Yargıtay Kararı 10. Hukuk Dairesi 2023/6960 E. 2023/7337 K. 22.06.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 10. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2023/6960
KARAR NO : 2023/7337
KARAR TARİHİ : 22.06.2023

MAHKEMESİ : … Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2023/88 E., 2023/278 K.
HÜKÜM/KARAR : Esastan ret
İLK DERECE MAHKEMESİ : … 37. İş Mahkemesi
SAYISI : 2018/269 E., 2022/260 K.

Taraflar arasındaki sigorta başlangıcının tespiti davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.

Kararın davalı SGK vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı SGK vekili tarafından temyiz edilmekle;kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi … tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde,davacının davacı müvekkilinin, 01.12.1988-20.12.1988 arası döneminde davalı şirkette çalıştığını, bildirge verildiğini, Yargıtay’a göre bildirge verilmesi ile aktif sürenin kesildiğini, ancak bordroda adı olmadığından davalı kurumun, davacının sigortalılığını kabul etmediğini belirterek, davacı müvekkilinin sigorta başlangıç tarihinin 01.12.1988 olduğunun tespitini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP
1.Davalı şirket davaya cevap vermemiştir.

2.Davalı SGK vekili cevap dilekçesinde özetle; yetki, süre ve husumet itirazında bulunmuş, davanın reddini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile “Davacının Yeni Reji Gayrimenkul Ltd. ye karşı açtığı davanın müracaata bırakıldığı 3 aylık süre içinde yenilenmediği anlaşılmakla HMK 150/5 madde gereği açılmamış sayılmasına, davacının SGK’ ya karşı açtığı davanın kabulü ile davacının 01.12.1988 de 1 gün süre ile asgari ücret ile 93660 sicilde yeni reji ltd firmasına ait iş yerinde çalıştığı ve sigorta başlangıç tarihinin bu tarih olduğunun tespitine, primlerin işverence yatırılmasına dair işlem idari işlem olmakla bu konuda karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı SGK vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri
Davalı SGK vekili istinaf dilekçesinde, davacının talepleri yönünden beş yıllık hak düşürücü sürenin geçtiğini, davacının daha fazla talep edip sonrasında talebini daralttığını, buna muvafakat etmediklerini, bu nedenle kısmen kabul kararı verilmesi gerektiğini, davacının çalışmalarını, kesin ve inandırcı delillerle ispatlayamadığını, davacının askerlik yaptığı sürecin tespit edilmediğini, hizmet tespiti yapılan dönemde askerde olup olmadığının tespiti gerektiğini, kararın eksik incelemeyle verilmiş olduğunu, mahkemece res’en komşu işyeri tanıklarının araştırılması ve dinlenmesi gerekli olduğunu, kararın bu yönü ile de hatalı olduğunu, davacının iddia ettiği tarihler arasında çalışıp çalışmadığını, sürekli çalışıp çalışmadığını ispatlayan kesin ve inandırıcı delilin dosyada bulunmadığını, dosyada yer alan işe giriş bildirgesindeki imzanın davacıya ait olup olmadığının tespitinin gerekli olduğunu, davacının çalışmalarını kuruma bildirip primlerini yatırmanın işverenlerin görevi olduğunu, bu nedenle kurum aleyhine masraf ve vekalet ücretine hükmolunmasının hatalı olduğunu, dinlenen tanıkların hiçbirinin davacıyı tanımadığını, feri müdahil olmaları gerektiğini belirterek, kararın kaldırılmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile”…Somut olayda; davacının kimlik bilgilerini içerir, yasal süresinde Kuruma intikal etmiş ve sahteliği de ileri sürülmeyen işe giriş bildirgesindeki sigorta sicil numarasının 1988 yılına ait serilerden olduğu ve davacı tarafından sonraki hizmetlerinde kullanıldığı, aynı zamanda kamu tanığı vasfında olan davacı tanığı Erzak’ ın beyanı, her ne kadar davacıyı hatırlamasalar da bordro tanıklarının davacının çalışmadığına dair de beyanlarının olmaması…” gerekçesiyle davalı Kurum vekilinin istinaf başvurusu esastan reddedilmiştir.

V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı SGK vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri
Davalı SGK vekili istinaf dilekçe içeriğini tekrarla kararın temyizen bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık 01/12/1988 tarihinin sigorta başlangıcı olduğunun tespiti istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk
1.6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.

2. 506 sayılı Sosyal Sigortalar Kanun’un 2 inci, 6 ‘ıncı, 9 uncu, 79 uncu, 108 inci maddesi hükümleridir.

