YARGITAY KARARI
DAİRE : 10. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2023/6724
KARAR NO : 2023/7788
KARAR TARİHİ : 11.07.2023
MAHKEMESİ : … Bölge Adliye Mahkemesi 34. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/2896 E., 2023/466 K.
HÜKÜM/KARAR : Esastan red
İLK DERECE MAHKEMESİ : … 22. İş Mahkemesi
SAYISI : 2020/100 E., 2022/149 K.
Taraflar arasındaki prime esas kazancın tespiti davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince, hükümde belirtilen gerekçelerle davanın reddine karar verilmiştir.
Kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı, davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi … tarafından hazırlanan rapor dinlenildikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I.DAVA
Davacı asil özetle; 06.04.2006 – 01.12.2014 tarihleri arasında davalı işyerinde satış pazarlama müdürü sıfatı ile çalıştığını, çalıştığı tüm sürenin kuruma bildirildiğini, ancak asgari ücretten bildirildiğini, maaşı 3600 TL olduğundan davalı işveren tarafından çalıştığı dönemler itibariyle eksik bildirilen sigorta primlerinin tespiti ile bu süreler içinde eksik yatırılan primlerin davalı tarafından yatırılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davacı asil, duruşmadaki beyanında ayrıca, maaşının bir kısmını bankadan, bir kısmını elden aldığını, ancak makbuz almadığını ve bordrolardaki imzaların kendisine ait olduğunu beyan etmiştir.
II.CEVAP
Davalı kurum vekili; davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı işyeri vekilinin öncelikle hak düşürücü süre yönünden reddine, ayrıca davacının haksız davasının reddine karar verilmesini talep etmiştir.
III.İLK DERECE MAHKEME KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; Yargıtay’ın yerleşik içtihatları gereği ücretin ispatı konusunda yazılı delil (işçinin imzasının bulunduğu aylık ücreti gösteren para makbuzları, banka kayıtları, ticari defter kayıtları, ücret bordroları…) ya da yazılı delil başlangıcı niteliğinde delil bulunması gerektiği, davacı vekilince sunulan delillerin bu nitelikte delil olarak değerlendirilmemesi nedeniyle davanın reddi gerektiği sonuç ve kanaatine varılarak;
Davanın reddine, karar verilmiştir.
IV.İSTİNAF
A.İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili istinaf yoluna başvurmuştur.
B.İstinaf Sebepleri:
1.Davacı Vekilinin İstinaf Sebepleri
Asgari ücret ile çalışmış gibi gösterilmek suretiyle gerçeğe aykırı beyan ile SGK’na bildirim yapılmış ve asgari ücret üzerinden sigorta primleri ödenmiştir. Karar usule ve hukuka aykırıdır .İşçilik alacaklarının ispatında HMK’da yer alan genel hükümlere sıkı sıkıya bağlı kalınmak suretiyle ispatın aranması işçinin alacağına kavuşmasını engeller. Yazılı delil ya da yazılı delil başlangıcı niteliğinde belge bulunmadığına ilişkin mahkemenin gerekçesini oluşturan tespit gerçeğe aykırıdır. Dosyaya ücret bordroları, müvekkilin banka hesap hareketleri ve işveren tarafından verilen ücret yazısı sunulmuştur. Bu belgeler yazılı delil ve yazılı delil başlangıcı niteliğindedir. Dosyada mevcut ücret bordrolarında müvekkilin aylık asgari ücret aldığı yer almaktadır. Müvekkile ait banka hesap hareketleri de dosyaya ilgili banka tarafından sunulmuş, burada da müvekkile asgari ücret ödemesi yapıldığı görülmüştür. Tarafımızca davalı işveren tarafından aylık ücretlerin asgari kısmının banka yolu ile kalan kısmının ise elden verildiği ileri sürülmüş, mahkeme huzurunda dinlenen tanık …; ”maaşların asgari kısmı bankadan kalan kısmı elden ödenirdi.” şeklinde belirtmiş, tarafımızca sunulan ve işverenin imza ile kaşenin bulunduğu yazı yazılı delil ya da tanık beyanları ile doğrulanacak yazılı delil başlangıcı vasfında olmasına rağmen doğruluğu araştırılmamıştır. Mahkemenin bu doğrultuda yapması gereken öncelikle belge aslını ilgili bankadan temin ederek imza incelemesine başvurmak olacaktır. Müvekkil tarafından dosyaya çalıştığı dönem yapmış olduğu harcamaları gösterir kredi kartı ektreleri, kira ödeme dekontları ve kredi ödeme belgeleri sunulmuştur. Bu belgeler de HMK kapsamında birer yazılı delil olmakla, içerikleri incelendiğinde aylık 2.000,00 TL – 3.000,00 TL arası kredi kartı harcaması, 900,00 TL konut kredisi ödemesi, 750,00 TL konut kirası ödemesi yapıldığı görülecektir. Müvekkil tarafından yapılan aylık harcamaların miktarı toplam 3.650,00 TL – 4.650,00 TL arasında olmakla bu miktar harcamanın asgari ücret ile karşılanamayacağı aşikardır.Müvekkilin davalı işyerinde çalışmasından önceki sgk kayıtları da davamızı ispatlamaya yarar yazılı delil niteliğindedir. Dinlenen tanık beyanları dahi davamızı ispatlamaktadır. gerekçeleriyle, kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
C.Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile;
Davacı vekilli tarafından sunulan ve ilgili makama yazıldığı anlaşılan belgelerden; davacının ücretinin belirtildiği görülmekte ise de; Yargıtay tarafından kredi temini amacı ile düzenlenen bu tür belgeler tek başına prime esas kazanç tespitinde esas alınmamaktadır.
