Yargıtay Kararı 10. Hukuk Dairesi 2023/7060 E. 2023/7506 K. 05.07.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 10. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2023/7060
KARAR NO : 2023/7506
KARAR TARİHİ : 05.07.2023

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (İş) Mahkemesi
SAYISI : 2011/878 E., 2022/7 K.
KARAR : Kısmen kabul

Taraflar arasında İlk Derece Mahkemesinde görülen alacak davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.

İlk Derece Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; asıl davanın kısmen kabulüne birleşen davanın reddine karar verilmiştir.

İlk Derece Mahkemesi kararı davacı birleşen davada davalı Kurum ile davalı birleşen davada davacı … vekilleri tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi … tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA
1. Davacı Kurum vekili dava dilekçesinde özetle; Kurum Teftiş Kurulu Başkanlığınca yapılan soruşturma neticesinde davalı sigortalının emekliliğinin iptal edildiği ve geriye dönük olarak 10 yıl boyunca yersiz olarak ödenen emeklilik aylıkları toplamının faizi ile birlikte geri ödenmesinin istenildiği, yapılan hesaplamada aylık bağlanma tarihi olan 01.12.2000 tarihinden 27.12.2010 tarihine kadar 50.220,00 TL aylık ödemesi ve 2.573,31 TL sağlık yardımı yapıldığının tespit edildiği ve davalı sigortalı yapılan ihtara rağmen borcu ödemeyince davla açma zarureti doğduğu belirtilerek; fazlaya ilişkin talep ve dava hakkı saklı kalmak kaydıyla, davalı gortalıya yersiz ödenen 50.220,00 TL’lik, 2.573,31 TL sağlık gideri olmak üzere toplam 52.793,31 TL’nin ödeme tarihlerinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

2.Birleşen dosyada Davacı …; Bağ-Kur sigortalısı olarak yasanın öngördüğü usul ve miktarlarda primlerini ödemek suretiyle emekli olduğunu ve o tarihten beri de emekli aylığı aldığını, emeklilik tarihinde herhangi bir borcu olmadığı halde kendisine gönderilen dava konusu 10.01.2011 tarih ve 459-343 sayılı yazıda emeklik tarihinde Kuruma borçlu olduğu, başka sigortalının hesabından kendisinin hesabına aktarma yapılmak suretiyle işlem tesis edildiğini, bu durumun 10 yıldan fazla zaman sonra ortaya çıktığını, diğer sigortalının hesabından alınan paranın yine kendi hesabına mal edildiğinden emeklilik tarihinde borcu bulunduğu ve emeklilik şartlarını taşımadığı ve bu nedenle haksız olarak ödenen emeklilik maaşları toplamı olan 50.220 TL asıl para ile 27.067,85 Tl faizin 15 gün içinde kuruma ödenmesinin ve ayrıca emeklilik aylığının iptali cihetine gidildiğinin bildirildiğini, emeklilik işlem tarihinde kuruma bir borcu bulunsa bunun ödenmemesinin düşünülemeyeceğini, yapmış olduğu ödemesinin davalı kurum personelince sahte de olsa makbuza bağlandığı ve dosyasının bu şekilde emeklilik işlemleri için genel müdürlüğe gönderildiğinin ortada olduğu, kendisinin prim ödemelerini eksiksiz yatırdıktan sonra kurum personelinin herhangi bir şekilde kayıtlara müdahale ederek kendisinin bilgisi dışında işlem tesis etmesinin kendisinin aleyhine sonuç doğurmayacağını, Kurumun personelinin her türlü işleminden sorumlu olduğunu, dava konusu işlem yazısında kendisinin atfedilen herhangi bir eylemden söz edilmediğini, yıllarca özveri ile primlerini ödemek suretiyle emekli olma süresini doldurmuş bulunması karsısında emekli olma tarihinde velev ki usulsüz dahi olsa çok cüz’i miktarda ödemeyi yapmamasının hayatin olağan akışına uygun görülemeyeceğini, davalı kurumun 10 yıllık maaş ödemesini yersiz olarak yapılan ödeme olarak kabul etmesi ve iadesini işlemiş faizi ile birlikte istemesinin yasaya aykırı olduğunu, işletilen faizinde fahiş olduğunu belirterek; davalı kurumun yersiz ödeme olarak talep ettiği) 50.220 TL asıl alacak ve fer’ileri bakımından işlemin iptali ile Kuruma borçlu olmadığının tespitine ve emeklilik işlem tarihinde emekli olmaya hak kazandığının tespiti ile maaş iptali işleminin iptaline ve maaş ödemesinin devamının gerektiğinin tespitine, karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP
1.Davalı … vekili cevap dilekçesinde; davacı Kurumun talebinin zamanaşımına uğradığı, kendisinin bilgi işlem servisinde çalıştığı, şifresinin baştğ kurum müdürü olan … olmak üzere tüm personel tarafından bilindiği ve kullanıldığı, davacı kurumun davayı dayandırdığı belgeleri imha ettiği ve şimdi de imha edilen belgelerin yokluğundan istifalle ederek dava açtığı, davacı Kurumun bilgisayar işlem saatini ve hangi bilgisayardan işlem yapıldığını bildirmekten kaçındığı, ayrıca davalı sigortalının emeklilik talep ve sağlık cüzdanı gibi formlarının Kuru daki personelin el yazısı ile yazılı olduğu, bu el yazısı kime ait ise söz konusu işlemleri onun yaptığı de kendisinin bir ilgisinin bulunmadığı, Bingöl Ağır Ceza Mahkemesinin 2010/180 E. sayılı dosyasında dinlenen yirmiyi aşkın tanığın tamamının kendisini tanımadığını ve kendisi ile bir ilişkileri otmadığını bildirdiği belirtilerek davanın öncelikle zamanaşımı nedeniyle olmak üzere reddine karar verilmesini talep etmiştir.

