Yargıtay Kararı 10. Hukuk Dairesi 2023/5158 E. 2023/5152 K. 10.05.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 10. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2023/5158
KARAR NO : 2023/5152
KARAR TARİHİ : 10.05.2023

MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
HÜKÜM/KARAR: Kısmen Kabul

Taraflar arasında Mahkemesinde görülen rücuan tazminat davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece Mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.

Mahkemece bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

Mahkeme kararı davacı kurum ile davalı … vekilleri tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi … tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA
Asıl davada davacı kurum vekili dava dilekçesinde özetle; davalı …’ın sevk ve idaresindeki … plakalı araçla seyir halindeyken 29.04.2005 tarihinde trafik kazası yapmak suretiyle kurum sigortalısı …’nın yaralanmasına sebebiyet verdiğini, Trafik Kazası Tespit Tutanağında davalı …’ın tam kusurlu olduğunun tesbit edildiğini, kaza yapan aracın davalı … şirketine zorunlu mali mesuliyet sigortasıyla sigortalanmış bulunduğunu, bu kaza sonrası kurumca sigortalıya peşin sermaye değerli gelir, geçici işgörmezlik ödeneği ve tedavi masrafları tahsis ve tediyesinde bulunulduğunu 506 sayılı Kanun’un 26/1 maddesi uyarınca tediyelerden kaynaklanan 80.489,51-TL’nın gelir onay tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalılardan tahsiline karar verilmesi talep ve dava etmiştir.

Birleşen davada davacı vekili dava dilekçesinde özetle; kurum sigortalısı …’nın geçirdiği trafik iş kazası sebebiyle fark fiili ödemelerden kaynaklanan 750,32-TL kurum zararının ödetilmesine karar verilmesini ve dosyanın Mahkememiz 2017/125 Esas sayılı dosyası ile birleştirilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP
Asıl davada, davalı … vekili cevap dilekçesinde özetle; kazada yaralanan … ile müvekkili arasında bir iş ilişkisi olmadığını ayrıca yaralanmasının kendi kusurlu hareketinden kaynaklandığını ileri sürerek davanın reddini savunmuştur.

Davalı … vekili de kaza bildiriminden sonra yasal süre içinde ve iyiniyetle mevcut poliçenin 50.000,00TL lik limitinde ödeme yapıldığını ve davanın reddini savunmuştur.

Birleşen davada davalı … vekili cevap dilekçesinde özetle; Davanın zaman aşımına uğradığını, kusur yönünden kesinleşme iddiasının reddini, davanın trafik kazası olduğunu, iş kazası olmadığını, kusur raporu alınması gerektiğini, sigortalının müvekkilinden dolayı her hangi bir şikayette bulunmadığını, ankca 3. Şahıs olarak telakki edilebileceğini, sorumluluğunda 5510 sayılı Kanun’un 21/4 üncü maddesine göre hesaplanması gerektiğini, sorumlu kişinin sigortalının işvereni olduğunu, ayrıca sigorta şirketi tarafından zararlarının ödendiğini, maluliyet oranının adli tıptan sorulması gerektiğini, Aras Kargo şirketinin davaya dahilini ve davanın reddini savunmuştur.

III. MAHKEME KARARI
Mahkemenin 06.07.2010 tarihli ve 2008/663 Esas, 2010/253 Karar sayılı kararıyla;
Davacı tarafça açılan davanın kısmen kabulü ile
Davacı kurumca sigortalı …’ya bağladığı peşin sermaye değerli gelirden kaynaklanan 70.631,95TL rücu alacağının tahsis onay tarihinden; 5.377,93TL geçici işgörmezlik ödeneği ve tedavi giderinden doğan rücu alacağının sarf ve tediye tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalılardan (davalı …’nin sorumluluğunun 31.01.2006 tarih ve 6456-525092 nolu Zorunlu Mali Sigorta Poliçesinde belirtilen 50.000,00TL ile sınırlı olmak üzere) müştereken ve müteselsilen alınarak davacı kuruma verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine, karar verilmiştir.

V. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A.1. Bozma Kararı
1. Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekillerince temyiz isteminde bulunmuştur.

2.Yargıtay 10. Hukuk Dairesinin 08.03.2012 tarih, 2010/13979 Esas, 2012/4318
Karar sayılı Bozma ilamında;
2.1. Mahkemece, kazanın oluşumunda … plakalı araç sürücüsü davalı %100 kusurlu bulunmuş ve %30.2 sürekli iş göremezlik derecesi üzerinden bildirilen ilk peşin değerli gelirler gözetilmek suretiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.

