Yargıtay Kararı 10. Hukuk Dairesi 2023/5122 E. 2023/5432 K. 16.05.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 10. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2023/5122
KARAR NO : 2023/5432
KARAR TARİHİ : 16.05.2023

MAHKEMESİ : … Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesi
HÜKÜM/KARAR : Esastan red
İLK DERECE MAHKEMESİ: … 1. İş Mahkemesi

Taraflar arasındaki hizmet tespiti davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince, hükümde belirtilen gerekçelerle davanın reddine karar verilmiştir.

Kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı, davacı vekilince temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi … tarafından hazırlanan rapor dinlenildikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I.DAVA
Davacı vekili; davacının davalı şirket bünyesinde 08.05.2012 – 12.05.2017 tarihleri arasında otobüs şoförü olarak çalıştığını, 12.05.2017 tarihinde işten çıkartıldığında 30.06.2012 – 14.05.2013 tarihleri arasında sigortalı gösterilmediğini öğrendiğini, hatırladığı kadarı ile işyerinde 60 HJ 701 plakalı aracı kullandığını, trafik cezalarına ilişkin evraktan da anlaşılacağı üzere 2014/2 dönemine ait … plakalı araçtan dolayı ceza kesildiğini belirterek, davacının 30.06.2012 – 14.05.2013 tarihleri arasında davalı şirket bünyesinde sigortalı olarak çalıştığının tespitini talep ve dava etmiştir.

II.CEVAP
Davalı … Otomotiv Tic. ve San. A.Ş. vekili cevap dilekçesinde özetle: davacının yasada öngörülen hak düşürücü süreden sonra ileri sürülen taleplerinin reddi gerektiğini, davacının 26.03.2015 tarihli iş sözleşmesine göre çalışmasını yürüttüğünü, davacının çalışma süresine dair sigorta primlerinin ödendiğini,davacının müvekkili nezdinde hiç çalışmadığı dönem için hizmet tespiti iddiasını tanıkla ispatlayacağına dair taleplerini kabul etmediklerini, davacın iddiasını yazılı belge ile ispatlaması gerektiğini, çalışmalarının ücret bordoları ve işyeri evrakları ile sabit olduğunu ve davacının çalıştığı dönem hizmet bildiriminin yapıldığını beyanla, davanın reddini istemiştir.

Fer’i müdahil Kurum vekili cevap dilekçesinde özetle: kurum kayıtlarının tetkikinde davacının davalı işyerinde 08.05.2012 – 12.05.2017 tarihleri arasında fasılalı olarak çalıştığının anlaşıldığını, tespiti istenen dönemler için fiili ve tam zamanlı çalışma olgusunun ispat edilmesi gerektiğini ve aynca resen araştırılması gerektiğini beyanla, davanın reddini istemiştir.

III.İLK DERECE MAHKEME KARARI
Dava niteliği itibariyle 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu’nun 86/9 maddesine dayalı hizmet tespiti istemine ilişkindir. 5510 sayılı Kanun’un 6 ıncı maddesinde sayılan istisnalara girmemek kaydıyla, sigortalılık niteliği, Kanun’un 4/1-a maddesine göre hizmet akdinin kurulması ve 7/1-a. maddesi gereğince çalışmaya başlanması ile edinilir.Bu itibarla dosya kapsamındaki tüm deliller ve bilirkişinin hüküm kurmaya yeterli ve denetime elverişli raporu kapsamında,dava dilekçesinde iddia olunduğu şekliyle ispat hususu gerçekleşmediğinden,
Davanın reddine, karar vermiştir.

IV.İSTİNAF
A.İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili istinaf yoluna başvurmuştur.

B.İstinaf Sebepleri:
1.Davacı Vekilinin İstinaf Sebepleri
Mahkemece verilen kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, bozma ilamı sonrasında dinlenen tanıkların davaya katkı sağlayamadığını, bozma öncesi dinlenen tanık ifadeleri bu husustaki iddialarımızı kanıtlamadığını, iş hukukunun temel ilkeleri gözetildiğinde, açıklık bulunmayan, tereddütlü hallerde işçi lehine yorum yapılarak işçi yararına olan durum ve koşul kabul edilmediğini, tanık ifadelerinin iddialarını kanıtlar nitelikte olup işçi lehine yorum ilkesi uygulama alanı bulacağını belirterek, kararın kaldırılmasını, davanın kabulünü istemiştir.

C.Gerekçe ve Sonuç
Somut olayda, davacının 08.05.2012 – 30.06.2012 ve 14.05.2013 – 07.03.2014 tarihleri arasında davalı şirketten, 05.06.2014 – 22.11.2014 dava dışı … 06.02.2015 – 20.05.2015 -… Huzur şirketinden, 26.03.2015 – 12.05.2017 tarihleri arasında tekrar davalı şirketten bildirimlerinin yapıldığı, davacı adına 60 HJ 701 Plakalı aracı kullanması nedeni ile 07.07.2013 ve 13.02.2014 tarihlerinde ceza tutanağı düzenlendiği anlaşılmaktadır.

