Yargıtay Kararı 10. Hukuk Dairesi 2023/5849 E. 2023/7517 K. 05.07.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 10. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2023/5849
KARAR NO : 2023/7517
KARAR TARİHİ : 05.07.2023

MAHKEMESİ : … Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2021/1232 E., 2023/374 K.
HÜKÜM/KARAR : Davanın reddi
İLK DERECE MAHKEMESİ : … 4. İş Mahkemesi
SAYISI : 2019/494 E., 2020/173 K.

Taraflar arasındaki kurum işleminin iptali davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince, hükümde belirtilen gerekçelerle davanın kabulüne karar verilmiştir.

Kararın davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurusunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına davanın reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı, davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi … tarafından hazırlanan rapor dinlenildikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I.DAVA
Davacı vekili, davacının eşi…dan dolayı dul aylığı talebinde bulunduğu, davalı kurum tarafından müvekkiline eşinden dolayı maaş bağlandığı, daha sonra babası… üzerinden 05.04.2019 tarihli dilekçe ile ölüm aylığı bağlanmasını istediği, davalı kurumca maaş tercihinde bulunmasının istendiği, bunun üzerine müvekkilinin yüksek maaşı tercih ettiği ancak davalı kurumun işlemlerinin usul ve yasaya aykırı olduğu, dava açma ve hukuki yollara başvurma haklarını saklı tutarak şimdilik müvekkilinin eşi…’dan maaş bağlanmasını istediği, müvekkilinin babasının 1987 yılında vefat etmesi nedeni ile eşi ise her ne kadar 5510 sayılı Kanun’un yürürlüğünden sonra 2019 yılında vefat etmişse de 5510 sayılı Kanun’un 54 üncü madde hükmünün her iki ölümün de 01.10.2008 sonrası olması durumunda uygulanacağı buna ilişkin mahkemelerce verilmiş kararlar olmasına rağmen taleplerin yerinde görülmediği, müvekkilinin eşinin SSK kapsamında sigortalı olduğu, babasının Bağ-Kur sigortalısı olduğunu ve hem babasından hem de eşinden dolayı ölüm aylığı bağlanması gerektiğini belirterek müvekkilinin iptal edilen dönemde hem babasından hem de eşi üzerinden maaşa müstehak olduğunun tespiti ile eşi üzerinden bağlanan maaşının kesildiği tarih itibariyle tekrar bağlanması ve kesilen maaşların yasal faiziyle geri ödenmesini talep ve dava etmiştir.

II.CEVAP
Davalı Kurum vekili, kurum tarafından yapılan işlemlerin usul ve yasaya uygun olduğunu, davacının eşinden veya babası üzerinden aylık alması gerektiğini, hem babası üzerinden hem de eşi üzerinden aylık almasının usul ve kanuna aykırı olduğunu belirterek davanın reddine karar verilmesi gerektiğini savunmuştur.

III.İLK DERECE MAHKEME KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; somut olayda sosyal güvenlik kuruluşlarına tabi bir çalışması bulunmayan davacı, eşinden dolayı ölüm aylığı bağlanmasını istemiş olup, davacının tahsis talebinde bulunduğu tarihte yukarıda açıklanan yasal düzenleme gereğince ölüm aylığı bağlanması gerektiği, davacının bu tarihte kendisi çalışmasından dolayı yaşlılık veya malullük aylığı almadığı ve eşinden dolayı 1479 sayılı Kanun kapsamında aldığı dul yetim aylığının babasından dolayı ölüm aylığı almasına engel teşkil etmeyeceği, davacıya 1479 sayılı Kanuna göre bağlanan ölüm aylığının kesildiği tarihten itibaren yeniden başlatılması gerektiği sonuç ve kanaatine varılmakla;

Davanın kabulü ile,
Davacının hem babası… hemde eşi İlyas Karak üzerinden aylık almaya müstehak olduğunun tespiti,

Eşi İlyas Karak üzerinden bağlanan maaşın kesildiği tarih itibariyle yeniden bağlanması gerektiğinin tespitine,

Davacıya ödenen maaştaki kesintilerin yasal faizi ile birlikte ödenmesi gerektiğinin tespitine, karar verilmiştir.

IV.İSTİNAF
A.İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili istinaf yoluna başvurmuştur.

