Yargıtay Kararı 10. Hukuk Dairesi 2023/6042 E. 2023/6425 K. 06.06.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 10. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2023/6042
KARAR NO : 2023/6425
KARAR TARİHİ : 06.06.2023

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
KARAR : Kabul

Taraflar arasında İlk Derece Mahkemesinde görülen kurum işleminin iptali davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.

İlk Derece Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın kabulüne karar verilmiştir.

İlk Derece Mahkemesi kararı davalı SGK vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi … tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I.DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacının, dava dışı …’e ait işyerinde 12.12.2012-21.01.2013 tarihleri arasında çalışıp sonrasında emekli olduğunu, davacı hakkında yapılan şikayet neticesinde … Karabük Sosyal Güvenlik İl Müdürlüğü tarafından 10.01.2017 tarih ve 2017/HU/001 Sayılı Sosyal Güvenlik Denetmen raporu dikkate alınarak davacının 12.12.2012 ile 21.01.2013 tarihleri arasında sigorta primlerinin geçersiz olduğuna karar verilerek emekli maaşının iptaline ve yapılan ödemelerin yersiz ödeme kapsamında iadesine karar verildiğini, denetmen incelemesi sırasında sadece 6 çalışanın beyanının alındığını, iş yerinde o dönemde 27 çalışan daha bulunduğunu, bu kişilerin beyanları alındığı taktirde davacının anılan işyerinde fiilen çalıştığının ispatlanacağını ileri sürerek, kurum işleminin iptali ile davacının 12.12.2012 – 21.01.2013 tarihleri arasındaki sigortalılık süresinin geçerliliğine, yersiz ödeme adı altında talep edilen 43.604,93 TL borcun iptaline, 17.03.2017 tarihi itibariyle durdurulan aylığının bu tarih itibariyle yeniden bağlanmasına ve biriken aylıkların yasal faizi ile davalı kurumdan tahsiline karar verilmesini istemiştir.

II.CEVAP
Davalı SGK vekili cevap dilekçesinde özetle; davanın süresinde açılmadığını, bir kimsenin sigortalı sayılabilmesi için çalışma ilişkisinin hizmet akdine dayanması ve işverenin denetimi ve gözetimi altında fiilen çalışma olması gerektiğini, davacının sigorta bildiriminin gerçeğe uygun olup olmadığı hususunda denetmen tarafından yürütülen inceleme sırasında bordro tanıklarının beyanlarına başvurulduğunu, bordro tanıklarının davacıyı tanımadıklarını beyan ettiklerini, ayrıca davacının bordroda davacının imzasının bulunmadığını, davacıya yapılan bir maaş ödemesinin bulunmadığını, davacıyla birlikte çalışan 17 kişinin bulunması, işyerinin fason üretim yapan küçük bir işyeri olması nedeniyle çalışanların davacıyı tanımama ihtimallerinin bulunmadığını belirterek, davanın reddini istemiştir.

III.İLK DERECE MAHKEME KARARI
İlk Derece Mahkemesinin 21.10.2021 tarihli ve 2021/105-2021/617 E.K. sayılı kararıyla; davanın kabulüne karar verilmiştir.

IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı SGK vekilince istinaf başvurusunda bulunulması ve Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi üzerine davalı SGK vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

Daire kararında; .. ihbar üzerine Kurum Denetmenince düzenlenen denetmen raporu ile işyeri sahte olmamakla birlikte davacı …’nın çalışmasının fiili çalışmaya dayanmaması nedeniyle iptal edildiği, işyeri bordro tanıklarından bir kısmının denetmene verdikleri ifadelerinde davacıyı tanımadıklarını beyan ettikleri, mahkemece beyanı alınmayan diğer bordro tanıkları ile müfettiş tarafından ifadesi alınan tanıkların dinlendiği, mahkemece dinlenen bir kısım bordro tanıklarının davacının kısa bir süre işyerinde ortacı olarak çalıştığını ve kendisini … Abla olarak hatırladıklarını beyan ettikleri, mahkemece tanıklar … ve … dışındaki diğer tanıkların birbiriyle ve önceki beyanlarıyla uyumlu ifadeleri değerlendirildiğinde, davacının kısa süreli ortacı olarak çalışmasının bulunduğu kanaatiyle davanın kabulüne karar verilmiş ise de, hükmün eksik araştırma ve incelemeye dayalı olduğu belirtilerek, yapılması gereken işin; gerek denetmence beyanları alınan gerekse mahkemece dinlenen tanıkların, davacının da hazır olduğu celsede yeniden beyanlarına başvurulmalı, keza davacının işyerinde ne iş yaptığı ve hangi aralıklarla çalıştığının tespiti açısından ifadeler arasındaki çelişkiler giderilmeli, davacıyı “hacı abla” olarak tanıdığını beyan eden tanıklarca davacı teşhis edilmeli ve çalışmanın fiili olup olmadığı hususu, hiçbir kuşku ve duraksamaya yer bırakmayacak biçimde çözümlenip; deliller hep birlikte değerlendirilip takdir edilerek, varılacak sonuç uyarınca bir karar verilmesi, gereğine işaret edilerek bozulmuştur.

