YARGITAY KARARI
DAİRE : 10. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2023/7239
KARAR NO : 2023/7469
KARAR TARİHİ : 04.07.2023
MAHKEMESİ : … Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2021/2058 E., 2023/737 K.
KARAR : Kısmen Kabul
İLK DERECE MAHKEMESİ : … 41. İş Mahkemesi
SAYISI : 2019/11 E., 2021/18 K.
Taraflar arasındaki 5434 sayılı Kanun kapsamında hak kazanılan fiili hizmet zammı süresinin dikkate alınarak, 01.05.2018 tarihi itibari ile yaşlılık aylığına hak kazandığının tespiti ve aylıkların davalı Kurumdan yasal faizi ile birlikte tahsili davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine, ilişkin karar verilmiştir.
Kararın davacı vekili tarafından tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince davacı vekilinin istinaf isteminin kabulü ile kararın kaldırılmasına ve davanın kısmen kabulüne dair karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı … vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi … tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; 01.10.1990-15.03.2010 tarihleri arasında Türk Hava Kuvvetleri’nde muvazzaf pilot subay olarak görevde bulunduğu, 05.07.2010 tarihinde özel bir hava şirketinde pilot olarak çalışmaya başladığı, 09.05.2017 tarihinde davalı Kurum nezdinde emeklilik tahsis müracaatında bulunabilmek için hizmet günlerinin toplanması, fiili hizmet zamlarının işe giriş ve yaş haddinden indirilmesi suretiyle emekliliğe hak kazanılması için gerekli koşulları bildirmesi ve emeklilik tahsis işlemleri için başvuruda bulunduğu, davalı Kurum tarafından 12.07.2017 tarihli cevabi yazı ile 14.03.2024 tarihinde yaşını dolduracağı gerekçesiyle talebinin reddedildiği, Kurum işleminin hatalı olduğu, 3 yıl 10 ay 15 gün fiili hizmet zammı süresi ile ilk sigortalılık tarihinin 16.11.1986 olarak belirlenmesi gerektiği, 506 sayılı Kanun’un geçici 81 inci maddesi B-f bendi uyarınca 49 yaşını doldurması suretiyle emekli olabileceği, 04.03.1973 doğum tarihli olup 506 sayılı Kanun’un ek 39 uncu maddesi gereğince fiili hizmet zammı süresinin de mahsubu ile bundan sonra emekliliğe hak kazanma yaşına ulaştığı, buna göre emekliliğe hak kazanılan tarihin 29.04.2018 olduğu, bu tarihi takip eden ilk aybaşı olan 01.05.2018 tarihinde tüm koşulların gerçekleşmiş olacağı belirtilerek; fiili hizmet zammı sürelerinin yaştan ve işe başlangıç tarihinden mahsubu ile yaşlılık aylığı almaya hak kazandığı 29.04.2018 tarihini takip eden aybaşı olan 01.05.2018 itibari ile emekliliğe hak kazandığının tespitine, 01.05.2018 tarihi itibari ile emeklilik aylığının bağlanması, hak edilen emekli aylıklarının ve aylıkların hak ediş tarihlerinden itibaren işleyecek yasal faizin birlikte ödenmesine, bu tarihten sonra işveren tarafından bildirilen tüm sigorta kollarına tabi hizmetlerin SGK destek primi olarak dönüştürülerek emekli aylığının, yaşlılık aylığının kesilmeksizin ödenmesine devam edilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
II.CEVAP
