YARGITAY KARARI
DAİRE : 10. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2023/5302
KARAR NO : 2023/7468
KARAR TARİHİ : 04.07.2023
MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
SAYISI : 2022/129 E., 2023/24 K.
KARAR : Kabul
Taraflar arasında İlk Derece Mahkemesinde görülen ve davalı Kurumca tahakkuk ettirilen fark işçilik nedeniyle prim borcunun iptali ile yersiz ödenen tutarın da davalı Kurumdan istirdadı istemine ilişkin davada verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, dairece İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.
İlk Derece mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın kabulüne dair karar verilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararı, davalı Kurum vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi … tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili Mahkememize verdiği dava dilekçesi ile müvekkili şirketin daimi işyeri kadrosunun davaya konu ihaleli işlerin ifa edilmesine yeterli olduğu halde davalı Kurum müfettişinin hiçbir inceleme ve araştırmaya dayanmaksızın, ilgili birimlerden görüş almaksızın ihale konusu işlerin yapılmasında mevcut kadronun yeterli olmayacağı kanaati ile 5510 sayılı Kanunun 85 inci maddesi hükümlerine aykırı bir uygulama yapıp devamlı mahiyette olmayan ihale konusu geçici işyerlerinde uygulanan asgari işçili tarifesini uygulamak suretiyle fark işçilik tahakkukuna sebebiyet verdiğini belirterek, davalı Kurum tarafından 21.01.2009 tarihli 1.655.415 sayılı yazı ile müvekkili şirket aleyhine haksız olarak tahakkuk ettirilen 13.968,69 TL asıl ve 4.629,74 TL gecikme zammı olmak üzere toplam 18.598,43 TL fark işçilik borcunun iptali ile anılan borç itirazi kayıtla davalı kuruma ödenmiş olduğundan yapılan ödemenin müvekkili şirkete iadesini istemiştir.
II. CEVAP
Davalı Kurum vekili cevap dilekçesinde özetle; davalı Kurum işleminin usul ve yasaya uygun olduğunu savunarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin, 26.09.2012 tarihli ve 2009/141 Esas, 2012/605 Karar sayılı kararı ile;”…Sırf belgeler üzerinden elde edilen gelir, alınan iş ve işçi sayısı üzerinden afaki hesaplamalar yapılarak somut bir veriye dayanmayan bu işin şu kadar işçi ile yapılması gerektiği gibi varsayımlar üzerinden prim tahakkuku yapılamaz. İşverenin kapasite raporu, işçilerin iş durumuna göre fazla mesaiye tabi tutulmadığı, benzer işletmelerde aynı işin ne kadar sürede yapıldığı ve kaç işçi ile yapıldığı gibi somut tespitler olmadan yapılan prim tahakkuku yasaya aykırıdır. Davacının 2007 yılı 6 ıncı ayından 12 inci ayına kadar geçen dönemde Bahçe … otoyol şefliği elektrik işlerini aldığı, iki erbap işçi bir araç sürücüsü, … … otoyol işinin de aynı tarihler arasında aynı koşullarla alındığı… Halk Sağlığı Merkezi Elektrik tesisatı güçlendirme işinin 15.08.2007-17.09.2007 döneminde üç teknik personelle yapılması ve… Telekom Müdürlüğü güçlendirme işinin Ekim 2007 de 30 günlük sürede yapılmak üzere alındığı, Bahçe ve … işleri ile ilgili ayrı ayrı…ve …ve … ile …’nin görevlendirildiği, işçilik bildirimi yapılan bu dönem için sigortaya bildirilen işçi sayısı ile yapılan işlerin karşılaştırılması sonunda sözleşmelerin ifası için gerekenden az işçi bildirildiğinin ileri sürüldüğü görülmekte ise de çalışan toplam işçi sayısına davacı firmanın ortakları olan ve Elektrik mühendisi oldukları anlaşılan …., İrfan Foto’nun ve kalfalık belgesi bulunan ….’ın değerlendirmede dikkate alınmadığı, yine alınan işçilerin değişik tarihlerde belirli sürelerde yapıldığı dikkate alınarak bu durumun değerlendirmeye tabi tutulmadığı, sonuç itibari ile hem incelemenin yeterli olmadığı, hem de özü itibari ile şirket ortaklarının çalışmalarının gözetilmediği, düzenlenen raporun ve kurum işleminin bu yönden hukuki dayanaktan yoksun olduğu anlaşılmıştır. Bu itibarla kurumun davacıya tahakkuk ettirdiği borçların dayanağı olan 14.11.2008 tarih 70 nolu rapor ve buna dayalı olarak yapılan borç tahakkuku 506 sayılı Kanun ile Yerleşik Yargıtay içtihatlarına aykırıdır. Bu nedenle davanın kabulüne davacıya kurum tarafından 14.11.2008 tarih 70 sayılı müfettiş raporu ile yapılan tespit üzerine tahakkuk ettirilen 13.968,69 TL asıl 4.629,74 TL gecikme zammı ödenmesine ilişkin işlemin iptaline, davacının bu kapsamda borçlu olmadığının tespitine, davacı tarafından kuruma ödenen 13.968,69 TL nin ödeme tarihi 11.02.2009 dan itibaren yasal faiz ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, dair karar verilmiştir.
IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A.1 inci Bozma Kararı
1. İlk Derece Mahkemesinin 26.09.2012 tarihli ve 2009/141 Esas, 2012/605 Karar sayılı kararına karşı süresi içinde davalı Kurum vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
2.Dairemizin; 02.06.2014 tarihli ve 2012/23275 Esas, 2014/13527 Karar sayılı kararı ile “…Davacı hakkında, Kurum müfettişince yapılan asgari işçilik değerlendirmesinde, davacının 01.06.2007–31.12.2007 tarihleri arasında Karayolları Genel Müdürlüğü’nden aldığı Bahçe … Otoyolu ve …-… otoyolunda Elektrifikasyon ve Sinyalizasyon işleri ile elektrik tesisatları bakım ve güçlendirme konulu 2 ihaleli iş, Sağlık Ocağının elektrik tesisatını güçlendirme ve bakımı konulu ayrı bir ihaleli işi aldığı, yine aynı zaman dilimi içerisinde, davacı şirketin yetkili temsilcisinin beyanına göre de, 11 adet faturalı işçilik yapıldığı, bu arada, otoyollar için alınan ihaleli işlere ait sözleşmelerde de en az 1 elektrik mühendisi ve ayrıca 1 teknik personel ve şöförün istihdam edileceğinin kararlaştırıldığı, kurumca, yapılan işlerin kapsamı ve nitelikleri ile fazlalığı karşısında yaptırılan işlerin devamlı işyeri işçileri ile yapılamayacağı kabul edilmek suretiyle ve davacıya ait işyerinden bildirilen sigortalıların en az 2’sinin elektirk mühendisi, diğerlerinden 2’sinin de elektrik teknisyeni olmasına rağmen Kuruma bu kişilerin bildirimlerinin asgari ücretten yapılmış olması karşısında alınan hakedişlere ihale konusu işlerin asgari işçilik oranlarına dair genelge hükümlerindeki karşılığına uygun oran belirlenerek, alınan hakedişlerden yola çıkılarak asgari işçilik borcu ve bunun üzerinden de fark prim ve gecikme zammı tahakkuk ettirildiği, davacının ise bu borcu ödeyerek eldeki davayı açtığı anlaşılan olayda, mahkemece aldırılan bilirkişi raporu doğrultusunda davanın kabulüne karar verildiği anlaşılmakta ise de, verilen kararın eksik inceleme ve yanılgılı değerlendirmeye tabi olduğu anlaşılmaktadır.
