye Mahkemesince, davacı ile işverenin baba-oğul olduğu,iş yerinin mahiyetinin “soğuk demir atölyesi” olduğu, davacının dava konusu ettiği tarihte 15 yaşında olduğu ve davacının dava konusu işe giriş bildirgesinden 1,5 yıl sonra bu defa çıraklık eğitim merkezi tarafından adına 01/10/1991 tarihli işe giriş bildirgesi verilmesi hususu birlikte değerlendirilerek davacının üretime bilfiil katılmadığı, babasına yardım etmek, meslek ve sanat öğrenmek için iş yerine gittiği gerekçesiyle davanın reddine dair verilen kararın eksik inceleme sonucu verildiği açıktır.
Somut olayda,davacının 01.07.1974 doğumlu olduğu, babası …na ait 0066269.016 sicil numaralı iş yerinde 01.12.1989 tarihinde çalışmaya başladığına ilişkin işe giriş bildirgesinin 29.12.1989 tarihinde davalı Kuruma intikal ettirildiği ve Kurumun da bunun üzerine davacıya … SSK sigortalı sicil numarası verdiği, 18.08.2022 tarihli grafoloji bilirkişi raporunda; işe giriş bildirgesindeki imzanın, davacının eli ürünü olduğunun bildirildiği, anılan iş yerinin “soğuk demir atölyesi” mahiyetli olduğu ve 01.05.1984-31.12.1997 tarihleri arasında kanun kapsamında bulunduğu, 1989 ve 1990 yılları dönem bordrolarında kayıtlı çalışan olmadığı, davacı adına yukarıda anılan sigortalı sicil numarası kullanılarak çıraklık eğitim merkezi tarafından 01.10.1991 tarihli işe giriş bildirgesi de verildiği, 31.10.1991-23.09.1994 tarihleri arasında çıraklık eğitim merkezinde metal işleri alanı/soğuk demircilik meslek alanında eğitim görerek 23.09.1994 tarihinde kalfalık belgesi aldığı,anlaşılmaktadır.
Mahkemece davacı ile dava dışı iş verenin baba-oğul olduğu ve dava konusu işe giriş bildirgesinin verilmesinden 1,5 yıl sonra çıraklık eğitim merkezinden de işe giriş bildirgesinin olduğu ve çıraklık eğitimi aldığı yönündeki yetersiz gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş olması hatalıdır. Buna göre Mahkemece, soğuk demir atölyesi mahiyetli dava dışı iş yerinde davacının tam olarak hangi işleri yaptığı, davacının yaptığı işlerin üretimin bir parçası olup olmadığı, soğuk demir atölyesinde yapılan işlerin davacının talep konusu dönemde yaşı itibariyle yapabileceği işlerden olup olmadığı, bu işleri yapma hususunda fiziksel ve psikolojik yetkinliğinin olup olmadığı, bu işi yapmayı bu yaşta öğrenip öğrenemeyeceği, bu noktada yapılan bu işlerin iş yerindek, üretime doğrudan katkısının olup olmadığı değerlendirilmek suretiyle yukarıda belirtilen bu hususların iş yerinde dava döneminde çalışan tanıkların tekrar dinlenmek suretiyle açıklığa kavuşturulması, yukarıda belirtilen davacının mesleki eğitim merkezi müdürlüğü nezdinde üç yıl soğuk demircilik eğitimi aldığı ve 23.09.1994 tarihinde kalfalık belgesi almış olduğu hususu da değerlendirilmek suretiyle, iş yerindeki çalışmasının meslek ve sanat öğrenimine yönelik mi yoksa üretime yönelik mi olduğu tespit edilmeli, varılacak sonuç uyarınca bir karar verilmelidir.
2. Açıklanan bu maddi ve hukuki olgular göz önünde bulundurulmaksızın, mahkemece eksik inceleme ve araştırma sonucu hüküm verilmesi, usul ve Yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeple
Temyiz olunan, Bölge Adliye Mahkemesi kararının BOZULMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz karar harcının temyiz eden ilgiliden alınmasına,
Dosyanın kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
12.07.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.