Yargıtay Kararı 10. Hukuk Dairesi 2023/6707 E. 2023/7585 K. 06.07.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 10. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2023/6707
KARAR NO : 2023/7585
KARAR TARİHİ : 06.07.2023

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : … Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2021/1376 E., 2023/700 K.
KARAR : Esastan Ret
İLK DERECE MAHKEMESİ : … İş Mahkemesi
SAYISI : 2019/41 E., 2020/337 K.

Taraflar arasındaki hizmet tespiti davasından yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.

Kararın davalı ve fer’i müdahil Kurum vekillerince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvuruların esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı ve fer’i müdahil Kurum vekillerince temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi … tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I.DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin 19.11.2012 tarihinde davalı iş yerinde temizlik, çay görevlisi sıfatıyla çalışmaya başladığını, müvekkili ile 3 kişinin aynı gün iş yerinde çalışmaya başladığını; müvekkilinin bu çalışması esnasında, işveren tarafından sigortalı yapıldığını ve sigorta primlerinin ödendiğini bildiğini, müvekkilinin iş akdinin haksız olarak feshedilmesinden sonra hizmet kaydındaki yanlışlığı fark ettiğini, işe giriş bildiriminin 11.12.2012 tarihinde kuruma bildirilmiş olduğunu, 22 gün sigortasız çalıştığını öğrendiğini, müvekkilinin davalı işyerinde 19.11.2012 olduğu, davalı işyerinde … ve… ile aynı gün işe başladığını, bu nedenlerle müvekkilinin işe başlangıç tarihinin 19.11.2012 olarak tespitine, 19.11.2012-17.11.2015 tarihleri arasında kesintisiz çalıştığının tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP
1.Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının davalı müvekkili yanında işe giriş tarihi olan 11.12.2012 tarihi itibari ile sigortalı olarak Sosyal Güvenlik Kurumu sisteminde kayıtlı bulunduğunu, davacının iş sözleşmesinin sona erdirilmesi ile birlikte 17.11.2015 tarihi itibari ile de davalı müvekkili nezdindeki sigortalılığının sonlandığını, müvekkili şirketin işyeri uygulaması olarak, bütün işçilerden işe girişe ilişkin gerekli belgeler işe başlayacakları tarih itibariyle istenildiğini belirterek davanın reddine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

2.Fer’i Müdahil SGK vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkili kurumun yasaya ve hukuka aykırı bir işleminin söz konusu olmadığını, açılan davanın müvekkili yönünden reddi gerektiğini talep ve beyan etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararı ile; “Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; tüm dosya kapsamı, toplanan deliller ve tanık beyanları birlikte değerlendirildiğinde, davacının davalı işyerine başlama tarihi ve hizmetlerinin Sosyal Güvenlik Kurumuna geç bildirilmiş olduğu anlaşıldığından, davacının davalı işyerinde 19.11.2012 tarihinde çalışmaya başladığı…” gerekçeleriyle; davanın kabulü ile;

1-) Davacının 19.11.2012 tarihinde davalıya ait 1017104.068 sicil numaralı iş yerinde iş yerinde çalışmaya başladığının ve hizmetinin tespitine, ayrıca, davacının davalıya ait iş yerinde kuruma bildirilen çalışma günleri dışında 19.11.2012-10.12.2012 tarihleri arasında asgari ücret ile çalıştığının ve hizmetinin tespitine” karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı ve fer’i müdahil Kurum vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuşlardır.

