Yargıtay Kararı 10. Hukuk Dairesi 2023/4333 E. 2023/5264 K. 11.05.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 10. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2023/4333
KARAR NO : 2023/5264
KARAR TARİHİ : 11.05.2023

İNCELENEN KARARIN
KARAR : Red

Taraflar arasındaki menfi tespit, Kurum işleminin iptali ile ölüm aylığı bağlanması davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.

İlk Derece Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın reddine karar verilmiştir.

İlk Derece Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi … tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin davalı Kurumdan 01.11.2008 tarihinden itibaren emekli sandığına bağlı annesi üzerinden yetim aylığı aldığını, Kurumca müvekkilinin eşiyle muvazalı boşandığı gerekçesiyle yetim aylığının kesildiğini, müvekkilinin boşandığı eşiyle birlikte yaşamadığını, boşanmanın muvazalı olmadığını beyanla davalı Kurumca kesilen yetim aylığının kesilme tarihi itibariyle yasal faizi ile birlikte ödenmeyen maaşların tekrar bağlanarak ödenmesine kesilme tarihi itibariyle dava sonuna kadar ihtiyati tedbir yoluyla ödenmesine ve tekrar sigortalı sayılmasına, davalı Kuruma 57.384,34 TL borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP
Davalı Kurum vekili cevap dilekçesinde özetle haksız ve hukuki mesnetten yoksun davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin 08.03.2019 tarih, E.2017/316, K.2019/185 sayılı kararıyla; kurum denetim raporu ve ekleri, abonelik kayıtları ve tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde davacının boşandığı eşiyle birlikte yaşadığı sonucuna varıldığı, her ne kadar Kurum görevlilerine davacının boşandığı eşiyle birlikte yaşadıklarını belirten şahıslar, mahkemizce alınan ifadelerinde davacının birlikte yaşadığına dair beyanda bulunmadıklarını belirtmişler ise de, bunu makul haklı ve kabul edilebilir bir sebebe dayandırılmadıkları gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
1. İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekilinin istinaf başvurusunda bulunulması ve Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi üzerine davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

Daire kararında somut olayda; eldeki davada, Kurum denetim raporu ve ekleri, abonelik kayıtları ve tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde davacının boşandığı eşiyle birlikte yaşadığından bahisle davanın reddine karar verildiği anlaşılmakta ise de; verilen hüküm eksik inceleme ve araştırmaya dayalı bulunmuştur. Mahkemece yapılması gereken iş; borç konusu dönemi kapsayacak şekilde davacının ve boşandığı eşinin adres kayıtları getirtilerek, her ikisinin de (davacının ve boşandığı eşinin) kayıtlı olduğu adreslerde kapsamlı emniyet araştırması yapıldıktan ve seçmen kayıtları da getirtildikten sonra, dosya kapsamındaki tüm bilgi ve belgeler değerlendirilerek boşanılan eşle eylemli olarak birlikte yaşama olgusunun gerçekleşip gerçekleşmediği toplanan kanıtlar ışığında şüphe bırakmayacak şekilde ortaya konularak hüküm kurulması gerektiği belirtilerek karar bozulmuştur.

B. İlk Derece Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile bozmaya uyularak yapılan yargılamada toplanan deliller ve dosya kapsamından davacının eşi ile boşandıktan sonra emekli sandığına bağlı annesi üzerinden yetim aylığı aldığı, boşanmış olduğu eşi ile fiilen birlikte yaşamaya devam ettiği belirtilerek kurum tarafından yetim aylığının kesildiği ve kurum işleminin iptali istemi ile iş bu davanın açıldığı, dosya kapsamından davacı ve eski eşi …’ın 1991 tarihinde evlendikleri 2002 tarihinde anlaşmalı olarak boşandıkları, adres bilgisine göre seçim kayıtları celp edilmiş olup incelendiğinde, davacının 22.07.2007- 21.10.2007 tarihlerinde yapılan seçimlerde …/ … adresinde 29.03.2009 tarihinde yapılan seçimde …/ … adresinde devamında yapılan seçimlerde de …/ … adresinde oy kullandığı, eşi … ise 22.07.2007 ve 21.10.2007 tarihinde yapılan seçimlerde …/ … adresinde daha sonra yapılan seçimlerde ise halaçlı Küme evleri no:108 Gölbaşı/ … adresinde oy kullandıkları, bu kayıtlara göre 2002 yılında boşanan tarafların 22.07.2007 ve 21.10 2007 tarihlerinde aynı sandıkta oy kullandığı, Adres kayıtları dosyamız arasına alınmış olup incelendiğinde; …’ın 10.03.2007 tarihli beyanına göre, adresinin …ı/… olduğu, …nun 20.02.2007 tarihli beyanına göre, adresinin …/ … olduğunun anlaşıldığı ancak bu adresin Başkent Doğalgaz’ın yazı cevabı incelendiğinde doğalgaz aboneliğinin ise eşi … adına olup, halen aboneliğinin devam ettiği, emniyet araştırmasında ise …/ … adresinin …’ın anne ve babasına ait adres olduğu ve …’ın arada sırada çocukları ile bu adrese geldiğinin ifade edildiği, her ne kadar adres kayıt sisteminde davacı tarafından bu adres beyan edilmiş ise de davacının bu adreste yaşadığına dair kesin bir bilgiye ulaşılamadığının tutanak altına alındığı, tüm bu hususlar birlikte değerlendirildiğinde davacının boşandıktan sonrada eski eşi ile bir arada yaşamaya devam ettiği yönünde kanaat oluştuğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

