Yargıtay Kararı 10. Hukuk Dairesi 2023/4762 E. 2023/4811 K. 04.05.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 10. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2023/4762
KARAR NO : 2023/4811
KARAR TARİHİ : 04.05.2023

MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
KARAR : Ret

Taraflar arasında İlk Derece Mahkemesinde görülen ve istinaf incelemesinden geçen prime esas kazanç tespiti davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Yargıtay 10. Hukuk Dairesince Bölge Adliye Mahkemesi kararının kaldırılmasına ve İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.

İlk Derece Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın reddine karar verilmiştir.

İlk Derece Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi … tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; davacının 14.01.2004 – 15.03.2015 tarihleri arasında çalıştığını, davacının aldığı primlerin Kuruma bildirilmediğini belirterek prime esas kazanç tespitine karar verilmesini istemiştir.
II. CEVAP
1.Davalı …Ş vekili cevap dilekçesi ile davacının Çalışmaya başladığı … A.Ş Valkswagen ve Audi Araç Markalarının Yetkili Satıcısı ve Servisi İken Mart 2015 tarihinde söz konusu işletmenin müvekkili şirket tarafından işletilmesine distribütör Doğuş Otomotiv A.Ş tarafından karar verildiği tarihten sonra … Motor Servis A.Ş olarak işletildiğini, Mart 2015 tarihinde davacıya çalışıp çalışmayacağının sorulduğunu, çalışmak istemeyen davacının yasal hakları ödenerek iş akdinin karşılıklı olarak sona erdirildiğini, davacının dava dilekçesinde belirttiği hususları kabul etmediklerini servis müdürlerinin her ay maaşı kadar prim aldıkları yönündeki iddianın hayatın olağan akışına aykırı olduğunu, iddia olunan primi belirleyen yedek parça satışı ve işçilik gelirlerinin her ay sabit olması ve bunun servis müdürünün maaşı kadar olmasının mümkün olmadığını, primin değişken bir kavram ve tutar olduğunu, davalı işveren nezdinde iç prim sistemi olmadığı gibi önceki yıllarda da böyle bir priminin mevcut olmadığını, haksız ve yersiz açılan davanın reddine karar verilmesini istediğini beyan etmiştir.