Davalı SGK vekili, davacı hakkında fiili hizmet zammı süresinin talep edildiği şekilde uygulanmasının usul ve yasaya aykırı olacağını, aksine bir uygulamanın da yine yanlış olacağını fiil i hizmet zammı süresinin yaş haddinden indirilmesinin mümkün olmadığını bu nedenle davanın reddi gerektiğini belirterek, davanın reddine karar verilmesi talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; “…Davanın yasal dayanağını oluşturan 4447 sayılı Kanun’un 17 nci maddesi ile 506 sayılı Sosyal Sigortalar Kanununa eklenen ve 4759 sayılı Kanun’un 3 üncü maddesi ile (B ve C) bentlerinde yeniden düzenleme yapılan Geçici 81. Maddeleri göz önünde bulundurulduğunda, davacının ilk sigortalılık başlangıç tarihi 15.03.1991 olduğu, 23.5.2002 tarihi itibariyle 11 yıl 02 ay 08 gün sigortalılık süresi, 3 yıl 10 ay 15 gün fiili hizmet zammının eklenmesi ile 15 yıl 23 gün sigortalılık süresinin bulunduğu tespit edilmektedir. Sigortalılık başlangıç tarihi, ilk defa sigortalı olunan 15.03.1991 tarihinden 3 yıl 10 ay 15 gün fiili hizmet zammı süresi kadar geriye gidilmesi ile bulunan tarih olan 30.04.1987 olacağı, geçici madde 81/B-g hükmü ile 23.05.2002 tarihinde; “Sigortalılık süresi 12 (dahil) yıldan fazla, 13 yıldan az olan kadınlar 20 yıllık sigortalılık süresini ve 46 yaşını doldurmaları, sigortalılık süresi 14 (dahil) yıldan fazla, 15 yıl 6 aydan az olan erkekler 25 yıllık sigortalılık süresini ve 50 yaşını doldurmaları ve en az 5375 gün,” malullük, yaşlılık ve ölüm sigortaları primi ödemiş olmak şartı öngörüldüğü, 506 sayılı Kanun gereğince yaşlılık aylığı bağlanmasında, 506 sayılı Kanun’un “Bu Kanun’un Ek 5 ve Ek 6 ncı maddeleri gereğince sigortalılık süresine ilave edilen gün sayıları, beş yıldan çok olmamak üzere bu Kanun’un 60 ve Geçici 81 inci maddelerinde belirtilen yaş hadlerinden indirilir.” şeklindeki ek 39 uncu madde hükmünün uygulanacağı anlaşılmaktadır.
Davacının doğum tarihinin 14.03.1973 olduğu, Kanunun geçici 81/B-g maddesinde aranan 50 yaş koşulunu 14.03.2023 tarihinde sağlayacak olup davacının 5434 sayılı Kanun uyarınca hak kazandığı 3 yıl 10 ay 15 gün fiili hizmet zammı süresinin düşülmesi ile bu tarih 29.04.2019 olacağı, davacının 506 sayılı Kanun’un geçici 81/B-g maddesi ile yaşlılık aylığı tahsisi için aranan yaş koşulunu 05.05.2017 tahsis talep tarihi ile yerine getirilmemiş olduğu, bu tarih itibariyle yaşlılık aylığına hak kazanamadığı anlaşıldığından davanın reddine dair hüküm kurulmuştur.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; mahkemece davanın reddine dair karar verilmesinin hatalı olduğunu, aksi yönde davasının kabul edilmesi gerektiğini belirterek, kararın kaldırılmasını ve davasının kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararında, ” ….Somut olayda, 14.03.1973 tarihinde doğan ve 15.03.1991-14.03.2010 tarihleri arasında 5434 sayılı Kanun kapsamında ve 01.01.2011 tarihinden itibaren 506 sayılı Kanun (5510 sayılı Kanun’un 4/1-a bendi) kapsamında sigortalı olan ve 3 yıl 10 ay 15 gün gün fiili hizmet zammı süresi bulunan davacının 05.05.2017 tarihinde tahsis talebinde bulunduğu ancak yukarıda yer alan açıklamalar kapsamında söz konusu fiili hizmet zammı süresinin sigortalılık başlangıç tarihinin geriye çekilmesine imkan vermediği, bu sürenin sadece yaş haddinden indirilmesi gerektiği, buna göre de tahsis talep tarihinde yaşlılık aylığı koşullarının oluşmadığı, 506 sayılı Kanun’un geçici 81/B-ı bendine göre; 25 yıl sigortalılık süresi, 52 yaş ve 5525 gün prim şartlarına tabi olduğu, fiili hizmet zammı süresinin yaş koşulundan indirilmesi ile yaş koşulunun 29.04.2021 tarihinde oluştuğu, tahsis talep tarihi itibariyle yaşlılık aylığı bağlama şartları bulunmuyorsa da; Yargıtay 10. Hukuk Dairesinin emsal nitelikteki kararları gereğince usul ekonomisi gözetilerek , koşulların oluştuğu tarihi takip eden ay başı olan 01.05.2021 tarihinden itibaren yaşlılık aylığı bağlanmasına dair karar verilmesi gerekmiştir.
