Yargıtay Kararı 10. Hukuk Dairesi 2023/697 E. 2023/862 K. 06.02.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 10. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2023/697
KARAR NO : 2023/862
KARAR TARİHİ : 06.02.2023

MAHKEMESİ : … Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2021/1394 E., 2022/1637 K.
KARAR : Esastan Ret
İLK DERECE MAHKEMESİ : … 1. İş Mahkemesi
SAYISI : 2021/85 E., 2021/177 K.

Taraflar arasındaki kurum işleminin iptali davasından yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.

Kararın davalı Kurum vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı Kurum vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi … tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I.DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacının 1972 olan doğum tarihinin … 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2017/35 E. 2017/152 K. sayılı ilamı ile 22.02.1968 olarak düzeltildiğini, nüfus kaydındaki yanlışlık nüfus memurunun maddi hatası sonucu ortaya çıktığından yaşlılık aylığı bağlanmasında düzeltilen doğum tarihinin esas alınması gerektiğini belirterek davacının yeni nüfus kaydına göre gerçek emeklilik yaşının tespitini istemiştir.
II. CEVAP
Davalı kurum vekili cevap dilekçesinde özetle; davanın reddini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararı ile; “1968 öncesi nüfus kök kayıtları getirtilmiş, gelen belgelere göre davacının ilkokuldan 1980 tarihinde, liseden 1986 tarihinde mezun olduğu, SGK kayıtlarında yazılı 1972 doğum tarihine göre ve normal şartlar altında ilkokul başlangıç yaşının 7 yaş olduğu dikkate alındığında davacının 1980 yılında yani 8 yaşında ilkokuldan mezun olması, yine 1986 tarihinde 14 yaşında liseden mezun olması mümkün olmadığı, fiziki durumun 1972 doğum tarihi ile örtüşmediği, keza davacı ile Ortaokul ve Liseyi birlikte okuyan tanık Yücel Altıntaş’ın beyanları da resmi kayıtlar ile örtüşen nitelikte olup, mevcut delil durumu itibariyle davacının yaşlılık aylığı bağlanmasına esas teşkil edecek doğum tarihinin 22.02.1968 tarihi olduğu” gerekçesiyle “davanın kabulüne, davacının yaşlılık aylığı bağlanmasına esas teşkil edecek doğum tarihinin 22.02.1968 olarak tespitine” karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı Kurum vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

İstinaf Sebepleri
Davalı vekili, istinaf dilekçesinde özetle; sigortalının hükümde belirtilen şartları yerine getirmesi halinde yaşlılık aylığına hak kazanması mümkün olduğunu, sigortalı olduktan sonra mahkeme kararı ile yapılan yaş tashih işlemlerinin dikkate alınamayacağını ve sigortalının tescil edildiği tarihteki yaşına itibar edilmesi gerektiğini, Kurum kayıtları incelendiğinde davacının emeklilik şartlarını taşımadığını, eksik inceleme ve hatalı değerlendirme ile hüküm kurulduğunu ileri sürmüştür.

C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; “davacının doğum tarihinin düzeltilmesini talep etmesi ve mahkemenin de davayı kabul ederek davacının 22.02.1972 olarak görünen doğum tarihinin 22.02.1968 olarak düzeltilmesine karar vermesi, yukarıda da değinildiği gibi diploma gibi resmi kayıtlar esas alınarak doğum tarihinin düzeltilmesi halinde bu davanın klasik yaş tashihi değil kayıt tashihi ile ilgili bulunduğunun kabulünün gerekmesi; davacının nüfusta görünen 22.02.1972 doğum tarihine göre 09.09.1974 tarihinde ilkokula başlamış olmasının hayatın olağan akışına aykırı olması; dinlenilen tanıkların beyanlarının davacının iddiasını doğrulaması, dosya kapsamı, mevcut delil durumu, İlk Derece Mahkemesi gerekçesi hep birlikte değerlendirildiğinde; davacının yaşının düzeltilmesine ilişkin mahkeme kararının klasik yaş tashihi olmayıp kayıt tashihi ile ilgili bulunduğu” gerekçesiyle istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı Kurum vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri
Davalı Kurum vekili; istinaf dilekçesinde belirttiği sebeplerle kararı temyiz etmiştir.