506 sayılı Kanunun 79 uncu maddesi, “Bu Kanunun 83 üncü maddesinde belirtilen kurum ve kuruluşlar tarafından ihale yoluyla yaptırılan her türlü işler, gerçek veya tüzel kişilerce yapılan inşaatlardan dolayı yeterli işçilik bildirilmiş olup olmadığı Kurumca araştırılır….” düzenlemesini içermekte olup; aynı Kanunun 83 üncü maddesinde belirtilen kurum ve kuruluşlar ise, “genel ve katma bütçeli kuruluşlar, il ve belediyeler veya sermayesinin en az yarısı genel ve katma bütçeli kuruluşlar ile il ve belediyelere ait olan teşekkül ve müesseseler, kamu iktisadi kuruluşları ve bunların müessese, bağlı ortaklık ve iştirakleri, Kanunla ve Kanunların verdiği yetkiye dayanarak kurulan kurum ve kuruluşlar, döner sermayeli kuruluşlar…” olarak belirtilmiştir.
12.05.2010 tarihinde yürürlüğe giren ve 5510 sayılı Kanuna dayalı olarak çıkartılmış yeni Sosyal Sigorta İşlemleri Yönetmeliğinde de benzer hükümler öngörülmüş olup, 110 uncu vd maddelerinde ihaleli işlerde asgari işçilik uygulaması yapılırken, ihale konusu işlerde kesin kabulün ya da geçici kabulün noksansız yapıldığı tarihe kadar Kuruma bildirilmiş olan işçilik miktarının dikkate alınacağı, ilgili Kurum ünitesince ihale konusu işlerde yapılan araştırma sonucunda tespit edilen ve Kuruma bildirilmediği anlaşılan asgari işçilik miktarı üzerinden hesaplanan prim tutarının, aksine bir tespit olmaması hâlinde, ihale konusu işin faaliyet süresinin son ayına mal edilerek tahakkuk ettirilmek suretiyle gecikme cezası ve gecikme zammı ile birlikte ödenmek üzere işverene tebliğ olunacağı ve bu tebliğden sonra itiraz prosedürü belirtilmiştir.
Eldeki davada ise; mahkemece, öncelikle ihaleli işlerde kimlerin çalıştığına dair tüm belgelerin ihale makamı Kurumdan getirtilmesi ve otoyollarda çalışma yapılmasının belirli …lik kriterlerine tabi olduğu dikkate alınarak, otoyol …lik ve trafik amirliklerinde ve bakım şefliğinde bu çalışan kişilerin isimlerinin veya puantaj kayıtlarının araç giriş çıkış kayıtlarının ve ekip listelerinin olup olmadığı araştırılmalı, bu kişilerin ihale sözleşmesindeki vasıfları taşıyıp taşımadıkları ve davacı şirketçe bu çalışanlara fazla mesai yaptırılıp yaptırılmadığı belirlenmeli, davacı şirketin ortağı ve aynı zamanda Elektrik Mühendisi olan …. ve kalfa ….’ın gelen belgelerde ve puantaj kayıtlarında adlarının geçip geçmediği ve fiilen ihaleli bu işlerde çalışıp çalışmadıkları belirlenmeli, aynı dönem içerisinde ihaleli işler dışında yapılan 11 adet faturalı işlerin geçici ve kısa süreli işler niteliğinde olmadığının dikkate alınması ile aynı zamanda birden fazla işte çalışılabileceği iddiasının hayatın olağan akışına aykırı olacağı, bu nedenle mümkün olmayacağı gözetilerek, hesap yapabilecek nitelikte yeminli mali müşavir, sosyal …lik uzmanı ve hukukçudan oluşturulacak bilirkişi heyetinden denetime elverişli bir rapor aldırılmak suretiyle sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, yetersiz bilirkişi raporuna istinaden hüküm verilmesi isabetsizdir.
Mahkemece, aldırılacak bilirkişi raporunda, davacı şirketin Kurumca belirlenen orana itirazının olmadığı ve aslen belirlenen ihaleli işlere Kurumca uygulanan oranların uygun olduğu da dikkate alınarak, aynı oranlar üzerinden Kuruma ne miktarda asgari işçilik bildirimi yapılması gerektiği ve şayet farklı tutarlar belirlenirse, Kurumca belirlenen tutardan hangi yönleri ile ayrıldığı ve aradaki farkın kaynağının gösterilmesi gereklerine” işaret edilerek karar bozulmuştur.
