Yargıtay Kararı 10. Hukuk Dairesi 2023/486 E. 2023/3262 K. 28.03.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 10. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2023/486
KARAR NO : 2023/3262
KARAR TARİHİ : 28.03.2023

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2021/413 E., 2022/443 K.
KARAR : Karar Verilmesine Yer Olmadığına

Taraflar arasında İlk Derece Mahkemesinde görülen ve istinaf incelemesinden geçen 5510 sayılı Kanun’un Ek 17 nci maddesi hükümlerine göre yapılan başvurunun davalı kurumca işleme alınmamasına dair yapılan işlemin iptali davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, dairece İlk derece Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.

İlk Derece mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın konusuz kalması nedeniyle karar verilmesine yer olmadığına dair, karar verilmiştir.

İlk Derece Mahkemesi kararı, davalı Kurum vekili tarafından vekili tarafından temyiz edilmekle;kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi … tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA
Davacı vekili, dava dilekçesinde özetle; davacı şirketin, 23.05.2018 tarihinde teşviklerden geriye doğru yararlanma başvurusunda bulunduğunu ancak sistemsel hata nedeni ile teşvikten yararlanılması gereken dönemde çalışan ve sonrasında işten ayrılan çalışanların ek ve asıl bildirgelerinin elektronik ortamda yapılmamasından dolayı yararlanamadığını ve Kurumca herhangi bir mahsup/ödeme işlemi yapılmadığını, 10.10.2018 tarihli başvuruya 60 gün içerisinde cevap verilmemesinden dolayı taleplerinin zımmen reddedilmiş sayıldığını, davalı Kurumun zımni red işleminin hukuka aykırı olduğunu ileri sürerek güncel çalışanlar ile işten ayrılan çalışanların tamamı için yararlanılmayan teşviklerden faizi ile birlikte geriye dönük olarak yararlandırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP
Davalı vekili, cevap dilekçesinde özetle; davacının, 23.05.2018 tarihli başvurusu üzerine tüm işlemlerin yerine getirildiğini ve mahsupların yapıldığını, 10.10.2018 tarihli dilekçeye konu tahakkuk işlemlerinin henüz sonuçlandırılmadığını, 7103 sayılı Kanun’un 70/3 üncü maddesi uyarınca üç yıllık işlem süresi bulunduğunu belirtmek sureti ile hukuki yarar bulunmayan davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesi, 03.05.2019 tarihli kararı ile “..Davacı şirketin, davalı kurum nezdinde reddedilen bir başvurusunun bulunmadığı, davacı şirketin başvurusuna ilişkin işlemlerin devam ettiği ve 7103 sayılı Kanun madde 70 gereği ilgili talep hakkında mahsup işlemlerinin yapıldığı, davacı vekilinin iddia ettiği şekilde bir sistem hatasının mevcut olmadığı, 7103 sayılı Kanun gereği davalı kurumun ilgili işlemleri yapmak için üç yıllık süreye sahip olduğu ve bu sürenin henüz dolmadığı; dolayısıyla devam eden bir işlemin bulunması ve davalı kurumun bu işlemi yapmak üzere üç yıllık süresi varken davacı şirketin uyuşmazlık konusu hakkında dava açmakta hukuki yararının bulunmadığı, hukuki yararın HMK madde 114/1-h gereği dava şartı olarak düzenlendiği ve dava şartlarının mahkemece yargılamanın tüm aşamalarında değerlendirilmesi gerektiği, anılan dava şartının tamamlanabilir dava şartlarından olmadığı ve 6100 sayılı HMK madde 114/1-h gereği davacı şirketin dava açmakta hukuki yararı bulunmadığından açılan davanın dava şartı yokluğu nedeniyle HMK madde 115/2 nci maddesi doğrultusunda usulden reddine dair karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri
İstinaf başvurusunda bulunan davacı vekili, mahkemece verilen kararın hatalı olduğunu, kuruma başvurusu sonrasında davasındaki talep ile dava açabilmesinin mümkün olduğunu belirterek, verilen kararın kaldırılması ile davanın kabulüne dair karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin, 04.11.2020 tarihli ve 2019/661 Esas, 2020/1120 Karar sayılı kararı ile;”…Somut olayda; 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu’nun ek 17 nci maddesinin 01.04.2018 tarihinde yürürlüğe girmiş bulunması, eldeki davanın ise 07.02.2019 tarihinde yani anılan madde ile davalı Kuruma tanınan üç yıllık mahsup/ödeme süresi henüz dolmadan açılması, davacı vekilinin UYAP üzerinden Dairemize 07.01.2020 tarihinde gönderdiği dilekçe içeriği ve İlk Derece Mahkemesinin gerekçesi hep birlikte değerlendirildiğinde; davanın hukuki yarar yokluğu nedeni ile reddine karar verilmesinde isabetsizlik görülmemiştir.

