Yargıtay Kararı 10. Hukuk Dairesi 2023/6601 E. 2023/7783 K. 11.07.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 10. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2023/6601
KARAR NO : 2023/7783
KARAR TARİHİ : 11.07.2023

MAHKEMESİ : … Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/2453 E., 2023/553 K.
KARAR : Esastan Ret
İLK DERECE MAHKEMESİ : … 1. İş Mahkemesi
SAYISI : 2020/234 E., 2022/178 K.

Taraflar arasındaki ödeme emrinin iptali davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince, hükümde belirtilen gerekçelerle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

Kararın davalı Kurum vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı, davalı Kurum vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi … tarafından hazırlanan rapor dinlenildikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I.DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; dava dışı …Orman Ürünleri Madencilik Ltd. Şti. isimli şirkette 15.10.2014 tarihli genel kurul kararı ile şirket müdürü olarak görev aldığını, 10.11.2014 tarihli genel kurul kararı ile şirket müdürlüğü görevinin son bulduğunu, aynı tarihte iş yerinden de çıkışının verildiğini, şirket müdürlüğünün sona erdiğine dair kararın Ticaret siciline gönderilmediğini bu nedenle sorumlu tutulduğunu öğrendiğini, yapılan işlemin hukuka aykırı olduğunu belirterek SGK … İl Müdürlüğünce 2014 Ekim- 2016 Mart ayına ilişkin prim borçlarından dolayı 2015/19886, 19887, 19888, 2016/13140, 2016/13141, 2016/13142 sayılı ödeme emirlerinin iptaline ve bu döneme ilişkin borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini talep etmiştir.
II.CEVAP
Davalı kurum vekili cevap dilekçesinde; Kurum işleminin yerinde olduğunu belirterek davanın reddine karar verilmesini talep ettiği görülmüştür.

III.İLK DERECE MAHKEME KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı il Mahkememizce davacının 10.11.2014 tarihinde imza yetkisinin iptal edilmesi sebebiyle müdürlük görevinin de iptal edilmiş olduğunun kabulü ile, işten ayrıldığı, imza yetkisinin iptal edildiği 10.11.2014 tarihinden sonraki borçlar açısından sorumluluğuna gidilemeyeceği anlaşılmıştır. Davacı …’nun dava dışı …Orman Ür.Mad.İnş.Gid.İş Mak.San.Tic.Ltd.Şti.’de 15.10.2014 tarihli ortaklar genel kurul kararı ile 10 yıl süre ile şirket müdürlüğü olarak atandığı ve şirketi sınırsız olarak münferit imza ile temsil ve ilzam yetkisinin verildiği, alınan kararın 22.10.2014 tarihli Ticaret Sicili Gazetesinde ilan edildiği, davacının 10.11.2014 tarihinde dava dışı şirketten işten ayrılış bildirgesinin verildiği, 10.11.2014 tarihli şirket ortaklar genel kurul kararı ile davacının işten ayrılmasından dolayı imza yetkisinin iptaline karar verildiği, 17.06.2016 tarihli şirket ortaklar genel kurul kararı ile davacının işten ayrılmasından dolayı müdürlük yetkisinin iptaline karar verildiği ancak ticaret sicilinde ilan edildiğine dair belgeye rastlanılmadığı anlaşılmıştır. Tüm dosya kapmasından davacı vekilin borçlu olmadığının tespitini talep ettiği 2016/13141 sayılı ödeme emrinin 2016/1 ve 2 nci aylara ilişkin prim borcuna ilişkin olduğu 2016/13142 sayılı ödeme emrinin 2015/10,11,12 ve 2016/2 nci aylara ilişkin damga vergisi konulu borç olduğu 2016/13140 sayılı ödeme emrinin 2016/1 ve 2 nci aylara ilişkin prim borcu olduğu anlaşılmıştır. 2015/19886, 2015/19887, 2015/19888 takip numaralı ödeme emirlerinin dava dışı …Orman Ür.Mad.İnş.Gid.İş Mak.San.Tic.Ltd.Şti.’nin 2014/yılının 9 ayı ile 2015 yılının 9 ayı arası prim borçlarına ilişkin olduğu, dönem itibari ile zaman aşımı süresinin dolmadığı, davacının dava dışı şirkette 15.10.2014 tarihli ile 10.11.2014 tarihleri arasında şirket müdürü olarak münferiden temsil ve ilzam yetkisi ile görev yaptığı, bu nedenle davacının müdürlük görevinin devam ettiği tarih aralığındaki şirket borçlarından dolayı davacı kuruma şirket ile birlikte müştereken ve müteselsilen sorumlu olduğu, şirket görevinin sona ermiş olduğu tarihten sonraki borçlarından ise müdürlük görevi sona ermiş olmasına rağmen Ticaret Sicil Müdürlüğünde ilan edilmemesinin şirket yöneticinin kamu alacaklarına karşı sorumluluğu ilan edilmemenin sonuçlarına bağlanamayacağı, kamu kurumunun üçüncü kişi olmadığı ve tescil edilmemeye dayanılabilmesi için yetkisiz temsilcinin şirket adına işlem yapması zorunluluğu bulunduğu ancak davacının yetkisiz temsilcinin işlem yapmasının da söz konusu olmadığı anlaşılmakla;
Davacının davasının kısmen kabul kısmen reddi ile,
Davacının davalı kurum tarafından gönderilen 2016/13140 ve 2016/13141, 2016/13142 sayılı takipler nedeni ile davalı kuruma borçlu olmadığının tespitine,