B. İstinaf Sebepleri
1.Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; davacının, davalı yanında işe giriş tarihi olan 11.12.2012 itibari ile sigortalı olarak Sosyal Güvenlik Kurumu sisteminde kayıtlı olduğu, iş sözleşmesinin sona erdirilmesi ile birlikte 17.11.2015 tarihi itibari ile davalı nezdindeki sigortalılığının sonlandığı, işverenin yapmış olduğu bildirimlerin aleyhinde iddiada bulunulması durumunda davacının bu durumu kanıtlaması gerektiği, davacı vekilinin 08.07.2019 tarihli delil dilekçesi ekinde yer alan belgelerde, …, … ve davacının kimlik fotokopilerinin bulunduğu ve fotokopilerin altında davacının görevinin beden işçisi olduğu, ücretinin 1.000 TL (net) olduğu, işe giriş tarihinin 19.11.2012 olduğu, delil dilekçesi ekinde sunulan bu evrakların davalı şirket tarafından düzenlendiğine ilişkin hiçbir ibare bulunmadığı, evraklarda şirketin kaşesi ya da yetkili birinin imzasının yer almadığı, evrakın davacının 19.11.2012 tarihinde işe başladığını gösterir nitelikte resmi bir yazılı belge olduğunun söylenemeyeceği, şirketin sunmuş olduğu tüm evrakları dikkate almak yerine davacının el ürünü olarak sunmuş olduğu delilin hükme esas alınmasının hukuka aykırı olduğu, davacı tarafından sunulan e-maillerin davacının iddiasını ispatlar nitelikte bilgiler içermediği, davacı tanığı …’ın davacının 19.11.2012 tarihinde çalışmaya başladığını, ücretinin ödenmediğini belirttiği ancak bu durumu onaylar nitelikte herhangi bir cevabi e-mail almadığı, davacının işe girişinin işe başladığı tarihte yapıldığı, tüm işçilerin işe girişlerinin başladıkları tarihte yapılmışken davacının yapılmamış olmasının hayatın olağan akışına ve şirket politikasına aykırı olduğu gerekçeleriyle, yerel mahkemece verilen kararın kaldırılarak davacının hizmet başlangıcının 19.11.2012 değil, 11.12.2012 olduğunun tespiti talebiyle istinaf yoluna başvurmuştur.

2.Fer’i Müdahil SGK vekili istinaf dilekçesinde özetle; davacının belirtilen tarihlerde çalıştığına dair dinlenen tanık beyanlarından başka bir envanter bulunmadığı, davacının iddiasında işe giriş tarihinin 2012 yılının 11. ayı olduğundan bahisle bu tarihten itibaren sigortalılığın başlangıcını talep ettiği, kurum kayıtlarında davacı adına belirtilen tarihte işe giriş bildirgesi verilmiş olmasına rağmen dönem bordrosu verilmediği, prim ödenmediği, prim ödemelerini işyeri tarafından yapılması gerekirken işveren tarafından ödeme yapılmadığı, davacı tarafında da ödemenin takip edilmediği, kurumun işlemlerinin yasalara ve hukuka uygun olduğundan müvekkilinin davada hasım sıfatı olamayacağı gerekçeleriyle, yerel mahkemece verilen kararın kaldırılarak davanın reddine karar verilmesi talebiyle istinaf yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; toplanan deliller ve tüm dosya kapsamına göre; davacının 11.12.2012-17.11.2015 tarihleri arasındaki çalışmalarının, davalı iş yerince Kuruma bildirildiği, davacı tarafça 19.11.2012 tarihinde işe başlandığı iddiasıyla eldeki davanın açıldığı, davacının beden işçisi olarak, tanık olarak dinlenen … ve diğer işçi … ile birlikte aynı gün işe başlamasına ve … ve diğer işçi …’nın 19.11.2012 tarihinde işe başladığı bildirilmesine rağmen davacının işe başlama tarihinin 11.12.2012 olarak Kuruma bildirildiği, dolayısıyla davacının 19.11.2012- 10.12.2012 tarihleri arasındaki çalışmalarının Kuruma bildirilmediği, sonuç olarak yerel mahkeme kararının usul ve yasaya uygun olduğu anlaşıldığından, davalı vekili ile fer’i müdahil kurum vekilinin istinaf başvurularının, HMK’nın 353/1-b.1 inci maddesi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı ve fer’i müdahil Kurum vekilleri temyiz isteminde bulunmuşlardır.

B. Temyiz Sebepleri
1.Davalı vekili temyiz dilekçesinde; istinaf gerekçelerini tekrarlamıştır.

2.Fer’i Müdahil SGK vekili temyiz dilekçesinde; istinaf gerekçelerini tekrarlamıştır.

C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, hizmet tespiti istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri ile 5510 sayılı Kanun’un 86 ncı madde hükümleridir.

3. Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun’un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı ve feri müdahil Kurum vekilleri tarafından temyiz dilekçelerinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

V. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun’un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

06.07.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.