Sonuç olarak; dosya kapsamına, mevcut delil durumuna, ilk derece mahkemesinin gerekçesine, istinaf yoluna başvuranın sıfatına, ileri sürülen istinaf nedenlerine ve yukarıda anılan ölçütlere göre yapılan inceleme sonucu verilen kararda isabetsizlik görülmediğinden yerinde bulunmayan istinaf başvurusunun HMK’nin 353/1-b-1 inci maddesi uyarınca esastan reddine karar verilmiştir.

V. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
1.Bölge Adliye Mahkemesinin 04.11.2020 tarihli ve 2019/661 Esas, 2020/1120 Karar sayılı kararına karşı süresi içinde davacı vekilince temyiz isteminde bulunulmuştur.

2. Dairemizin, 22.06.2021 tarihli ve 2021/301 Esas, 2021/8733 Karar sayılı kararında “…Eldeki davada ise, davalı Kurumca yapılan işlemler nedeniyle davacı şirketin dava açmakta hukuki yararının varlığı açık olduğu gibi mahkeme gerekçesine esas olan 5510 sayılı Kanun’un Ek 17 nci maddesi hükümlerinde geçen üç yıllık sürenin davalı kurum lehine dava açılmasını engelleyici bir nitelik taşıdığına ilişkin yapılacak değerlendirme kişilerin dava açma ve hak arama özgürlüğünün aşırı derecede sınırlanması sonucunu doğurabilecektir.

Açıklanan nedenlerle davacının eldeki davayı açmakta hukuki yararının varlığı açık olduğundan işin esasına girilmeli ve sonucuna göre bir karar verilmelidir.” denilerek karar bozulmuştur.

B. İlk Derece Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; “…Tüm dosya kapsamının birlikte değerlendirilmesinde; Yargıtay bozma ilamı kapsamında dosyada eksiklikler giderilmiş ve bilirkişiden rapor alınarak dosyaya kazandırılmıştır. Yargılama devam ederken davalı kuruma yazılan müzekkereye verilen 03.08.2022 tarihli cevapta, uyuşmazlığa esas olan hususunun ortadan kalktığının, davacı şirketin başvurusunun onaylandığının mahkememize bildirildiği görülmüştür. Yazı cevabı ekinde yer alan dökümler incelendiğinde de davacı tarafın talepleri doğrultusunda kurum tarafından işlemler yapılarak belgelerin onaylandığı görülmekle, davanın açılmasına davalı kurumun sebebiyet verdiği gözetilerek konusuz kalan davanın esası hakkında karar verilmesine yer olmadığına, dair karar verilmiştir.

VI. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde, davalı Sosyal Güvenlik Kurumu vekili tarafından temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri
Davalı temyiz dilekçesinde; davacı hakkında Kurumca yapılan işlemlerde herhangi bir hukuka aykırılık bulunmadığını, esasen Kurum işlemlerinin yerinde olduğunu belirterek, kararın bozulmasını, istemiştir.

C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, 5510 sayılı Kanun’un Ek 17 nci maddesi hükümlerine göre yapılan başvurunun davalı kurumca işleme alınmamasına dair yapılan işlemin iptalinin gerekip gerekmediğine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri, 5510 sayılı Sosyal Sigortaları ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu’nun ek 17 nci maddesi hükümleridir.

3. Değerlendirme
1. Temyiz olunan nihai kararların bozulması 6100 sayılı Kanun’un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Temyizen incelenen İlk Derece Mahkemesi kararının bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine hukukça imkân bulunmadığı anlaşılmakla; temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VII. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Davalı kurum vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine,28.03.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.