YARGITAY KARARI
DAİRE : 10. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2023/432
KARAR NO : 2023/1058
KARAR TARİHİ : 09.02.2023
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
SAYISI : 2021/92 E., 2022/381 K.
vekili Avukat …
DAVA TARİHİ : 26.11.2015
HÜKÜM/KARAR : Davanın kabulü
Taraflar arasında İlk Derece Mahkemesinde görülen tespit davasından verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.
İlk Derece Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın kabulüne karar verilmiştir.
İkinci kez verilen karar davalı Kurum vekilince temyiz edilmiş olup Dairemizce temyiz istemlerinin kabulü ile ikinci kez bozma kararı verilmiştir.
Mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan inceleme sonucunda davanın kabulüne karar verilmiştir.
Mahkemece bozma ilamına uyularak verilen üçüncü karar davalı Kurum vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi … tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkili davacının 506 sayılı Kanun kapsamında hizmet akdine dayalı olarak ilk defa 15.01.1986 tarihinde çalışmaya başladığını ve tescilinin yapıldığını, müvekkilinin bu çalışmalarının davalı Kurum sisteminde görüldüğünü, müvekkili davacının kuruma dava konusu mevcut talebini 11.08.2015 tarihli dilekçesi ile vermesine rağmen kurum tarafından reddedildiğini, kurum kayıtlarına da intikal eden ve işe giriş tarihini ve sigorta başlangıç tarihini de ispatlayan ve gerçek ve kuruma intikal eden işe giriş bildirgesindeki çalışma tarihinin olup olmayacağı hususunda uyuşmazlık bulunduğunu, müvekkili davacının 506 sayılı Kanun kapsamında sigortalılığının işe giriş bildirge tarihi olan 15.01.1986 tarihinde başladığının tespiti ile işe giriş bildirgesi tarihi itibariyle 15.01.1986 tarihinde 1 gün çalıştığının tespitine ve aksi yöndeki kurum işleminin iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
Davalı Kurum vekili cevap dilekçesinde; davanın 5 yıllık hak düşürücü süre geçtikten sonra açıldığını, müvekkilinin bir kamu kurumu olduğunu, Kanun ve yönetmeliklerde belirlenen mevzuata göre işlem yaptığını, müvekkili kurumun yapmış olduğu işlemlerin usul ve Kanuna uygun olduğunu, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin 24.12.2019 tarihli ve 2017/295 E., 2019/489 K., sayılı kararıyla; “Davanın kabulü ile; … T.C. Kimlik Nolu davacı …’ın 506 sayılı Kanun kapsamında … sicil nolu işyerinde 15.01.1986 tarihinde 1 gün süre ile çalıştığının tespiti ile 15.01.1986 tarihinin davacı bakımından sigortalılık başlangıç tarihi olarak tespitine,
Aksi yöndeki kurum işleminin iptaline,” karar verilmiştir.
V. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
1. İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı Kurum vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
2.Bozma ilamında; ” Mahkemece davaya konu işe giriş bildirgesindeki imzanın davacıya aidiyetinin bilirkişi incelemesi ile tespit edilemediği, çalışmayı bilen tanık dinlenmediği, ilgili dönem bordrolarının temin edilemediği görülmekle, çalışma iddiasının ispatlanması için,işe giriş bildirgesinde yer alan işveren kaşesinde de bulunan işyerinin tescil adresinden (1. … -…) komşu işyeri tanıklarının araştırılması, bu adresten de tanık belirlenememesi halinde çalışma olgusunu bilebilecek tanıklar davacıdan sorularak tespiti halinde dinlenilip, sonucuna göre karar verilmesi gerekmektedir. ” hususlarına işaret edilerek karar bozulmuştur.
