Yargıtay Kararı 10. Hukuk Dairesi 2023/4509 E. 2023/5053 K. 09.05.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 10. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2023/4509
KARAR NO : 2023/5053
KARAR TARİHİ : 09.05.2023

MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
HÜKÜM/KARAR: Kısmen kabul

Taraflar arasında İlk Derece Mahkemesinde görülen ödeme emrinin iptali davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.

İlk Derece Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

İlk Derece Mahkemesi kararı davalı SGK vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi … tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I.DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; dava dışı Mecitözü Çiftçi Malları Koruma Başkanlığının prim borçları nedeniyle davacıya gönderilen ödeme emrinin iptaline karar verilmesini istemiştir.

II.CEVAP
Davalı SGK vekili cevap dilekçesinde özetle; davanın reddini istemiştir.

III.İLK DERECE MAHKEME KARARI
İlk Derece Mahkemesinin 23.03.2016 tarihli ve 2014/194-2016/123 E.K. sayılı kararıyla; asıl ve birleşen davaların kabulüne karar verilmiştir.

IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı SGK vekili tarafından temyiz isteminde bulunması üzerine (Kapatılan) 21. Hukuk Dairesinin 21.01.2019 günlü ve 2018/2351-2019/263 E.K. sayılı ilamı ile; “.. somut olayda, davalı Kurum oda yönetim kurulunda görev alan kişilere dönem borçlarından dolayı ödeme emirleri göndermiş ise de davacılar arasında mecburi dava arkadaşlığı bulunmadığından davacılar yönünden davanın tefrik edilmesinin yargılamanın sağlıklı yürütülmesi için gerekli olduğu, ayrı ayrı açılıp görülmeleri gerekli olan bu tür davaların birleştirme kararı verilerek birlikte görülmelerinin doğru görülmediği, yapılacak işin; davacılar arasında mecburi dava arkadaşlığı bulunmadığından HMK’ nın 167 nci maddesi gereğince davaların ayrılmasına karar vermekten ibaret” olduğu belirtilerek hükmün bozulmasına karar verilmiştir.

B. İlk Derece Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar
İlk Derece Mahkemesinin 02.04.2019 tarihli ve 2019/10-2019/112 E.K. sayılı kararı ile; bozma ilamı doğrultusunda davaların ayrı ayrı görülmesi gerektiğinden dosyaların tefrikine karar verilerek yapılan yargılama sonucunda, davacının üst düzey yönetici olduğundan temsil ve ilzama yetkili bulunduğu, bu itibarla davaya konu ödeme emrine ilişkin borçtan sorumlu olması gerektiği, davalı kurum her ne kadar cevap dilekçesinde borcun Çiftçi Malları Koruma Başkanlığı nezdinde tahsil imkanı ve kabiliyeti imkanının kalmadığını belirtmiş olsa da, kurum takip dosyasının incelenmesinde, bu konudaki araştırmanın yetersiz kaldığı gibi mal bildirim belgelerinden de anlaşılacağı üzere üye çiftçilerin üyelik keseneklerinin bulunduğunun belirtildiği, halde bu keseneklere yönelikte herhangi bir haciz işleminin yapılmamış olmasının yönetim kurulu başkanlarına ve üyelerine husumet yöneltilmesi ön şartının gerçekleşmediği anlamına geldiği gerekçesiyle, davanın kabulü ile; davaya ve kurum icra takibine dair 30.06.2014 tarih ve 9.623.608 sayılı ödeme emrinin iptaline, karar verilmiştir.

