Yargıtay Kararı 10. Hukuk Dairesi 2023/4294 E. 2023/4450 K. 26.04.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 10. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2023/4294
KARAR NO : 2023/4450
KARAR TARİHİ : 26.04.2023

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
HÜKÜM/KARAR : Kabul

Taraflar arasında Mahkemesinde görülen rücuan tazminat davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece Mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.

Mahkemece bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın kabulüne karar verilmiştir.

Mahkeme kararı davacı kurum vekili ile davalı … İnş. Ltd. Şti. vekili ve davalı … vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi … tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; … İnşaat San. ve Tic. Ltd. Şti. işçisi …’ın 09.04.1995 tarihinde geçirdiği iş kazası sonucu vefat ettiği, sigortalının uğradığı olayın bir iş kazası olduğu ve olaydan dolayı işveren şirket …İnşaat San. ve Tic. Ltd. Şti. ile alt işveren şirket … in.ş San. ve Tic. Ltd. Şti.’nin işçi sağlığı ve iş güvenliği yönünden gerekli tedbirleri almamaları, iş makinesi operatörü …’in ‘de ehliyeti olmadığı halde iş makinesi kullanması sebebiyle kusurlu bulunduklarının saptandığı, kurumlarınca sigortalı …’ın hak sahibi annesi …’a 26.02.2014 onay tarihli 71.504,73 TL peşin sermaye olarak değerli gelir bağlandığı, arttırılmak üzere 10.000,00TL’nin gelir bağlama onay tarihinden itibarne işleyecek yasal faiziyle birlikte davalılardan müşterek ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmişlerdir.

II. CEVAP
Davalı … diğerlerinin cevap dilekçesinde özetle; davacının talebinin haksız ve hukuka aykırı olduğu, dava konusu olay gerçekleştiği tarihte …İnşaat, San. ve Tic. Ltd. Şti alt işveren olarak faaliyetini yürütmekte olduğu, müvekkil … ise bu şirketin ortağı durumunda olduğu, davacının davasında husumeti hem şirkete hem de müvekile karşı yönelttiği ve müştereken ve müteselsilen sorumlu olduklarını belirttiği ancak bu durumun hukuka aykırı olduğu, rücu davalarında davalılar müştereken ve müteselsilen değil kusurları oranında sorumlu oldukları bu nedenle kurumun rücu şartları oluşsa bile bunu sorumlulardan kusurları oranında talep etmesi gerektiği, müvekkilin şahsi sorumluluğu bulunmadığından davanın husumet yönünden reddinin gerektiği, dava konusu iş kazasının 1995 senesinde meydanı geldiği, hak sahiplerinin tazminat davası açma süreleri iş kazasının meydana geldiği tarihten yani 1995 senesinden başladığı ve zamanaşımı süresinin 10 yıl olduğu, davacı kurum ise hak sahiplerine 2014 senesinde yani davadan 19 yıl sonra ödeme gerçekleştirdiği, bilindiği üzere zamanaşımına uğrayan borçların eksik borç olduğu ve talep ve dava edilemeyeceği, bu sebeple davacı kurum, zamanaşımına uğramış olmasına rağmen ödediği bu borcu rücuan talep edemeyeceği bu nedenlerle haksız ve mesnetsiz davanın öncelikle husumet ve zamanaşımı yönünden aksi halde esastan reddine karar verilmesini vekaleten talep etmiştir.

Davalı … İnşaat ve San. Tic. Ltd. Şti vekili cevap dilekçesinde özetle; açılan davayı kısmen kabul etmedikleri, tazminata konu edilen olayda müvekkil şirketin kusurunun esasen bulunmadığı, dosyaya ibraz edilen müfettiş rapoırundaki müvekkil şirkete yönelik kusurların değerlendirilmesinin doğru olmadığı, olayda maktüle verilen cezanın az olduğu, olayın meydana geldiği yerin iş sahası olduğu, iş sahasının sürekli olarak araç yoğunluğunun olduğu bir alan olduğu, maktülün bu durumu bildiği, gerekli tedbirleri almayarak iş makinelerinin yoğun olduğu yerde başıboş dolaşmasının veya gelişigüzel konuşmasının kabul edilemeyeceği, maktülün daha fazla dikkat etmesi gerektiği kanaatine vardıkları bu nedenle dosyanın bilirkişi incelemesine gitmesi gerektiği, dava dilekçesinde müştereken ve müteselsilen tazminatın ödenmesi konusunda talepte bulunmduğu ancak müvekkil şirketin kusuru oranında kendisine isabet edecek olan bedele itiraz etmedikleri, diğer tarafa kusuru oranında yükletilecek olan bedeldien sorumlu tutulmayı kabul etmediklerinden açılan davanın reddini talep etmiştir.