2.Birleşen dosyada Davalı Kurum vekili, Kurum Müfettişi tarafından düzenlenen 12.02.2010 tarih ve 309375/Srş/1 sayılı rapor gereğince, dayalı sigortalının emekliliğinin iptal edildiği ve geriye dönük olar 10 yıl boyunca yersiz olarak ödenen enkeklilik aylıkları toplamının faizi ile birlikte geri ödenmesinin istenildiği, Kurumun yaptığı işlemde herhangi bİr usulsüzlük veya aykırılık bulunmadığı, kurum kayıtları üzerinden yapılan incelemede, davacının “prim hesabına 31l07.1996 tarihinde 912076003 arşiv no.su ile yatırdığı 41.493.000 TL’lik askerlik botcu ödemesinin “arşiv nosu 112076003 şeklinde değiştirilerek ve 28.12.1995 tarihinde 5-12-013-0 arşiv no ile 65/1000.000 TL’lik tutarın aktarıldığı hayali bir biçimde aktarma gerçekleştiği, davacının, idari soruşturma aşamasındaki beyanında usulsüz ve hayali aktarma işlemlerine konu ödemeyi yaptığına dair bir makbuz ya da ödeme belgesi bulunmadığı, ancak eşinin müdür …’e elden verdiğine şahit olduğununu beyan ettiği, gerçeğe ve mevzuata aykırı bir şekilde gerçekleştirilen bu işlemlerde menfaat temir) etmek isteyen kurum çalışanları memur …, veznedar …ve Bağ-Kur İl müdürü … hakkında Kutum zararına sebebiyet verdikleri gerekçesiyle Bingöl Ağır Ceza Mahkemesinde 2010/180 E. sayılı ceza davası açılmış olduğu, neticede davalı sigortalının prim ödemelerinin hileli ve suç teşkiI eden yollarla ödenmiş gibi gösterilerek Kurumun dolandırıldığı, davalı sigortalının yeterli delil veya belge gösteremediği ödemelere ait sanal ortamda yapılmış gibi görünen aktarmalar iptal edilince davalı sigortalının mevcut ve sahih olan prim gün sayısı emekliliğe yeterli olmadığından, emektiliğin ispat edildiği, dayacının davasını ispat için herhangi bir makbuz sunmadığı gibi ödemeyi yaptığını söylediği kurum personelinin lehine tanıklık yapmasını da sağlayamadığı ve dolayısıyla böyle bir ödeminin varlığının kabulünün mümkün olmadığı belirtilerek; açılan davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin 21.09.2011 tarihli ve 2012/2040 -2012/3397 sayılı kararıyla; Kurum tarafından açılan davanın reddine, … tarafından açılan davanın kabulüne karar verilmiştir.

IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
1.Mahkeme kararına karşı Kurum vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2.Dairemizin 20.02.2012 tarihli ve 2012/2040-2012/33978
sayılı ilamında; ” … davacının, sicil dosayası getirtilerek sigortalılık süresi ve prim borcu olan dönemler belirlenmeli, sigorta müfettiş raporunun tamamı getirtilerek usulsüz prim aktarımı olan dönemlere ilişkin ve primlerin ödendiğinin ispatı yönünde, davacının varsa, tüm makbuz ve ödemeye ilişkin yazılı delilleri toplanmalı, Bingöl Ağır Ceza Mahkemesindeki davanın sonucu beklenmeli, sonucuna göre sigortalılık süresi, prim ödeme gün sayısı ve prim borcu olmaması yönünden, davacının yaşlılık aylığı şartları değerlendirilmeli, mevcut sigortalılık süresine göre, yaşlılık aylığı şartalarının oluşmaması halinde, 5510 sayılı Kanun’un 96 ncı madde a ve b bendlerine göre yersiz ödeme nedeniyle Kurum alacağı belirlenmelidir. Ayrıca, dosyada bulunan davacıya ait feragat dilekçesi hususunda, davacının beyanı alınarak, feragatın kapsamı belirlenerek, hasıl olacak sonuca göre karar verilmelidir…”gerekçesiyle karar bozulmuştur.

B. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla, ” .. dava konusu iadenin 5510 sayılı Kanun’un 96 ncı maddesinin (a) bendine göre yapılmasının dosya kapsamına uygun olacağı sonuç ve kanaatine varılmış; 01.12.2000- 27.12. 2010 tarihleri arasında 50.220,00 TL yersiz maaş ödendiği tespit edildiğinden, neticeten sigortalıya yönelik açılan davanın kabulüne, ayrıca kurum müdürü …’in ilgili işlemlerden sorumlu olduğu gözetilerek bu davalı yönünden davanın kabulüne memur …’a yönelik açılan davanın ise husumet yokluğundan reddine dair karar verilmiş…” gerekçesiyle ve bozma öncesi yapılan tefrik ile bozma sonrası alınan esas numarası ve birleştirme kararlarına göre,

“1-2011/878 Esas sayılı Asıl Dava ile Birleşen 2011/ 483 Esas sayılı Davanın kısmen kabulüne, kısmen reddine,

a-) 50.220,00 TL maaş ödemesinden kaynaklı yersiz ödeme alacağının sarf ve tediye tarihlerinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte 2011/483 esas sayılı dosya davalısı … mirasçılarından müştereken ve müteselsilen tahsil edilerek davacı kuruma ödenmesine,

b-)Fazlaya ilişkin talebin reddine,…

2-2012/194 Esas sayılı birleşen davanın reddine…
” karar verilmiştir.

V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde Kurum vekili ile davalılardan … vekili tarafından temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri
Davacı birleşen dosya davalısı Kurum vekili temyiz dilekçesinde; davalı … yönünden kabul kararı verilmesi gerektiğini belirterek kararın bozulmasını talep etmiştir.

Davalı … temyiz dilekçesinde; eksik araştırmaya dayalı hüküm kurulduğunu belirterek kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe
C.A. Davalı …’un temyiz itirazlarının incelenmesinde
1.1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun 432 nci maddesinin birinci fıkrası uyarınca asliye hukuk mahkemesince verilen kararlara karşı tebliğ tarihinden itibaren onbeş gün içinde temyiz yoluna başvurulabilir. 1086 sayılı Kanun’un anılan hükmü gereğince, süresinden sonra verilen temyiz dilekçesinin reddi gerekir.

2. Mahkeme tarafından verilen karar, davalı …’a 13.10.2022 tarihinde tebliğ edilmiş; temyiz dilekçesi ise yasal süre (28.10.2022 günü mesai bitimi) geçirildikten sonra 31.10.2022 tarihinde verildiğinden temyiz dilekçesinin aşağıdaki şekilde reddine karar verilmiştir.

C.B. Davacı birleşen dosya davalısı Kurum vekilinin temyiz tirazlarının incelenmesinde
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, sahte sigorta primi yüklemesi iddiasıyla aylığı iptal eden kurum işleminin yerinde olup olmadığına ilişkindir.

2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri ile 1479 sayılı Kanun’un Geçici 10 ncu maddesi, 5510 sayılı Kanun’un 96 ncı maddesi

3. Değerlendirme
1.Mahkeme gerekçesinde davalı … yönünden husumet nedeniyle red kararı verildiği ile davalı … yönünden kabul kararı verildiği belirtilmiş ise de; …’in işbu davada davalı olmadığı, … yönünden ise belirtilen şekilde hüküm kurulmaması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.

2..Ne var ki bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden 6100 sayılı Kanunun Geçici 3. maddesinin yollamasıyla 1086 sayılı Kanunun 438 inci maddesi gereğince İlk Derece Mahkemesi kararının düzeltilerek onanması gerekir.

VI. KARAR
Açıklanan sebeple;
1. Davalı …’un temyiz dilekçesinin REDDİNE,

2-A- Mahkeme kararının gerekçesinin son paragrafındaki “ayrıca kurum müdürü …’in ilgili işlemlerden sorumlu olduğu gözetilerek bu davalı yönünden davanın kabulüne” ibaresinin silinerek gerekçeden çıkarılmasına,

B-Hükmün (1) nolu bendine (c) fıkrası eklenerek “c-davalı …’a yönelik açılan davanın husumet yokluğundan reddine” ibaresinin yazılması suretiyle kararın DÜZELTİLEREK ONANMASINA,

Peşin alınan temyiz karar harcının istek halinde temyiz eden ilgiliye iadesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine,

05.07.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.