YARGITAY KARARI
DAİRE : 10. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2023/6712
KARAR NO : 2023/7785
KARAR TARİHİ : 11.07.2023
MAHKEMESİ : … Bölge Adliye Mahkemesi 34. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2021/1659 E., 2023/824 K.
DAVA TARİHİ : 17.03.2017
KARAR : Esastan Ret
İLK DERECE MAHKEMESİ : … Anadolu 20. İş Mahkemesi
SAYISI : 2017/119 E., 2021/75 K.
Taraflar arasındaki itirazın iptali ve aylıkların yeniden bağlanarak ödenmesi davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince, hükümde belirtilen gerekçelerle davanın reddine karar verilmiştir.
Kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı, davacı vekilince temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi … tarafından hazırlanan rapor dinlenildikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I.DAVA
Davacı vekili özetle, davacının babasından bağlanan yetim aylığının denetim raporuna dayanılarak boşandığı eşiyle birlikte yaşadığı iddiası ile kesildiğini, eski eşiyle birlikte yaşamadığını, eski eşinin 7 yıl 3 ay hapis cezası aldığını, 13.06.2015 tarihinde şartlı salıverildiğini, yersiz ödemelerin tahsili için Kurum tarafından … Anadolu 12. İcra Müdürlüğünün 2016/23188 Esas sayılı dosyası ile takip başlatıldığını belirterek icra takibinin iptalini, aylığının yeniden bağlanmasını, ödenmeyen aylıkların yasal faizi ile ödenmesini, icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir.
II.CEVAP
Davalı kurum vekili, davacının boşandığı eşi ile birlikte yaşadığının denetmen raporuyla tespiti üzerine yetim aylığının kesildiğini, kurum işleminin yerinde olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.
III.İLK DERECE MAHKEME KARARI
İlk Derece Mahkemesi yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; toplanan deliller, kurum işlemine dayanak araştırma raporu, dinlenen tanıklardan alınan ifadeler ve tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; davacının ve boşandığı eşinin boşandıktan sonra 2009 yılı ile davacının annesinin vefatına kadar birlikte yaşadıklarına ilişkin dolaylı ikrarı dikkate alınarak ve davacı tanıklarının boşandığı eşi ile birlikte yaşamadığı, dava dışı eşi hiç tanımadıkları yönündeki ifadelerinin, hem davacının ve boşandığı eşinin dolaylı ikrarı ile hemde kamu tanıklarının beyanları ile çelişkili ve yanlı olması nedeniyle itibar edilememiş olup; davacının boşandığı eşi (cezaevinde hükümlü olmasına rağmen izinli olarak yada koşullu salıverildiği ve tahliye olarak dışarı çıktığında) ile boşandıktan sonra fiili olarak birlikte yaşadığı aralarında husumet bulunmayan kamu tanıklarının ifadeleri ile sabit olduğu dava konusu denetmen raporunun aksinin sübuta ermediği ve kurum işleminin isabetli olduğu, kanaatine varılarak davacı vekili tarafından davalı kurum aleyhine açılan davanın esastan reddine karar verilmiştir.
IV.İSTİNAF
A.İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili istinaf yoluna başvurmuştur.
B.İstinaf Sebepleri:
1.Davacı Vekilinin İstinaf Sebepleri;
Davacının boşandığı eşi ile görüşmesi, sadece boşanma kararında hükme bağlanan çocuk ile şahsi ilişki kararı sebebiyle zorunlu bir görüşme olup, birlikte yaşama olgusunun söz konusu olmadığını, davanın yazılı deliller ve tanık beyanları ile ispat edildiğini, davanın kabulüne karar verilmesi gerektiğini belirterek istinaf kanun yoluna başvurmuştur.
C.Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; denetmen raporunun davacı ile eski eşinin ve davacının adresindeki komşularının ifadeleri alınarak düzenlendiği, mahkemece kamu tanıklarının beyanlarına itibar edilerek boşandıktan sonra fiilen birlikte yaşadıklarının kabul edildiği, denetmen raporunun aksinin kanıtlanmadığı, ölüm aylığının kesilmesine ilişkin kurum işleminin ve davanın reddinin isabetli olduğu anlaşılmakla;
… Anadolu 20. İş Mahkemesi’nin 09.02.2021 tarihli, 2017/119 Esas – 2021/75 Karar sayılı kararı usul ve esas yönünden hukuka uygun bulunduğundan davacı vekilinin istinaf başvurusunun 6100 sayılı Kanun’un 353/1-b-1 maddesi gereğince esastan reddine, karar verilmiştir.
V.TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı vekili; istinaf dilekçesinde belirttiği hususlar ile temyiz talebinde bulunmuştur.
C.Gerekçe
1.Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dava; yetim aylığının kesilmesi konulu kurum işleminin iptali, aylığın yeniden bağlanması, ödenmeyen aylıkların yasal faizi ile ödenmesi, yersiz ödemenin tahsili için başlatılan icra takibinin iptali ve icra inkar tazminatı istemine ilişkindir.
2.İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri, 5510 sayılı Kanun’un 56 ncı maddesi
3. Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun’un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle,
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun’un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
Üye …’ın muhalefetine karşı, Başkan …, Üyeler …, … ve …’ün oyları ve oy çokluğuyla
11.07.2023 tarihinde karar verildi.
(M)
KARŞI OY GEREKÇESİ
1. Somut uyuşmazlıkta, davacı kadın eşinden 2006 yılında eşinden boşanmıştır. Davacı kadına 2011 yılında başvurusu üzerine ölen babasından dolayı bağlanan yetim aylığı 2016 yılında yapılan denetim sonrası eşi ile birlikte yaşadığı gerekçesi ile 2011-2016 yılları için 5510 sayılı Kanun’un 56 ncı maddesi uyarınca ödenen aylıkların yersiz ödendiği gerekçesi ile borç çıkarılmıştır.
2. Dairemizin 07.10.2021 tarih ve 2021/7072 Esas, 2021/11762 Karar sayılı ilamında yazılan karşı oy gerekçelerimde belirttiğim gibi davacı boşandığında 506 sayılı Kanun yürürlüktedir. 5510 sayılı Kanun’un 5754 sayılı Kanun’un 68 inci maddesi ile değişik geçici 1 inci maddesi uyarınca kesilmede 506 sayılı Kanun uygulanmalıdır. Anılan kanunda ise boşanılan eş ile birlikte yaşama olgusu bir kesilme nedeni olarak düzenlenmemiştir. 5510 sayılı Kanun’un 01.10.2008 tarihinden önce gerçekleşen boşanma olgusuna uygulanması olanağı, önceye etki yasağı nedeni ile olanaklı değildir.
3. Çoğunluğun önceye etki yasağı ilkesine aykırı olarak, lafzi yorum ve sigortalı aleyhine yorumu benimseyerek, sonradan gerçekleşip gerçekleşmediği araştırılarak salt birlikte yaşama ve boşanan eşin desteğini alma koşulunu yeterli kabul etmesi, Kanun’un ve Anayasa Mahkemesinin iptal kararının gerekçelerine aykırıdır. Kaldı ki davacı boşandıktan 5 yıl sonra aylık isteminde bulunmuştur. Burada davacının salt aylık almak için boşandığından, dolayısı ile aylık bağlanması için bu hakkını kötüye kullandığından söz edilemez.
4. Açıklanan bu gerekçelerle mahkeme kararının bu gerekçe ile bozulması gerekirken, onanması görüşüne katılınmamıştır.