B. İlk Derece Mahkemesince 1 inci Bozmaya Uyularak Verilen Karar
İlk Derece Mahkemesinin 20.11.2018 tarihli ve 2014/787 Esas, 2018/1072 karar sayılı kararı ile; “….Yargıtay bozma ilamı sonrasında bilirkişilerden rapor aldırılmış, davacının kuruma ödemiş olduğu, prim borcu ile gecikme zammının yürürlükteki mevzuat gereği yerinde olduğu tespiti yapılmış, davacı ödemekle yükümlü olduğu, asgari işçilik primi ile gecikme zammını ödediği için kurumdan iade alabileceği herhangi bir ödemenin olmadığı tespit edilmekle davanın reddine dair karar verilmiştir.
C. Dairemizin 2 nci Bozma Kararı
1. İlk Derece Mahkemesinin 20.11.2018 tarihli ve 2014/787 Esas, 2018/1072 karar sayılı kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
2.Dairemizin; 14.12.2021 tarihli ve 2019/585 Esas, 2021/16384 Karar sayılı Kararı ile; “….Eldeki davada ise, uyulan bozma ilamı ve oluşan usuli kazanılmış hakkın gereği gibi yerine getirilmediği anlaşılmakta olup, mahkemece bozma sonrasında davanın reddine dair yazılı şekilde karar verilmiş ise de; bozma sonrasında aldırılan 16.03.2017 tarihli, 20.06.2017 tarihli ve 07.09.2018 tarihli raporlardan hangisinin, hangi somut gerekçelerle diğerlerinden üstün tutulduğu hususunun net olarak açıklanmadığı, bu durumun karar gerekçesinde belirtilmediği anlaşılmakta olup, alınan bu raporlar arasındaki mevcut çelişkileri usulünce gidermek için, hesap yapabilecek nitelikte yeminli mali müşavir, sosyal …lik uzmanı ve hukukçudan oluşturulacak yeni bir bilirkişi heyetinden tarafların tüm iddialarını ve aldırılan tüm raporları ve bu raporlardan ayrılma veya raporlara katılma yönlerini bildirir,denetime elverişli bir rapor aldırılmak suretiyle ve bozma kararına uyulması ile oluşan usuli kazanılmış hak dikkate alınarak, sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde karar verilmesi isabetsizdir.” denilerek karar 2 nci kez bozulmuştur.
D. İlk Derece Mahkemesince 2 nci Bozmaya Uyularak Verilen Karar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile: “…İkinci bozma sonrası bozma ilamında da belirtildiği gibi yeminli mali müşavir, sosyal …lik uzmanı ve hukukçudan yeniden rapor alınmış, 21.10.2022 tarihli heyet raporunda bozma öncesindeki iki rapor arasındaki çelişkiler ayrıntılı olarak incelenmiş ve gerekçelendirilmiştir. Son alınan heyet raporunda 16.03.2017 tarihli raporların 506 sayılı Kanun ve SGK Başkanlığının 2010-76 Genelgesine uymadığı, belirtilen raporlarda kullanılan hesaplama oranlarının kurum ve kuruluşlar tarafından ihaleli işlere uygulanacağı belirtildiği halde önceki raporda diğer faturalı işlere de uygulanarak hatalı hesaplama yapıldığı, ihaleli işlerde çalışacak işçilerin devamlı işyeri işçilerinin sayısını ve isimlerini ihale makamına ve kuruma bildirdiğini dikkate almadan hesaplama yapması sebebiyle de hatalı hesaplama yapıldığı belirtilmiştir. 07.09.2018 tarihli raporun da yine 506 sayıl Kanun ve SGK Başkanlığının 2010-76 Genelgesi ve 2011/13 sayılı Genelgelerine aykırı hesaplama yapıldığı için hatalı olduğu belirtilmiştir.
