Yargıtay Kararı 10. Hukuk Dairesi 2023/671 E. 2023/2607 K. 15.03.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 10. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2023/671
KARAR NO : 2023/2607
KARAR TARİHİ : 15.03.2023

..
MAHKEMESİ : … Bölge Adliye Mahkemesi 33. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/187 E., 2022/2290 K.

KARAR : Esastan red
İLK DERECE MAHKEMESİ : … 19. İş Mahkemesi
SAYISI : 2018/126 E., 2021/586 K.

Taraflar arasındaki sigorta başlangıcının tespiti davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.

Kararın davalı SGK vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı SGK vekili tarafından temyiz edilmekle;kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi … tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde, davacının … sicil numaralı işyerinde 01.02.1992 tarihinden Aralık 1992 tarihine kadar çalıştığını, sigorta primlerinin ödenmediğini belirterek davacının sigortalılık başlangıç tarihinin 01.02.1992 tarihi olarak tescil edilmesine karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP
1.Davalı işveren vekili; öncelikle davanın 5 yıllık hak düşürücü süre geçtikten sonra açıldığını, davacının çalıştığı süreler boyunca davalı Kuruma primlerinin düzenli olarak yatırıldığını ancak Kurum tarafından ödemelerin dikkate alınmayarak davacının hizmet döküm cetveline işlenmemiş olmasının davalının sorumluluğunda olmadığını belirtmiş, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

2.Davalı Kurum vekili; davanın hak düşürücü süre içinde açılmadığını,işe giriş bildirgesinin verilmesinin yeterli olmadığını,eylemli çalışmanın ispatlaması gerektiğini belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile “…Davacı adına verilen bildirgeyle sigorta sicil numarası tahsis edildiği ve sicil numarasının 1992 yılı serilerinden olduğu, kurum tarafından bildirilmiştir. İddia yönünden 1992 yılı dönem bordrosu bulunmadığı için çalışması kayda geçmiş tanık tespit edilememiştir. Bu nedenle komşu iş yeri çalışanlarının anlatımlarına göre değerlendirme yapmak gerekmiştir. Tanık … anlatımında mevcut davaya ilişkin herhangi bir bilgisinin bulunmadığını ifade etmiştir. Bu tanığın çalışmanın geçtiği dönem itibariyle … isimli işveren yanında kayıtlı çalışmasının bulunduğu anlaşılmıştır. Tanığın çalışmasının geçtiği komşu işverenin faaliyet adresinin … olduğu anlaşılmıştır. İşverenin adresi ise … olarak kayıtlı olduğu görülmüştür. Tanık … anlatımında çalıştığı yere yakın bir sağlık merkezi olduğunun ancak davacıyı tanımadığını ifade etmiştir. Tanığın çalışmanın geçtiği dönem itibariyle … Pastanesi ünvanlı işveren yanında kayıtlı çalışmasının bulunduğu anlaşılmıştır. Tanığın çalışmasının geçtiği komşu iş yerinin adresinin … olarak kayıtlarda yer aldığı görülmüştür. Dava konusu istem yönünden çalışması kayda geçmiş komşu iş yeri tanıklarının beyanları alınmıştır. Tanıklar anlatımlarında davacıyı tanımadıklarını ifade etmiş iseler de davanın kamusal yönü gereği gerekli araştırma ve incelemenin yapıldığı kanaatiyle işe giriş bildirgesi, ilgili yılın serilerinden olan sicil numarası ve grafoloji incelemesi bir günlük çalışma yönünden mevcut davaya ilişkin iddianın ispatı açısından yeterli görülmüş ve davanın kabulüne karar vermek gerekmiştir …” gerekçesiyle davanın kabulüne davacının 01/02/1992 tarihinde … sicil numaralı … ünvanlı işveren yanında 1 gün süre ile dönemin asgari ücreti karşılığı çalıştığının tespitine, karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı SGK vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri
Davalı SGK vekili istinaf dilekçesinde, giriş bildirgesinin verilmesinin yeterli olmayıp fiili çalışmanın ispatlanması gerektiğini, dinlenen tanıkların kayıtlı tanıklar olmadıklarını belirterek mahkeme kararının kaldırılmasını istemiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile “…Davacının 22.03.2016 tarihinde ön inceleme duruşmasında talebinin sadece 01.02.1992 tarihinde (1) gün sigortalı olarak çalıştığının tespiti talebi olduğunu beyan ettiği, mahkeme tarafından işveren aleyhine açılan davanın tefrik edildiği, davacının 01.02.1992 tarihli işe giriş bildirgesinin Kuruma verildiği, Kurum kayıtlarına işlendiği, aynı yılın serilerinden olduğu, işyerinin 26.09.1990 tarihinde Yasa kapsamına alındığı, 28.09.1990 tarihinde Yasa kapsamından çıkarıldığı, dinlenen davacı tanıklarının, davacının akrabası ve komşuları oldukları, işyerinin dönem bordrosunun bulunmadığı, mahkeme tarafından yapılan emniyet araştırmasında komşu işyerinin tespit edilemediğinin bildirildiği,giriş bildirgesi üzerinde yapılan grafolojik incelemede imzanın davacıya ait olduğunun tespit edildiği,dinlenen tanıkların davacının çalışmasını doğruladıkları…” gerekçesiyle davalı SGK vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı SGK vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri
Davalı SGK vekili istinaf dilekçe içeriğini tekrarla kararın temyizen bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık 01.02.1992 tarihinde (1) gün süre ile sigortalı çalıştığının tespiti istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk
1.6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.