Mahkemenin hükmü eksik inceleme ve araştırmaya dayalıdır.
a)Davaya konu tedavi giderleri yönünden bakıldığında; Mahkemece yukarıda açıklanan maddi ve hukuki olgular gözetilerek, 6111 sayılı Kanun’un 59 ve Geçici 1 inci maddelerinde belirtilen tutarların sigorta şirketleri tarafından aktarılıp aktarılmadığı araştırılmaksızın, eksik inceleme yazılı şekilde karar verilmiş olması,

b)…Plakalı aracın zorunlu trafik sigorta şirketi olan davalı Şirket, gerek temyiz dilekçesi ve gerekse cevap dilekçesi ve eki ödeme belgelerinde, davaya konu trafik kazası nedeniyle sürekli iş göremezlik durumuna giren sigortalıya 11.09.2006 tarihinde limit dahilinde 50.000 TL’lik harici ödeme yaptığını iddia etmektedir. Davalı … Şirketinin, Kurum sigortalısı …’ya yapılan gelir ve ödemeler yönünden poliçe limiti yönündeki sorumluluğunun açıklığa kavuşturulması için, ödemeye ilişkin tüm kayıt ve belgeler davalı … Şirketinden celbedilmeli, gerekirse Sigorta Şirketinin kayıtları üzerinde sigorta ve mali mevzuattan anlayan bilirkişiler marifetiyle inceleme yapılarak, ödeme olgusu araştırılmalı ve varılacak sonuca göre bir karar verilmemesi,

c)Zararlandırıcı sigorta olayı sonucu sigortalıda meydana gelen sürekli iş göremezlik oranındaki her azalma veya artma hali yeni bir olgu olup,bu azalma veya artmaya dayalı olarak, sigortalıya bağlanan gelirin ilk peşin değerinin belirlenmesi gerekir. 29.04.2005 tarihli iş kazası nedeniyle sigortalı …’ya gelir bağlanmasına ilişkin gelir bağlama kararları ile sürekli iş göremezlik derecesi tespit kararlarına göre; sigortalının 09.08.2006 gelire girme tarihi itibarıyla %35 oranında sürekli iş göremezliğe maruz kaldığı, ancak alınan kontrol kaydı üzerine bu oranın, 03.01.2008 tarihinden itibaren azalmayla %30,2’ye düşmüş olması karşısında; başlangıçta (09.08.2006) %35 olan sürekli iş göremezlik derecesinin 01.03.2008 tarihinden itibaren azalmayla %30,2 oranına gerilemiş olması dikkate alınarak, söz konusu azalmanın 09.08.2006 gelire girme tarihi itibarıyla, sigortalıya bağlanan ilk peşin değerli gelire etkisi davalı Kurum’dan sorulup belirlenmek suretiyle, varılacak sonuç çerçevesinde karar verilmesi gerekirken, anılan husus gözetilmeksizin, sadece %30,2 orana göre bildirilen ilk peşin değerli gelir gözetilerek karar verilmesi,

d)Bu tür davalarda sigorta şirketleri yönünden faiz başlangıcı (temerrüt) tarihinin hiç bir duraksamaya yer vermeyecek açıklıkta belirlenmesi gerekir. İlgililerce gerekli belgeler eklenerek 2918 sayılı Kanun’un 98 ve 99 uncu maddelerinde yazılı şekilde sigorta şirketine başvurulmasına karşın sekiz iş günü içerisinde ödeme yapılmadığı takdirde anılan sürenin sonunda temerrüt olgusunun gerçekleştiğinin ve faiz başlangıcının da bu süre sonuna karşılık gelen tarih olduğunun kabulü gerekmektedir. Hiç başvurulmaması veya gerekli belgeler eklenmeksizin başvurulması durumunda ise, sigorta şirketinin temerrüdünden söz edilemeyeceğinden, şirkete karşı girişilen icra takip tarihinin, veya takibe girişilmeden dava açılmışsa dava tarihinin faiz başlangıcı olarak kabulü zorunludur.
Somut olayda, mahkemece, davalı … yönünden, temerrüt durumu yukarıdaki ilkeler çerçevesinde araştırılarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, anılan hususun gözetilmemesi,

e)Öte yandan, davalı sürücü tarafından temyiz dilekçesine eklenen ve davaya konu 10 HA 187 plakalı araca ait davalı … tarafından düzenlendiği iddia edilen ve ihtiyari mali sorumluluk sigortasını da kapsadığı anlaşılan “Motorlu Kara Taşıt Araçları Karma Sigorta Poliçesi’nin” varlığı usulünce araştırılarak, davalı … Şirketinin sorumluluğu yukarıdaki açıklamalar çerçevesinde yeniden değerlendirilmesi gerektiğinden bahisle karar bozulmuştur.

