Yargıtay Kararı 10. Hukuk Dairesi 2023/6814 E. 2023/7533 K. 05.07.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 10. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2023/6814
KARAR NO : 2023/7533
KARAR TARİHİ : 05.07.2023

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
SAYISI : 2016/464 E., 2022/292 K.
KARAR : Ret

Taraflar arasında Mahkemede görülen hizmet tespiti davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, (kapatılan) 21. Hukuk Dairesince, Mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.

Mahkemece, (kapatılan) 21. Hukuk Dairesinin bozma kararına uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın reddine karar verilmiştir.

Mahkeme kararı, davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi … tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin davalı şirkete ait işyerinde 1996 Mayıs ayında hizmet akdiyle çalışmaya başladığını ve 2009 Şubat ayı sonunda işten ayrıldığını, davalı işyerinde kablo örgü kısmında bilfiil çalıştığını, çalıştığı tüm süre boyunca asgari ücret aldığını, davalı işverenlikçe müvekkilinin çalışmalarının SGK’ya bildirilmediğini beyanla davalı işyerinde kuruma bildirilmeyen çalışmalarının ve prime esas kazançlarının tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP
1.Davalı Kurum vekili cevap dilekçesinde; davacının tespitini talep ettiği süreleri açık ve net şekilde belirtmesi gerektiğini, davacının tespitini istediği süreler için 5 yıllık hak düşürücü süre itirazında bulunduklarını, davacının çalışmaları açısından müvekkili kurum kayıtlarının esas olduğundan davacı iddiasının eşdeğer belgelerle kanıtlanması gerektiğini ve salt tanık beyanlarıyla ispatlamasına muvafakatlerinin olmadığını, davacının çalışma iddiasını Yargıtay’ ın yerleşik uygulamasında belirlenen yöntemle ispatlanması gerektiğini, davanın niteliği gereği yargılamanın da Yargıtayın yerleşik uygulaması doğrultusunda yürütülmesi gerektiğini beyanla davanın reddini savunmuştur.

2. Davalı şirket vekili cevap dilekçesinde; davacının delil yaratmağa çalışarak gerçeğe aykırı beyanlarda bulunduğunu, davacının müvekkilinin işyerinde hiçbir şekilde çalışmadığını, davacının annesi …” nun müvekkili şirkete ait işyerinde 01.09.1995 tarihinde işe girdiğini, 25.10.2004 tarihine kadar çalıştığını ve emekli olup ayrıldığını, davacının şizofren hastası olup dış dünyaya kapalı olduğunu, algılamasının ve çalışma gücünün olmadığını, davacının annesinin mutfakta çalıştığını, şizofren çocuğunu bırakacak yeri olmadığında dönem dönem yanında getirdiğini ve müvekkili işverenin de sesini çıkarmadığını, davacının hiçbir şekilde müvekkilinin yanında çalışmadığını, esasen çalışabilecek gücünün de olmadığını, … … Ord. Prof. Dr…. Ruh Sağlığı ve Hastalıkları E. A. Hastanesince davacıya ayrışmamış şizofreni teşhisi konulduğunu, tedavisinde ağır bir ilaç kullanıldığını, Sayın Mahkemece davacının Adli Tıp Kurumuna sevk edilmesi halinde bu güne kadar çalışmadığı ve çalışamaz durumda olduğunun tespit edileceğini, davacının babasının vefatından sonra 01.08.2008 tarihinde çalışamaz durumda olduğundan maluliyet ile hastalığı nedeniyle emekli maaşı bağlandığını, davacının temyiz kudretine haiz olmadığını beyanla davanın reddini savunmuştur.

III. MAHKEME KARARI
Mahkemenin 24.05.2016 tarihli ve 2014/63 Esas, 2016/203 Karar sayılı kararı ile; “davacıyla ilgili raporlar getirtilip dosya Adli Tıp Kurumu Başkanlığına gönderilmiş, kurumun 4. İhtisas Kurulunca düzenlenen 07/09/2015 tarih, 2015/4041 karar nolu karar ile davacının hali hazır durumu ile fiil ehliyetinin tam olmadığı, vekaletname verildiği, 04.09.2013 tarihinde de fiil ehliyetine haiz olmadığı bildirilmiş olduğundan, ” davanın dava şartı noksanlığından usülden reddine, karar verilmiştir.

IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
1. Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2. (Kapatılan) 21. Hukuk Dairesinin 06.10.2016 tarihli 2016/16843 Esas, 2016/12192 Karar sayılı ilamı ile; “Somut olayda; davacının dava açıldığı tarihte ve vekaletnamenin düzenlendiği tarihte taraf ehliyetinin bulunmadığı sabit ise de davacıya vasi atanmasının sağlanması ile bu eksikliğin giderilmesinin mümkün olduğu anlaşıldığından davacı vekiline bu hususta HMK’nın 115/2. maddesi gereğince kesin süre verilerek sonucuna göre karar verilmesi gerekirken dava şartı noksanlığından usulden davanın reddine karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.” gerekçesi ile karar bozulmuştur.

B. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; “toplanan delillere, tanık beyanlarına, Adli Tıp Kurumu … … Ord. Dr… Ruh ve Sağlık Hastanesi Eğitim Araştırma Hastanesinin ve … Tıp Fakültesi Özel Dal Sağlık Kurulu raporlarına, bilirkişi raporuna ve tüm dosya kapsamına göre, davacının 24/07/2008 tarihi itibariyle alınan raporlara göre çalışma gücünün %80’ini kaybettiği, bu tarihten sonra işyerinde çalışmasının fiilen mümkün olmadığı, bordrolu tanık …’nin de davacının çalışmasının 31/07/2006 tarihine kadar doğruladığından rapor tarihinden sonra davacının fiilen çalışmasının mümkün olmadığı, rapor tarihini izleyen yıl sonunda başlayan hak düşürücü sürenin 31/12/2013 tarihinde sona ereceği, davanın bu tarihten sonra açıldığından hak düşürücü süre nedeniyle tespitin mümkün olmadığı,” gerekçesi ile davanın reddine, karar verilmiştir.