Mahkemece dinlenen bir kısım bordro tanıklarının davacının kısa süreli ara verdiğini beyan etmiş olması, bordro tanığı … davacı ile sadece 5-6 ay birlikte çalıştığını ve davalı işyerinde yaklaşık 7 ay davacının kullandığını bildirmesi, … plakalı aracı kullandığını beyan etmiş olması bir bütün olarak değerlendirildiğinde davacının bildirilen dönem dışında çalıştığının ispat edilemediği, dosya kapsamı, mevcut delil durumu ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla;

Davacı vekilinin istinaf başvurusunun Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1-b.1 maddesi gereğince esastan reddine, karar verilmiştir.

V.TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri
Davacı vekili; istinaf dilekçesinde belirttiği hususlar ile temyiz talebinde bulunmuştur.

C.Gerekçe
1.Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dava;davacının 30.06.2012 – 14.05.2013 tarihleri arasında davalı şirket bünyesinde otobüs şoförü olarak çalıştığının tespiti istemine ilişkindir.

2.İlgili Hukuk
Davanın yasal dayanağını oluşturan 5510 sayılı Kanun’un 86/9 uncu maddeleri bu tip hizmet tespiti davaları için özel bir ispat yöntemi öngörmemiş ise de, davanın niteliği kamu düzenini ilgilendirdiği ve bu nedenle özel bir duyarlılık ve özenle yürütülmesi gerektiği Yargıtay’ın ve giderek Dairemizin yerleşmiş içtihadı gereğidir.

Bu tür davalarda öncelikle davacının çalışmasına ilişkin belgelerin işveren tarafından verilip verilmediği yöntemince araştırılmalıdır. Bu koşul oluşmuşsa işyerinin gerçekten var olup olmadığı kanun kapsamında veya kapsama alınacak nitelikte bulunup bulunmadığı eksiksiz bir şekilde belirlenmeli daha sonra çalışma olgusunun varlığı özel bir duyarlılıkla araştırılmalıdır.

Çalışma olgusu her türlü delille ispat edilebilirse de çalışmanın konusu niteliği başlangıç ve bitiş tarihleri hususlarında tanık sözleri değerlendirilmeli, dinlenen tanıkların davacı ile aynı dönemlerde işyerinde çalışmış ve işverenin resmi kayıtlara geçmiş bordro tanıkları yada komşu işverenlerin aynı nitelikte işi yapan ve bordrolarına resmi kayıtlarına geçmiş çalışanlardan seçilmesine özen gösterilmelidir. Bu tanıkların ifadeleri ile çalışma olgusu hiçbir kuşku ve duraksamaya yer vermeyecek şekilde belirlenmelidir. Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 16.09.1999 gün 1999/21-510-527, 30.06.1999 gün 1999/21-549-555- 03.11.2004 gün 2004/21- 480-579 sayılı kararları da bu doğrultudadır.

3.Değerlendirme
Mahkemece dinlenen bir kısım bordro tanıklarının davacının kısa süreli ara verdiğini beyan etmiş olması, bordro tanığı …’ın davacı ile sadece 5-6 ay birlikte çalıştığını beyan etmiş olması, Tokat, Aydın, Muğla, Tekirdağ, … ve … terminallerinden celbedilen giriş çıkış kayıtlarından bir kısmına ulaşılamadığı, bir kısmında ise davacıya ait bilgi bulunmadığı, kollukça davacının fotoğrafının gösterilmesi suretiyle yapılan 03.03.2020 tarihli araştırmada davacıyı tanıyan olmadığı, komşu iş yeri ve çalışan bilgisine erişilemediği ve tüm bu deliller bir bütün olarak değerlendirildiğinde davacının bildirilen dönem dışında çalıştığının ispat edilemediği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş ise de, mahkemece verilen karar eksik araştırma ve incelemeye dayalıdır.

Mahkemece davacının çalışmasını bilebilecek aynı çevrede iş yapan başka işverenler veya bu işverenlerin çalıştırdığı otobüs şöförü, muavin, yazıhane çalışanları vb. kişiler, komşu işyeri tanıkları re’sen saptanarak tanık sıfatıyla bilgi ve görgülerine başvurulmalı, davalı işverenin bulunduğu terminal yönetimine müzekkere yazılarak, davacıya ilişkin herhangi bir bilgi, belge veya kayıt olup olmadığı sorulmalı, davalı işyerinin şehirlerarası yolcu taşımacılığı üzerine kurulu olduğu da gözetilmek suretiyle, ihtilaf konusu dönemde davalı şirket adına kayıtlı araç sayısının ne kadar olduğu, plakalarına göre terminalden giriş–çıkış tarihleri ve sefer için gidilen iller, sefer sayısı ve gidilen mesafeye göre gerekli olan şoför ihtiyacı araştırılarak belirlenmeli, aracın tapograf kayıtları getirtilmeli ve elde edilecek tüm deliller bir arada değerlendirilmek suretiyle davacının çalışması hiçbir kuşku ve duraksamaya meydan vermeyecek biçimde belirlenmek suretiyle sonucuna göre bir karar verilmelidir.

VI.KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1-Temyiz olunan İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının ORTADAN KALDIRILMASINA,

İlk Derece Mahkemesi kararının BOZULMASINA,
Peşin alınan temyiz karar harcının istek halinde ilgiliye iadesine,
Dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine, bozma kararının bir örneğinin kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
16.05.2023 gününde oybirliğiyle karar verildi.