Yargıtay Kararı 10. Hukuk Dairesi 2023/5413 E. 2023/5716 K. 23.05.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 10. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2023/5413
KARAR NO : 2023/5716
KARAR TARİHİ : 23.05.2023

MAHKEMESİ : Adana Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/1956 E., 2022/1590 K.
HÜKÜM/KARAR : Reddine
İLK DERECE MAHKEMESİ : Adana 1. İş Mahkemesi
SAYISI : 2018/435 E., 2022/151 K.

Taraflar arasındaki 1 (bir) günlük sigortalılığının tespiti davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince, hükümde belirtilen gerekçelerle davanın reddine karar verilmiştir.

Kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına ve davanın reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı, davalı Kurum vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi … tarafından hazırlanan rapor dinlenildikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I.DAVA
Davacı asil dava dilekçesinde özetle; … Akü San. ve Tic. Ltd. Şti. unvanlı işyerinde 01.12.1987 tarihinde işe başladığını, yaklaşık iki yıl çalıştığını, Kuruma müracaat ettiğinde sicil numarası ile işe giriş tarihinin doğru olduğunu, ancak primlerinin yatırılmadığını öğrendiğini, kendisi ile aynı işyerinde çalışan işçilerin primlerinin yatırılmasına rağmen, kendisinin çalıştığı aylara ilişkin primlerinin yatırılmadığını, bu sebeple mağdur olduğunu ve emeklilik dilekçesi veremediğini ileri sürerek, hizmetlerinin tespitini istemiş; 11.01.2019 tarihli dilekçesi ile; talebinin 01.12.1987 tarihinde 1 gün süreyle davalı şirkette çalıştığının tespiti olduğunu beyan etmiştir.

II.CEVAP
Davalı … vekili cevap dilekçesinde özetle; davanın hak düşürücü süre içerisinde açılmadığını, iddiaların gerçeği yansıtmadığını belirterek, reddini istemiştir.

Davalı SGK vekili cevap dilekçesinde özetle; kurum kayıtlarında davacı adına 01.12.1987 tarihli işe giriş bildirgesinin Umut Ticaret … Aküleri unvanlı işveren tarafından verildiğini, ancak ilgili dönemde dönem bordrosunun verilmediğini, davacının 01.12.1987 tarihinde fiilen çalıştığına dair yazılı belge olmadığını, işverence de 1987 yılında davacının hizmet akdine bağlı olarak çalıştığı yönünden bildirim yapılmadığını belirterek, davanın reddini istemiştir.

III.İLK DERECE MAHKEME KARARI
Mahkemece yapılan yargılama, uzman bilirkişi raporu, dosyadaki bilgi ve belgeler ile tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; davacının dava dilekçesindeki talebine ilişkin davalı kuruma 25.03.2015 tarihinde başvuru yaptığı ve kurum tarafından 21.04.2015 tarihinde işyeri tarafından 1987 yılında bordro verilmediğinden bahisle talebinin reddedildiği, davacının 04.04.2019 tarihli dilekçesi ile talep sonucunu 01.12.1987 tarihi itibariyle bir günlük çalışmanın tespiti olarak açıklandığı, her ne kadar bir günlük tespit talebi de olsa fiilen çalışmanın kuşkuya yer olmadan belirlenmesi gerektiğini, somut olayda; 21821.01 sicil nolu iş yerinde davacı adına işe giriş bildirgesinin olduğu, bu bildirgenin kuruma 11.12.1987 tarih 419657 sayılı evrak kayıt numarası ile kaydının yapıldığı, yine davacı tarafından dosyaya sigorta sicil kartının sunulmuş olması nedeniyle davalıların hak düşürücü süre iddialarının reddine karar verildiği, işe giriş bildirgesindeki imzasının davacıya ait olup olmadığı yönünde imza incelemesi yaptırıldığı, söz konusu raporda imzanın davacıya ait olmadığının tespit edildiği, ancak yerleşik içtihatlar gereği dava reddedilmeyip resen araştırma ilkesi gereğince yapılan araştırmada, söz konusu işyerinin 02.05.1975 yılında kanun kapsamına alındığı ve 21.12.1994 yılında kanun kapsamından çıktığı, dinlenen tanık beyanlarında söz konusu işyerinin iki bölümden oluştuğu, birinin üretim atölyesi olduğu, diğerinin ise satış mağaza bölümü olduğunun ifade edildiği, … Akü San. ve Tic. Ltd. Şti. işyerinin dönem bordroları getirildiği, davacıya duruşmada bordroda adı geçen isimler okunarak hatırladığı kişiler olup olmadığının sorulduğu, dosya kapsamında her ne kadar davacı tanığı …’ın beyanında; kendisinin 1990 yılında işe girdiğini, davacının da kendisinin işe girdiğinde usta olarak çalıştığını ifade etmiş ise de tanığın hizmet cetvelinde 20.04.1991 yılında kaydının olması sebebiyle 1987 yılına dair bilgisinin olamayacağından beyanına itibar edilmediği, yine davacı tanığı …’nin beyanında; davacı ile aynı anda çalışmadığını ancak davacıyı akü sektöründen arkadaş olması nedeniyle tanıdığını, davacının montaj bölümünde çalıştığını ifade etmiş ise de bu tanığında davacı ile aynı anda çalışması olmadığından işyeri tanığı sıfatı taşımaması sebebiyle beyanına itibar edilmediği, davacının çalıştığını iddia ettiği dönem itibariyle mahkemece belirlenen kamu tanığı …’nın beyanında; davacıyı tanımadığını, yine aynı şekilde bordro tanığı …, …, … ve …’ın beyanlarında davacıyı tanımadıklarını ifade ettikleri, bu tanıkların söz konusu işyerinde bordrolu çalışanlar olması nedeniyle beyanlarına itibar edilebileceği dikkate alınarak, davacıyı işyerinde çalışırken görenin olmadığı gibi, davacının işe girdiğini iddia ettiği tarih itibariyle 18 yaşından küçük olduğu anlaşılmakla, davacının söz konusu iş yerinde 4/a kapsamında çalışmasının mümkün olamayacağı kanaatine varılarak, ispatlanamayan davanın reddine karar verilmiştir.