Mahkemenin Bozma ilamına uyarak verdiği 27.05.2014 tarihli ve 2012/244 Esas, 2014/348 Karar sayılı kararıyla;
Davanın kısmen kabulü ile;
Davacı kurumun sigortalının hak sahiplerine bağladığı peşin sermayeli gelirden kaynaklanan 74.814,65-TL rücu alacağının tahsis onay tarihi tarihinden (davalı … açısından dava tarihinden) itibaren, 5.272,78-TLgeçici iş göremezlik ödeneği giderinden doğan rücu alacağının sarf ve tediye tarihinden (davalı … açısından dava tarihinden) itibaren, itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan (Davalı … 30.000,00-TL ile sınırlı olmak üzere) müştereken ve müteselsilen alınarak davacı kuruma verilmesine,
Tedavi giderlerine yönelik talebin reddine, karar verilmiştir.

B. 2. Bozma Kararı
1. Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekillerince temyiz isteminde bulunmuştur.

2.Yargıtay 10. Hukuk Dairesinin 18.10.2016 tarih, 2016/2892 Esas, 2016/12561
Karar sayılı Bozma ilamında;
2.1. Dosyadaki yazılara, toplanan delillere ve hükmün dayandığı gerektirici sebeplere göre, tarafların sair temyiz itirazlarının reddi gerekir.

2.2. 29.04.2005 tarihli trafik iş kazası sonucu sürekli iş göremezlik durumuna giren sigortalıya bağlanan gelir ile yapılan tedavi gideri ve geçici iş göremezlik ödemesinden oluşan sosyal sigorta yardımlarının, davalı sürücü ile sürücünün kullandığı aracın trafik Sigorta Şirketinden tahsili istemine ilişkin olan davada; Dairemizin uyulan bozma ilamı uyarınca istemin kısmen kabulüne karar verilmiş ise de, bozma ilamının gereği yerine getirilmemiştir.

Ayrıntıları Dairemiz bozma kararında belirtildiği üzere;
a)Yasa Koyucu tarafından, trafik kazası nedeniyle sağlık hizmet sunucularınca verilen tedavi hizmet bedellerinin tamamının Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından karşılanması esasının getirilmesi amacıyla çıkarılan 6111 sayılı Kanun’un 59 uncu ve Geçici 1 inci maddesi uyarınca, tedavi giderlerine ilişkin davacı isteminin, konusuz kaldığından bahisle karar verilmesine yer olmadığına hükmedilmesi gerekirken, reddi yönünde karar tesisi,

b) Dairemiz bozma kararı sonrası ibraz edilen davaya konu 10 HA 187 plakalı araca ait davalı … tarafından düzenlenen ihtiyari mali sorumluluk sigortasını da kapsadığı anlaşılan “Motorlu Kara Taşıt Araçları Karma Sigorta Poliçesinden” zorunlu sigorta dışında kalan ihtiyari limit tutarının 20.000 TL olduğu halde, 30.000 TL olarak alınması,

c)Peşin değer, gelecekte ödenecek gelirlerin, yaş, kesilme ihtimali ve Kurumca belirlenecek iskonto oranı dikkate alınarak hesaplanan tutarını ifade etmekte olup, Kurum iş kazası ya da meslek hastalığı ile malullük sonucu sigortalılara ve bunların ölümü halinde hak sahiplerine yaptığı her türlü ödemelerle bağlamış bulunduğu gelirin başladığı tarihteki ilk peşin sermaye değerini, zarara sebep olan işveren ya da üçüncü kişilere rucu etmektedir.

Sürekli işgöremezlik derecesindeki düşmeye bağlı olarak değişime uğrayan gelir, yüksek iş göremezlik oranı nedeniyle bağlanmış olan başlangıçtaki gelir olup; gelir hesabındaki unsurlardan biri olan iş göremezlik oranındaki düşme karşısında, başlangıçtaki gelirin, değişen iş göremezlik oranına uyarlanması zorunluluğu bulunmaktadır.