B. İlk Derece Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar
İlk Derece Mahkemesinin 14.02.2023 tarihli ve 2022/229-2023/39 E.K. sayılı kararı ile; Yargıtay bozma ilamı doğrultusunda yeniden yapılan yargılama neticesinde, denetmence beyanları alınan tanıklar ile bozma ilamı öncesinde dinlenen tanıklar davacının da hazır olduğu celsede yeniden dinlenilmiş olup, bordro tanığı …, davacı tanığı …, davacı tanığı …, davacı tanığı …, davacı tanığı …, kamu tanığı …, kamu tanığı …’in alınan beyanlarında davacıyı tanıdıklarını, davacının tanık …’e ait işyerinde kısa bir süre çalıştığını, çalışma süresi içinde temizleme ve ayakçılık işleri yaptığını beyan ettikleri, yine bordro tanığı …’in alınan beyanında davacının yurt dışından geldiğinin işyerinde konuşulduğu konusunda bilgi sahibi olduğunu açıkça ifade ettiği, tanık …’e ait işyerinde kısa süreli çalışma yapıp işten ayrılanların olduğunu beyan ettikleri, tanık beyanları nazara alındığında, …’e ait iş yerinde …isimli iki kişinin olması sebebiyle davacının … abla lakabı ile anıldığı, yine tanıkların bir kısmı tarafından …abla lakabı ile bilinen çalışanın davacı … olduğu ve duruşmada gösterilen davacının, işyerinde … abla lakabı ile bilinen … olduğunun açıkça ifade edildiği, Karabük İl Emniyet Müdürlüğü’nün 18.08.2016 tarihli SGK’ya hitaben yazmış olduğu müzekkere de 30.11.2012 tarihinde yurda giriş yapıp, 21.03.2013 tarihinde yurttan ayrılış yaptığının ifade edildiği, sigorta kayıtlarının incelenmesinde, davacının tanık …’e ait işyerinde ortacı sıfatıyla 12.12.2012 tarihinde işe giriş bildirimin verildiği, 21.01.2013 tarihinde 02 (deneme süreli iş akdinin işçi tarafından feshi) koduyla işten çıkış bildiriminin verildiği göz önüne alındığında davacının 2021 yılı Aralık ayı ile 2013 yılı Ocak ayı arasında kısa süreli olarak …’e ait işyerinde fiilen çalıştığı, her ne kadar bordroda imzası bulunmasa dahi, inceleme konusu bordroda diğer çalışanların da imzasının olmadığı göz önüne alındığında, bordroda davacının imzasının bulunmamasının davacının işyerinde fiili çalışma yapmadığı anlamında değerlendirilemeyeceği, davacının işyerinde kısa süreli çalışması olması nedeni dinlenen tanık beyanlarında da ifade edildiği üzere çok fazla işçi sirkülasyonunun olduğu bir iş yerinde kısa süreli çalışma yapan kişilerin tüm çalışanlar tarafından tanınmasının beklenemeyeceği ve sigorta kayıtlarından da anlaşılacağı üzere kısa süreli çalışma yapmış olan davacının bir kısım işçiler tarafından çalışma süresi içinde tam olarak tanınmamış olabileceği değerlendirilmekle, davacının iş yerinde fiili çalışması olduğu kanaatine varılarak, 1-Davanın kabulü ile; …’nın davacının 12.12.2012 ile 21.01.2013 tarihleri arasında sigorta primlerinin geçersiz olduğuna ilişkin yaptığı işlemler ile davacının davalı kuruma yapmış olduğu itirazın reddine dair 23.05.2017 tarih ve 2832698 sayılı kurum işleminin iptaline,
2-12.12.2012 ile 21.01.2013 tarihleri arasında sigorta primlerinin ve hizmet belgelerinin geçerliliğine ve hizmetten sayılmasına,

3-24.03.2017 tarih ve 4.010.777 sayılı işlem emekli maaşının ödenmesinin durdurulmasına ve yersiz ödeme kapsamında talep edilen 43.604,93 TL’lik kurum işleminin iptaline,

4-Davacının emekli maaşının 17.03.2017 tarihi itibariyle yeniden bağlanmasına,

5-Biriken maaşın toplu olarak faizi ile birlikte davalı kurumdan alınarak davacıya ödenmesine, karar verilmiştir.

V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı SGK vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri
Davalı SGK vekili, SGK denetmeni ile mahkemece beyanı alınan tanık ifadelerinin çelişkili olduğunu, bozma sonrası davacının huzurda bulunduğu celsede dinlenen işyeri çalışanlarından …, … ve …’nın davacıyı tanımadıklarını ifade ettikleri, beyanı alınan diğer tanıkların ise ya davacının akrabası ya da etkilediği tanıklar olduğunu, davaya konu atölye oldukça küçük bir yer olup, davacının simaen de olsa hatırlanmamasının hayatın olağan akışına aykırı olduğunu, kurum işlemlerinde herhangi bir hata bulunmadığını belirterek, usul ve yasaya aykırı verilen kararın temyiz incelemesi sonucu bozulmasını istemiştir.

C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, kurum işleminin iptali ile 12.12.2012-21.01.2013 tarihleri arasındaki hizmetlerin geçerli olduğuna, iptal edilen yaşlılık aylığının yeniden bağlanmasına ve ödenmeyen aylıkların faizi ile tahsiline ilişkindir.

2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri ile 5510 sayılı Kanun’un 86 ncı maddesi.

3. Değerlendirme
1. Temyiz olunan nihai kararların bozulması 6100 sayılı Kanun’un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Temyizen incelenen İlk Derece Mahkemesi kararının bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine hukukça imkân bulunmadığı anlaşılmakla; davalı SGK vekilinin temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Davalı SGK vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine,06.06.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.