Yargıtay Kararı 10. Hukuk Dairesi 2023/643 E. 2023/1151 K. 14.02.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 10. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2023/643
KARAR NO : 2023/1151
KARAR TARİHİ : 14.02.2023

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : … Bölge Adliye Mahkemesi 34. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/1632 E., 2022/2315 K.
DAVALILAR : 1- Sosyal Güvenlik Kurumu Başkanlığı
vekili Avukat …
2- … -Cam San. ve Tic. Ltd. Şti.,
DAVA TARİHİ : 27.08.2013
KARAR : Esastan red
İLK DERECE MAHKEMESİ : … 19. İş Mahkemesi
SAYISI : 2019/57 E., 2022/110 K.

Taraflar arasındaki hizmet tespiti istemi davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

Kararın davalı Kurum vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı Kurum vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi … tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; davacının, davalı işyerinde, 20.01.2010-27.06.2013 tarihleri arasında devam etmiş olduğunu, davacının en son iş kazası geçirerek çalışmasının sona ermiş olduğunu, davacının çalışma süresi boyunca asgari ücretle çalışmasının olduğunu, davalı işyerinin davacının fiili olarak çalışmasını sadece bir (1) yılını sigortaya bildirmiş olduğunu, davacı için, davalı işyerinin 2008/03-2009/09 ayları sigortaya bildirilmiş olduğu ancak herhangi bir prim ödemesinin yapılmamış olduğunu sebeple 20.01.2010-27.06.2013 tarihleri arası çalışması olduğunu, SGK’ya bildirilmeyen sigortalılık süresinin tespitinin, ödenmeyen primlerin davalı işyerinden tahsilini talep etmiştir

II. CEVAP
Davalı Kurum vekili cevap dilekçesinde; Davacının hizmet cetvelinden belirtilen tarihlerde çalıştığına dair bir bildirimin olmadığını, gün kontrolünden iddia edilen tarihlerde çalışmasına rastlanılamamış olduğunu, davalı işyerinin, 01,07.1997 tarihinde kanun kapsamın alınmış olduğunu, 2011/2 döneminden sonra gayri faal olduğunu, 506 sayılı Kanun kapsamında olmayan bir işyerinden sigortalı çalışmadan bahsedi. İçmeyeceğini, derdest davanın 506 sayılı sigorta kapsamında 5 yıllık hak düşürücü süreye tabi davanın reddi ve vekalet ücretinin davacıya yüklenmesi gerektiğini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davacının, davalı işverene ait 1007912 sicil numralı işyerinde sigortasız olarak çalıştığı iddiasına yönelik olarak;davacı ile aynı dönemde çalışan bordro tanıklarının davacının işe başlangıç tarihini ve çalışma sürelerini açıkça belirttiklerinden, tanıkların belirtmiş olduğu süreler ile davacının çalışmış olduğu sürelerin bir kısmının uyumlu olduğu ve bu işyerindeki tüm dönem çalışmaları yönünden, çalışmaların bir bütün olarak değerlendirileceği ve çalışmaların belgeye dayandığı, bu haliyle hak düşürücü sürenin iş ilişkisinin sona erdiği 2013 yıl sonundan itibaren başladığı ve dava açma tarihi itibariyle sürenin geçmediği, dava konusu dönem aralığında da davalı işyerinin halihazırda kurulu olduğu ve davacının dava konusu dönem içerisinde başka iş yerlerinde çalışması bulunmadığı anlaşılarak; bordro tanıklarının çalışma dönemleri ile sınırlı olarak ve iş kazası tarihi de değerlendirilerek 28.12.2015 tarihli bilirkişi raporu doğrultusunda, davacının asgari ücret üzerinden aşağıdaki tarih aralıklarında sigortasız çalışmasının tespitine davacının davasının kısmen kabulü ile kısmen reddine. davacının davalı işyerinde, 15.10.2003-07.03.2008 tarihleri ile 11.02.2009-27.06.2013 tarihleri arasında hizmet akdine dayalı olarak asgari ücret üzerinden sigortasız çalıştığının tespitine, fazlaya ilişkin istemin reddine, karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı Kurum vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri
Davalı Kurum vekili istinaf dilekçesinde; Mahkeme kararı usul ve yasaya aykırıdır. Karara esas alınan bilirkişi raporunun kabulü mümkün değildir Raporda; resmi kayıt ve belgeler irdelenmemiştir. Dava sırf tanık beyanlarına dayandırılmıştır. Dinlenen tanıklar da işyerinde bordrolu çalışanlardan şef, ustabaşı, müdür gibi vasıflı personel değildir. Alınan beyanlar işçi, işveren ve yapılan iş ile ilgili resmi kayıt ve belgelerle karşılaştırmalı olarak incelenmemiştir. İş yerinin kapsam ve kapasite durumu, yapılan işin nevi, hizmet akdi niteliği taşıyıp taşımadığı irdelenmemiştir. Yine davada toplanan delillerden yapılan işin sürekli olmadığı açıktır. Ücret olgusu resmi belge ve deliller ile ispatlanamamıştır. Davacının her giriş bildirgesine imza attığı göz önünde tutulmalıdır. Davacının çalışmaları bakımından kurumumuz kayıtları esas olup, aksinin aynı değerde yazılı belge ile kanıtlanması gerekir.