2.Davalı kurum vekili cevap dilekçesi ile prime esas kazancın tespitine ilişkin açılan davanın tanık beyanları ile ispatlanamayacağını, ancak yazılı belgeler ile ispatlanması gerektiğini, prime esas kazancın tespiti kamu düzenine ilişkin olduğundan özel bir duyarlılıkla yürütülmesi gerektiğini, kurumun resmi kayıtları incelenmeli, sadece tanık beyanlarına dayanılarak hüküm kurulmaması gerektiğini, mutlaka tanık dinlenmesi gerekiyorsa, tanıkların çalışıldığı iddia olunan işyerindeki davacıyı bilen ve tanıyan, aynı dönemde bordrolarında adı geçen kişilerden olmasına dikkat edilerek, Kurumun yazılı kayıtları ile çelşişen tanık beyanlarının hayatın olağan akışı ile çelişkili olup olmadığı hususunun dikkate alınması gerektiğini, haksız açılan davanın reddine karar verilmesini istediğini beyan etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin 08.06.2021 tarihli ve 2018/695 E., 2021/212 K. sayılı kararıyla; davacı tarafça dosyaya sunulan prim skalası ve hesap tablolarının yazılı belge niteliğinde olduğu, davacının ücretinin kuruma eksik bildirildiği anlaşıldığından davanın kısmen kabulü ile; davanın prime esas kazancının 2005 yılı Ocak 674,99 TL, Şubat 771,50 TL, Mart 723,85 TL, Nisan 721,50 TL, Mayıs 769,85 TL, Haziran 672,50 TL, Temmuz 1.078,85 TL, Ağustos 764,85 TL, Eylül 744,50 TL, Ekim 889,85 TL, Kasım 745,50 TL, Aralık 785,85 TL, 2006 yılı Ocak 730,00 TL, Şubat 756,00 TL, Mart 870,00 TL, Nisan 709,00 TL, Mayıs 822,00 TL, Haziran 874,00 TL, Temmuz 957 TL, Ağustos 1.799,00 TL, Eylül 984,00 TL, Ekim 873,00 TL, Kasım 1.683,00 TL, Aralık 933,00 TL, 2007 yılı Ocak 1.514,50 TL, Şubat 910,00 TL, Mart 904,50 TL, Nisan 910,00 TL, Mayıs 1.054,50 TL, Haziran 1.154,00 TL, Temmuz 1.204,30 TL, Ağustos 1.797,30 TL, Eylül 1.159,00 TL, Ekim 1.079,30 TL, Kasım 1.775,43 TL, Aralık 1.029,30 TL, 2008 yılı Ocak 1.792,10 TL, Şubat 1.208,00 TL, Mart 1.229,10 TL, Nisan 1.692,00 TL, Mayıs 1.292,10 TL, Haziran 1.228,00 TL, Temmuz 1.426,65 TL, Ağustos 2.356,65 TL, Eylül 1.264,50 TL, Ekim 1.186,65 TL, Kasım 1.164,50 TL, Aralık 1.211,65 TL, 2009 yılı Ocak 2.133,00 TL, Şubat 2.058,00 TL, Mart 2.158,00 TL, Nisan 2.236,60 TL, Mayıs 2.261,60 TL, Haziran 2.333,00 TL, Temmuz 2.539,46 TL, Ağustos 2.339,46 TL, Eylül 2.392,13 TL, Ekim 2.701,00 TL, Kasım 2.756,00 TL, Aralık 3.101,00 TL, 2010 yılı Ocak 2.998,83TL, Şubat 2.826,00 TL, Mart 2.786,07 TL, Nisan 2.067,70 TL, Mayıs 2.222,76 TL, Haziran 2.719,40 TL, Temmuz 3.576,00 TL, Ağustos 3.741,00 TL, Eylül 3.212,00 TL, Ekim 3.504,00 TL, Kasım 3.298,00 TL, Aralık 4.349,55 TL, 2011 yılı Ocak 3.158,00 TL, Şubat 3.562,04 TL, Mart 3.812,88 TL, Nisan 3.529,37 TL, Mayıs 3.460,37 TL, Haziran 5.012,84 TL, Temmuz 4.031,00 TL, Ağustos 4.168,00 TL, Eylül 6.320,05 TL, Ekim 4.223,00 TL, Kasım 4.158,00 TL, Aralık 7.068,50 TL, 2012 yılı Ocak 4.420,21 TL, Şubat 3.872,00 TL, Mart 6.607,44 TL, Nisan 4.201,77 TL, Mayıs 4.313,00 TL, Haziran 6.162,32 TL, Temmuz 4.696,00 TL, Ağustos 4.610,00 TL, Eylül 7.710,40 TL, Ekim 6.618,43 TL, Kasım 4.642,59 TL, Aralık 7.713,40 TL, 2013 yılı Ocak 4.397,60 TL, Şubat 4.492,00 TL, Mart 5.640,00 TL, Nisan 4.599,77 TL, Mayıs 4.742,00 TL, Haziran 6.596,00 TL, Temmuz 6.322,00 TL, Ağustos 4.845,77 TL, Eylül 8.516,60 TL, Ekim 5.485,40 TL, Kasım 4.970,00 TL, Aralık 6.754,00 TL, 2014 yılı Ocak 4.429,00 TL, Şubat 4.698,00 TL, Mart 7.246,69 TL, Nisan 4.992,77 TL, Mayıs 5.220,77 TL, Haziran 8.915,50 TL, Temmuz 9.192,00 TL, Ağustos 8.539,60 TL, Eylül 9.871,00 TL, Ekim 6.327,13 TL, Kasım 5.646,00 TL, Aralık 8.200,51 TL, 2015 yılı Ocak 7.270,15 TL, Şubat 3.222,00 TL olduğunun tespitine, 14/01/2004-30/12/2004 ile 2015 yılı mart dönemine ilişkin prime esas kazancın eksik bildirildiğinde dair yazılı belge olmadığından davacının bu dönemlere ilişkin prime esas kazanç talebinin Yargıtay uygulamasına göre yerinde olmadığı kanaatine varılarak bu dönemler ilişkin prime esas kazancın tespitine yönelik talebin reddine , karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı Kurum vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin 13.01.2022 tarihli ve 2021/2101 E., 2022/47 K., sayılı kararıyla; incelenen karara yönelik davalı Kurum vekili tarafından yapılan istinaf başvurusunun 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (HMK) 353/1-b maddesinin (1) numaralı alt bendi uyarınca esastan reddine karar verilmiştir.

V. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
1. Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı şirket ve davalı Kurum vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Dairemizin, 21.04.2022 tarihli ve 2022/2086 E., 2022/6176 K. sayılı kararıyla; “…Eldeki davada; davacı tarafından sunulan imzasız iç prim hesap tablolarının yazılı delil başlangıcı olarak kabul edilip, bu doğrultuda tanık dinlenerek davanın kısmen kabulüne karar verilmesi isabetsiz bulunmuştur. İmzasız olan belgeler yazılı delil veya yazılı delil başlangıcı niteliğinde olmadığından,bu şekilde değerlendirme yapılarak verilen karar usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir…” gerekçesi ile ilk derece mahkemesi kararı bozulmuştur.

B. İlk Derece Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davacı tarafından sunulan imzasız iç prim hesap tablolarının söz konusu Yargıtay kararı gereği yazılı delil veya yazılı delil başlangıcı niteliğinde belge sıfatına haiz olmadığından davanın reddine, karar verilmiştir.

