Yargıtay Kararı 10. Hukuk Dairesi 2023/663 E. 2023/1717 K. 27.02.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 10. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2023/663
KARAR NO : 2023/1717
KARAR TARİHİ : 27.02.2023

MAHKEMESİ : Adana Bölge Adliye Mahkemesi 7. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/1906 E., 2022/1829 K.

HÜKÜM/KARAR : Esastan red
İLK DERECE MAHKEMESİ : Adana 2. İş Mahkemesi
SAYISI : 2018/69 E., 2021/47 K.

Taraflar arasındaki kurum işleminin iptali davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.

Kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi … tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA
Davacı asıl dava dilekçesinde; kendisinin boşanmış olduğu eşi … ile ayrı yaşamakta olmasına rağmen beraber yaşadığı iddia edilerek, SGK tarafından 27.572,67 TL yüklü miktarda borç çıkartıldığını, kendisinin boşanmış olduğu eşiyle beraber yaşamadığını, üzerine atılı bu suçlamayı kesinlikle kabul etmediğini, iş bu nedenlerle davalı kurum tarafından tarafına atfedilen borca itiraz ettiğini, davasının kabulünü talep etmiştir.

II. CEVAP
Davalı Kurum vekili cevap dilekçesinde; davacının davasının yerinde olmadığını, müvekkili kurum denetmeni tarafından yapılan araştırma ve hazırlanan rapor neticesinde, davacının eşi …’den 14.01.2013 tarihinde boşandığı ve boşandıktan sonra … adresinde birlikte yaşadıklarının ve buna bağlı olarak davacının 5510 sayılı Kanun’un 56 ncı maddesine göre 14.01.2013 tarihinden bu yana davalı müvekkili kurumdan yersiz maaş aldığının tespit edildiğini belirterek davanın reddini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile tüm dosya kapsamı, dinlenen tanık beyanları, toplanan deliller bir bütün olarak birlikte değerlendirildiğinde; davacının eski eşinden boşandıktan sonrada boşandığı eşiyle birlikte yaşamaya devam ettiği, SGK denetmen raporunun aksi ispat edilememiş olup kurum işleminin yerinde olduğu kanaatine ulaşılarak, davacının davasının reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri
Davacı vekili istinaf dilekçesinde; davacı ile eski eşi …’nin 21.12.2012 tarihinde boşandıklarını, davacı ile eski eşinin boşandıktan sonra aynı evde birlikte hiçbir şekilde ortak yaşam sürmediklerini, dönem dönem çocuklarını görmek için eski eşinin evine geldiğini, yerel mahkemenin tanık beyanlarından müvekkilinin ve eski eşinin birkaç yıl öncesine kadar birlikte yaşadıklarının anlaşıldığı şeklinde yorumda bulunulduğunu, ancak dosya kapsamında dinlenen tüm tanık beyanları müvekkilinin eşinden yıllar önce ayrıldığını ve tarafların ayrı yaşadıklarını, fiilen birlikteliklerinin sonlandığını belirttiklerini, tanıkların müvekkilinin eşinden boşanma tarihinde yanılgı yaşamalarının son derece normal olup ve müvekkili aleyhine yorumlanmasının hatalı olduğunu, yerel mahkeme dosyasında müvekkili ile eski eşinin bir arada yaşadıklarına dair somut hiçbir delil ve belgenin bulunmadığını, yerel mahkeme kararının hatalı yorum ve değerlendirme ile usul ve yasa hükümlerine aykırı olarak davanın reddine karar verildiğini, yapılan tüm inceleme ve araştırmalar ile tanık beyanlarından da anlaşılacağı üzere müvekkili ile eski eşinin bir arada yaşamadığını, tüm bu hususlar dosya kapsamı ile sabit iken davanın reddine karar verilmesinin usul ve yasa hükümlerine açıkça aykırı olduğunu ileri sürmüştür.

C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile kurum tarafından yapılan araştırma sırasında kolluk tarafından düzenlenen 10.04.2015 tarihli tutanakta davacı ile boşandığı eşinin birlikte yaşadığının tespit edilmiş olması, tahkikat sırasında beyanı alınan tanıkların birlikte yaşadıkları yönünde beyanda bulunmaları, duruşma sırasında dinlenen bir kısım tankların davacı ile boşandığı eşinin birlikte yaşadığı ve boşandıklarının bilinmediği yönünde beyanda bulunmaları, aynı aile hekiminde kayıtlı olup davacının boşandığı eşinin hastane kayıtlarında davacının kayıtlı adresini bildirmesi göz önüne alındığında davacı ve eşinin boşandıktan sonra birlikte yaşamaya devam ettikleri sabit olup, 5510 sayılı Kanun’un 59/2 nci maddesi gereğince kurumun denetim ve kontrol ile görevlendirilmiş memurları tarafından düzenlenen tutanak içeriğinin aksi ispat edilemediğinden davacıya bağlanan aylıkların kesilmesi ve bağlandığı tarihten itibaren yapılan ölüm aylığı ödemelerinin yersiz ödeme olarak değerlendirilerek borç tahakkuk ettirilmesi işleminin yerinde olduğu gerekçeleriyle davacı vekilinin istinaf başvurusunun Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendi nin 1 numaralı alt bendi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri
Davacı vekili; istinaf dilekçesi ile birebir aynı sebeplerle eksik incelemeye dayalı kararın bozulmasını istemiştir.

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, boşandığı eşiyle birlikte yaşamadığını belirterek yetim aylığının kesilmesine ilişkin olarak tesis edilen işlemin iptali istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 69 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 344 üncü maddesi, 370 ve 371 inci maddeleri ve 5510 sayılı Kanun’un 56 ve 96 ncı maddeleri.

3. Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun’un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup, özellikle davacı ve eski eşi adına kayıtlı adreslerde yapılan araştırma kapsamında dinlenen kamu tanıklarının beyanları, medula kayıtları ile dosyada yer alan tüm bilgi ve belgelerin incelenmesinde davacı vekilinin temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun’un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

27.02.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.