YARGITAY KARARI
DAİRE : 10. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2023/7174
KARAR NO : 2023/8693
KARAR TARİHİ : 26.09.2023
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : … Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi
Taraflar arasındaki sigorta primine esas kazanç tespiti davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince, hükümde belirtilen gerekçelerle davanın reddine karar verilmiştir.
Kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı, davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi … tarafından hazırlanan rapor dinlenildikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I.DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacının 27.08.2016 tarihinde davalı firma bünyesinde faaliyet gösteren Anteres AVM GYM Fit işyerinde çalışmaya başladığını, 11.10.2018’de çalışmasının sona erdiğini, davacının 2.500,00 ila 4.000,00 TL aylık ücret almasına rağmen kuruma asgari ücretten primlerin ödendiğini, ortalama aylık kazancının 3.500,00 TL olduğunu, maaşların elden verildiğini, ücret farklılığının sebebinin, davacıdan ders alan müşteri sayısı ile ders sayısının farkından kaynaklandığını, kuruma yapılan başvuruya herhangi bir cevap verilmediğini, davacının spor bölümü mezunu olduğunu, niteliğine göre asgari ücret almasının hayatın olağan akışına aykırı olduğunu, asgari ücretin üzerine 200,00 TL yemek yardımı, grup derslerinden 30 TL, personal trainer derslerinden şirketin müşterilerden aldığı ücretin % 40’ı eklenerek ücretinin belirlendiğini, bu durumun yetkili Hüseyin Bayındır’ın mail mesajlarından da anlaşılacağını ileri sürerek, çalıştığı dönem boyunca prime esas kazançlarının tespitine karar verilmesini istemiştir.
II.CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; dava dilekçesinde bahsi geçen ücretlerin çelişkili olduğunu, netleştirilmesi gerektiğini, iddiaların yazılı delille ispatlanması zorunluluğu bulunduğunu, senetle ispat sınırının üzerindeki iddialar için tanık dinlenemeyeceğini, personal trainer derslerinin karşılığı müşteriden alınan bedelin % 40’ının davacıya verildiği iddiasının doğru olmadığını, davacının şirkete sunduğu hizmet dışında kalan saatlerde bu dersleri verdiğini, şirketin buradan kazanç elde etmediğini, sadece davacının salonu kullandığını, anlaşmaya göre PT dersleri için çalışanların kendi şirketlerini kurması ve faturalarını kesmesi gerektiğini, davacının bu kuralı yerine getirmediğini, bu sebeple kendi adına verdiği derslerin faturasının şirkete müşterilerce ödendiğini, bu bedelin olduğu gibi davacıya verildiğini, maillerdeki ifadelerin bu kapsamdaki ödemelere ilişkin olduğunu, davacının asgari ücret aldığını belirterek, davanın reddini istemiştir.
Davalı Kurum vekili cevap dilekçesinde özetle; davanın reddini istemiştir.
III.İLK DERECE MAHKEME KARARI
Dava, davacının davalı firmadaki çalışma döneminde gerçek ücret üzerinden primlerin ödenip ödenmediği, SPEK tutarının ne kadar olduğu, yemek ücretlerinin dahil edilip edilmeyeceğine ilişkindir. Bilindiği üzere spek tespiti davalarında gerçek ücret olarak iddia edilen tutarın aylık brüt miktarı senet ile ispat sınırının üzerinde ise yazılı delil ile kanıtlanması gerekir. Yazılı delil başlangıcı niteliğinde belge varsa bu takdirde iddialar tanıklar ile ispatlanabilir, bunun dışında banka kaydı, şirket defter kayıtları imzalı bordro işverence düzenlenmiş gerçek ücreti doğrulayan belgeler bulunması halinde de iddiaların kanıtlanması mümkündür. Davacı 2016-2018 dönemi davalıya ait …’daki iş yerinde antrenörlük yaptığını iddia etmekte olup işverence bu dönemde banka üzerinden aylık asgari ücret ödemesi yapılmış, bu ödemeler defter kayıtları ile de doğrulanmıştır. Bunun dışında kayıtlarda yemek parası ödendiğine dair herhangi bir belgeye rastlanmamıştır. Davacı iş yerinde üyelere grup dersi verdiğini, özel ders verdiğini ve karşılığında her grup ders için işverenden belli bir miktar ödeme aldığını, özel ders tutarının fatura bedelinin de %40’ını aldığını bu şekilde ücretinin gösterilenden yüksek olduğunu iddia etmiş, bazı aylara ilişkin grup ders programı ve özel ders programı ve bir kısım faturayı dosyaya sunmuştur.
