YARGITAY KARARI
DAİRE : 10. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2023/6892
KARAR NO : 2023/7693
KARAR TARİHİ : 10.07.2023
MAHKEMESİ : … Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2020/30 E., 2022/1786 K.
KARAR : Esastan Ret
İLK DERECE MAHKEMESİ : Birecik 1. Asliye Hukuk (İş)Mahkemesi
SAYISI : 2018/10 E., 2019/320 K.
Taraflar arasındaki kurum işleminin iptali davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.
Kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi … tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; davacının babası…den dolayı yetim aylığı aldığını, yetim aylığının 21.04.2014 tarihinde kesildiğini ve kendisine ödenen aylıkların geri ödemesi için borç bildirimi yapıldığını, gerekçe olarak eşi…dan şeklen boşanması, boşanma nedeninin babasından kalan yetim aylığını almak için olmasının gösterildiğini, hiç bir araştırma yapılmadan ve kanıt bildirilmeden kesme işleminin uygulandığını, müvekkilinin aylığının yeniden aylık bağlanması için yapmış olduğu başvurunun olumlu sonuçlanmadığını, tarafların boşanmadan sonra bir araya gelmediklerini, eski eşin İnnaplı Mahallesinde ikamet ettiğini, buna ilişkin su aboneliğini dosyaya ibraz ettiklerini, davalı kurumun hiçbir gerekçe göstermeden müvekkilinin yetim aylığının kesilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu beyanla müvekkilinin kesilen aylığının yeniden bağlanmasını, kesildiği tarihten itibaren müvekkiline ödenmeyen yetim aylığının yasal faiziyle birlikte ödenmesini, müvekkilinin kurumdan almış olduğu önceki aylıklardan dolayı borcunun olmadığının tespitine karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı Kurum vekili cevap dilekçesinde; davacının, eski eşinden boşandıktan sonra vefat eden babasından maaş aldığını, SGK müfettişleri tarafından yapılan araştırma ve inceleme sonucu davacının ayrıldığını iddia ettiği eski eşiyle fiili bir beraberliğinin olduğu anlaşılmakla söz konusu aylığının kesildiğini beyanla açılan haksız davanın reddini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile nüfus adres bilgileri ile seçmen kütüklerinde davalının boşandığı eşi ile aynı adreslerde yaşadığının görüldüğü ve tüm bu tespitler neticesinde davalının eşinden muvazaalı olarak boşandığı ve fiilen birlikte yaşamayı sürdürdükleri kanaatine varılmakla davanın reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davacı vekili istinaf dilekçesinde; davacının boşandığı eşi ile birlikte yaşamadığını, eski eşi ile aralarında husumet bulunmadığını, özellikle müşterek çocukları ile ilgili konularda birbirlerine yardımcı olmak amacıyla ara sıra görüştüklerini, bunun dışında birlikte olmadıklarını, araştırmalara dayanak olan kişilerin kimliklerinin dahi belli olmadığını, Kurum işleminin yerinde olmadığını ileri sürmüştür.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile “Davacı vekilinin Birecik 1. Asliye Hukuk (İş Mahkemesi Sıfatıyla) Mahkemesi’nin 2018/10 Esas, 2019/320 Karar sayılı ilamına yönelik istinaf başvurusunun HMK’nin 353/1-b maddesinin (1) numaralı alt bendi uyarınca esastan reddine” karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı vekili; istinaf dilekçesi ile benzer sebeplerle eksik incelemeye dayalı kararın bozulmasını istemiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, boşandığı eşiyle birlikte yaşamadığını belirterek yetim aylığının kesilmesine ilişkin olarak tesis edilen işlemin iptali istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri, 5510 sayılı Kanun’un 56 ncı maddesi
3. Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun’un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup, dosyada yer alan tüm bilgi ve belgelerin incelenmesinde davacı vekilinin temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun’un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
Üye …’ın muhalefetine karşı, Başkan … ile Üyeler …, … ve …’ün oyları ve oy çokluğuyla, 10.07.2023 tarihinde karar verildi..
KARŞI OY GEREKÇESİ
1. Somut uyuşmazlıkta, davacı kadın eşinden 2001 yılında eşinden boşanmıştır. Davacı kadına başvurusu üzerine ölen babasından dolayı bağlanan yetim aylığı 2014 yılında yapılan denetim sonrası eşi ile birlikte yaşadığı gerekçesi ile 2008-2014 yılları için 5510 sayılı Kanun’un 56 ncı maddesi uyarınca ödenen aylıkların yersiz ödendiği gerekçesi ile borç çıkarılmıştır.
2. Dairemizin 07.10.2021 tarih ve 2021/7072 Esas, 2021/11762 Karar sayılı ilamında yazılan karşı oy gerekçelerimde belirttiğim gibi davacı boşandığında 506 sayılı Kanun yürürlüktedir. 5510 sayılı Kanun’un 5754 sayılı Kanun’un 68 inci maddesi ile değişik geçici 1 inci maddesi uyarınca kesilmede 506 sayılı Kanun uygulanmalıdır. Anılan kanunda ise boşanılan eş ile birlikte yaşama olgusu bir kesilme nedeni olarak düzenlenmemiştir. 5510 sayılı Kanun’un 01.10.2008 tarihinden önce gerçekleşen boşanma olgusuna uygulanması olanağı, önceye etki yasağı nedeni ile olanaklı değildir.
3. Çoğunluğun önceye etki yasağı ilkesine aykırı olarak, lafzi yorum ve sigortalı aleyhine yorumu benimseyerek, sonradan gerçekleşip gerçekleşmediği araştırılarak salt birlikte yaşama ve boşanan eşin desteğini alma koşulunu yeterli kabul etmesi, Kanunun ve Anayasa Mahkemesinin iptal kararının gerekçelerine aykırıdır.
4. Açıklanan bu gerekçelerle mahkeme kararının bu gerekçe ile bozulması gerekirken, onanması görüşüne katılınmamıştır.