Yargıtay emsal kararlarına göre; Ücrete ilişkin başkaca kayıt sunulmaması karşısında davacın tespiti mümkün hizmet süreleri için prime esas kazancının, Kurum taban ücretlerinin altında olmamak kaydı ile asgari ücret üzerinden hesaplanması gerekeceği açıktır.
Davacı taraf pazarlama müdürü olduğunu belirterek, ona göre ücret aldığını ileri sürmüş ise de; Mahkemece dinlenen tanık beyanlarına göre, pazarlama bölümünde sadece davacının çalıştığı, şirket tarafından verilmiş özel bir yetkilendirme bulunmadığı da ifade edilmiştir.
Emsal Yargıtay kararlarında belirtildiği üzere; kesinleşmiş alacak davası olmadığı ve tahsil edilmiş icra kararı da bulunmadığı, davalı işyerine ait dönem bordrolarındaki davacıya ait ücret tutarının sigortalı hizmet cetvelindeki tutarlarla uyumlu olduğu ve davalı işyeri ücret bordrolarının davacı tarafından imzalandığı anlaşılmıştır.
İlk Derece Mahkemesi tarafından yeterli inceleme ve araştırma sonucu hüküm kurulduğu, İlk Derece Mahkemesi kararının usul ve yasaya uygun olduğu anlaşılmakla;
… 22. İş Mahkemesinin 28.02.2022 tarihli, 2020/100 Esas – 2022/149 Karar sayılı kararı usul ve esas yönünden hukuka uygun bulunduğundan davacı vekilinin istinaf başvurusunun 6100 sayılı Yasanın 353/1-b-1 maddesi gereğince esastan reddine, karar verilmiştir.
V.TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı vekili; istinaf sebepleri doğrultusunda temyiz talebinde bulunmuştur.
C.Gerekçe
1.Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dava; prime esas kazanç tespiti istemine ilişkindir.
2.İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri, 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun; 288 inci maddesi, 289 uncu maddesi, 292 inci maddesi, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 200 ve 202 inci maddeleri, 5510 sayılı Kanun’un 80 inci maddesinin birinci fıkrası ile 506 sayılı Kanunun 77 inci maddesi
3. Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun’un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle,
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun’un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine ,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
Üye …’ın muhalefetine karşı, Başkan … ile Üyeler …, … ve …ün oyları ve oy çokluğuyla,
11.07.2023 tarihinde karar verildi.
KARŞI OY GERKEÇESİ
1. Çoğunluk ile aradaki temel uyuşmazlık prime esas kazanç tespiti için, aylık ücret tutarının 6100 sayılı HMK.’un 200 ve 202 inci maddelerinde belirtilen sınırları aştığı veya bordroların işçinin imzasını taşıdığı takdirde yazılı delille kanıtlanması gerekip gerekmediği” noktasında toplanmaktadır.
2. Daha önce Dairemizin 2020/11683 Esas, 2021/10353 Karar sayılı kararında yazılan karşı oy gerekçelerinde açıklandığı üzere;
Sigortalının prime esas kazancının tespitinde, mahkemece resen araştırma ilkesi ve delil serbestisi kapsamında her türlü delil toplanmalı, tarafların vazgeçmesi ve kabulü ile bağlı olunmadığı gibi salt tanık beyanları ile de yetinilmemeli, yukarda belirtilen 4857 sayılı İş Kanunu, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu ve 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu hükümleri uygulanarak sigortalının yaptığı işin özellikleri(vasıflı olup olmadığı), işyerindeki ve meslekteki kıdemi, meslek unvanı, yapılan işin niteliği, işyerinin özellikleri, emsal işçilere o işyerinde veya başka işyerlerinde ödenen ücretler, örf ve adetler dikkate alındığında kayıtlarda görünen ücretle çalışmasının hayatının olağan akışına uygun bulunup bulunmadığı da değerlendirilerek ilgili işçi ve işveren kuruluşlarından, sendikalardan, meslek odalarından emsal ücret araştırması yapılmalı, bu konuda açılmış işçilik alacakları davası var ve kesinleşmiş ise delil kabul edilmeli, dolayısı ile inandırıcı, ciddi deliller doğrultusunda ve tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonuca gidilmeli, ücretin işçinin yazılı onayı olmadan düşürüldüğü durumda ise yazılı muvafakati yoksa önceki yüksek ücreti esas alınarak prime esas kazanç saptanmalıdır.
3. Nitekim aynı hususlar Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 02.06.2020 tarih ve 2016/10-376 Esas, 2020/306 Karar, 09.07.2020 tarih ve 2016/21-904 Esas, 2020/554 Karar ve 16.07.2020 tarih ve 2016/10-2141 Esas, 2020/585 Karar sayılı kararları ile kabul edilmiştir.
4. Somut uyuşmazlıkta davacı satış ve pazarlamamüdürü olarak çalıştığını iddia etmiştir. Ücret ilgili sözleşme yoktur. Davacı vasıflı bir işçidir. Kamu düzeni ve resen araştırma ilkesine göre vasıflı işçi olan davacının prime esas kazancının emsal ücret araştırması ve her türlü delille kanıtlanması esastır. Bordronun senet vasfı yoktur. Kararın prime esas kazancın tespiti yönünde yukarıda belirtilen esaprime esas kazancın tespiti yönünde yukarıda belirtilen esaslar ve Hukuk Genel Kurulu kararı uyarınca araştırma yapılmalıdır. Çoğunluk görüşü ile resen araştırma ilkesi ve kamu düzeni ilkesine aykırı olacak şekilde salt yazılı belge ile sınırlandırılarak kararın onanması gerekçesine katılınmamıştır.