VI. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri
1.Davacı vekili temyiz dilekçesinde; yerel mahkemenin davayı aydınlatma yükümlülüğünü ihlal ettiğini ve eksik inceleme sonucu haksız ve hukuka aykırı bir karar verdiğini, müvekkilinin fiziken çalışmasının dikkate alınmadığını, tanık araştırması yapmadığını, dinlenen tanıklarla yetinildiğini, zamanaşımının müvekkili açısından uygulanamayacağını belirterek kararın bozulmasını istemiştir.

C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, hizmet tespiti istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk
1.Hizmet tespitine ilişkin talebin yasal dayanağı 01.10.2008 tarihinde yürürlüğe giren 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanununun geçiş hükümlerini içeren Geçici 7 inci maddesi gereğince 506 sayılı Kanun’un 79/10 uncu ve 5510 sayılı Kanun’un 86/9 uncu maddeleri olup Anayasal haklar arasında yer alan sosyal güvenliğin yaşama geçirilmesindeki etkisi gözetildiğinde, sigortalı konumunda geçen çalışma sürelerinin saptanmasına ilişkin bu tür davalar kamu düzeni ile ilgili olduğundan özel bir duyarlılıkla ve özenle yürütülmeleri zorunludur. Bu bağlamda, hak kayıplarının ve gerçeğe aykırı sigortalılık süresi edinme durumlarının önlenmesi, temel insan haklarından olan sosyal güvenlik hakkının korunabilmesi için, tarafların gösterdiği kanıtlarla yetinilmeyip gerek görüldüğünde kendiliğinden araştırma yapılarak delil toplanabileceği açıktır.

2.Bu tür davalarda mahkemece yapılacak iş, davacıyla ilgili varsa tüm belge ve kayıtlar işverenden istenilmeli, çalışmanın gerçekleştiği ileri sürülen işyerinin Kurum nezdinde bulunan dosyası, işverence hazırlanması gerekli ücret ödeme bordroları, puantaj kayıtları ve diğer kayıtlar getirtilmeli, dönemsel sigorta primleri bordrosuyla veya aylık prim ve hizmet belgesiyle bildirimleri yapılan sigortalılar tanık sıfatıyla dinlenilmeli, Kurum müfettişlerince inceleme yapılıp yapılmadığı sorulmalı, inceleme yapılmışsa belgeler getirtilmeli, aynı çevrede faaliyet yürüten ve davacının çalışmasını bilebilecek durumda olan tarafsız nitelikte başka işverenler ve bordrolu çalışanlar yöntemince saptanarak tanık sıfatıyla dinlenilmeli, işçilik alacaklarına ilişkin dava dosyasının varlığı araştırılarak celbedilmeli ve işçilik hakları davasında dinlenen tanıkların anlatımları ile bu dosyada bilgi ve görgüsüne başvurulan tanıkların anlatımları karşılaştırılmalı, varsa çelişki giderilmeli, yargılama sürecinde dinlenen tanık anlatımlarının değerlendirilmesinde, iş yerinin kapsamı, kapasitesi ve niteliği nazara alınmalı, işin mevsimlik olduğu anlaşılırsa dönemleri belirlenmeli, bu dönemde davacı ile işveren arasındaki sözleşmenin askıda olduğu ve mevsimlik dönemlerde hak düşürücü sürenin işlemeyeceği gözönünde bulundurulmalı; böylelikle; çalışmanın varlığı, başlangıç ve bitiş tarihleri, mevsimlik mi, sürekli mi olduğu, yapılan işin kapsam ve niteliği de nazara alındığında kısmi çalışma mümkün olduğundan kısmi ve kesintili olup olmadığı yöntemince araştırılmalıdır.

3. Değerlendirme
1.Eldeki davada verilen karar eksik inceleme ve araştırmaya dayalı olup, yapılan araştırma hüküm kurmaya yeterli değildir.

2.Davacının hizmet cetvelinin incelenmesinde farklı bir işveren…Day. Tük. Mall. San. Org. İdr. Hiz. Ltd. Şti. İşverene ait 01.03.1996 tarihli kaydın varlığı karşısında, 1996 yılı sigorta başlangıcına ilişkin olan davada;

a. Davacının beyanı alınarak, sigorta başlangıcı talep edilen tarihin (ay-gün-yıl) olarak açıklığa kavuşturulmaması,

b. Hizmet dökümünde görülen 01.03.1996 tarihinin sigorta başlangıcı olduğunun istenilmesi durumunda bu tarihe ilişkin işe giriş bildirgesinin celbi ile 1 günlük çalışmanın varlığı irdelenip, bu konuda yeterli ve gerekli tüm araştırma yapılarak uyuşmazlık konusu husus, hiçbir kuşku ve duraksamaya yer bırakmayacak biçimde çözümlenip; deliller hep birlikte değerlendirilip, takdir edilerek varılacak sonuç uyarınca bir karar verilmelidir.

VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle,
Temyiz olunan, İlk Derece Mahkemesi kararının BOZULMASINA,

Dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine, gönderilmesine,

05.07.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi. .