Davacının davalı kurum tarafından gönderilen 2015/19886, 2015/19887, 2015/19888 sayılı takipler nedeni ile 15.10.2014-10.11.2014 tarihleri arası hariç olmak üzere davalı kuruma borçlu olmadığının tespitine, fazlaya ilişkin istemin reddine, karar verilmiştir.

IV.İSTİNAF
A.İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı kurum vekili istinaf yoluna başvurmuştur.

B.İstinaf Sebepleri:
Davanın zamanaşımı süresi geçtikten sonra açıldığını, davanın yetkili mahkemede açılmadığını, kuruma başvuru yapılmaksızın dava açıldığını, davacının dava dışı …Orman Ür. Mad. İnş. Gıda İş Mak. Nak. San. Tic. Ltd. Şti. adına 22.10.2014 tarihinde 10 yıllığına şirket müdürlüğüne atandığını, 29.06.2016 tarih 9107 sayılı Ticaret Sicil Gazetesi’nde müdür olarak temsil yetkisinin sona erdiğini, davanın reddine karar verilmesi gerektiğini, dava açılmasına sebebiyet verilmediğini, yargılama giderlerinden sorumlu tutulamayacaklarını belirterek istinaf talebinde bulunmuştur.

C.Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davacının borcundan sorumlu tutulduğu şirketin 10.11.2014 tarihli genel kurul kararı ile işten ayrılması nedeniyle imza yetkisinin kaldırıldığı, davacının 10.11.2014 sonrasında şirket müdürü olarak temsil yetkisinin bulunmadığının kabulünün gerekeceği, davacının 15.10.2014- 10.11.2014 tarihleri arasındaki şirket müdürlüğünden dolayı dava dışı şirketin muaccel olan 2014 yılı 9. ay ve 10. ay dönemi ile sınırlı olmak üzere borçlarından sorumlu olacağı, ilk derece mahkemesince müdür olduğu dönemin tarih olarak belirtilerek 2015/19886, 2015/19887, 2015/19888 sayılı takipler için müdür olduğu dönemler dışındaki dönemler yönünden hüküm kurulduğu, diğer takiplerdeki borç döneminin davacının şirket müdürlüğü dönemine denk gelmediği, 2015/19886, 2015/19887, 2015/19888 takipler şirket müdürlüğü dönemine göre muaccel hale gelen 2014/ 9 uncu ay ve 10 uncu ay dışındaki borçlardan sorumlu tutulamayacağı, her ne kadar ilk derece mahkemesince dönemsel olarak 2014 yılı 9 uncu ay ve 10 uncu ay yönünden hüküm kurulması gerekmekte ise de ilk derece mahkemesince sorumlu tutulduğu tarih itibari ile prim borçlarının 2014 yılı 9 uncu ve 10 ucnu ay borçlarına denk gelmesi nedeniyle bunun infazda gözetilebileceği, kaldırma nedeni yapılmasının sonuca etkili olmayacağı, davanın yetkili mahkemede açıldığı, kuruma başvuru şartı bulunmadığı anlaşıldığından ilk derece mahkemesinin kararında isabetsizlik bulunmadığından;

Davalının istinaf başvurusunun 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin 1 numaralı alt bendi uyarınca esastan reddine
karar verilmiştir.

V.TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri
Davalı kurum vekili; istinaf sebepleri doğrultusunda temyiz talebinde bulunmuştur.

C.Gerekçe
1.Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dava, ödeme emrinin iptali istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk
Ödeme emrine konu prim borçları yönünden, tüzel kişi işverenlerin ortak ve yetkililerinin kamu alacaklarından sorumluluğu; mülga 506 sayılı Kanun’un 80, bazı maddeleri dışında 01.10.2008 tarihinde yürürlüğe giren 5510 sayılı Kanun’un 88, 6183 sayılı Kanun’un 35 ve mükerrer 35 inci maddelerinde düzenlenmiştir.

