Yargıtay Kararı 10. Hukuk Dairesi 2023/5433 E. 2023/5916 K. 25.05.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 10. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2023/5433
KARAR NO : 2023/5916
KARAR TARİHİ : 25.05.2023

MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
SAYISI : 2020/33 E., 2022/238 K.
KARAR : Kabul

Taraflar arasındaki itirazın iptali ile icra inkar tazminatına hükmedilmesi davasından dolayı yapılan yargılama sonunda mahkemesince davanın reddine dair verilen karar, davacı Kurum vekili tarafından temyizi üzerine Dairemizce bozulmuştur.

Mahkemece verilen direnme kararı, davacı Kurum vekili tarafından temyizi üzerine Hukuk Genel Kurulu’ nun 24.10.2019 tarih 2017/10-1956 Esas 2019/1113 Karar sayılı kararı ile bozulmuştur.

Mahkemece bozmaya uyularak verilen davanın kabulüne dair kararın davacı Kurum vekili tarafından temyizi üzerine Tetkik Hâkimi … tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA
Davacı Kurum vekili, hakkında verilen boşanma kararı 20.01.2009 tarihinde kesinleşen davalıya, yaşamını yitiren sigortalı babası üzerinden 506 sayılı Kanun hükümlerine göre hak sahibi kız çocuğu sıfatıyla bağlanan ölüm aylığının, boşandığı eşiyle fiilen birlikte yaşadığının belirlendiği gerekçesiyle, 18.10.2008 – 17.12.2011 döneminde yersiz ödendiği ileri sürülen aylıklar yönünden borç tahakkuk ettirildiğini, davalının ödememesi üzerine kurum alacağının tahsili için açılan ilamsız icra takibine itiraz üzerine takibin durduğunu belirterek itirazın iptali ile ilamsız icra takibinin devamını, %20 den az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP
Davalı, boşanılan eşle beraber yaşama konusundaki tespitin doğru olmadığını, davacı Kurumun haksız ve mesnetsiz işlemlerle mağduriyete sebep olduğunu belirterek davanın reddini istemiştir.

III. MAHKEME KARARI
Mahkemesince 16.02.2016 tarih, 2015/7 Esas 2016/131 Karar sayılı ilamı ile verilen davanın reddine dair kararın davacı Kurum vekili tarafından temyizi üzerine Dairemiz 07.06.2016 tarih, 2016/4864 Esas 2016/9389 Karar sayılı ilamı ile bozulduğu,

Mahkemesince 03.11.2016 tarih, 2016/680 Esas 2016/10 Karar sayılı ilamı ile önceki kararda direnilmesi ile davanın reddine dair verilen kararın davacı Kurum vekili tarafından temyizi üzerine Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 24.10.2019 tarih, 2017/10-1956 Esas 2019/1113 Karar sayılı ilamı ile bozulduğu, Mahkemesince 06.10.2022 tarih, 2020/33 Esas 2022/238 Karar sayılı ilamı ile davanın kabulüne, davalı tarafından … 3. İcra Müdürlüğü’nün 2013/8315 Esas sayılı takip dosyasına yapılan itirazın iptali ile takibin devamına, icra inkar tazminatı talebinin reddine karar verilmiştir.

IV. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı Kurum vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri
Davacı Kurum vekili, ilamsız icra takibine itirazın iptali için açılan davada mahkemece itirazın iptaline karar verildiği halde takip konusu alacak miktarı belli ve sabit olmasına rağmen %20 den az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmemiş olmasının usul ve yasaya uygun olmadığını belirterek temyiz başvurusunda bulunmuştur.

C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, ilamsız icra takibine itirazın iptali ile icra inkar tazminatına hükmedilmesi istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk
1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri,

2. 5510 sayılı yasanın ilgili maddeleri.

3. Değerlendirme
Davalıya yersiz ödendiği ileri sürülen yetim aylıklarının yasal faiziyle birlikte tahsili için başlatılan icra takibine yönelik itiraz üzerine açılan itirazın iptali davasında, davanın yasal dayanaklarından olan 2004 sayılı İcra ve İflas Kanununun 67 nci maddesinin ikinci fıkrasında, borçlunun itirazının haksızlığına karar verilirse alacaklı yararına ve istem üzerine tarafların durumuna, davanın ve hüküm altına alınan şeyin tahammülüne göre, hüküm altına alınan tutarın % 40’ından aşağı olmamak üzere uygun bir tazminata karar verileceği yönünde düzenleme öngörülmüştür. (02.07.2012 tarihli ve 6352 sayılı Kanun’un 11 inci maddesiyle, bu fıkrada yer alan “yüzde kırkından” ibaresi “yüzde yirmisinden” şeklinde değiştirilmiştir.) İtirazın iptali davalarında icra inkâr tazminatına hükmedilebilmesi için, diğer koşulların yanında takibe konu alacağın likit olması da zorunludur. Anılan tür bir alacaktan söz edilebilmesi için ise gerçek tutarın belli ve sabit olması veya borçlu tarafından belirlenebilmesi için alacağın tüm unsurlarının bilinmesi ya da bilinebilecek durumda bulunması gereklidir. Buna göre, alacağın likit nitelikte olduğunun kabulü için borçlu tarafından tutarın araştırılarak belirlenmesi olanağının varlığı yeterlidir.

Yukarıdaki açıklamalar ışığında dava değerlendirildiğinde, asıl alacak niteliğindeki yersiz ödenen ve icra takibine konu yapılan yersiz aylığın, takip ve dava tarihi itibarıyla varlığı ve tutarının belli ve sabit, dolayısıyla, likit nitelikte olduğu belirgin bulunduğundan, takibe haksız itiraz eden davalının, davacı alacaklı kurum yararına hüküm altına alınan tutarın % 20’ı oranında tazminatla sorumluluğuna karar verilmesi gerekirken, mahkemece yanılgılı değerlendirme sonucu, anılan istemin reddi yönünde hüküm kurulması, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.

O halde, temyiz eden davacı Kurum vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları ile HMK 369 uncu maddesi kapsamında kanunun açık hükmüne aykırılıklar da gözetilerek, İlk Derece Mahkemesince verilen hüküm bozulmalıdır.

Ne var ki bu hataların giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 370 inci maddesinin ikinci fıkrası hükmü uyarınca Bölge Adliye Mahkemesi kararının bu kısımlarının düzeltilerek onanması gerekir.

VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;

Mahkeme hükmünün 1 inci bendinin son alt cümlesi olarak yazılan “İcra inkar tazminatı talebinin reddine,” cümlesinin silinerek yerine “Hüküm altına alınan tutar üzerinden %20 oranına göre hesaplanan icra inkâr tazminatının davalıdan alınarak davacı Kuruma verilmesine,” sözcüklerinin yazılarak, DÜZELTİLEREK ONANMASINA,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

25.05.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.