Bu durumda, peşin sermaye değerli gelirin başladığı tarih itibariyle düşen iş göremezlik oranına göre belirlenmesi zorunlu olup; başlangıçtaki yüksek iş göremezlik oranı nedeniyle fazladan (yüksek iş göremezlik oranı ile düşen iş göremezlik oranı arasındaki fark iş göremezlik nedeniyle) ödenen fark gelirlerin, yeni oran üzerinden belirlenmiş olan peşin sermaye değerli gelire ilavesi gereği bulunmaktadır.

Şu halde, sigortalının sürekli iş göremezlik durumuna girdiği 09.08.2006 tarihi itibarıyla %30,2 sürekli iş göremezlik oranı üzerinden saptanacak ilk peşin sermaye değerli gelir miktarına, 09.08.2006-01.03.2008 tarihleri arası fark iş göremezlik (%35 – %30,2 = %4,8) oranı nedeniyle fazladan yapılan ödeme miktarı ilave edilmek suretiyle gelirin ilk peşin sermaye değeri belirlenerek varılacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, anılan hususun davayla ilgisi bulunmayan sigortalı … adlı bir şahıs üzerinden araştırılarak hatalı sonuca ulaşılması isabetli bulunmadığından bahisle karar bozulmuştur.

Mahkemenin Bozma ilamına uyarak verdiği 15/11/2018 tarihli ve 2017/125 Esas, 2018/396 Karar sayılı kararıyla;
Asıl Davanın kısmen kabulü ile,
Davacı Kurumun sigortalının hak sahiplerine bağladığı ilk peşin sermaye değerli gelirden ve fark fiili ödemeden kaynaklanan toplam 75.111,58-TL rücu alacağının tahsis onay tarihinden (davalı … açısından dava tarihinden) itibaren, işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan (Davalı …’nin sorumluluğu 20.000,00-TL ile sınırlı olmak üzere) müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacı Kuruma ödenmesine,
Davacı Kurum’ca yapılan 5.272,78-TL geçici iş göremezlik ödeneği giderinden doğan rücu alacağının sarf ve tediye tarihinden (davalı … açısından dava tarihinden) itibaren, işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan (Davalı …’nin sorumluluğu 20.000,00-TL ile sınırlı olmak üzere) müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacı Kuruma ödenmesine,
6111 sayılı Kanun’un 59 uncu ve geçici 1 inci maddesi uyarınca konusuz kalan tedavi giderlerine yönelik talep hakkında karar verilmesine yer olmadığına,
Birleşen davanın kabulü ile;
Davacı Kurumun sigortalının hak sahiplerine yaptığı fiili ödemeler farkından kaynaklanan 750,32-TL rücu alacağının ödeme tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacı Kuruma ödenmesine, karar verilmiştir.

C. 3. Bozma Kararı
1. Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde asıl ve birleşen dava davalısı … vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2.Yargıtay 10. Hukuk Dairesinin 22.03.2021 tarih, 2021/2186 Esas, 2021/3715Karar sayılı Bozma ilamında;
2.1.Dava, 29.04.2005 tarihli trafik iş kazası sonucu sürekli iş göremezlik durumuna giren sigortalıya bağlanan gelir ile yapılan tedavi gideri ve geçici iş göremezlik ödemesinden oluşan sosyal sigorta yardımlarının, davalı sürücü ile sürücünün kullandığı aracın trafik Sigorta Şirketinden tahsili istemine ilişkin olup; Mahkemece, bozma ilamına uyularak asıl davanın kısmen kabulüne, birleşen davanın kabulüne karar verilmiş ise de, bozma ilamı ve geri çevirme kararlarının gereği yerine getirilmemiştir.
Ayrıntıları Dairemiz bozma kararında belirtildiği üzere;
Sürekli iş göremezlik derecesindeki düşmeye bağlı olarak değişime uğrayan gelir, yüksek iş göremezlik oranı nedeniyle bağlanmış olan başlangıçtaki gelir olup; gelir hesabındaki unsurlardan biri olan iş göremezlik oranındaki düşme karşısında, başlangıçtaki gelirin, değişen iş göremezlik oranına uyarlanması zorunluluğu bulunmaktadır.

Bu durumda, peşin sermaye değerli gelirin başladığı tarih itibariyle düşen iş göremezlik oranına göre belirlenmesi zorunlu olup; başlangıçtaki yüksek iş göremezlik oranı nedeniyle fazladan (yüksek iş göremezlik oranı ile düşen iş göremezlik oranı arasındaki fark iş göremezlik nedeniyle) ödenen fark gelirlerin, yeni oran üzerinden belirlenmiş olan peşin sermaye değerli gelire ilavesi gereği bulunmaktadır.
Dairemizin 05.10.2020 tarihli geri çevirme kararı sonrasında Kurum tarafından; %30,2 sürekli iş göremezlik oranı üzerinden hesaplanan, gelir başlangıç tarihi 29.04.2005 ve tahsis onay tarihi 01.06.2010 olan ilk peşin sermaye değerli gelir ve ilk peşin sermaye değerli sosyal yardım zammı miktarını gösteren peşin sermaye değeri hesapları tablosunun gönderildiği anlaşılmaktadır.