Yukarıda açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK’nın 353/1-b.2 nci bendi uyarınca kabulü ile yerel mahkeme kararının kaldırılmasına karar verilerek, yerine, davanın kısmen kabul kısmen reddine, davacıya 01.05.2021 tarihinden itibaren yaşlılık aylığı bağlanmasına, her bir aylığın ödenmesi gereken tarihlerden itibaren yasal faiziyle davalıdan alınarak davacıya ödenmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine dair karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı … vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı … vekili temyiz dilekçesinde; davacı hakkında fiili hizmet zammının yaş haddinden indirilmesi şeklindeki bir uygulamaya kanun ve kurum genelgelerinin cevaz vermediğini, bu nedenlerle yasaya aykırı uygulamalar ile davanın kabulüne dair verilen kararın bozulmasını talep ettiğini belirterek, verilen kararın bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, 434 sayılı Kanun kapsamında hak kazanılan fiili hizmet zammı süresinin dikkate alınarak, 01.05.2018 tarihi itibari ile yaşlılık aylığına hak kazandığının tespiti ve aylıkların davalı Kurumdan yasal faizi ile birlikte tahsilinin gerekip gerekmediğine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1.6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 297 ve 359 uncu maddesi ile 369 uncu maddesi ile 370 ve 371 inci maddeleri, 506 sayılı Kanun’un ek 39 ile 2829 sayılı Kanun’un 8 inci maddesi ile birlikte 5510 sayılı Kanun’un 42 ncı maddesi hükümleridir.
2.Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 297 nci maddesinin (2) nci fıkrasında, “hükmün sonuç kısmında, gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, mümkünse sıra numarası altında açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gereklidir” hükmü öngörülmüştür. Hükümlerin çelişkiden uzak ve infaza elverişli olması kamu düzeniyle ilgili olup, hükmü temyiz etmeyen yönünden sonuç doğurması gerekeceği de gözetilerek, gerçeğe ve hukuka uygun bir karar verilmesi gerekir.
3.5510 sayılı Kanun’un 42 nci maddesinin “Kurum, sigortalıya veya hak sahiplerine bağlanacak gelir, aylık veya toptan ödemeleri, gerekli belgelerin ve incelemelerin tamamlandığı tarihten itibaren en geç üç ay içinde hesap ve tespit ederek sonuçlarını yazı ile bildirir.” hükmü uyarınca, Kurum’un, yaşlılık aylığı tahsis tarihini takip eden 3 aylık sürenin sonundan itibaren faiz alacağı ile sorumlu tutulacağı nazara alınması gerekirken yazılı şekilde karar tesisi de isabetsizdir.
3. Değerlendirme
Eldeki davada, faiz bakımından mahkemece verilen kararın infazda tereddüt uyandıracak şekilde ve açıkça yazılmaması usul ve yasaya aykırıdır.
Ne var ki bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden 6100 sayılı Kanun’un 370 inci maddesinin ikinci fıkrası hükmü uyarınca Bölge Adliye Mahkemesi kararının düzeltilerek onanması gerekir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeple;
1.Davalı … Başkanlığının temyiz itirazının aşağıdaki bent kapsamında kabulü ile, Bölge Adliye Mahkemesi kararının, (3) nolu bendinin tamamen silinmesi ile yerine;”a- Davanın ksımen kabulü ile, davacının 01.05.2021 tarihinden geçerli olmak üzere yaşlılık aylığı bağlanması ve hak edilen aylıkların 01.08.2021 tarihi başlangıç kabul edilerek, her bir aylık için hak kazanılan tarihten itibaren yasal faizi ile davalıdan alınarak davacıya ödenmesine” kelimelerinin yazılması suretiyle hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
04.07.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.