VI. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri
Davacı vekili; müvekkilin ikametgahının sürekli olarak Keçiören’de olduğu ve açık adresi …/…’da olduğunu, evden giden taraf davalı olduğu, bu sebeple 2007 yılında müvekkilin Gölbaşı’nda oy kullanmasının imkansız olduğunu, bu şikayetin davalının kız kardeşi tarafından yapılan bir eylem olduğunu, iddia edildiği gibi davalı taraf evden gitmediyse ve bu boşanma eylemi gerçekleşmediyse davalı neden tüm seçimlerde Gölbaşı’na ikametgahını aldırıp oyunu orada kullandığını, müvekkilin eski eşi, kendi kızkardeşinin, böyle bir şikayeti yapacağını asla bilemeyeceğini, eski eş gerçekten Gölbaşı’nda ikamet etmese oy kullanmak için oraya gitmeyeceğini, bu durumun hayatın olağan akışına aykırı olduğunu, tüm bu durumların tarafların zaten fiilen ayrı olduğunu, boşanmanın muvazaalı olmadığını ispatlar nitelikte olduğunu, müvekkilin ailesi yoktur, annesi çok genç yaşta vefat ettiğini, bu sebeple müvekkilim anne baba olarak eşinin ailesini kabul etmiş onları çok sevdiğini, fakat müvekkilin eski eşi müvekkili aldatınca ve onu artık sevmediğini beyan edince, eski eşin ailesi dahi müvekkilimin yanında olduğunu, iki küçük çocuğun varlığı da göz önüne alındığında eski eş evden gittiğini, müvekkilinin de aile konutunda eski kayınvalide ve kayınpeder ile yaşamaya ve çocuklarına da onların desteğiyle bakmaya devam ettiğini, aileden uzak olan eski görümcenin boşanma sonrası yıllarca müvekkilin bu evi işgal etiğini düşünerek, kira da ödemeden oturuyorsun söylemiyle bu şikayeti yaptığını, davalının evden gittikten sonra evde bulunan çocuklarını da göz önünde bulundurarak dogalgaz aboneliğini iptal ettirmesi beklenemeyeceğini, dinlenen tanık beyanları hükme esas alınmadığını, yine emniyet kayıtlarında davalı …’ın davacıyla birlikte Keçiören’de oturduğu tespit edilemediği, bu durumların hiçbiri dikkate alınmayarak, 1998 yılından beri dogalgaz aboneliğinin olduğu 2002 yılında boşandıktan sonra bu aboneliğin iptal ettirilmediğinin gerekçe olamayacağını, müvekkilin annesinin vefatı ile müvekkilin boşanması arasında 10 yıldan fazla bir süre olduğunu beyanla İlk Derece Mahkemesince verilen kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dava, davalının boşandığı eşi ile birlikte yaşadığı gerekçesiyle aylığının kesilmesi işleminin iptaliyle kesilen yetim aylığının yeniden bağlanması istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri ile 5510 sayılı Kanun’un 56 ncı maddesi.

3. Değerlendirme
1. Temyiz olunan nihai kararların bozulması 6100 sayılı Kanun’un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Temyizen incelenen İlk Derece Mahkemesi kararının bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine hukukça imkân bulunmadığı anlaşılmakla; temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VII. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Davacı vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine, 1.05.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.