Mahkemece yapılacak iş, 26.09.2007 tahsis onay tarihi ve 09.08.2006 gelire girme tarihi itibariyle, aynı tarihte geçerli bulunan peşin sermaye değeri hesap verileri gözetilerek %30,2 sürekli iş göremezlik oranı üzerinden hesaplanacak ilk peşin sermaye değerli gelir ile ilk peşin değerli sosyal yardım zammının miktarı davalı Kurumdan sorulup saptanarak; saptanacak bu miktara, 09.08.2006- 03.01.2008 tarihleri arası fark iş göremezlik (%35- %30,2 = %4,8) oranı nedeniyle fazladan yapılan ödeme miktarı ilave edilmek suretiyle gelirin ilk peşin sermaye değeri belirlenerek, varılacak sonuca göre karar verilmesi gerektiğinden bahisle karar bozulmuştur.

D. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Son Karar
Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile,
Asıl dava açısından;
Davanın kısmen kabulü ile,
Davacı Kurumun sigortalının hak sahiplerine bağladığı ilk peşin sermaye değerli gelirden ve fark fiili ödemeden kaynaklanan toplam 75.111,58-TL rücu alacağının tahsis onay tarihinden (davalı … açısından dava tarihinden) itibaren, işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan (Davalı …’nin sorumluluğu 20.000,00-TL ile sınırlı olmak üzere) müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacı Kuruma ödenmesine,
Davacı Kurum’ca yapılan 5.272,78-TL geçici iş göremezlik ödeneği giderinden doğan rücu alacağının sarf ve tediye tarihinden (davalı … açısından dava tarihinden) itibaren, işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan (Davalı …’nin sorumluluğu 20.000,00-TL ile sınırlı olmak üzere) müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacı Kuruma ödenmesine,
Konusuz kalan tedavi giderlerine yönelik talep hakkında karar verilmesine yer olmadığına;
Birleşen dava açısından;
Davanın kabulüne;
Davacı Kurumun sigortalının hak sahiplerine yaptığı fiili ödemeler farkından kaynaklanan 750,32-TL rücu alacağının ödeme tarihinden itibaren, işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacı Kuruma ödenmesine, karar verilmiştir.

VI. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı kurum ile davalı … vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri
Davacı kurum vekili; tedavi giderleri yönünden de kabul kararı verilmesi gerektiğini belirterek kararı temyiz etmiştir.

Davalı … vekili; vekalet ücretinden müştereken ve müteselsilen sorumlu tutulmasının hatalı olduğunu belirterek kararı temyiz etmiştir.

C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, 29.04.2005 tarihli trafik iş kazası sonucu sürekli iş göremezlik durumuna giren sigortalıya bağlanan gelir ile yapılan tedavi gideri ve geçici iş göremezlik ödemesinden oluşan sosyal sigorta yardımlarının, davalı sürücü ile sürücünün kullandığı aracın trafik sigorta şirketinden tahsili istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun geçici 3. maddesinin ikinci fıkrası atfıyla uygulanmasına devam olunan mülga 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 428’inci maddesinin yedi, sekiz ve dokuzuncu fıkraları ile 439 uncu maddesinin ikinci fıkrası, 506 sayılı Kanun’un 26 ıncı maddesinin 1 inci fıkrası, 6111 sayılı Kanunun’un 59 ve Geçici 1 inci maddeleri ile 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanununun 91, 98 ve 99 ‘uncu maddeleri

3. Değerlendirme
1. Temyiz olunan nihai kararların bozulması 6100 sayılı Kanunun geçici 3 üncü maddesinin ikinci fıkrası atfıyla uygulanmasına devam olunan mülga 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 428 inci maddesi ile 439 uncu maddesinin ikinci fıkrasında yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Temyizen incelenen Mahkeme kararının bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine hukukça imkân bulunmadığı anlaşılmakla; temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VII. KARAR

Açıklanan sebeplerle davacı kurum ile davalı … vekillerinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz eden ilgiliye yükletilmesine,Dosyanın Mahkemesine, gönderilmesine,10.05.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.