C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, davacının Kurum kayıtlarında gözüken doğum tarihinin kesinleşen mahkeme kararına istinaden 22.02.1968 tarihi olarak yaşlılık aylığının bağlanmasında esas alınması gerektiğinin tespiti istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk
Davanın yasal dayanağını oluşturan 506 sayılı Kanun’un 120/2 nci maddesinde “yaşlılık, ölüm ve maluliyet sigortalarına ilişkin yaş ile ilgili hükümlerin uygulanmasında; sigortalının ilk defa sigortalı olarak çalışmaya başladığı tarihte nüfus kütüğünde kayıtlı bulunan doğum tarihinin esas alınacağı” hükme bağlanmıştır. Hiçbir yoruma yer vermeyecek şekilde yapılan bu düzenleme karşısında sigortaya ilk tescil tarihinden sonra yapılan yaş düzeltilmesinin yaşlılık aylığı bağlanmasında nazara alınamayacağı açıktır. Nitekim 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu, 1479 sayılı Esnaf ve Sanatkârlar ve Diğer Bağımsız Çalışanlar Sosyal Sigortalar Kurumu Kanunu (Bağ-Kur) ve 5434 sayılı Emekli Sandığı Kanunu’nda da anılan maddeye paralel hükümler getirilmiştir.

506 sayılı Kanun’un uygulanması açısından “yaş koşulunun” gerçekleşmesi, belli süre prim ödenmesi yaşlılık sigortasının uygulanması açısından önem taşımaktadır. Bu nedenle Kanun’un 120 nci maddesi sonradan yapılacak yaş düzeltmelerinde kimi kötü uygulamaları önlemek amacıyla özel bir düzenleme getirmiş belli sigorta kollarında hangi doğum tarihinin esas alınacağını açıkça belirlemiştir. Buna göre yaşlılık ölüm ve maluliyet sigortalarının uygulanmasında sigortalının ilk defa sigortalı olarak çalışmaya başladığı tarihte nüfus kütüğüne kayıtlı bulunan doğum tarihinin esas alınacağını hükme bağlamıştır.

Burada ki yaş düzeltmelerinden kasıt, Mahkeme kararı ile yapılan düzeltmelerdir. Esasen Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun kararlarında da aynı yaklaşım belirlenmiş olup, HGK 09.10.2002 tarih ve 2002/761-777, 02.06.2004 tarih 2004/316-322 sayılı kararı ile 14.04.2010 gün ve 2010/21-194 E. 2010/219 K.sayılı kararında bu yaklaşım aynen; “sigortaya ilk tescil tarihinden sonra kesinleşen mahkeme kararı ile yapılan yaş tashihinin yaşlılık aylığı bağlanmasında nazara alınamayacağı, bu hallerde mahkeme kararının kesinleşme tarihinin dikkate alınması gerektiği belirtilmiştir.

Ancak, sigortalının yaşı ile ilgili gerçek kayıtlar esas alınıp doğum tarihinin mahkeme kararı ile düzeltilmesi halinde, ilama konu dava, gerçek yaşının kayda yansıtılması ile ilgilidir ve nüfusa asıl doğum günü yazılmayıp da küçük veya büyük yazılan kişi tarafından açılan doğum gününün düzeltilmesi sonucunu doğuran klasik yaş tashihi davası değildir. Bu davalar, yaş tashihi ile ilgili değil kayıt tashihi ile ilgili olduğundan bu hallerde yaşlılık aylığı bağlanması ile ilgili emeklilik koşullarının oluşmasında mahkemece de tespit edilen bu yaşın dikkate alınmasında bir isabetsizlik yoktur (Hukuk Genel Kurulunun 24.12.2008 gün ve 2008/10-784 E. 2008/768 K. sayılı kararı).Burada ki yaş düzeltmelerinden kasıt, Mahkeme kararı ile yapılan düzeltmelerdir. Esasen HGK 09.10.2002 tarih ve 2002/761-777, 02.06.2004 tarih 2004/316-322 sayılı kararları da bu yöndedir.

3. Değerlendirme
Eldeki davada, ilk defa 22.05.1987 tarihinde 506 sayılı yasa kapsamında tescili bulunan davacı tarafından 25.01.2017 tarihinde açılan dava üzerine, … 1. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 25.05.2017 tarih ve 2017/35 E. 2017/152 K. sayılı, 07.07.2017 tarihinde kesinleşen kararı ile; “davacının doğum yılına ait iddiasını ispat ettiği, gün ve ay değişikliğine ilişkin somut bir delil, resmi bir belge sunamadığı, bu durumda doğum yılı tashihi talebinin kabulüne kaydın bir engel bulunmadığı, davacının gün ve ay değişikliği talebinden feragat ettiği” gerekçesiyle “22.02.1972 olarak görünen doğum tarihinin 22.02.1968 tarihi olarak düzeltilmesine” ilişkin karar sonucunda davacının doğum tarihindeki değişikliğin yaş tashihi işlemi olduğu, söz konusu işlemin kayıt düzeltme niteliğinde bulunmadığının anlaşılmasına göre, davanın reddine karar vermek gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.

VI. KARAR
1. Temyiz olunan, İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf başvurularının esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının ORTADAN KALDIRILMASINA,

2. İlk Derece Mahkemesi kararının BOZULMASINA,

Dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine, bozma kararının bir örneğinin kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

06.02.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.