IV.İSTİNAF
A.İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur.

B.İstinaf Sebepleri:
Davacının İstinaf Sebepleri
Davacı istinaf dilekçesinde; çalıştığı dönemde bordro düzenlenmediğini, maaşının haftalık olarak elden ödendiğini, emeklilik şartlarını yerine getirdiğini ancak bu hizmetinin tespit edilmemesi nedeniyle emekli olamadığını, aynı işyerinde 6-7 kişi ile birlikte çalıştıklarını, işçilerin 6-7 ay sürelerle çalıştırılıp çıkışlarının verildiğini, bu nedenle sürekli bir çalışanın bulunmadığını, işyerinde kurşun zehirlenmesi yaşayan işyeri sahibinin kardeşi … … ve …’ın …’da tedavi gördüklerini bu hususun araştırılması gerektiğini, işe başlarken kendisinden istenilen belgeleri teslim ettiğini, herhangi bir yere imza atmadığını, çalışmasının sabit olduğunu belirterek, kararın kaldırılarak davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir.

C.Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; dosya kapsamında SGK kayıtlarına göre, davacının iddiasına konu işyerinin davalı …’a ait olduğu sabit olup, davalı Şirketin kuruluş tarihinin ticaret sicil kayıtlarına göre 1994 yılı olduğu, davalı şirketin davacının çalışma iddiasından sonraki bir tarihte kurulduğu, yine kayıtlara göre 22.12.2010 tarihinde dava tarihinden önce terkin edildiği, dava açıldığı tarihte davalı şirketin tüzel kişiliği dolayısıyla da taraf ehliyeti bulunmadığı, mahkemece bu husus nazara alınmaksızın, taraf ehliyeti bulunmayan şirket hakkında yargılamaya devamla hüküm verilmiş olması yerinde görülmediğinden, adı geçen şirket karar başlığından çıkarılarak hükmün düzeltilmesine karar verilmiştir.

V.TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı SGK vekili tarafından temyiz yoluna başvurulmuştur.

B. Temyiz Sebepleri
Davalı SGK Vekilinin Temyiz Sebepleri
Davalı SGK vekili, davanın 1 günlük tespit davası olduğu, dosyada davalı olarak yer almalarına ve iki davalı olmasına rağmen vekalet ücretine hükmedilirken davacıdan alınarak davalıya şeklinde hüküm kurulduğu, halbuki davacıdan alınarak davalılar … ve SGK’ya verilmesine şeklinde hüküm kurulması gerektiğini belirterek, kararın bu yönüyle düzeltilmesini istemiştir.

C.Gerekçe
1.Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık; davacının, davalı işyerinde 01.12.1987 tarihinde 1 (gün) süreyle çalıştığının tespitine ilişkindir.
2.İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri, 506 sayılı Sosyal Sigortalar Kanunun 2 nci, 108 inci maddeleri.

3.Değerlendirme
Dava her ne kadar hizmet tespiti istemli açılmış ise de, davacının 11.01.2019 tarihli dilekçesi ile talebini; davalı işyerinde 01.12.1987 tarihinde 1 (bir) gün süreyle çalıştığı ve bu tarihin sigortalılık başlangıcı olarak tespit edilmesi gerektiğinin tespitine şeklinde açıkladığı, sigorta başlangıcının tespiti davasının niteliği itibariyle kurum işleminin iptali olması nedeniyle husumetin yalnızca Kuruma düşeceği, Kurumun eldeki davadaki sıfatının davalı olduğu ve lehine vekalet ücreti takdir edilmesi gerektiğinin gözetilmemesi yerinde olmamıştır.

Ne var ki bu konuların düzeltilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden hüküm bozulmamalı, 01.10.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 370 inci maddesi gereğince düzeltilerek onanmalıdır.

VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan, Bölge Adliye Mahkemesi kararının ORTADAN KALDIRILMASINA, hükmün II numaralı fıkrasının C bendinde “Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden AAÜT gereğince 9.200,00 TL maktu vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine” ibaresinden “davalı” sözcüğünün silinerek yerine “Davalılar” yazılmasına, hükmün bu biçimiyle DÜZELTİLEREK ONANMASINA,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
23.05.2023 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.