Davacının antrenör olması sebebiyle bu kapsamda çalışanların özel ders verdikleri tanıklarca da doğrulanmış ise de, bunların üzerinde ne kadar gelir elde edildiğinin kanıtlanması gerekmekte olup, davacının sunduğu grup ders ve özel ders listeleri işveren imzasını taşımamakta, İstendiği zaman isteyen kişi tarafından oluşturulabilecek belge niteliğindedir. Yine sunulan faturalar bakımından da davalı savunması bu fatura tutarlarının antrenör tarafından alındığı noktasındadır. Davacının çalışma dönemine ilişkin her ay kaç grup derse girdiği, kaç kişiye özel ders verdiği ile ilgili herhangi bir belge sunulamamış, işverence de böyle bir belge bulunmadığı bildirilmiştir. Dolayısıyla sunulan bir kaç ay işverenin düzenlemediği anlaşılan belge üzerinde tahmini ve ortalama bir hesaplama ile davacının prime esas kazancının tespiti mümkün olmayıp, tanıkların beyanlarında da bu yönde bir açıklama olmadığı gibi ispat açısından tanık beyanlarının dikkate alınması yargıtay kararları gereği belge ile ispatı gereken konularda imkan dahilinde değildir. Sonuç olarak her ne kadar bilirkişi tarafından sunulan 2 aylık kimin düzenlediği belli olmayan çizelgeler esas alınarak ortalama alınabilecek ücret ve gelir üzerinden bir hesaplama yapılmış ise de, ispat koşulları oluşmadığından varsayıma dayalı hesaplama dikkate alınmamış, davacının sunduğu emsal ücret bakımından ise yine burada gösterilen elde edilebilecek gelirler çalışanın girdiği ders ve verdiği özel ders sayısı ile belirlenebilecek gruplar olduğundan eldeki dosya bakımından davacı yararına sonuç doğuracak nitelikte kabul edilmemiş, sonuçta davacının davasını ispatlayamadığı anlaşılmakla, davanın reddine karar verilmiştir.
IV.İSTİNAF
A.İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur.
B.İstinaf Sebepleri:
Davacı Vekilinin İstinaf Sebepleri
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; mahkemece usul ve Kanun’a aykırı şekilde, eksik inceleme ve hatalı değerlendirme ile verilen kararın kaldırılmasını istemiştir.
C.Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; somut olayda, işveren tarafından düzenlenen ücret bordrolarının aksini ispata yarar yazılı delil veya yazılı delil başlangıcı sunulamadığından davanın reddine ilişkin mahkemenin maddi vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve Kanun’a aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla, istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
V.TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı Vekilinin Temyiz Sebepleri
Davacı vekili; istinaf sebepleri doğrultusunda hükmün temyizen bozulmasını istemiştir.
C.Gerekçe
1.Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, davacının, davalı şirkete ait işyerinde 27.08.2016–11.10.2018 tarihleri arasındaki sigorta primine esas ücretlerinin tespitine ilişkindir.
2.İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri, 5510 sayılı Kanun’un 80 inci maddesi.
3.Değerlendirme
1.Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun’un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve Kanun’a uygun olup, davacı vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle,
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun’un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
26.09.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.