Yargıtay Kararı 10. Hukuk Dairesi 2023/6329 E. 2023/6485 K. 07.06.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 10. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2023/6329
KARAR NO : 2023/6485
KARAR TARİHİ : 07.06.2023

MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
KARAR : Ret

Taraflar arasında Mahkemesinde görülen hizmet tespiti davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece Mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.

Mahkemece bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın reddine karar verilmiştir.

Mahkeme kararı davacı vekili tarafından tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi … tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; davacının 01.02.2004 tarihinde davalılardan …Nolu Taşıyıcılar Kooperatifi işyerinde çalışmaya başladığını, bu çalışmasının aralıksız devam ettiğini, davalının iş akdinin 21.03.2011 tarihinde feshettiğini davacının kesintisiz çalşımasına rağmen SGK’ya bildiriminin yapılmadığını öğrendiğini belirterek 01.02.2004-21.03.2011 tarihleri arasında kesintisiz olarak çalıştığının tespitine karar verilmesi isteminde bulunmuştur.

Davacı vekili 03.11.2015 tarihli ıslah dilekçesi ile de; davacının hizmet tespiti taleplerine ek olarak, davacının tarım sigortalılığının da iptaline karar verilmesi isteminde bulunmuştur.

II. CEVAP
Davalı kurum vekili cevap dilekçesinde; davanın Yargıtayın yerleşik kararlarına göre sadece tanık beyanları ile ispat edilemeyeceğini mahkemenin resen delil toplama yetkisinin bulunması nedeniyle işyerinin kanun kapsamına alınış tarihinin sorulmasını, işyerine ait sicil dosyası ve işyerinde bulunan ücret tediye bordroları ile davacıya ait şahsi dosyasının celbini dönem bordrolarından davacıyla çalışan işçilerin ve emniyet marifetiyle yapılan araştırmada komşu çalışmanların tespiti ile tanık olarak dinlenilmesini talep ederek davanın reddini istemiştir.

Davalı kooperatif vekili cevap dilekçesinde; davacının kooperatif işyeri ile hizmet sözleşmesi olmadığını davacının hiçbir şekilde işyeri araçlarında çalışmadığını başka işyerlerinde çalıştığında dair sgk kayıtları bulunduğunu davacının tarım sigortalısı olduğunu davacının 31 Z 4053 sayıyı araçta çalıştığı iddiasıyla aynı mahkememin 2011/579 Esas sayılı dosyası ile işçilik alacakları ile ilgili olarak dava açtığını sgk kayıtları ve diğer delilerin davacının iddiasının yerinde olmadığını belirterek davanın reddine karar verilmesi isteminde bulunmuştur.

III. MAHKEME KARARI
Mahkemenin 26.05.2016 tarihli ve 2013/283 Esas, 2016/498 Karar sayılı kararıyla; dosyada yazılı delil olarak 15.03.2010 tarili Isuz yetkili servis tesellüm fişi dışında belge bulunmamaktadır. Bu da davacının davalı işyerinde o gün fiili olarak çalıştığı konusunda yeterli değildir. İlçe Emniyet Müdürlüğüne komşu işyerleri ve işyerleri çalışanlarının tespiti için yazılan müzekkereye verilen cevapta komşu işyerlerinin bulunmadığı, dinlenen davacı tanıklarından … davacının kayınbabası, … karşı komşusu, İbrahim Kama ise davacının dayısının oğlu olması ve davalı işyerinde çalışmalarının olmaması, çalışmanın süresi konusundaki çelişkili beyanlarda bulunmaları, bordro tanığı tanığı … çalıştığı dönemde davacının bir kaç gün birlikte çalıştıklarını, sürekli bir çalışmasının olmadığı, hangi günlerde birlikte çalıştıkları konusunda beyanda bulunmaması, bordro tanığı …’un davalı işverene karşı davası olması nedeniyle beyanına itibar edilmediği, dinlenen diğer tüm bordro tanıklarının davacı ile davalı işyerinde birlikte çalışmadıklarını, davacının çalışmasının olmadığını şeklinde beyan ettikleri, ayrıca davacının muavinlik yaptığı iddia edilen araçların aktif-pasif sorgulama sonucunda 31 V 4053 plaka sayılı aracın 10.01.2014 tarihinde başka bir şirkete yeni kayıtlı olarak tescilli olması, 31 J 4453 plaka sayılı aracın kaydının olmaması diğer 31 Z 4053 plaka sayılı aracın ise bir motosiklet olması nedenleri ile tüm bu hususlar birlikte değerlendirildiğinde; tüm araştırmalarına rağmen davacınnı çalışmalarının başlangıç ve bitiş tarihleri de dahil tereddüde yer bırakmayacak şekilde tespiti için yeterli delil olmadığı kanatiyle;

Davanın reddine, karar verilmiştir.

IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. 1. Bozma Kararı
1. Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekilince temyiz isteminde bulunmuştur.

2. 10. Hukuk Dairesinin 20.03.2019 tarihli ve 2016/18295 Esas, 2019/2553
Karar sayılı Bozma ilamında;
2.1.Somut olayda, öncelikle davacı dinlenilerek, davacının davalı işveren kooperatife ait hangi plakalı araçta çalıştığı yönünde beyanı alınmalı, belirtilen araçların mülkiyet ve tescil durumları araştırılmalı, elde edilecek sonuca göre gerekiyorsa, davanın ilgili kişilerin de hak alanını ilgilendirmesi nedeniyle, 6100 Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 124 üncü maddesinde “…maddi bir hatadan kaynaklanan veya dürüstlük kuralına aykırı olmayan taraf değişikliği talebi, karşı tarafın rızası aranmaksızın hâkim tarafından kabul edilir. Dava dilekçesinde tarafın yanlış veya eksik gösterilmesi kabul edilebilir bir yanılgıya dayanıyorsa, hâkim karşı tarafın rızasını aramaksızın taraf değişikliği talebini kabul edebilir…” hükmü uyarınca, dava dışı ilgili araç maliklerine usulüne uygun şekilde husumet yöneltilmeli, gösterecekleri bütün deliller toplandıktan sonra, tüm deliller birlikte değerlendirilerek varılacak sonuca göre hüküm kurulmalıdır.

2.2. Davacının 4/b sigortalısı olarak gözüktüğü ve iptalini talep ettiği 13.11.2008-13.04.2011 tarihleri arasındaki süreler bakımından 2926 sayılı Kanun’a tabi sigortalılık iradesini ortaya koyacak herhangi bir başvurusu, prim ödemesi, ürün satışı veya bu satışlardan yapılan prim tevkifatı bulunup bulunmadığı hususları ayrıntılı olarak araştırılarak, yapılacak değerlendirme sonucuna göre karar verilmesi bu kapsamda çakışmanın varlığı halinde, 5510 sayılı Kanun’un, 01.10.2008 tarihinde yürürlüğe giren ve sigortalılık hallerinin birleşmesini düzenleyen 53 üncü maddesinin birinci fıkrasına göre irdelenmeli, öncelikle davacının 4/b li çalışmalarının süreleri belirlenmeli, hizmetlerinde çakışma olup olmadığı irdelenmeli, 5510 sayılı Kanun’un 53 üncü maddesi kapsamında çakışma olduğunun anlaşılması halinde hangisinin geçerli sayıldığının tespiti ve sonucuna göre karar verilmesi gerektiğinden bahisle karar bozulmuştur.

B. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Son Kararı
Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; dosyada yazılı delil olarak 15.03.2010 tarili Isuz yetkili servis tesellüm fişi dışında belge bulunmamaktadır. Ayrıca bozma kararı sonrasında davacının çalıştığını iddia ettiği araç plakalarının davalı ya ait olup olmadığı araştırılmış olup yapılan araştırma sonucunda davacının mahkeye bildirmiş olduğu plakaların hiç biri davalıya ait çıkmamıştır. Bu da davcının davalı işyerinde o gün fiili olarak çalıştığı konusunda yeterli değildir. İlçe Emniyet Müdürlüğüne komşu işyerleri ve işyerleri çalışanlarının tespiti için yazılan müzekkereye verilen cevapta komşu işyerlerinin bulunmadığı, dinlenen davacı tanıklarından … davacının kayınbabası, … karşı komşusu, İbrahim Kama ise davacının dayısının oğlu olması ve davalı işyerinde çalışmalarının olmaması, çalışmanın süresi konusundaki çelişkili beyanlarda bulunmaları, kamu tanıklarının ise çalıştıkları dönemlerde davacının bir kaç gün birlikte çalıştıklarını, sürekli bir çalışmasının olmadığı, hangi günlerde birlikte çalıştıkları konusunda beyanda bulunmaması, bordro tanığı …’un davalı işverene karşı davası olması nedeniyle beyanına itibar edilmediği, dinlenen diğer tüm bordro tanıklarının davacı ile davalı işyerinde birlikte çalışmadıklarını, davacının çalışmasının olmadığını, davacı asilin davalı kooperatifte fiilen çalıştığına dair somut bir delil olmadığı otobüslerde veya minibüslerde davacının görülmüş olsa dahi bu araçların şahsa ait olması nedeni ile davaya konu olayın sorumluluğunun bu araç sahiplerine ait olacağı, davacının davalı kooperatife bağlı olarak çalışmadığı şeklinde beyan ettikleri, ayrıca davacının muavinlik yaptığı iddia edilen araçların aktif-pasif sorgulama sonucunda 31 V 4053 plaka sayılı aracın 10.01.2014 tarihinde başka bir şirkete yeni kayıtlı olarak tescilli olması, 31 J 4453 plaka sayılı aracın kaydının olmaması diğer 31 Z 4053 plaka sayılı aracın ise bir motosiklet olması nedenleri ile tüm bu hususlar birlikte değerlendirildiğinde; tüm araştırmalarına rağmen davacının çalışmalarının başlangıç ve bitiş tarihleri de dahil tereddüde yer bırakmayacak şekilde tespiti için yeterli delil olmadığı kanatiyle;

Davanın reddine, karar verilmiştir.

V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri
Davacı vekili temyiz dilekçesinde; eksik araştırma ile karar verildiğini belirterek kararın bozulmasını istemiştir.

C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, 01.02.2004-21.03.2011 döneminde davalı işveren Kooperatif’e ait hat durağında çalışan toplu taşıma araçlarında hizmet akdine tabi muavin olarak geçen ve davalı Kuruma bildirilmeyen çalışmaların tespiti ile davacının tarım bağkur sigortalılığının iptali istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk
1.6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 369’uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri,

2. Mülga 506 sayılı Kanun’unun 79 uncu maddesinin 10 uncu fıkrası ile 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu’nun 86 ıncı maddesinin 9 uncu fıkrası

3. Değerlendirme
1. Temyiz olunan nihai kararların bozulması 6100 sayılı Kanun’un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Temyizen incelenen Mahkeme kararının bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine hukukça imkân bulunmadığı anlaşılmakla; temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle davacı vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,Dosyanın Mahkemesine gönderilmesine,07.06.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.