B. İlk Derece Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; yapılan yargılamaya, toplanan delillere ve tüm dosya münderacatına göre, taraflar arasındaki uyuşmazlık, davacının sigortalılık başlangıç tarihinin 15.01.1986 olarak tespiti ile davacının 15.01.1986 tarihinde 1 gün çalıştığının tespiti istemine ilişkin olup, Dosyamız içinde bulunan Yargıtay 10. Hukuk Dairesi’nin 2020/5712 E., – 2021/1171 K., sayılı bozma ilamında bozma gerekçesi olarak gösterilen tüm hususların da mahkememizce ikmalinden sonra toplanan tüm deliller beraberce değerlendirildiğinde, davacı adına … Tic. … adlı işveren tarafından 15.01.1986 tarihli işe ilk giriş bildirgesinin kuruma 16.01.1986 tarihinde verilmiş olduğu, 10.11.1986 tarihli davacıya gönderilen yazı içeriğine göre 15.01.1986 tarihinde işe girdiğinin ve … sigorta sicil numarası ile tescilli olduğu, 1986/1. dönem bordroları işyeri ile yazışmalı olduğundan çalışmasının tespit edilemediğinin bildirildiği, kurumca 06.10.2015 tarihinde davacıya gönderilen yazı içeriğine göre davacının 15.01.1986 tarihinde işe ilk giriş bildirgesinin verilmiş olduğu, fakat işyerinin bahsedilen yılda ve dönemlerde herhangi bir bordro kaydına rastlanılmadığının bildirildiği, SGK İl Müdürlüğü’nden gelen cevabi yazı ekindeki bilgi ve belgelere göre davacı …’ın dava dışı … Ticaret … yanında çalıştığını beyan ederek sigortalı olup olmadığı hususunda 27.02.1986 havale tarihli dilekçe ile dönemin SSK … Bölge Müdürlüğü’ne müracaat ettiği, müracaat dilekçesinde çalıştığı işyerinin sicil numarası ve adresini yazdığı, bu dilekçeye istinaden dönemin … Sigorta bölge Müdürlüğü’nce 10.11.1986 tarihinde yazılı cevap verildiği, cevap içeriğine göre söz konusu işyerine ilişkin işe giriş bildirgesinin verildiği, ancak yazışmalı olduğundan bahisle dönem bordrolarının verilmemesi nedeniyle çalışmanın tespit edilemediğinin bildirildiği, yine (kapatılan) yüksek Yargıtay 21 Hukuk Dairesi’nin 2016/6630 E., 2017/4948 K., ve 06.06.2017 tarihli bozma ilamı doğrultusunda yapılan araştırmaya göre, dava dışı … Ticaret … ünvanlı işyerinin 13.01.1986 tarihinde kanun kapsamına alındığı ve 07.01.1991 tarihinde Karaman Sgk İl Müdürlüğü’ne işyeri dosyasının devredildiği, davacıya verilen sigorta sicil numarasının 1986 yılı serisine ait olduğu, A.T.K Fizik İhtisas Dairesi’nden alınan 06.11.2019 tarih ve 2019/46915 sayılı rapora göre işe giriş bildirgesindeki sigortalı kısmı altındaki imzanın davacıya ait olup olmadığının tespitinin yapılamadığı, davalı kurumca davacının müracaatına yönelik verilen cevabi yazı içeriği, davacının 27.02.1986 tarihli müracaat dilekçesi ve 16.01.1986 tarihli davacı adına verilmiş işe giriş bildirgesi ile bozma sonrası elde edilen bilgi ve belgeler bir bütün olarak değerlendirildiğinde davacının 506 sayılı Kanun kapsamında … sicil nolu işyerinde 15.01.1986 tarihinde 1 gün süre ile çalıştığının tespiti ile 15.01.1986 tarihinin davacı bakımından sigortalılık başlangıç tarihi olarak tespit edilmesi gerektiği gerekçelerine dayalı olarak “Davanın kabulü ile;
1- …T.C. Kimlik Nolu davacı …’ın 506 sayılı Kanun kapsamında … sicil nolu işyerinde 15.01.1986 tarihinde 1 gün süre ile çalıştığının tespiti ile 15.01.1986 tarihinin davacı bakımından sigortalılık başlangıç tarihi olarak tespitine,
2-Aksi yöndeki kurum işleminin iptaline,” karar verilmiştir.
VI. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı SGK vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı SGK vekili temyiz dilekçesinde özetle; dosyadaki 06.11.2019 tarihli Adli Tıp Kurumu raporunda da belirtildiği üzere önceki rapora atıfta bulunularak imzanın tam anlamıyla davacıya ait olduğunun belirlenmesinin mümkün olmadığı tespitinin yapıldığı, dolayısıyla imzanın davacıya ait olmadığı sonucuna ulaşıldığı, davacı tarafın davasını ispat edemediği, buna ek olarak Yargıtay bozma ilamında belirtilen hususlarda da yapılan araştırmada davacının davasını kanıtlayacak yeterlilikte beyan ve delile ulaşılamadığı, ayrıca her halükarda hak düşürücü sürenin de geçirildiği, Kurum işlemlerinin yasal mevzuata uygun olduğu, Kurum aleyhine yargılama giderlerine ve vekalet ücretine hükmedilmesinin ayrıca bozma nedeni teşkil ettiği belirtilerek kararın bozulmasını istemiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, sigorta başlangıç tarihinin 15.01.1986 olduğunun tespiti istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1.6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri
2. 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu’nun Geçici 7 inci maddesi uyarınca yasal dayanağı 506 sayılı Kanun’un 79/10 uncu maddesi hükümleridir.
3. Değerlendirme
1. Temyiz olunan nihai kararların bozulması 6100 sayılı Kanun’un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Temyizen incelenen İlk Derece Mahkemesi kararının bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine hukukça imkân bulunmadığı anlaşılmakla; temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VII. KARAR
Açıklanan sebeplerle davalı Kurum vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, gönderilmesine,
09.02.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.
…