C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile, dava, davalı işverene ait … sicil numralı işyerinde 20.01.2010-27.06.2013 tarihleri arasında hizmet akdine tabi olarak geçen ve davalı kuruma bildirilmeyen çalışma sürelerinin tespiti istemine ilişkindir. Davacının, davalı işverene ait … sicil numralı işyerinde sigortasız olarak çalıştığı iddiasına yönelik; davacı ile aynı dönemde çalışan bordro tanıklarının davacının işe başlangıç tarihi ve çalışma sürelerini açıkça belirttiklerinden, tanıkların belirtmiş olduğu süreler ile davacının çalışmış olduğu sürelerin bir kısmının uyumlu olduğu ve bu işyerindeki tüm dönem çalışmaları yönünden, çalışmaların bir bütün olarak değerlendirileceği ve çalışmaların belgeye dayandığı, bu haliyle hak düşürücü sürenin iş ilişkisinin sona erdiği 2013 yıl sonundan itibaren başladığı ve dava açma tarihi itibariyle sürenin geçmediği, dava konusu dönem aralığında da davalı işyerinin faal olduğu ve davacının dava konusu dönem içerisinde başka iş yerlerinde çalışması bulunmadığı anlaşılarak; bordro tanıklarının çalışma dönemleri ile sınırlı olarak ve iş kazası tarihi de değerlendirilmiş, mahkemece resen kamu tanığı araştırması yapılmış, kaldırma ilamı sonrasında 17.12.2019 tarihli bilirkişi raporundan davacının sağlık ve engel durumuna göre düzenlenen raporda davacının davalı şirkete ait işyerinde yardımcı eleman veya pimapen doğrama işçisi olarak çalışmasında yasal veya fiili engelin bulunmadığı, işitme engeline rağmen pimapen doğrama işinde fiilen çalışmasının mümkün olduğu kanaati ile toplanılan bilgi ve belgeler, kaldırma ilamı sonrası aldırılmış olan bilirkişi raporu ile dinlenen kamu ve komşu işyeri tanıklarının beyanları doğrultusunda davanın kısmen kabulüne dair karar verildiği anlaşılmıştır.
İlk Derece Mahkemesi tarafından yeterli inceleme ve araştırma sonucu hüküm kurulduğu, İlk Derece Mahkemesi kararının usul ve yasaya uygun olduğu anlaşılmakla, davalı Kurum vekilinin istinaf başvurusunun esasdan reddine karar verilmesi gerektiği sonuç ve kanaatine varılmakla … 19. İş Mahkemesi’nin 27.04.2022 tarih, 2019/57 Esas- 2022/110 Karar sayılı kararı usul ve esas yönünden hukuka uygun bulunduğundan davalı Kurum vekilinin istinaf başvurusunun 6100 sayılı Kanun’un 353/1-b-1 maddesi gereğince esastan reddine, karar verilmiştir.

V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı Kurum vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri
Davalı Kurum vekili; mahkeme kararı Usul ve Yasaya aykırı olduğunu, bilirkişi raporunda resmi kayıt ve belgeler irdelenmediğini, Bilirkişi davada sürekli çalışma olgusuna ve aradaki ilişkinin hizmet akdi niteliğinde olup olmadığına bakmadığını, giriş bildirgesine imza attığı dikkate alınmadığını, davacının iddia ettiği tarihleri arasında çalıştığına dair hiçbir bilgi olmadığını, sırf tanık beyanlarına dayanıldığını, dinlenen tanıklar da işyerinde bordrolu çalışanlardan şef, ustabaşı, müdür gibi vasıflı personelden olmadığını, Alınan beyanlar işçi, işveren ve yapılan iş ile ilgili resmi kayıt ve belgelerle karşılaştırmalı olarak incelenmediğini, iş yerinin kapsam ve kapasite durumu, yapılan işin nevi, hizmet akdi niteliği taşıyıp taşımadığı irdelenmemiştir. Yine davada toplanan delillerden yapılan işin sürekli olmadığı açıktır. Ücret olgusu resmi belge ve deliller ile ispatlanamamıştır. Davacının her giriş bildirgesine imza attığı göz önünde tutulmalıdır. Davacının çalışmaları bakımından kurumumuz kayıtları esas olup, aksinin aynı değerde yazılı belge ile kanıtlanması gerektiğini, iddianın yazılı delil ve belge olmadan sadece tanık beyanlarına dayanılarak ispat edilmesini kabul etmiyoruz. Tanık beyanları dışında resmi ve yazılı delillere (işyeri kayıtları, ücret tediye bordrosu, makbuz, ticari defterler….vs) itibar edilmeden hüküm kurulduğunu belirterek kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, hizmet tespiti istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri ile 506 sayılı Kanun 79, 5510 sayılı Kanun 86/9 uncu maddesi hükümleridir.

3. Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun’un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı Kurum vekilinin temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler, özellikle 27.06.2013 tarihinde cam takma işi sırasında, iş kazası geçiren davacının, elini kesmesi nedeniyle yürütülen ceza davasında, davalı işveren yetkilisin Küçükçekmece 14. Asliye Ceza Mahkemesi’nin 2014/426 E., 2014/484 K. sayılı kesinleşen dosyasından ceza aldığının anlaşılması, dinlenen bordro tanıklarının anlatımlarına göre dosyada yer alan tüm bilgi ve belgelerin incelenmesinde kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR
Açıklanan sebeple;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun’un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

14.02.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.