Yargıtay Kararı 10. Hukuk Dairesi 2023/4804 E. 2023/5220 K. 11.05.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 10. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2023/4804
KARAR NO : 2023/5220
KARAR TARİHİ : 11.05.2023

MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
HÜKÜM/KARAR : Kısmen kabul

Taraflar arasında İlk Derece Mahkemesinde görülen ve istinaf incelemesinden geçen eşin yurtdışında geçen çalışmalarını Türkiye’de bulunan sigortalılık sürelerini 1800 güne tamamlayacak kadar borçlanabilceğinin tespiti ile tahsis talebini takiben ölüm aylığı bağlanması gerektiğinin tespiti davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece Bölge Adliye Mahkemesi kararının kaldırılmasına ve İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.

İlk Derece Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

İlk Derece Mahkemesi kararı davacı ve davalı Kurum vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi … tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA
Davacı vekili, müvekkilinin, muris eşinin Türkiye’de bulunan toplam 1126 gün sigortalılık süresinin bulunduğunu, bu hizmetleri 1800 güne tamamlayacak kadar 674 gün yurtdışı çalışmalarını 3201 sayılı kanun kapsamında borçlanabileceğinin tespiti ile 05.08.2011 tarihli ölüm aylığı tahsis talebi nedeniyle eşin vefat tarihi olan 27.07.2011 tarihi itibariyle ölüm aylığı bağlanması gerektiğinin tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP
Davalı Kurum vekili, davacının eşinin 01.07.2005 tarihi itibariyle Türkiye-Fransa hizmetlerine göre sözleşme aylığı alırken vefatı üzerine, davacıya kısmi sözleşme dul aylığı ödenmesine devam edildiğini, davacıya talebi gibi 1800 gün üzerinden değil, vefat eden eşe kısmi sözleşme aylığı bağlandığı tarih itibariyle yaşlılık aylığı bağlanması için gerekli prim ödeme gün sayısı kadar borçlanma yaptığı takdirde tam ölüm aylığı bağlanabileceğini, davacının talebinin haksız ve mesnetsiz olduğunu belirterek davanın reddini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin 26.03.2019 tarihli, 2018/428 Esas 2019/185 Karar sayılı kararı ile davanın kısmen kabulü ile borçlanmaya ilişkin talebin hukuki yarar yokluğundan reddine, davacıya 01.08.2011 tarihinden itibaren ölüm aylığı bağlanması gerektiğinin tespitine dair verilen kararın davalı Kurum vekili tarafından istinafı üzerine Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
1. İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı Kurum vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Dairemiz 02.03.2022 tarihli, 2021/1894 Esas, 2022/2875 Karar sayılı kararı ile “…Davanın yasal dayanağı “Ölüm sigortasından sağlanan haklar ve yararlanma şartları” başlıklı 32 maddenin 2. fıkrasının (a) bendi olup, “ En az 1800 gün malûllük, yaşlılık ve ölüm sigortaları primi bildirilmiş veya 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi kapsamında sigortalı sayılanlar için, her türlü borçlanma süreleri hariç en az 5 yıldan beri sigortalı bulunup, toplam 900 gün malûllük, yaşlılık ve ölüm sigortaları primi bildirilmiş,” durumda iken ölen sigortalının hak sahiplerine, yazılı istekte bulunmaları halinde ölüm aylığı bağlanabileceğini düzenlediğinden sadece 4/1-a kapsamında hizmetleri olmayan davacının borçlanmaya yönelik talep bakımından hukuki yararı mevcuttur. Uyuşmazlık bu çerçevede öncelikle borçlanma talebi yönünden esasa girilerek irdelenmeli ve ölüm aylığı tahsis istemi de bu kapsamda değerlendirilerek varılacak sonuca göre bir karar verilmelidir…” gereğine işaret edilerek bozulmuştur.

B. İlk Derece Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile “…Davacının davasının kısmen kabulü ile,
Davacının borçlanmaya yönelik talebinin kabulü ile, 5510 sayılı Kanun’un 32 inci maddesi gereğince 1800 gün hizmet süresi ile aylık bağlanabilmesi için yurtdışında geçen çalışma ve işsizlik süresinin borçlandırılmasına, davacıya borçlanma bedelinin ödendiği tarihi takip eden ay başından itibaren 5510 sayılı Kanunun 32 inci maddesi kapsamında ölüm aylığı bağlanmasına, …” karar verilmiştir.

V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı ve davalı Kurum vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri
Davacı vekili, müvekkilinin kısmı ölüm aylığı almakta olduğunu, tam ölüm aylığına dönüştürmek için 05.08.2011 yılınd yurt dışı borçlanma talebinde bulunmasına ve bu hususta haklı olmasına rağmen Kurumun usul ve yasaya aykırı red işlemi nedeniyle borçlanma yoluyla tam aylığına kavuşamadığına, bu nedenle ölüm aylığının yerel mahkeme kararının aksine, borçlanma bedelinin ödendiği tarihte değil, başvurunun yapıldığı tarihten itibaren bağlanıp ödenmesi gerektiğine karar verilmelidir diyerek temyiz başvurusunda bulunmuştur.

Davalı Kurum vekili kararın eksik araştırma ve inceleme sonucu verildiğini belirterek temyiz başvurusunda bulunmuştur.

C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, davacının eşine ait Türkiye’de bulunan 1966-1968 yılları arasında 750 gün 5434 sayılı Kanun kapsamında, 1969 -1971 yılları arasında 376 gün 506 sayılı Kanun kapsamındaki toplam 1126 gün hizmetini 1800 güne tamamlayacak şekilde, yine eşinin 674 gün Fransa çalışmasını 3201 sayılı kanun kapsamında borçlanarak, 1800 gün üzerinden eşin ölüm tarihi itibariyle ölüm aylığı bağlanmasına karar verilmesi istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri ile 5510 sayılı Kanun’un 32/2 inci maddesi.

3. Değerlendirme
1.İlk Derece mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun’un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen incelenen İlk Derece Mahkemesi kararının bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine hukukça imkân bulunmadığı, temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Davacı ve davalı Kurum vekillerinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,

Fazla yatırılan temyiz karar harcının temyiz eden ilgiliye iadesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine, 11.05.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.