Bir kimsenin sigortalı sayılabilmesi için sigortalı işe giriş bildirgesinin varlığı yeterli olmayıp, aynı zamanda o kimsenin Yasanın belirlediği biçimde (506 sayılı Kanun’un 2 nci maddesi ve 5510 sayılı Kanun’un 4/a maddesi) eylemli olarak çalışması da koşuldur. Bu yön 506 sayılı Kanun’un 6 ncı maddesi ile 5510 sayılı Kanun’un 7/a maddesinde ve Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 1999/21-549-555, 2005/21-437-448 ve 2007/21-306-320 sayılı kararlarında da vurgulanmıştır. Bu bakımdan davacının işyerinde eylemli olarak çalışıp çalışmadığının yöntemince araştırılması gerektiği ortadadır.

Hizmet tespitinin bir türü olan sigortalılık başlangıç tespiti davasında, dava konusu dönem yönünden hem çalışmaların geçtiği işyerinin varlığı hem de sigortalının çalışmalarının gerçek ve sigortalı çalışma olduğunun hiçbir teredüte yol açmayacak şekilde ispatlanması gerekmektedir.

Bu tür davalar yalnızca bir günlük çalışmanın tespitinden ibaret olarak görülmemeli, bir günlük çalışmanın kabulü ile saptanacak sigortalılık başlangıcının sigortalıya sağlayacağı sigortalılık süresi ile birlikte kazandıracağı haklar dikkate alınmalı ve giriş bildirgesi ile birlikte eylemli çalışmanın bulunup bulunmadığı özellikle belirlenmelidir.

Bu da dava konusu çalışmaların sigortalı çalışma niteliğinde olup olmadığı, sigortalı çalışma niteliğinde ise çalışmanın varlığı yönünden dönemde bordrolu olan tanık, yoksa komşu işyeri tanığı araştırarak ifadelerinin alınması, varsa bu döneme ilişkin makbuz, fatura, defter gibi tüm kayıt ve belgelerin incelenmesi, 506 ve 5510 sayılı Kanunlar ile Yargıtay’ın yerleşik içtihatları gereğidir.

3. Değerlendirme
1.Sigortalılığın kabulü ve hüküm altına alınabilmesi için mutlak koşul niteliğindeki hizmet akdinin ve eylemli çalışmanın varlığı ortaya konulmalıdır. Buna göre eldeki davada,mahkemenin verdiği hüküm eksik inceleme ve araştırmaya dayalıdır.

2.Davacı adına davalı iş yerinden 01.12.1988 tarihli işe giriş bildirgesinin büro konulu 366 sicil no.lu işyerinden verildiği, davacının beyanına göre davalı iş yeri değişik devlet kurum ve kuruluşlarının bankaların ve özel firmaların temizlik işlerini üstelenen bir işyeri olduğunu, bu kapsamda kendisinin de İbni Sina Hastanesi, Milli Piyango Genel Müdürlüğü ve TKİ’deki temizlik işlerinde çalıştığını beyan etmiş olup buna göre, mahkemece, 366 sicil no.lu iş yerinin 1988/1-3. dönem arası bordrosunda çalışması bildirilmiş olan bordro tanıkları dinlenilmeli, özellikle davacı ile aynı iş yerinde çalışmış olabilecek olanlar belirlenerek dinlenilmeli, bordro tanığına ulaşılamaması halinde yöntemince komşu işyeri ve çalışanları tespit edilerek dinlenmeli, İbni Sina Hastanesi ve TKİ’de davacının çalışma iddiası ile ilgili olarak ilgili olarak adı geçen kuruluşlar nezdinde de davalı şirketin dava konusu dönemdeki sözleşme, puantaj kayıtları ve diğer çalışma kayıtları celbedilmeli, böylelikle, davacının gerçek çalışma olgusu, somut ve inandırıcı bilgilere dayalı biçimde ortaya koyulmalıdır.

3.Öte yandan hakkında hüküm kurulan davalı şirket davadan önce, 23.10.2014 tarihinde ticaret sicilinden terkin edilmiş olup esasen kurum işleminin iptali niteliğinde olan davada yasal hasım SGK olduğundan davalı işverene husumet düşmediği de gözetilip hukuki varlığı ortadan kalkmış, taraf ve dava ehliyeti bulunmayan anılan davalı şirket hakkında hüküm kurulmuş olması isabetsiz olup husumetin sadece SGK ‘na düştüğü gözetilmeksizin hüküm tesisi de isabetsiz olup bozmayı gerektirmiştir.

VI. KARAR
Açıklanan sebeple
1. Temyiz olunan, İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının ORTADAN KALDIRILMASINA,

2. İlk Derece Mahkemesi kararının BOZULMASINA,

Dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine, bozma kararının bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

22.06.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi