YARGITAY KARARI
DAİRE : 10. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2023/6176
KARAR NO : 2023/7535
KARAR TARİHİ : 05.07.2023
MAHKEMESİ : … Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2021/3023 E., 2022/1698 K.
KARAR : Esastan Ret
İLK DERECE MAHKEMESİ : … 9. İş Mahkemesi
SAYISI : 2020/254 E., 2021/140 K.
Taraflar arasındaki sigorta başlangıcının tespiti istemi davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.
Kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi … tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili, dava dilekçesinde;davalı kurum bünyesindeki sigortalılık çalışma 01.02.1994 başlangıç tarihi ve çalıştığı sürenin tespiti, Mahkeme aksi kanaatte ise; 01.02.1994 tarihli 1 günlük hizmetinin tespiti,SGK kaydının düzeltilmesi ile geçerli olarak kaydının yapılmasının sağlanmasını talep ve dava etmiş iken, talebinin 1/2/1994 tarihli 1 günlük çalışmasının tespitine karar verilmesi olduğunu bildirmiştir.
II. CEVAP
Davalı Kurum vekili cevap dilekçesinde; davacının söz konusu iş yerinde sigorta giriş tarihinin 22.03.2006 tarihinde tescilli olduğunu, dava dilekçesinde bahsedilen 1994 yılına ait işe giriş bildirgesine ve müvekkili kurum dahilinde başka sigorta sicil numarasına rastlanılmadığını belirterek, bu nedenlerle davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davalı Kurum’dan celp edilen kayıtlara göre, dava dışı işveren tarafından 1994 yılı içerisinde davacı adına verilen bir işe giriş bildirgesi veya hak düşürücü süreyi keser nitelikte herhangi bir kayda rastlanmadığı, davacı tarafın talebinin, davacının ilk işe giriş tarihinin 01.02.1994 tarihi olarak, yani bir günlük hizmet tespiti istemine ilişkin olduğu, nitekim davadışı işveren …Oyun Aletleri Ltd. Şti.’nin kapsama alınış tarihinin 10.09.2001 olduğu, söz konusu işverenin yetkilisi …’un iki farklı işyeri sigorta sicil numarasının bulunduğu, bunlardan 1136019.01 sicil numaralı olan işyerinin kapsama alınış tarihinin 07.09.2012 tarihi olduğu, 1071496.01 sicil numaralı olan işyerinin kapsama alınış tarihinin ise 21.03.2006 tarihi olduğu, dolayısıyla davaya konu tarihte dava dışı işveren şirket ve yetkilisinin Kurum kapsamına dahi alınmadığı, davacı vekilince dayanılan 04.02.1994 vergi yoklama tutanağında, dava dışı işveren …Oyun Aletleri Elektrik Tic. ve San. Ltd. Şti.’nin 01.02.1994 tarihinden itibaren şube açtığı ve bu şubede 01.02.1994 tarihinden itibaren bilfiil işçi çalıştırıldığının tespit edildiği, ancak bu tutanakta çalışan işçinin kimliği tespit edilmediği gibi bu tutanakta işçi olarak davacının imzasının da bulunmadığı, dolayısıyla söz konusu yoklama tutanağının davacıya hasredilebilecek nitelikte bir tespit içermediği gibi, söz konusu yoklama tutanağının hak düşürücü süreyi kesecek mahiyette belgelerden de sayılamayacağı anlaşılmakla, hak düşürücü süre nedeniyle davanın reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davalı Kurum vekili istinaf dilekçesinde; davacının 01.02.1994 tarihinde personel olarak işe başlamış olup müşteri karşılama, çalan telefonlara bakma, servis formları doldurma, çay ve kahve yapma, rafları düzenleme ve toz alma ile iş yeri temizliği gibi sekreter pozisyonunda genel hizmet yükümlülükleri doğrultusunda çalıştığını, şirkette çalıştığına dair SGK kayıtlarının olmamasının şirket sorumlu olduğunu, davacının bildirim yapılmadığını bilmediğinden hak düşürücü süre yönünden zaman aşımına uğramadığını, bildirim yapıldığına dair evrakları saklamakla yükümlü davalı şirket olduğunu, 1 günlük hizmet tespit kararının verilmesi talebi ile istinaf başvurusunda bulunmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davacının 01.02.1990 tarihinde işe girdiğini iddia etmekte olup, davacının talep ettiği tarihinde işe başladığına dair işe giriş bildirgesinin süresinde Kurum kayıtlarına işlendiğine dair herhangi bir belge ve kayıt bulunmadığı, mahkemenin hak düşürücü süre yönünden davanın reddine dair kararının yerinde olduğu anlaşılmakla davacı tarafın istinaf taleplerinin reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı vekili istinaf gerekçeleri ile kararı temyiz etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, sigorta başlangıcının tespiti istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1.01.10.2008 tarihinde yürürlüğe giren 5510 sayılı Kanun’un geçici 7 nci maddesi 1 inci fıkrası hükmünde yer alan düzenleme ile genel olarak Kanunların geriye yürümemesi (geçmişe etkili olmaması) kuralı karşısında, davanın yasal dayanağının 506 sayılı Kanun’dur.
2. 506 sayılı Kanun’un 108 inci maddesi uyarınca, sigortalılık başlangıcı yönünden salt işe giriş bildirgesi verilmiş bulunması yeterli olmayıp, ayrıca Kanun’un 2 nci maddesinde öngörülen şekilde fiili çalışmaların aranması da gereklidir.
3. 506 sayılı Kanun’un 60 ıncı maddesinin G fıkrası “Bu maddenin uygulanmasında; 18 yaşından önce malûllük, yaşlılık ve ölüm sigortalarına tabi olanların sigortalılık süresi, 18 yaşını doldurdukları tarihte başlamış kabul edilir. Ancak bu tarihten önceki süreler için ödenen malûllük, yaşlılık ve ölüm sigortaları primleri, prim ödeme gün sayılarının hesabına dahil edilir” hükmü uyarıca değerlendirme yapılıp karar tesis edilmelidir.
4.Kuruma bildirilmeyen hizmetlerin sigortalı hizmet olarak değerlendirilmesine ilişkin davanın, tespiti istenen hizmetin geçtiği yılın sonundan başlayarak 5 yıl içinde açılması gerekir. Çalışmanın tespiti istemiyle hak arama yönünden kanun ile getirilen süre, doğrudan doğruya hakkın özünü etkileyen hak düşürücü niteliktedir ve dolması ile hakkın özü bir daha canlanmamak üzere ortadan kalkmaktadır. 506 sayılı Kanun’un kabul edilip yürürlüğe girdiği tarih itibarıyla beş yıl olarak öngörülen süre, 09.07.1987 tarihinde yürürlüğe giren 3395 sayılı Kanun’un 5 inci maddesiyle on yıla çıkarılmış, daha sonra 07.06.1994 tarihinde yürürlüğe giren 3995 sayılı Kanun’un 3 üncü maddesiyle yeniden beş yıl olarak belirlenmiştir. Bu yönde, anılan madde hükmünde yer alan hak düşürücü süre; yönetmelikle tespit edilen belgeleri işveren tarafından verilmeyen veya çalışmaları Kurumca tespit edilemeyen sigortalılar için geçerlidir.
3. Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun’un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup, dosyada yer alan tüm bilgi ve belgelerin incelenmesinde davacı vekilinin temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun’un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
05.07.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.