Yargıtay Kararı 10. Hukuk Dairesi 2023/4889 E. 2023/4998 K. 08.05.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 10. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2023/4889
KARAR NO : 2023/4998
KARAR TARİHİ : 08.05.2023

MAHKEMESİ : … Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesi
HÜKÜM/KARAR : Esastan Ret
İLK DERECE MAHKEMESİ: … 25. İş Mahkemesi

Taraflar arasındaki kurum işleminin iptali davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.

Kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi … tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; davacının 16.09.1999 tarihinde eşinden boşandıktan sonra almaya başladığı yetim aylığının, davalı kurum tarafından “boşandığı eşiyle birlikte yaşadığından bahisle” kesildiğini beyan ederek kurum işleminin iptali ile yetim aylığının yeniden bağlanmasını talep etmiştir.

II. CEVAP
Davalı Kurum vekili cevap dilekçesinde; işlemin, denetim ve kontrol elemanlarınca düzenlenen inceleme raporuna dayandığını, rapora göre davacının boşandığı eşi ile eylemli olarak birlikte yaşadığını bu durumun davacı ve eşinin ikametgahının bulunduğu çevrede oturanların beyanlarından tespit edildiğini beyan ederek davanın reddini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davacının ve eski eşinin ikamet adresleri, davacının 28.10.2008 tarihi itibariyle Kağıthane, … adresinde kayıtlı bulunmasına rağmen bu tarihlerde de tedavi gördüğü sağlık kurumlarının … ili Devrek ilçesinde bulunduğu, beyanları alınan tanık … ve …’un davacı ve eski eşinin davacı ve eski eşini bilmedikleri ve 20 yıldır …’da yaşadıklarını beyan ettikleri ancak müfettişe verdikleri beyanlarda 50 yıldan beri hiç ayrılmadan aynı çatı altında birlikte karı-koca olarak yaşadıklarını, hiçbir zaman ayrı yaşamadıklarını, davacının fiilen köylerinde boyandığı eşi Yaşar ile birlikte yaşamasına rağmen resmi ikametgahının köylerinde görülmediğini, herkes tarafından hala karı-koca olarak bilindiklerini, arasına … ilindeki çocuklarının yanına gittiklerini beyan ettikleri; ancak müfettiş tarafından düzenlenen tutanakların aksinin ispat edilene kadar geçerli olduğu iş bu davada beyanlarının aksinin ispat edilemediği, Ziraat Bankasına davacının bildirdiği telefon numarasının … iline ait olduğu hususları değerlendirildiğinde davacının boşandığı eşiyle fiilen aynı çatı altında birlikte yaşadığı kanısına varılarak davanın reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri
Davacı vekili istinaf dilekçesinde; müvekkili davacının boşanma olayının gerçek olduğu, kurumdan maaş alınması amacıyla yapılan muvazaalı bir işlem tesisi niteliğinde olmadığını, dosya kapsamında dinlenilen tüm tanık beyanları ile sabit olduğunu, mahkeme huzurundaki beyanlarına itibar edilmemesinin hukuka ve hakkaniyete aykırı olduğunu ileri sürmüştür.

C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile her ne kadar Kurum görevlilerine davacının boşandığı eşiyle birlikte yaşadıklarına yönelik beyanda bulunan tanıklar, mahkemede farklı beyanda bulunmuşlar ise de, kabul edilebilir ve makul bir sebebe dayandıramadıkları, davacıyı korumaya yönelik olduğu davalının boşandığı eşi ile birlikte yaşadığı kontrol memurları tarafından düzenlenen tutanak içeriğinin aksi ispat edilemediği, kurum işleminin yerinde olduğu, mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşıldığından davacıvekilinin istinaf başvurusunun Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1-b.1 maddesi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri
Davacı vekili;tutanağın oluşturuluş biçimine itiraz ettiklerini, aldatmacalarla hazırlandığı, hukuki geçerliliğini olmadığı, tutanakta yer alan tanıkların beyanlarının çelişkili olduğu, davacının boşanmış olduğunu toplum baskısı ile gizlediğini, tanıkların da bu yüzden tarafları evli bildiklerini ifade ettiklerini, tutanakta yer alan iddiaların aksinin kamu tanıklarının ifadeleri ile ispatlandığını, ancak mahkemece bu ifadelerin dikkate alınmadığını, davacının boşandığı eşinden ayrı yaşadığına dair su faturasının kabul edilmemesine itiraz ettiklerini, kolluk kuvvetlerinin hatalı soruşturma yaptığını beyanla eksik incelemeye dayalı kararın bozulmasını istemiştir.

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, boşandığı eşiyle birlikte yaşamadığını belirterek yetim aylığının kesilmesine ilişkin olarak tesis edilen işlemin iptali istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri, 5510 sayılı Kanun’un 56 ıncı maddesi

3. Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun’un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup, özellikle davacının …’da yaşadığını iddia ettiği dönemde kayıtlı ikinci adresinin, eski eşi adına kayıtlı adres ile aynı olması ve anılan adreste Kurumca yapılan araştırma kapsamında edinilen tespitlerin aksinin ispatlanamamış olması, ortak medula kayıtları ile dosyada yer alan tüm bilgi ve belgelerin incelenmesinde davacı vekilinin temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun’un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

Üye …’ın muhalefetine karşı, Başkan … ile Üyeler …, … ve …’ün oyları ve oy çokluğuyla,

08.05.2023 tarihinde karar verildi.

KARŞI OY GEREKÇESİ

1. Somut uyuşmazlıkta, davacı kadın 08.07.2008 tarihinde eşinden boşanmıştır. Davacı kadına boşanma kararı verildikten sonra ölen babasından dolayı bağlanan yetim aylığı 2012 yılında yapılan denetim sonrası fiili birliktelik nedeni ile 2008-2012 yılları için 5510 sayılı Kanun’un 56 ıncı maddesi uyarınca ödenen aylıkların yersiz ödendiği gerekçesi ile borç çıkarılmıştır.

2. Dairemizin 07.10.2021 tarih ve 2021/7072 Esas, 2021/11762 Karar sayılı ilamında yazılan karşı oy gerekçelerimde belirttiğim gibi davacı boşandığında 506 sayılı Kanun yürürlüktedir. 5510 sayılı Kanun’un 5754 sayılı Kanun’un 68 inci maddesi ile değişik geçici 1 inci maddesi uyarınca kesilmede 506 sayılı Kanun uygulanmalıdır. Anılan kanunda ise boşanılan eş ile birlikte yaşama olgusu bir kesilme nedeni olarak düzenlenmemiştir. 5510 sayılı Kanun’un 01.10.2008 tarihinden önce gerçekleşen boşanma olgusuna uygulanması olanağı, önceye etki yasağı nedeni ile olanaklı değildir.

3. Çoğunluğun önceye etki yasağı ilkesine aykırı olarak, lafzi yorum ve sigortalı aleyhine yorumu benimseyerek, sonradan gerçekleşip gerçekleşmediği araştırılarak salt birlikte yaşama ve boşanan eşin desteğini alma koşulunu yeterli kabul etmesi, Kanunun ve Anayasa Mahkemesinin iptal kararının gerekçelerine aykırıdır.

4. Açıklanan bu gerekçelerle mahkeme kararının bu gerekçe ile bozulması gerekirken, onanması görüşüne katılınmamıştır.