B.İstinaf Sebepleri:
1.Davalı Vekilinin İstinaf Sebepleri
İlk derece mahkemesince davacının eşinden dolayı Bağ-Kur’dan, babasından dolayı SSK’dan ölüm aylığı bağlanıp bağlanamayacağı istemi ile ilgili olarak 1479 sayılı Kanun’un 45 inci maddesi gereğince sosyal güvenlik kuruluşlarına tabi bir çalışması bulunmayan davacının kendi çalışmasından dolayı yaşlılık veya malullük aylığı almadığı ve eşinden dolayı 1479 sayılı Kanun kapsamında aldığı dul yetim aylığının babasından dolayı ölüm aylığı almasına engel teşkil etmeyeceği, davacıya 1479 sayılı Kanuna göre bağlanan ölüm aylığının kesildiği tarihten itibaren yeniden başlatılması gerektiğinin ifade edildiği, oysa ki bilindiği üzere ölüm aylığında, gerek sigortalılar gerekse hak sahipleri yönünden sigortalının ölüm tarihindeki mevzuat hükümlerinin uygulandığı, …’ın babasının 11.02.1987 tarihinde ölümü nedeni ile ölüm aylığına müracaat ettiği 01.04.2019 tarihinden itibaren 4/1-a kapsamında babasından dolayı ölüm aylığı aldığı ve eşi …ın 20.03.2019 tarihinde öldüğünün tespit edildiği, hak sahibi …’ın babasından hak sahipliği statüsünü eşinin vefat ettiği 20.03.2019 tarihinde kazandığından, 5510 sayılı Kanun’un 54 üncü maddesi gereği; “Hem eşinden, hem de ana ve/veya babasından ölüm aylığına hak kazananlara, tercihine göre eşinden ya da ana ve/veya babasından bağlanacak aylığı” bağlanır hükmü amir olduğundan ve herhangi dosyadan birini tercih etme gerekliliği bulunduğundan, haksahibi …’a eşinden dolayı ölüm aylığı bağlanamadığı, ilgili nedenlerle kurumca mevzuata uygun işlem yapılmış olup davacının açmış olduğu davanın reddi gerekirken davanın kabulüne karar verilmesinin hukuki olmadığı gerekçeleriyle, yerel mahkemece verilen kararın kaldırılarak davanın reddine karar verilmesi talebiyle istinaf yoluna başvurmuştur.

C.Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile;

Davacının babası…’ın, 506 Kanun kapsamında sigortalı iken 11.02.1987 tarihinde vefat ettiği, 1479 sayılı Kanun kapsamında sigortalılığı bulunan eşi…ın ise 20.03.2019 tarihinde vefat ettiği, davacının babasından dolayı da ölüm aylığı bağlanması için tahsis talebinde bulunduğu, Kurumca, eşinden veya babasından dolayı istediği aylığı tercih etmesi halinde işlem yapılacağının bildirildiği, davacıya eşinden dolayı, 11.04.2019 tarihinden itibaren 4/1-b kapsamında ölüm aylığı bağlandığı; yasal düzenlemeler kapsamında dava irdelendiğinde; bu tür ölüm sigortasından aylık tahsislerinde, ayrık durumlar dışında genel kural olarak hakkı doğuran olay tarihinde yürürlükte olan yasal mevzuatın uygulanması gerektiği, buna göre sigortalı eşin yaşamını yitirdiği 20.03.2019 tarihi itibarıyla davanın yasal dayanağının 5510 sayılı Kanun’un 34 ve 54 üncü maddeleri olduğu, 54 üncü maddenin 5 inci bendine göre hak sahibinin tercihine göre ana/baba veya eşe ait dosyaların birinden aylık bağlanacağının açıkça düzenlenmiş bulunduğu, anılan maddeler irdelenmeden yanılgılı değerlendirme sonucu, yazılı şekilde verilen yerel mahkeme kararının usul ve yasaya aykırı olduğu anlaşılmakla;

Davalı kurum vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile; hakkında istinaf başvurusunda bulunulan İlk derece mahkemesi kararının HMK 353/1-b.2 maddesi gereğince, yeniden esas hakkında hüküm kurulmak üzere kaldırılmasına;

Davanın reddine, karar verilmiştir.

V.TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri
Davacı vekili; verilen kararın hatalı olduğunu belirterek temyiz talebinde bulunmuşlardır.

C.Gerekçe
1.Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dava; kurum işleminin iptali istemine ilişkindir.

2.İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri, 5510 sayılı Kanun’un 34 üncü ve 54 üncü maddeleridir.

3. Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun’un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle,
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun’un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

05.07.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.