20.06.2017 tarihli rapordaki eksiklikler ve hatalı hesaplamaların düzeltilmesi ile yeni bir hesaplama yapılmış ve son alınan heyet raporundaki tespit ve hesaplamalar doğrultusunda davalı Kurum tarafından davacı şirket aleyhine tahakkuk ettirilen 13.968,69 TL asıl alacak, 4.629,74 TL gecikme zammı ödemesine ilişkin işlemin usul ve yasaya aykırı olması sebebiyle iptali gerektiği belirtilmiş, davacı tarafından kuruma ihtirazi kayıt ile ödenen 18.598,43 TL nin dava tarihi olan 24.03.2009 tarihinden itibaren hesaplanmış 14.041,81 TL lik yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya iadesi gerektiği belirtilmiştir.
Dava kurumca davacı şirkete tahakkuk ettirilen prim ve gecikme zammı toplamı 18.598,43 TL nin iptaline yöneliktir. Kurum müfettişi iş yeri kayıtları üzerinde yaptığı inceleme sonucu davacının fatura ve belgelere göre elde ettiği gelir, ihalesini aldığı işler ve çalıştırdığı işçi sayısına göre somut bir veri olmadan bu kadar işin kuruma bildirilen sayıda işçi ile yapılamayacağı düşüncesi ile bu işin kaç işçi ile yapılacağına dair bir sayı belirleyip mevcut işçi sayısından çıkartmış, aradaki farkın eksik işçilik bildirimi olarak kabulü ile bu sayı kadar her ay için prim ödenmedi diye hesaplama yaparak davacıya prim borcu çıkartmış, ayrıca 2007 yılı için (6 ve 12. ay dahil) eksik işçilik bildirimi nedeniyle idari para cezası da uygulandığı görülmüştür. Öncelikle müfettişin tespit ettiği bu eksik bildirimlere dayalı olarak kurumca verilen idari para cezaları … 1. İdare Mahkemesinin 2009/516, 517, 518, 519, 520, 521, 522, 523 ve 524 Esas sayılı 16.10.2009 tarihli kararları ile müfettiş tarafından yapılan tespitlerin ve buna dayalı olarak verilen para cezalarının somut bir tespit bulunmadığı, böyle bir tespit olsa dahi yeterli araştırma yapılmayarak prim tahakkuk ettirildiği varsayımsal olarak işçilik bedeli belirlenmesinin hukuka aykırı olduğu gerekçesi ile cezaların iptal edildiği ve Bölge İdare Mahkemesince bu kararların onandığı görülmüştür. Mahkememizce aldırılan son 21.10.2022 tarihli bilirkişi raporunda da kurum tarafından tahakkuk ettirilen fark işçilik prim borcunun iptalinin ve davacının yapmış olduğu ödemenin iadesinin gerektiği belirtilmiştir. Alınan son bilirkişi raporundaki tespit ve hesaplamalar doğrultusunda SGK Başkanlığının 2010-76 sayılı Genelgesinin ilgili maddeleri gereği denetime tabi tutulmadan işverene ilişiksizlik belgesi verilebileceği, davacı şirketin ihale makamının sözleşmesini, teknik ve özel şartnamesinde belirtilen özellikleri ve şartlarını taşıdığını, ihaleli işleri yapabilecek devamlı mahiyetteki işyerinde bildirilen personellerinin yeterli sayı ve kalifikasyonda olduğu bildirimlerde ve hesaplamalarda eksikliklerin bulunmadığından yapılan borç tahakkuku 506 sayılı Kanun ile Yerleşik Yargıtay içtihatlarına aykırı olduğu kabul edilmiştir. Bu nedenle davanın kabulüne, davalı Kurum tarafından davacı şirket aleyhine tahakkuk ettirilen 13.968,69 TL asıl alacak, 4.629,74 TL gecikme zammı ödemesine ilişkin işlemin iptaline, davacının belirtilen miktarlar yönünden borçlu olmadığının tespitine, dair karar verilmiştir.
V.TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı … vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı Kurum vekili davalı Kurum işleminin usul ve yasaya uygun olduğunu savunarak verilen kararın bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, davacı şirket hakkında davalı Kurumca tahakkuk ettirilen fark işçilik nedeniyle prim borcunun iptali ile yersiz ödenen tutarın da davalı Kurumdan istirdadının gerekip gerekmediği hususundadır.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri aynı zamandda 331 inci maddesi ile birlikte, mülga 506 sayılı Kanunun 79 uncu maddesi, hükümleridir.
3. Değerlendirme
1.Mahkemenin, Yargıtay Dairesince verilen bozma kararına uyması sonunda, kendisi için o kararda gösterilen şekilde inceleme ve araştırma yaparak, yine, o kararda belirtilen hukuki esaslar gereğince hüküm verme yükümlülüğü doğar. “Usuli kazanılmış hak” olarak tanımlayacağımız bu olgu; mahkemeye, hükmüne uyduğu Yargıtay bozma kararında belirtilen çerçevede işlem yapma ve hüküm kurma zorunluluğu getirdiği gibi, mahkemenin kararını bozmuş olan Yargıtay Hukuk Dairesince; sonradan, ilk bozma kararı ile benimsemiş olduğu esaslara usuli kazanılmış hakka aykırı bir şekilde, ikinci bir bozma kararı verilememektedir (09.05.1960 gün ve 21/9 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı, Hukuk Genel Kurulu’nun 12.07.2006 gün, 2006/9-508 E., 2006/521 sayılı kararı)
2.Yargıtay tarafından bozulan bir hükmün bozma kararının kapsamı dışında kalmış olan kısımları kesinleşir. Bozma kararına uymuş olan mahkeme kesinleşen bu kısımlar hakkında yeniden inceleme yaparak karar veremez. Bir başka anlatımla, kesinleşmiş bu kısımlar, lehine olan taraf yararına usuli kazanılmış hak oluşturur. (04.02.1959 gün ve 13/5 sayılı YİBK)
3.Eldeki davada ise, uyulan bozma ilamı ve oluşan usuli kazanılmış hakkın gereği gibi yerine getirilmediği anlaşılmakta olup, öncelikle ilk bozma kararımız kapsamında, davacı iş yerinin inceleme konusu olan 01.06.2007–31.12.2007 tarihleri arasında yaptığı tüm işler ile bildirim yapılan sigortalı sayısının karşılaştırılması ve alınan hak ediş tutarları da dikkate alınmak suretiyle, davacı tarafından yerine getirilen ihaleli işlerde kimlerin çalıştığına dair tüm belgelerin ihale makamı Kurumdan getirtilmesi ve otoyollarda çalışma yapılmasının belirli …lik kriterlerine tabi olduğu dikkate alınarak, otoyol …lik ve trafik amirliklerinde ve bakım şefliğinde bu çalışan kişilerin isimlerinin veya puantaj kayıtlarının araç giriş çıkış kayıtlarının ve ekip listelerinin olup olmadığı araştırılmalı, bu kişilerin ihale sözleşmesindeki vasıfları taşıyıp taşımadıkları ve davacı şirketçe bu çalışanlara fazla mesai yaptırılıp yaptırılmadığı belirlenmeli, davacı şirketin ortağı ve aynı zamanda Elektrik Mühendisi olan …. ve kalfa ….’ın gelen belgelerde ve puantaj kayıtlarında adlarının geçip geçmediği ve fiilen ihaleli bu işlerde çalışıp çalışmadıkları belirlenmeli, aynı dönem içerisinde ihaleli işler dışında yapılan 11 adet faturalı işlerin geçici ve kısa süreli işler niteliğinde olmadığının dikkate alınması ile aynı zamanda birden fazla işte çalışılabileceği iddiasının hayatın olağan akışına aykırı olacağı, bu nedenle mümkün olmayacağı hususu dikkate alınarak bir değerlendirme yapılması ve bu kapsamda aldırılacak bilirkişi raporundan sonra oluşacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi, usul ve kanuna aykırı olup, bozma nedenidir.
4.Kabule göre de, dava söz konusu olmakla asgari işçilik oranına %25 oranında indirim yapılmaksızın denetlenebilir şekildeki bir hesap raporu aldırılmak suretiyle karar verilmesi gerekirken aksi yönde karar tesisi isabetsizdir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan İlk Derece Mahkemesi kararının BOZULMASINA,
Dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine,
04.07.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.