C. Bozma Kararı
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı SGK vekili tarafından temyiz isteminde bulunması üzerine Dairemizin 04.02.2021 günlü ve 2020/5989-2021/1177 E.K. sayılı ilamı ile; somut olayda uygulanması gereken 5510 sayılı Kanun’un 88 inci maddesine göre, ticaret şirketlerinden farklı olarak, sorumluluğun söz konusu olması için, iptali istenen ödeme emrine konu dönemlerde davacının dava dışı Mecitözü Çiftçi Mallarını Koruma Başkanlığında yönetim kurulu üyeliğiyle birlikte temsil ve ilzam yetkisinin bulunmasının gerektiği, davacının, 27.09.2010-31.08.2011 döneminde yönetim kurulu başkanı olarak görev yaptığı gözetildiğinde, açıklanan yasal düzenlemeler uyarınca, bu döneme ilişkin ödeme emirlerinden sorumlu olduğunun kabulünün gerektiği, ayrıca, 4081 sayılı Çiftçi Mallarının Korunması Hakkındaki Kanunun 22 nci maddesi, “korunma sandığının” mevcudunun devlet malı hükmünde olduğu ve korunma sandığındaki paraya haciz konulamayacağına dair düzenlemenin yer aldığı, söz konusu amir hüküm uyarınca, işveren Mecitözü Çiftçi Mallarını Koruma Başkanlığından prim alacağının tahsili davalı Kurum yönünden imkansız hale gelmiş iken, mahkemece üye çiftçilerin üyelik keseneklerine yönelik herhangi bir haciz işleminin yapılmamış olmasına dayalı kabul kararının kanuni düzenlemeye aykırı olduğu belirgin olduğundan, bu itibarla, davacının Mecitözü Çiftçi Malları Koruma Başkanlığı Yönetim Kurulu yedek üyesi olarak 16.03.2010-27.09.2010 döneminde temsil ve ilzama yetkili olmadığı anlaşıldığından bu dönem yönünden davanın kabulüne ilişkin karar yerinde ise de, 27.09.2010-31.08.2011 döneminde yönetim kurulu başkanı olarak görev yapması nedeni ile temsil ve ilzama yetkili olduğunun düşünülmemesi ve 4081 sayılı Çiftçi Mallarının Korunması Hakkındaki Kanun’un 22 nci maddesinde yer alan hükmün gözardı edilerek yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde hüküm tesisinin usul ve yasaya aykırı olup bozma nedeni olduğu belirtilerek, hükmün bozulmasına karar verilmiştir.

D. İlk Derece Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar
İlk Derece Mahkemesinin 05.10.2021 tarihli ve 2021/119-2021/356 E.K. sayılı kararı ile; bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonucunda, davanın kısmen kabulü ile; davaya konu kurum icra takibine dair 30.06.2014 tarih ve 9.623.608 sayılı 35.700,00 TL miktarlı ödeme emrinin 16.03.2010-27.09.2010 tarihleri arası için hesaplanacak prim borçları ve işlemiz faiz yönünden davacının temsil ve ilzama yetkili olmadığı anlaşıldığından bu dönem yönünden davanın kabulü ile ödeme emrinin bu döneme isabet eden miktarı bakımından iptaline,

Fazlaya ilişkin talebin ise 27.09.2010- 31.08.2011 tarihleri arası için hesaplanacak prim borçları ve işlemiş faiz yönünden bu tarihler arasında davacının yönetim kurulu başkanı olarak görev yapması nedeniyle temsil ve ilzama yetkili olduğu bu nedenle de prim borçlarından sorumlu olduğu anlaşıldığından davasının reddine, karar verilmiştir.

V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı SGK vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri
Davalı SGK vekili, Kurum işlemlerinde yasaya ve mevzuata aykırı bir yön bulunmadığını, mahkemece eksik inceleme ve yanılgılı değerlendirme ile verilen kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek, hükmün temyiz incelemesi sonucu bozulmasını istemiştir.

C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, ödeme emrinin iptaline ilişkindir.

2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri ile, 5510 sayılı Kanun’un 88 inci maddesi, 6183 sayılı Kanun’un 35 ve mükerrer 35 inci maddeleri ve 4081 sayılı Kanun’un ilgili maddeleri.

3. Değerlendirme
1.Temyiz olunan nihai kararların bozulması 6100 sayılı Kanun’un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen incelenen İlk Derece Mahkemesi kararının bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine hukukça imkân bulunmadığı anlaşılmakla; davalı SGK vekilinin temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Davalı SGK vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine,09.05.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.