Yargıtay Kararı 10. Hukuk Dairesi 2023/6566 E. 2023/7218 K. 22.06.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 10. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2023/6566
KARAR NO : 2023/7218
KARAR TARİHİ : 22.06.2023

MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
SAYISI : 2021/213 E., 2022/1328 K.
HÜKÜM/KARAR : Kısmen Kabul

Taraflar arasında İlk Derece Mahkemesinde görülen hizmet tespiti davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

Kararın, davacı ve davalı Kurum vekilleri tarafından temyizi neticesinde ilk kararın bozulması üzerine bozmaya uyularak yapılan yargılama neticesinde davanın kısmen kabulüne karar verilmiş; bu kararın da bozulması üzerine İlk Derece Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

İlk Derece Mahkemesi kararı davalılar vekilleri tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi … tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilin 01.01.2009 tarihinden 10.11.2011 tarihine kadar geçen süre içinde …’ e ait işyerinde (Silis Cam & Mozaik Lamba) ustabaşı işçi sıfatıyla çalıştığını, çalıştığı süre boyunca aylık net 1.400,00 TL maaş aldığını, işini icra ederken 22.10.2010 tarihinde iş kazası geçirdiğini ve tedavi olurken davalının sigortalı olarak göstermediğini öğrendiğini belirterek 01.01.2009-10.11.2011 tarihleri arasında davalıya ait işyerinde sigortalı olarak çalıştığının tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP
1.Davalı … vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının, müvekkilin çocukluk arkadaşı olduğunu ve 07.09.2009 tarihinde açılışı yapılacak olan işyerinde idari işleri yürütmek üzere işe başladığını, dava dilekçesinde belirtildiği üzere davacının ustabaşı olarak çalışmasına imkan bulunmadığını, işyerinde usta olarak …’ ın görev yaptığını, hiçbir vasfa sahip olmayan birinin 1.400,00 TL maaş almasına imkan olmadığını ve davacının haftalık 800,00 TL aldığını, işyerinin açılış tarihinin 07.09.2009 olması sebebiyle davacının 01.01.2009 tarihinde işe başlamasına imkan olmadığını ve müvekkil tarafından davacıdan sigorta giriş evraklarının getirilmesinin istenmesine rağmen davacının bu evrakları getirmediğini belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Daha sonra verilen dilekçede ise daha önce verilen dilekçede davacının işe başlama tarihinin sehven 07.09.2009 olarak yazılmış olduğunu ve doğrusunun 07.09.2010 olması gerektiği belirtilmiştir.

2.Davalı … vekili cevap dilekçesinde özetle; davalı işyerinin 17.11.2009 tarihinde yasa kapsamına alındığını, hizmet bordrolarından anlaşılacağı üzere davacının davalı işyerinde çalışmasının bulunmadığını, davacının iddialarını somutlaştırması gerektiğini, sadece tanık beyanlarına bakılarak hüküm verilmemesi gerekliğini ye kurum kayıtlarının incelenmesi gerektiğini belirterek davanın reddini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin 21.11.2013 tarihli ve 2012/183 Esas, 2013/975 Karar sayılı kararı ile “Davanın kısmen kabulü ile, davacının
01.07.2010 – 31.12.2010 arası 180 gün, günlük 25,35 TL
01.01.2011 – 30.06.2011 arası 180 gün, günlük 26,55 TL
01.07.2011-10.11.2011 arası 130 gün günlük 27,90 TL ücretle davalı işveren nezdinde hizmet akdi ile çalıştığının kabul ve tespitine, davacının fazla talebinin reddine,” karar verilmiştir.

IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. İlk Bozma Kararı
1. İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalılar vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.

2 .Yargıtay 21. Hukuk Dairesinin (kapatılan) 09.06.2015 tarih ve 2015/1770 Esas 2015/13207 Karar sayılı kararında; somut olayda, dinlenen tanık beyanları ile davacının davalı işyerinde çalıştığı ve işe giriş tarihi açıklığa kavuşmuşsa da davacının işten ayrıldığı tarihin hiçbir tereddüte yer vermeyecek şekilde açık ve net olarak belirlenemediği, davacının çalıştığı süre ve işten ayrıldığı tarihe ilişkin tanık beyanlarının yetersiz olduğu, buna göre mahkemece eksik inceleme ile karar verilmesi anlaşılmıştır.

Yapılacak iş, davacının çalıştığı süre ve işten ayrıldığı tarihe ilişkin olarak ilgili dönem bordrolarında kayıtlı ve tarafsız tanıklar saptanarak bunların bilgilerine başvurmak, bordrolarda adı geçen kişilerin adreslerinin tespit edilememesi veya beyanları ile yetinilmediği takdirde, …, zabıta, maliye, meslek odası aracılığı ve muhtarlık marifetiyle işyerine o tarihte komşu olan diğer işyerlerinde uyuşmazlık konusu dönemde çalıştığı tespit edilen kayıtlı komşu işyeri çalışanları; yoksa işyeri sahipleri araştırılıp tespit edilerek davacının işten ayrıldığı tarihi somut ve inandırıcı bilgilere dayalı şekilde tespit ettikten sonra sonucuna göre karar vermekten ibarettir. ” belirtilerek söz konusu karar bozulmuştur.

