Yargıtay Kararı 10. Hukuk Dairesi 2023/4398 E. 2023/5279 K. 11.05.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 10. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2023/4398
KARAR NO : 2023/5279
KARAR TARİHİ : 11.05.2023

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
HÜKÜM/KARAR : Kısmen Kabul

Taraflar arasında İlk Derece Mahkemesinde görülen ve istinaf incelemesinden geçen hizmet tespiti davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece kararının ortadan kaldırılmasına ve İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.

İlk Derece Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

İlk Derece Mahkemesi kararı davalı Kurum vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi … tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; davacının davalı iş yerinde Kuruma bildirilen günleri dışında 1983 yılından 2007 yılı Eylül ayına kadar her yılın 15 Mayıs-15 Kasım tarihleri arasında aralıksız ve kesintisiz hizmet akdine dayalı olarak çalıştığının tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP
Davalı Sosyal Güvenlik Kurumu ve davalı … İşletme Müdürlüğü vekilleri sunmuş oldukları cevap dilekçeleri ile davanın reddine karar verilmesi talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin 26.06.2018 tarih, 2017/837 Esas ve 2018/330 Karar sayılı ilamı ile “davanın kısmen kabulü ile davacının 1983-2007 Yılları arasındaki çalışmasında her yıl Haziran, Temmuz, Ağustos, Eylül, Ekim ve Kasım aylarındaki 6 aylık dönemlerinde her ay 30 gün olarak çalışmış olduğunun tespitine, davacının çalışması karşılığı Kuruma bildirilmeyen gün sayısının toplamda 272 Gün olduğunun tespiti ile, bildirilmeyen gün sayısının Kurum kayıtlarındaki hizmeti ile birleştirilmesine,” karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı Kurum vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin 16.01.2020 tarihli ve 2018/3674 Esas ve 2020/52 Karar sayılı kararı ile; “Dosyadaki yazılara, hükmün dairemizce de benimsenmiş bulunan yasal ve hukuksal gerekçeleriyle dayandığı maddi delillere, bu delillerin takdirinde isabetsizlik görülmemesine göre usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu anlaşılan hükme yönelik davalı … vekilinin istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK ‘nın 353/1-b-1. maddesi gereğince esastan reddine karar vermek gerekmiş, açıklanan sebeplerle aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur” gerekçesine dayalı olarak “davalı Sosyal Güvenlik Kurumu vekilinin istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK ‘nın 353/1-b-1. maddesi gereğince esastan reddine,” karar verilmiştir.

V. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
1. Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı Kurum vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Dairenin 22.04.2021 tarihli ve 2020/1990 Esas ve 2021/5798 Karar sayılı ilamı ile “Somut olayda, İlk Derece Mahkemesince kurulan hükümde davacı adına davalı işyerince 1983-2007 yılları arasında 180 günün üzerinde Kuruma bildirilmiş hizmetlerin bulunduğu yıllar dikkate alındığında ve tespit edilen eksik gün sayılarının hangi aylara ilişkin olduğunun açıkça gösterilmemesi karşısında verilen kararın yeterince açık ve anlaşılır olmadığı, infaz kabiliyetinin bulunmadığı anlaşılmaktadır. Bu maddi ve hukuki olgular göz önünde bulundurulmaksızın, Mahkemece yanılgılı değerlendirme neticesi yazılı şekilde kurulan hüküm, usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir” gerekçesine dayalı olarak Bölge Adliye Mahkemesinin istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin kararının kaldırılarak İlk Derece Mahkemesince verilen hükmün bozulmasına karar verilmiştir.

