YARGITAY KARARI
DAİRE : 10. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2023/577
KARAR NO : 2023/1239
KARAR TARİHİ : 15.02.2023
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : … Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2019/1518 E., 2021/1852 K.
vekili Avukat …
DAVA TARİHİ : 08.02.2017
KARAR : Kabul
İLK DERECE MAHKEMESİ : … 3. İş Mahkemesi
SAYISI : 2017/40 E., 2019/162 K.
Taraflar arasındaki kurum işleminin iptali davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince, davanın reddine karar verilmiştir.
Kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının kaldırılarak davanın kabulüne karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı … vekili tarafından temyiz edilmekle;kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi … tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde, 6736 sayılı Kanun tebliği gereğince müvekkiline ait yapılandırma işleminin kısmen iptali ile Kuruma verilen ek aylık prim ve hizmet belgesi dikkate alınarak düzenlenen 51.390,00 TL’lik kısım için yapılandırma işleminin tesis edilmesine, bu miktar dikkate alınarak yapılan ve yapılacak olan kısmi ödemelerin Kurum tarafından dikkate alınması gerektiğinin tespitine, ihtirazı kayıtlı olarak yaptıkları ve yapacakları ödemelerin fazlaca ödeme var ise Kurum tarafından bu miktarların yasal faizi ile birlikte geri ödenmesi gerektiğinin tespitine karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı Kurum vekili, davacı tarafın dilekçesinde belirtmiş olduğu ve kısmi başvuru yapabileceğine dair tebliğin Maliye Bakanlığının tebliği olduğunu ve müvekkili Kurumu bağlamadığını, Sosyal Güvenlik Kurumu Başkanlığının 2016/18 sayılı genelgesine göre bir kısım borçların yapılandırılması bir kısmının ise yapılandırılmamasının mümkün olmadığını, Kurum işlemlerinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmadığını beyanla davanın reddini talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Mahkemece “…6736 sayılı Kanun’un 5510 sayılı Kanun’dan kaynaklanan borçlarla ilgili düzenlemesi ise 22.08.2016 tarih 2016-18 sayılı genelge “…5510 sayılı Kanunun 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (1), (2) veya (3) nolu alt bentleri ile (4) nolu alt bendinden kaynaklanan prim borçları için ayrı ayrı başvuruda bulunmaları gerekirken yalnızca biri için başvuruda bulunan sigortalılar, her iki borç türü için de başvuruda bulunmuş kabul edilecektir…”hükmü bulunduğu, kısmi başvuru veya buna yönelik herhangi bir düzenleme bulunmadığı, davacının davalı kuruma dikkate alınmasını talep ettiği kısmi ödeme ve ihtirazi kayıt ile ödenen herhangi bir ödemeye rastlanmadığı, gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davacı vekili istinaf dilekçesinde, Kurum tarafından müvekkiline gönderilen 07.11.2016 tarihli yazı ile Sosyal Güvenlik Kurumu Denetmenliğinin 26.10.2016 tarihli raporuna istinaden istenilen belgelerin yazının alındığı tarihten 30 gün içinde verilmesi gerektiğinin bildirildiğini, müvekkilinin 22.11.2016 tarihinde istenen bildirgeleri ve belgeleri düzenleyerek süresi içinde Kuruma verdiğini, müvekkilinin daha önceden 21.10.2016 tarihli 22.11.2016 tarihli ve 101704612539 sayılı talebi ile 6736 sayılı Kanun gereğince yapılandırma isteminde bulunduğunu, 21.10.2016 tarihli başvurusunda sonra 26.10.2016 tarihli denetmen raporuna istinaden tahakkuk ettirilecek olan prim ve cezalar için başvuru zorunluluğu olmadığını, yapılandırma talebinde bulunduğu 21.10.2016 tarihinde Kurum tarafından başkaca prim ve idari para cezası borcunun olup olmadığının bilinmediğini, bu nedenle yapılandırma talebinde bulundukları tarihten sonra tahakkuk ettirilecek başkaca prim veya idari para cezası borçları için yapılandırma talebinde bulundukları söylenemeyeceğine göre tebliğ edilen başkaca ipc ve prim borcu da henüz olmadığından yapılandırma talebinde bulundukları 21.10.2016 tarihli yapılandırma taleplerinin geçerli olması ve Kurum tarafından buna göre işlem yapılması gerektiğini, Kuruma başvuru tarihi olan 21.10.2016 tarihi itibariyle başkaca bir prim ve ipc borçları olmadığı halde sonradan tahakkuk ettirilen prim ve idari para cezasını kapsayacak şekilde yapılandırma tablosu ve işlem tesis edilemeyeceğini, Kurum tarafından yapılan işlemin hukuka aykırı olduğunu beyanla ilk derece mahkemesi kararının kaldırılarak davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile “…çözülmesi gereken çekişme 6736 sayılı Kanun kapsamında davacının idari para cezasını tek başına yapılandırmasının mümkün olup olmadığı noktasında düğümlenmektedir.