B. İlk Derece Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar
İlk Derece Mahkemesinin 24.11.2020 tarihli ve 2015/400 Esas, 2020/307 Karar sayılı kararı ile “Davanın kısmen kabulü ile, davacının davalı işveren nezdinde hizmet akdi ile;
01.07.2010 – 31.12.2010 arası 180 gün, günlük 25,35 TL
01.01.2011 – 30.06.2011 arası 180 gün, günlük 26,55 TL
01.07.2011-10.11.2011 arası 130 gün günlük 27,90 TL ücretle çalıştığının tespitine,
Fazlaya ilişkin talebin reddine, ” karar verilmiştir.

C. 2’nci Bozma Kararı
1. İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalılar vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.

2.Dairenin 26.04.2021 tarih ve 2021/1357 Esas 2021/5842 Karar sayılı kararında, ” Mahkemece Dairemizce verilen bozma kararına uyulmuş ise de, bozma gereğinin tam olarak yerine getirildiğinden bahsedilmesi mümkün değildir. Davalı işveren tarafından davacıya ait 14.06.2001-11.07.2011 tarihleri arasında bildirimin yapıldığı ve 11.07.2011 tarihinde işyerinden çıkış bildirgesi verilmiş olmasına rağmen, bu tarihten 10.11.2011 tarihli talep tarihine kadar ki çalışmasının olup olmadığı tanıklardan ayrıntılı olarak sorulup, bozma gereğinin yerine getirilmesi gerekir.

Davacının Bozma sonrası yapılan araştırmanın eksik olduğu, bozma gereklerinin yerine getirilmediği, yapılan araştırma ve incelemenin hüküm kurmaya yeterli olmadığı görülmektedir.
Mahkemece, yukarıda açıklanan hususlar doğrultusunda yargılama yapılarak, elde edilecek sonuca göre karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ve araştırma sonucunda yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.” gerekçesi ile İlk Derece Mahkemesince verilen karar bozulmuştur.

D. İlk Derece Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile Yargıtay bozma ilamına uyulmasına karar verilerek bozma kararı doğrultusunda yapılan incelemede; bozma öncesi dinlenen tanıklar ve bozma sonrası dinlenen bordro tanığının ve komşu iş yeri tanıklarının beyanları, iş kazasının geçirildiği dönem, işyerinin faal ve tescilli olduğu dönemler dikkate alındığında ve bozma ilamında 11.07.2011-10.11.2011 tarihleri arasındaki dönemin bozma konusu yapıldığı gözetildiğinde davacının işe başlangıç tarihinn 01.07.2010 olduğu ve dava dilekçesinde belirtildiği üzere davacının işten çıkış tarihinin 10.11.2011 olduğunun teyit edildiği gerekçesiyle davanın kısmen kabulü ile, davacının davalı işveren nezdinde hizmet akdi ile; 01.07.2010 – 31.12.2010 arası 180 gün, günlük 25,35 TL, 01.01.2011 – 30.06.2011 arası 180 gün, günlük 26,55 TL, 01.07.2011-10.11.2011 arası 130 gün günlük 27,90 TL ücretle çalıştığının tespitine, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiştir.

VI. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalılar vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri
1.Davalı … temyiz dilekçesinde; bozma gereklerinin yerine getirilmediğini, davacının çalışmasının ispatlanmadığını, hatalı karar verildiğini belirterek kararın bozulmasını istemiştir.

2.Davalı Kurum vekili; davanın yazılı deliller ile ispatlanması gerektiğini, davanın hiçbir kuşkuya yer bırakmayacak şekilde aydınlatılması gerektiğini belirtilerek kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, hizmet tespiti istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri, 506 sayılı Kanun’un ve 5510 sayılı Kanun’un ilgili maddeleri.

3. Değerlendirme
6552 sayılı Kanun’un 11.09.2014 günü yürürlüğe giren 64 üncü maddesi ile 5521 sayılı İş Mahkemeleri Kanunu’nun 7 inci maddesine eklenen 4 üncü fıkrasında ve 12.10.2017 tarihinde yürürlüğe giren 7036 sayılı İş Mahkemeleri Kanunun 4 üncü maddesinin 2 inci fıkrasında, hizmet akdine tabi çalışmaları nedeniyle zorunlu sigortalılık sürelerinin tespiti talebi ile işveren aleyhine açılan davalarda, davanın Kuruma resen ihbar edileceği, ihbar üzerine davaya davalı yanında feri müdahil olarak katılan Kurumun, yanında katıldığı taraf başvurmasa dahi kanun yoluna başvurabileceği belirtilmiş olup inceleme konusu dava hizmet tespiti niteliğinde olduğundan ve dava tarihi 18.06.2007 olduğundan, mahkemece yanılgılı değerlendirme sonucu hüküm kısmında ve gerekçeli karar başlığında, “Fer’î Müdahil” olarak belirtilen Kurum’un, “davalı” olarak gösterilmesi gerektiği hususunun, mahkemece göz önünde bulundurulmaması usul ve yasaya aykırı olup bozma sebebidir.

Ne var ki bu konuların düzeltilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden hüküm bozulmamalı, 01.10.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 370 inci maddesi gereğince düzeltilerek onanmalıdır.

VII. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
İlk Derece Mahkemesi gerekçeli karar başlığındaki ”fer’i müdahil” sözcüklerinin silinerek yerine ”davalı: … Başkanlığı” sözcüklerinin yazılmasına ve hükmün bu şekliyle DÜZELTİLEREK ONANMASINA,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine,22.06.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.