YARGITAY KARARI
DAİRE : 10. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2023/5884
KARAR NO : 2023/6900
KARAR TARİHİ : 15.06.2023
MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
HÜKÜM/KARAR : Kabul
Taraflar arasındaki ödeme emri iptali davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.
Kararın, davalı Kurum vekili tarafından temyizi neticesinde kararın Dairece bozulması üzerine bozmaya uyularak yapılan yargılama neticesinde davanın kabulüne karar verilmiş; bu kararın da Dairece bozulması üzerine yeniden yapılan yargılama neticesinde davanın reddine dair verilen kararın davacı vekili tarafından temyizi neticesinde Dairece kararın bozulması üzerine İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararı davalı Kurum vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi … tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili, SGK tarafından 2009/11396 -11397 -11398 takip sayılı ödeme emrinin davacıya tebliğ edildiğini, davacının 2007 yılı şubat ayında … Holding A.Ş. Yönetim Kurulu üyeliğinin son ermesi üzerine TTK 315 maddesine göre işlemlerin yürütülmesi bakımından … ve … tarafından sorumlu yönetim kurulu üyesi olarak atandığını kendisinin 2008 yılı nisan ayında Uzel grubundan ayrıldığını … A.Ş. Şirketler grubunda koordinatör olarak çalışmaya başladığını şirketin mali işlerinden sorumlu olmadığını tek başına şirketin ilzam ve temsil yetkisi bulunmadığını, 5510 sayılı Kanun’un 88 maddesi gereğince ve yerleşmiş Yargıtay Kararına göre şirketin temsil ve ilzam yetkisi olmadığını şirketin prim borçlarını ödemekle yetkili olmadığını, 2008 yılı nisan ayında Uzel grubundan ayrıldığını profosyonel yönetici olarak çalıştığını Uzel Makine San. Tic. A.Ş.’ nin aciz halinde olmadığını, şirketin 138.490,21 TL ödeyecek aktifi olduğunu belirterek 2009/11396-11397-11398 sayılı ödeme emirlerinin iptali talep etmiştir .
II. CEVAP
Davalı Kurum vekili, kuruma sigorta primleri ve diğer alacaklardan şirketin Yönetim Kurulu üyeleri de dahil olmak üzere kanuni temsilcilerinin kuruma karşı müştereken ve müteselsilen sorumlu olduklarını belirterek açılan davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin 30.06.2014 tarihli ve 2012/511 E., 2014/294 K. sayılı kararı ile davacının davasının kabulü ile, Gaziosmanpaşa SGK tarafından düzenlenen 2009/011396, 2009/011397 ve 2009/011398 takip numaralı ödeme emirlerinin iptaline karar verilmiştir.
IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. İlk Bozma Kararı
1. İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı Kurum vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
2.Dairenin 04.11.2014 tarihli ve 2014/22146 E., 2014/22250 K. sayılı kararı ile ; “… Mahkemece, yukarıda açıklanan ve karar tarihinden sonra yürürlüğe giren yasal düzenleme gereği, davaya konu borcun yapılandırma kapsamında bulunduğu gözetilmeli, bu çerçevede 6552 sayılı Kanun’un tanıdığı alacakların yeniden yapılandırılması olanağından yararlanılıp yararlanılmadığı incelenmeli, yapılandırma başvuru süresinin bitiş tarihleri ile Geçici 60 ıncı maddenin 9 uncu fıkrasının “Bu madde hükümlerinden yararlanmak isteyen borçluların, bu maddelerde belirtilen şartların yanı sıra dava açmamaları, açılmış davalardan vazgeçmeleri ve kanun yollarına başvurmamaları şarttır.” hükmü de göz önünde bulundurularak, yapılacak değerlendirmeye göre bir karar verilmelidir.
Bu hukuki olgu çerçevesinde, yeniden inceleme yapılmak üzere mahkeme hükmünün bozulmasına karar verilmesi gerekmektedir….” gerekçesiyle karar bozulmuştur.
B. İlk Derece Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar
İlk Derece Mahkemesinin 18.05.2015 tarihli ve 2014/566 E., 2015/248 K. sayılı kararı Özel Dairenin bozma kararına uyularak, davacının davasının kabulü ile, Gaziosmanpaşa SGK tarafından düzenlenen 2009/011396, 2009/011397 ve 2009/011398 takip numaralı ödeme emirlerinin iptaline, karar verilmiştir.
C. 2’nci Bozma Kararı
1. İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı Kurum vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
2.Dairenin 15.02.2016 tarihli ve 2015/18687 E.,2016/1879 K. sayılı kararı ile; “… D öncelikle davacının yönetim kurulu üyesi olduğu iddia edilen Anonim şirket olan …Makina San. A.Ş.’nin ticaret sicil kayıtlarının eksiksiz ve okunaklı suretlerinin getirtilmesi, davacının bu şirkette yönetim kurulu üyeliği bulunup bulunmadığı ve varsa hangi dönemler arasında bu görevi yaptığı dikkate alınmak suretiyle 506 sayılı Kanun’un 80 inci 5510 sayılı Kanun’un 88/20 inci veya 6183 sayılı Kanun’un mükerrer 35 inci maddeleri kapsamında sorumluluğunun bulunup bulunmadığı araştırılarak, sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde karar verilmiş olması, usûl ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir….” gerekçesiyle karar bozulmuştur.