VI. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri
Davacı vekili temyiz dilekçesinde; dosyaya sunulan belge asıllarının davalı şirkette bulunduğunu, Mahkemece davayı aydınlatma yükümlülüğünün yerine getirilmediğini, bu belge asıllarının Mahkemece davalıda temin edilmesi gerektiğini, belgelerin delil başlangıcı niteliğinde değerledirilmesi ve tanık beyanı ile doğrulanan iddianın ispatlandığından kararın bozulması gerektiğini belirtmiştir.

C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, prime esas kazancın tespiti istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk
1-6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.

2-Davanın yasal dayanaklarından olan 506 sayılı Kanunun “Prime esas ücretler” başlığını taşıyan 77 inci maddesinin 1inci fıkrası ile 5510 sayılı Kanun’un “Prime esas kazançlar” başlıklı 80 inci maddesinin birinci fıkrasında, sigortalıların prime esas kazançlarının nasıl belirleneceği açıklanmıştır. Diğer taraftan 506 sayılı Kanun’un 79/10 uncu ve 5510 sayılı Kanun’un 86/9 uncu maddelerine dayalı olarak açılan bu tür hizmet tespiti davalarında kesinleşen mahkeme ilamı, işverence Kuruma verilmeyen belgelerin yerine geçecek nitelikte olduğundan hükümde ayrıca 77 ve 80 inci maddelere göre hesaplanacak olan 1 günlük ücretin belirtilmesi de gerekmektedir. 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun; 288 inci maddesinde, bir hakkın doğumu, düşürülmesi, devri, değiştirilmesi, yenilenmesi, ertelenmesi, ikrarı ve itfası amacıyla yapılan hukuki işlemlerin, yapıldıkları zamanki miktar veya değerleri belir bir tutarı geçtiği takdirde senetle kanıtlanması gerektiği, bu hukuki işlemlerin miktar veya değeri, ödeme veya borçtan kurtarma (ibra) gibi herhangi bir sebeple belirli bir tutardan aşağı düşse bile senetsiz kanıtlanamayacağı bildirilmiş, 289 uncu maddesinde, 288 inci madde uyarınca senetle kanıtlanması gereken konularda yukarıdaki hükümler hatırlatılarak karşı tarafın açık muvafakati durumunda tanık dinlenebileceği, 292 nci maddesinde de, senetle kanıtlanması zorunlu konularda yazılı bir delil başlangıcı varsa tanık dinlenebileceği açıklanarak delil başlangıcının, dava konusunun tamamen kanıtlanmasına yeterli olmamakla birlikte, bunun var olduğunu gösteren ve aleyhine sunulmuş olan tarafça verilen kağıt ve belgeler olduğu belirtilmiştir. 01.10.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 200 ve 202 inci maddelerinde de bu düzenlemeler korunmuştur.

Kuruma ödenmesi gereken sigorta primlerinin hesabında gerçek ücretin/kazancın esas alınması gerekmekte olup hizmet tespiti davalarının kamusal niteliği gereği, çalışma olgusu her türlü kanıtla ispatlanabilmesine karşın ücret konusunda aynı genişlikte ispat serbestliği söz konusu değildir ve değinilen maddelerde yazılı sınırları aşan ücret alma iddialarının yazılı delille kanıtlanması zorunluluğu bulunmaktadır. Ücret tutarı maddede belirtilen sınırları aştığı takdirde, tespiti gereken gerçek ücretin; hukuksal geçerliliğe sahip olarak düzenlenmiş bulunmaları kaydıyla, sigortalının imzasını içeren aylık ücreti gösteren para makbuzları, banka kayıtları, ticari defter kayıtları, ücret bordroları gibi belgelerle kanıtlanması olanaklıdır. Yazılı delille ispat sınırının altında kalan miktar için tanık dinlenebileceği gibi, tespiti istenen miktar sınırı aşsa dahi varlığı iddia edilen çalışmanın öncesine ve sonrasına ait yazılı delil başlangıcı sayılabilecek belgeler bulunuyorsa tanık dinlenmesi mümkündür. Nitekim Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 20.10.2010 gün ve 2010/10 – 480 E., 2010/523 K., 20.10.2010 gün ve 2010/10-481 E., 2010/524 K., 20.10.2010 gün ve 2010/10-482 E., 2010/525 K., 19.10.2011 gün ve 2011/10-608 E., 2011/649 K., 19.06.2013 gün ve 2012/10-1617 E., 2013/850 K., sayılı ilamlarında da aynı görüş ve yaklaşım benimsenmiştir.

3. Değerlendirme
1. Temyiz olunan nihai kararların bozulması 6100 sayılı Kanun’un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Temyizen incelenen İlk Derece Mahkemesi kararının bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine hukukça imkân bulunmadığı anlaşılmakla; davacı vekilinin temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VII. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Davacı vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,

Dosyanın Mahkemesine gönderilmesine,04.05.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.