6736 sayılı Kanun’un madde 1/1-e hükmüne göre “Bu Kanun hükümleri;
…
e) Sosyal Güvenlik Kurumuna bağlı tahsil daireleri tarafından 6183 sayılı Kanun kapsamında takip edilen ve bu Kanunun yayımlandığı tarihe veya bu Kanunun ilgili hükümlerinde belirtilen sürelerin sonuna kadar tahakkuk ettiği hâlde ödenmemiş olan;
1) 31.05.2006 tarihli ve 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanununun 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının (a), (b) ve (c) bentleri kapsamındaki sigortalılık statülerinden kaynaklanan, 2016 yılı Haziran ayı ve önceki aylara ilişkin sigorta primi, emeklilik keseneği ve kurum karşılığı, işsizlik sigortası primi, sosyal güvenlik destek primi ile bunlara bağlı gecikme cezası ve gecikme zammı alacakları,
…
5) 30.06.2016 tarihine kadar (bu tarih dâhil) işlenen fiillere ilişkin olup ilgili kanunları uyarınca uygulanan idari para cezaları ile bunlara bağlı gecikme cezası ve gecikme zammı alacakları,
6) İlgili kanunları gereğince takip edilen 2016 yılı Haziran ayı ve önceki aylara ilişkin damga vergisi, özel işlem vergisi ve eğitime katkı payı ile bunlara bağlı gecikme zammı alacakları,
…hakkında uygulanır.”
Madde 8/4 hükmüne göre “30.06.2016 tarihine kadar (bu tarih dâhil) işlenen fiillere ilişkin olup bu Kanunun yayımlandığı tarihten önce kesinleştiği hâlde bu Kanunun yayımlandığı tarih itibarıyla ödenmemiş olan idari para cezası asıllarının %50’si ile bu tutara ödeme sürelerinin bittiği tarihlerden bu Kanunun yayımlandığı tarihe kadar geçen süre için Yİ-ÜFE aylık değişim oranları esas alınarak hesaplanacak tutarın, bu Kanunda belirtilen süre ve şekilde ödenmesi hâlinde, idari para cezası asıllarının kalan %50’si ile idari para cezasına uygulanan gecikme cezası ve gecikme zammı gibi fer’i alacaklarının tamamının tahsilinden vazgeçilir.”
Madde 10/8 hükmüne göre, “Bu Kanun kapsamına giren alacakların altıncı fıkrada belirtilen şekilde tamamen ödenmemiş olması hâlinde, bu Kanunun 3 üncü maddesinin dokuzuncu fıkrası ve 9 uncu maddesinin üçüncü fıkrası hükümleri saklı kalmak kaydıyla borçlular, ödedikleri tutarlar kadar bu Kanun hükümlerinden yararlanırlar.” denilmiştir.
Somut olay bu kapsamda değerlendirildiğinde, kanunun hiçbir hükmünde bir kısım alacak kalemi için yapılandırmadan faydalanıp diğer alacak kalemleri için faydalanmamaya ilişkin engel bir hüküm bulunmamaktadır. Engel bir hüküm bulunmadığına göre borçlunun gerek ekonomik gücü gerekse diğer alacak kalemlerinde haksızlığa uğradığı düşüncesinden kaynaklı olarak bir kısım alacak kalemi açısından yapılandırma başvurusunda bulunabileceğinin kabulü gerekir. Zayıf olan borçlunun korunması ilkesi yine bunu gerektirir.
Bunlara ek olarak kanunun 10/8 madde hükmüne göre yapılandırma yapıldıktan sonra kısmi ödeme halinde ödedikleri tutar kadar yapılandırma hükümlerinden faydalanabilecektir. Yani aynı borç kalemi için bile infaz aşamasında bile olsa kısmi yapılandırmanın kabulü sonucu doğarken farklı borç kalemlerinin tamamının yapılandırılması gerektiğine ilişkin kabulde isabet görülmemiştir. Davacının davasının kabulüne karar verilmesi gerekirken reddine karar verilmesi isabetli olmamıştır…” gerekçesiyle Davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkemesi kararı kaldırılarak davanın kabulüne, davacıya verilen 51.390,00 TL’lik idari para cezasının tek başına 6736 sayılı Yasa kapsamında yapılandırılması gerektiğinin tespiti ile davalı Kurumun diğer alacaklarının da dahil edilerek gerçekleştirilen yapılandırma işleminin iptaline, karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı … vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı Kurum vekili, 2016/18 sayılı genelgeye göre bir kısım borçların yapılandırılması bir kısmının ise yapılandırılmaması mümkün olmadığını belirterek kararın temyizen bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, 6736 sayılı Bazı Alacakların Yeniden Yapılandırılmasına İlişkin Kanun kapsamında diğer borçlar dahil edilmeden bir kısım borçların yapılandırmasının mümkün olduğunun, aksi yöndeki Kurum işleminin iptali talebinden ibarettir.
2. İlgili Hukuk
1.6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.
2. 6736 sayılı Bazı Alacakların Yeniden Yapılandırılmasına İlişkin Kanunun 8 nci, 10 uncu, 11 nci maddesi hükümleridir.
3. Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun’un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, özellikle davacı adına tescilli 676 sicil sayılı işyerine aktarılmak suretiyle sicil dosyaları işlemden kaldırılan 211 sicil … Tek. San. Ltd. Şti. ile 101 sicil no.lu … unvanlı işyerlerinin dava konusu dönemde tahakkuk etmiş kurum alacağının olmadığının Kurum tarafından bildirilmiş olması nedeniyle, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup, dosyada yer alan tüm bilgi ve belgelerin incelenmesinde davalı Kurum vekilinin temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Davalı kurum vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine,
15.02.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.
…