2. 506 sayılı Sosyal Sigortalar Kanunun 2 nci, 6 ncı, 9 uncu, 79 uncu, 108 inci maddesi hükümleridir.

Bir kimsenin sigortalı sayılabilmesi için sigortalı işe giriş bildirgesinin varlığı yeterli olmayıp, aynı zamanda o kimsenin Yasanın belirlediği biçimde (506 sayılı Kanun’un 2 nci maddesi ve 5510 sayılı Kanun’un 4/a maddesi) eylemli olarak çalışması da koşuldur. Bu yön 506 sayılı Kanun’un 6 ncı maddesi ile 5510 sayılı Kanun’un 7/a maddesinde ve Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 1999/21-549-555, 2005/21-437-448 ve 2007/21-306-320 sayılı kararlarında da vurgulanmıştır. Bu bakımdan davacının işyerinde eylemli olarak çalışıp çalışmadığının yöntemince araştırılması gerektiği ortadadır.

Hizmet tespitinin bir türü olan sigortalılık başlangıç tespiti davasında, dava konusu dönem yönünden hem çalışmaların geçtiği işyerinin varlığı hem de sigortalının çalışmalarının gerçek ve sigortalı çalışma olduğunun hiçbir teredüte yol açmayacak şekilde ispatlanması gerekmektedir.

Bu tür davalar yalnızca bir günlük çalışmanın tespitinden ibaret olarak görülmemeli, bir günlük çalışmanın kabulü ile saptanacak sigortalılık başlangıcının sigortalıya sağlayacağı sigortalılık süresi ile birlikte kazandıracağı haklar dikkate alınmalı ve giriş bildirgesi ile birlikte eylemli çalışmanın bulunup bulunmadığı özellikle belirlenmelidir.

Bu da dava konusu çalışmaların sigortalı çalışma niteliğinde olup olmadığı, sigortalı çalışma niteliğinde ise çalışmanın varlığı yönünden dönemde bordrolu olan tanık, yoksa komşu işyeri tanığı araştırarak ifadelerinin alınması, varsa bu döneme ilişkin makbuz, fatura, defter gibi tüm kayıt ve belgelerin incelenmesi, 506 ve 5510 sayılı Yasalar ile Yargıtay’ın yerleşik içtihatları gereğidir.

3. Değerlendirme
1.Sigortalılığın kabulü ve hüküm altına alınabilmesi için mutlak koşul niteliğindeki hizmet akdinin ve eylemli çalışmanın varlığı ortaya konulmalıdır. Buna göre eldeki davada, davacı adına … unvanlı 214 sicil no.lu iş yerinden 01.02.1992 tarihli işe giriş bildirgesi verildiği, iş yeri tescil bilgilerinde 26.09.1990-28.05.1993 tarihleri arasında kanun kapsamında olduğu, iş yerinin doktor muayenehanesi mahiyetinde olduğu, işveren vergi mükellefiyet dönemlerinin de … olarak bildirildiği, işe giriş bildirgesi aslı üzerinden yapılan imza incelemesinde, davacı el ürünü olduğunun belirlendiği,iş yerinin 1992 yılında bordro vermediğinin bildirildiği, dava konusu döneme ilişkin SGK tarafından 4 adet komşu iş yeri ve çalışanlarının bildirildiği,bunlardan komşu iş yeri … pastanesi sigortalısı …, … unvanlı iş yeri çalışanı …’ın beyanlarına başvurulduğu, adı geçen tanıkların davacıyı tanımadıklarını beyan ettikleri, öte yandan davacı tanıkları olarak davacının akraba ve komşularının dinlendiği ve eksik inceleme ve araştırma ile yazılı şekilde hüküm kurulduğu anlaşılmaktadır.

2.Bu nedenle Mahkemece, SGK tarafından komşu iş yeri olarak bildirilen … unvanlı (triko konfeksiyonu) işyeri ile … (kuaför) unvanlı komşu iş yerleri ve sigortalı çalışanlarının beyanlarına başvurulmalı ,öte yandan muayenehanenin … adresinde bulunduğu belirtildiğinden dava konusu dönemde apartman yöneticisi ve varsa apartman görevlisinin tespit edilerek beyanlarına başvurulmalı,davacının alışmasını bilebilecek komşu iş yerleri ve çalışanları hususunda davacının da beyanı alınmak suretiyle belirlenecek kişilerin çalışma kayıtları da getirtilmek suretiyle beyanları alınmalı, böylelikle toplanan ve toplanacak tüm deliller birlikte değerlendirilmek suretiyle davacının gerçek çalışma olgusu, somut ve inandırıcı bilgilere dayalı biçimde ortaya koyulmalıdır.

VI. KARAR
Açıklanan sebeple
1. Temyiz olunan, İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının ORTADAN KALDIRILMASINA,

2. İlk Derece Mahkemesi kararının BOZULMASINA,

Dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine, bozma kararının bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

15.03.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.