B. İlk Derece Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile uyulan bozma kararı doğrultusunda yapılan araştırma ve değerlendirme neticesinde; “Dava dilekçesi, cevap dilekçesi, tanık ve bordro tanıklarının beyanları, bilirkişi raporları ile tüm dosya kapsamı bir bütün olarak değerlendirildiğinde; dava dilekçesi ile davacının davalı işyerinde işe girdiği 1983 yılından Eylül 2007 tarihine kadar 15 Mayıs – 15 Kasım tarihleri arasında yangın kulesinde görev yaptığı, bu 6 aylık dönemlerde haftada 6 gün 24 saat kulede nöbet tuttuğu, ayrıca işe başladığı tarihten Eylül 2007 tarihine kadar her yıl yangın sezonu dışındaki işlerde de üretim işlerinde çalışmaya devam ettiği, bu çalışmalarına karşılık gelen ücretleri ödenmediği gibi, sosyal güvenlik ve sigorta hukukundan da doğan haklarının tescil edilmediğini, işe girdiği 1983 yılından Eylül 2007 tarihine kadar 15 Mayıs – 15 Kasım tarihleri arası yangın kulesinde çalışan davacının bu dönemlere ilişkin kesintisiz çalışmasının tespiti ile sigorta hukukundan doğan haklarının tescilini ayrıca 1983 yılından kadro aldığı Eylül 2007 tarihine kadar yangın sezonu dışındaki aylarda da üretim işlerinde çalışmış olan davacının bu dönemlere ilişkin çalışmasının tespiti ile sosyal güvenlik ve sigorta hukukundan doğan haklarının tescilini talep etmiştir. Davacının sigorta dökümü incelendiğinde davalıya ait iş yerinde çalıştığı süre boyunca hizmet tespitinin ayın tamamına yansımayacak şekilde kuruma bildirildiği, dinlenen bordro tanıklarının davacının mevsimlik işçi olduğu ve Mayıs ayı ile Kasım ayları arasında çalışmasını kesintisiz olarak devam ettirdiği, diğer aylarda da bazen çalıştığı ancak bu aylarda ne kadarlık bir çalışmasının bulunduğunu tam olarak bilemediklerine yönelik beyanları doğrultusunda davacının mevsimlik işçi olarak çalıştığı 1983 ve 2007 yılları arasında Mayıs ayı ile Kasım ayları arasındaki dönemlerde aylık 30 gün çalışmasının bulunduğu ve eksik bildirilen günlerin 30 güne tamamlanması gerektiği ve kuruma bildirilen hizmetleri ile birleştirilmesi gerektiği, bu aylar dışında üretim işlerinde ve ayın tamamında çalıştığına yönelik talebinin tanık ve bordro tanıklarının beyanları ile kanıtlanamadığı kanaati ile davanın kısmen kabulüne karar vermek gerekmiş ve yargıtay bozmasında belirtildiği üzere dosyanın eksik günlerin hangi aylara tekabül ettiği bilirkişi marifetiyle tespit ettirilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur” gerekçesine dayalı olarak,
“1-Davanın kısmen kabulü ile,
2-Davacının 1983-2007 Yılları arasındaki çalışmasında 15 Mayıs, 15 Kasım ayları arasında mevsimlik işçi olarak çalışmış olduğunun tespitine,
3-Davacının çalışması karşılığı kuruma bildirilmeyen gün sayısının toplamda 424 gün olduğunun tespiti ile, bildirilmeyen gün sayısının kurum kayıtlarındaki hizmeti ile birleştirilmesine,
4-Bilirkişi Mehmet Alkan’ın 16.11.2022 tarihli ek raporunun kararın eki sayılmasına,” şeklinde karar verilmiştir.

VI. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı Kurum vekili temyiz başvurusunda bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri
Davalı Kurum vekili temyiz dilekçesinde, dosya kapsamı dinlenilen tanık beyanları dikkate alındığında davacının davasını ispatlayamadığını, davanın tümden reddinin gerektiğini, davada reddolunan kısım yönünden lehlerine vekalet ücretine hükmedilmesinin gerektiğini beyan ederek eksik inceleme ve araştırma sonucu kurulan hükmün bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, hizmet tespiti istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk
1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 saylı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri,

2. 506 sayılı Sosyal Sigortalar Kanunu’nun 79/10 uncu maddesi,

3. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 297/son maddesi hükümleridir.

3. Değerlendirme
1.Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre davalı Kurum vekilinin aşağıdaki paragrafların kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının şimdilik incelemesine yer olmadığından, söz konusu itirazlar inceleme konusu yapılmamıştır.

2. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun “Hükmün Kapsamı” başlıklı 297 nci maddesinin 2 nci fıkrasında; “Hükmün sonuç kısmında, gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında; açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gereklidir.” şeklinde düzenleme getirilmiştir.

3. Mahkemece verilen hükümde, bilirkişi raporuna atıf yapılarak, kabulüne karar verilen dönemler gösterilmeksizin infaza elverişsiz şekilde hizmet tespitine dair hüküm tesisi isabetsizdir.

VII. KARAR
Açıklanan sebeple;
Temyiz olunan İlk Derece Mahkemesi kararının sair yönler incelenmeksizin BOZULMASINA,

Dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine,11.05.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.