Yargıtay Kararı 10. Hukuk Dairesi 2023/6602 E. 2023/6951 K. 15.06.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 10. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2023/6602
KARAR NO : 2023/6951
KARAR TARİHİ : 15.06.2023

MAHKEMESİ : … Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2021/1131 E., 2023/679 K.
KARAR : Karar Verilmesine Yer Olmadığına
İLK DERECE MAHKEMESİ : Mengen Asliye Hukuk (İş) Mahkemesi
SAYISI : 2018/126 E., 2020/95 K.

Taraflar arasındaki rücuan tazminat davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.

Kararın davacı Kurum vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurusunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılarak, konusuz kalan dava hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı Kurum vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi … tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA
Davacı vekili, Kurum sigortalısı …’nin 18.03.2018 tarihinde davalıya ait işyerinde geçirdiği kazada vefat ettiğini, kurumca olayın iş kazası olduğunun tespit edildiğini, kaza nedeniyle kurum tarafından 190,11 TL hastane masrafı yapıldığını, kazazedenin mirasçıları …’nin 328,248,94-TL ve …’ye 104,599,29-TL olmak üzere toplamda 432,848,23-TL peşin sermaye değerli gelir bağlandığını, kurum zararından 190,11 TL hastane masrafının ödeme tarihinden, bağlanan PSD gelirinin 129.854,47 TL’sini tahsis onay tarihi olan 30.03.2018 tarihinden itiraben işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsilini talep etmiştir.

II. CEVAP
Davalı vekili, davacı tarafın taleplerinin zaman aşımına uğradığını, davanın kısmi dava olarak açılmasının mümkün olmadığını, hukuki yarar yokluğundan davanın reddinin gerektiğini, kazanın sigortalının kendi kusuru ile meydana geldiğini, müvekkiline atfı kabil herhangi bir kusurun bulunmadığını, sigortalının uyulması gereken kurallara uymayarak işveren ve iş veren vekilinin denetim ve gözetim yükümlülülğünün bertaraf edecek eylemleri nedeniyle kazaya uğradığını beyanla davanın reddini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davanın; dava dışı kurum sigortalısının davalı iş yerinde geçirmiş olduğu iş kazası sonucu ölmesi sebebiyle kurumun ödemiş olduğu miktarların davalı işverenden tahsiline ilişkin rücuen tazminat davası olduğu, 11.03.2019 tarihli kusura ilişkin heyet raporunda dava dışı kurum sigortalısının %70 oranında kusurlu olduğu davalı işverenin ise %30 oranında kusurlu olduğunun bildirilmiş olduğu tarafların itirazı sonucu ek rapor tanzimi istenilmiş kök rapordaki görüşte bir değişiklik olmadığının bildirildiği, 17.02.2020 tarihli hesap raporunun usul ve yasaya uygun olduğu kanaatiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı Kurum vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri
Davacı vekili istinaf dilekçesinde; Yerel mahkemece müvekkili kurum sigortalısına atfedilen kusur oranlarının taraflarınca kabulünün mümkün olmadığını, kusur incelemesi yönünden yapılan itirazlarının dikkate alınmadığını, karşı tarafın %100 kusurlu olduğunu, yerel mahkemece sigortalıya atfedilen kusur oranının hukuka aykırı olduğunu, belirterek istinaf kanun yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararında, davaya konu alacağın davalı tarafından yapılandırma kapsamında ödenip ödenmediğinin bildirilmesi için yazılan müzekkere cevabına göre; davalının 7256 sayılı Kanun kapsamında dava konusu alacağını da (432.848,23-TL) kapsar şekilde kuruma bulunan toplam 545.365,72-TL borç aslı için yapılandırma başvurusunda bulunulduğu, yapılandırma kapsamında kuruma olan borçların ilk derece mahkemesinin karar tarihinden sonra ödendiği, Kurumun davacının yapılandırma isteğini kabul ettiği, davalının yapılandırma sonucunda davaya konu alacağı kuruma ödediği, tarafların davaya konu borç yönünden sulh olduğu, henüz kararın kesinleşmediği, davanın konusunun kalmadığı, bu eksikliğin giderilmesinin yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediği anlaşıldığından istinaf talebinin kabulü ile ilk derece mahkemesinin kararının kaldırılarak konusu kalmaya dava hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verildiği; yargılama giderleri yönünden ise 7256 sayılı Kanun’daki açık düzenleme gereği Kurum lehine vekalet ücretine hükmedilmediği, taraflarca yapılan yargılama giderlerinin taraflar üzerinde bırakıldığı belirtilerek davacı kurumun istinaf başvurusunun kabulü ile HMK’nın 353/1-b.2 bendi gereğince, İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına, davanın esası hakkında konusu kalmayan dava hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.

V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı Kurum vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri
Davacı kurum vekili, istinaf dilekçesinde belirttiği gerekçelerle kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dava, rücuan tazminat istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370, 371’inci ve 7256 sayılı Bazı Alacakların Yeniden Yapılandırılması İle Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun’un “Ortak Hükümler” başlıklı 3 üncü maddesinin 13 üncü fıkrası.

3. Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun’un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup, dosyada yer alan tüm bilgi ve belgelerin incelenmesinde verilen hükmün yerinde olduğu anlaşılmakla davacı kurum vekilinin temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun’un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, 15.06.2023 oy birliğiyle karar verildi.