506 sayılı Kanun’un 80 inci maddesi; “Sigorta primlerini haklı sebepleri olmaksızın, birinci fıkrada belirtilen süre içerisinde tahakkuk ve tediye etmeyen kamu kurum ve kuruluşların tahakkuk ve tediye ile görevli kamu görevlileri mesul muhasip, sayman ile tüzelkişiliği haiz diğer işverenlerin üst düzeydeki yönetici veya yetkilileri kuruma karşı, işverenleri ile birlikte müştereken ve müteselsilen sorumludur.” hükmünü öngörmüş; 5510 sayılı Kanun’un 88 inci maddesinde de bir kısım farklar dışında anılan maddeye benzer düzenleme getirmiş olup, “Kurumun sigorta primleri ve diğer alacakları haklı bir sebep olmaksızın bu Kanunda belirtilen sürelerde ödenmez ise kamu idarelerinin tahakkuk ve tediye ile görevli kamu görevlileri, tüzel kişiliği haiz diğer işverenlerin şirket yönetim kurulu üyeleri de dahil olmak üzere üst düzeydeki yönetici veya yetkilileri ile kanuni temsilcileri Kuruma karşı işverenleri ile birlikte müştereken ve müteselsilen sorumludur.” hükmünü getirmiştir.

6183 sayılı Kanun’un 35 inci maddesinde; limited şirketlerin ortaklarının, şirketten tamamen veya kısmen tahsil edilemeyen veya tahsil edilemeyeceği anlaşılan amme alacağından sermaye hisseleri oranında doğrudan doğruya sorumlu olacakları düzenlenmiş; mükerrer 35 inci maddesinde ise; amme alacakları ve bu bağlamda davalı Kurumun işveren tüzel kişilerden prim ve diğer alacaklarının, tüzel kişinin mal varlığından kısmen veya tamamen tahsil edilememesi ya da tahsil edilemeyeceğinin anlaşılması halinde kanuni temsilcilerin şahsi mal varlıklarıyla sorumlu olacağı belirtilmiştir.

Yukarıdaki düzenlemelerden anlaşılacağı üzere, Kurumun prim alacağına ilişkin olarak işveren ile birlikte müteselsilen sorumluluk koşullarının oluşması için, işveren kamu kurum ve kuruluşu ise, kamu görevlilerinin tahakkuk ve tediye ile görevli olması, tüzel kişiliğe haiz diğer işyerlerinde ise üst düzey yönetici ya da yetkilisi ve kanuni temsilci sıfatıyla işveren tüzel kişiliği temsil ve ilzama yetkili bulunulması gerekir. Ancak, 5510 sayılı Kanun’un 88 inci maddesi burada bir ayrıma giderek özellikle şirket yönetim kurulu üyelerinin, temsil ve ilzam yetkisi aranmaksızın (haklı sebepleri olmazsa) müştereken ve müteselsilen sorumlu olacaklarını ayrıca belirtmiştir.

3. Değerlendirme
1.Yukarıdaki açıklamalar ışığında dava değerlendirildiğinde, davacının 15.10.2014- 10.11.2014 tarihleri arasındaki şirket müdürlüğünden dolayı dava dışı şirketin muaccel olan 2014 yılı 9 uncu ay ve 10 uncu ay dönemi ile sınırlı olmak üzere borçlarından sorumlu olacağı, dava konusu ödeme emirlerinde 9 ve 10 uncu aylar hariç, kuruma borçlu olmadığının tespitine karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde infazda tereddüt oluşturacak şekilde karar tesisi usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.

Ne var ki; bu aykırılığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden hüküm bozulmamalı, 01.10.2011 günü yürürlüğe giren 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun geçici 3 üncü maddesinin yollamasıyla 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun 438 inci maddesi gereğince düzeltilerek onanmalıdır.

VII. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1.Dosyadaki yazılara, toplanan delillere ve hükmün dayandığı gerektirici sebeplere göre, temyiz eden davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddi gerekir.

2.Hükmün 1-) numaralı bendinin tamamen silinerek yerine, “1-) Davacının davasının kısmen kabul kısmen reddi ile,
A- Davacının davalı kurum tarafından gönderilen 2016/13140 ve 2016/13141, 2016/13142 sayılı takipler nedeni ile davalı kuruma borçlu olmadığının tespitine,
B-Davacının davalı kurum tarafından gönderilen 2015/19886, 2015/19887, 2015/19888 sayılı takipler nedeni ile 2014 yılı 9 ve 10 uncu aylar hariç olmak üzere davalı kuruma borçlu olmadığının tespitine, fazlaya ilişkin istemin reddine, ” ibaresinin yazılmasına ve hükmün bu şekli ile DÜZELTİLEREK ONANMASINA,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, gönderilmesine,

11.07.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.