D. İlk Derece Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar
İlk Derece Mahkemesinin 13.03.2017 tarihli ve 2016/222 E., 2017/152 K. sayılı kararı ile; tüm dosya kapsamından; SGK vekili tarafından ibraz edilen … Ticaret Odası Bilgi bankasının 24.07.2014 tarihli yazısında davacının yönetim kurulu üyesi olduğu, eski yönetim kurulunda da yönetim kurulu üyesi olduğu, uyuşmazlık prim borcunun tahakkuk ettiği dönemde yürürlükte olan 5510 sayılı Kanun’un 88 inci maddesi ‘ sigorta primlerinin haklı sebepleri olmaksızın 1 inci fıkrada belirtilen süre içinde tahakkuk ve tediye etmeyen Kamu kurum ve kuruluşlarının tahakkuk ve tediye ile görevli kamu görevlileri mesul mahusip sayman ile tüzel kişiliğe haiz diğer işverenlerin üst düzeydeki yönetici veya yetkilileri kuruma karşı işverenleri ile birlikte müştereken ve müteselsilen sorumludur’ hükmünün içermekte olduğu, halen yürürlükte olan 5510 sayılı Kanun’un 88 inci maddesi ise ‘kurumun primleri ve alacakları haklı bir sebep olmaksızın bu kanunda belirtilen sürelerde ödenmez ise kamu idarelerinin tahakkuk ve tediye ile görevli Kamu görevlileri, tüzel kişiliğe haiz diğer işverenlerin şirket yönetim kurulu üyeleri de dahil olmak üzere üst düzeydeki yönetici veya yetkilileri ile kanunu temsilcileri kuruma karşı işverenleri ile müştereken ve müteselsilen sorumludur’ hükmünü içerdiği, bu durumda davacının yönetim kurulu üyesi olduğu ve imza yetkilisi olarak şirketin ünvanı adı altında şirketi temsil ve ilzama yetkili olduğu açıkça belli olduğundan davacının birinci derecede imza yetkilisi olması karşısında kurum alacaklarından işveren şirket ile birlikte müştereken ve müteselsilen sorumlu olduğu, 6183 sayılı Kanun’un 58 inci maddesi gereğince talep miktarı üzerinden %10 tazminatın davacıdan alınıp davalıya verilmesi gerektiği, bu nedenle davacının davasının reddine karar verilmiştir.
E. 3’üncü Bozma Kararı
1. İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
2.Dairenin 11.02.2019 tarih 2018/4706 Esas 2019/995 Karar sayılı ilamı ile “…Mahkemece,davaya konu ödeme emirlerinin borç dönemleri olan 2002/9-2008/3 dönemleri arasında prim borçlusu şirketin temsil ve ilzama yetkili üst düzey yönetici ve yetkililerinin kim oldukları Ticaret Sicil Müdürlüğünden sorularak kim oldukları tespit edilmeli ve yine borç dönemlerine ait tüm imza sirkülerlerinin Ticaret Sicil Müdürlüğünden temin edilerek davacının prim borçlusu şirkette temsil ve ilzam yetkisi olup olmadığı irdelenerek sonucuna göre karar verilmelidir….” gerekçesiyle bozulmuştur.
F. İlk Derece Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen tarih ve sayılı kararı ile; Yargıtay bozma ilamı doğrultusunda ilgili ticaret sicil müdürlüğüne yazılan müzekkerelerin ikmal edilerek döndüğü, … Ticaret Sicil Müdürlüğü tarafından gönderilen 7.5.2019 tarihli yazıda,” … Danışmanlık ve Tic.An.Şti’nin yönetim kurulu üyeleri yetkilileri ve Ticaret Sicil Gazetesi gönderildiği, tetkikinde davacının 15.04.2004 şirket yönetim kurulu üyesi olduğu, görev süresinin bitiş tarihinin 30.03.2006 olduğunu, davacının şirket yönetim kurulunda bulunduğu ve görevinin bitiş tarihi arasında şirket borçları olmadığından gönderilen ödeme emirlerinden sorumlu olmadığı” belirtilmiştir. Sonuç olarak, davacının yönetim kurulu üyesi olmadığı, imza yetkisi de olmadığı, şirketin adı altında şirketi temsil ve ilzama da yetkili olmadığı anlaşılmakla şirketin borçlarından sorumlu olmadığının ve ödeme emirlerinin iptaliyle davanın kabulüne Gaziosmanpaşa SGK tarafından düzenlenen 2009/011396, 2009/011397, 2009/011398 takip numaralı ödeme emirlerinin ayrı ayrı iptaline karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı kurum vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı Kurum vekili, Kurum işleminde hata olmadığını, verilen kararın eksik araştırmaya dayalı olduğunu belirterek kararın bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, ödeme emri iptali istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 331 inci maddesi, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri, 7143 sayılı Kanun, 5510 sayılı Kanun’un 88 inci maddesi, 506 sayılı Kanun’un 80 inci maddesi, 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsili Usulü Hakkında Kanunu’nun 35, 55, 58 inci maddeleri
3. Değerlendirme
1. Temyiz olunan nihai kararların bozulması 1086 sayılı Kanun’un 428 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Temyizen incelenen Mahkeme kararının bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine hukukça imkân bulunmadığı anlaşılmakla; temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle
1.Davalı Kurum vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,
2. Dosyanın kararı veren Mahkemeye gönderilmesine,15.06.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.