Davalı … duruşmada ” ben açılan davayı kabul etmiyorum söz konusu kaza yaklaşık 20 yıl önce olmuştu. Yine bilirkişi raporunda tarafım % 10 kusur verilmiştir. Ancak kusur tespiti yerinde değildir. Ben bilirkişi raporlarını kabul etmiyorum. Davanın reddine karar verilmesini talep ederim ” şeklinde beyanda bulunmuştur.

III. MAHKEME KARARI
Mahkemenin 30.06.2016 tarihli ve 2014/100 esas, 2016/64 Karar sayılı kararıyla;
Davanın kabulü ile 57.203,79-TL’nin tahsis onay tarihi olan 26.02.2014 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müşterek ve müteselsilen alınarak davacı kuruma verilmesine, karar verilmiştir.

V. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
1. Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı Kurum ve davalılardan …, … İnş. San. Tic. Ltd. Şti. vekilleri ile … tarafından temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Yargıtay 10. Hukuk Dairesinin 03.07.2019 tarihli ve 2019/3180 Esas, 2019/5798 Karar sayılı Bozma ilamında;
2.1.Dosya kapsamında Ticaret Sicil bilgilerinden davalı … İnş. San. Tic. Ltd. Şti.’nin 05.05.2011 tarihinde kaydının silindiği anlaşılmaktadır.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 06.06.2007 tarih, 2007/10-358 Esas, 2007/337 Karar sayılı kararında da benimsendiği üzere; ticari şirketin tüzel kişiliği ticaret sicilinden silinmesi (terkini) ile sona erer. Tüzel kişiliğin sona ermesi için tasfiye işlemlerinin eksiksiz yapılmış olması gerekir. Şayet tasfiye işlemleri gerektiği gibi tamamlanmamış ve tasfiyesi gereken hususlar eksik bırakılmış ise, tüzel kişilik ticaret sicilinden silinse bile A.Ş.’nin tüzel kişiliğinin sona erdiğinin kabulü olanaksızdır. Bu durumda, tüzel kişiliğin yeniden ihyasına gidilerek taraf teşkili sağlanmak suretiyle yargılamanın devamının sağlanması gerekir.

Şu halde, davalı Yeni … Gayrimenkul…Ltd. Şti.’nin ticaret sicil kaydının silinmiş olduğunun anlaşılması karşısında yapılması gereken iş; anılan HGK kararı çerçevesinde, Tüzel kişiliği sona eren davalı şirketin ihyası için tasfiye memurluğu ile Ticaret Siciline husumet yöneltilerek ayrı bir dava açılması için davacı tarafa uygun bir süre verilmeli, dava açıldığı takdirde bu davanın sonucu beklenmeli, tüzel kişiliğin yeniden ihyası halinde, taraf teşkili sağlanarak, sonucuna göre karar verilmesi gerektiğinden bahisle karar bozulmuştur.

B. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile;
Somut olayda davalı … İnşaat San ve Tic. Ltd. Şti.’nin yol yapım işi aldığı ve yol yapım sanat işlerini alt işveren davalı … İnşaat San. Tic. Ltd. Şti.’ye verildiği, kurum sigortalısı …’ın alt işveren bünyesinde işçi olarak çalıştığı ve 09.04.1995 tarihinde iş makinesinin kendisine çarpması ve altında ezilmesi neticesinde vefat ettiği, sigortalı …’ın hak sahibi annesi …’a 26.02.2014 onay tarihli 71.504,73 TL peşin sermaye olarak değerli gelir bağlandığı ve kurum zararı meydana geldiği anlaşılmıştır. Dosya kapsamında bilirkişi raporun yerinde görülmüş ve dosyada bulunan Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı Teftiş Kurulu Başkanlığı tarafından tanzim edilen teftiş raporu ile de kusur oranlarının tespiti yönünden benzer olduğu görülmekle söz konusu olay nedeniyle davalı … İnşaat San. Tic. Ltd. Şti’nin % 45 oranında kusurlu olduğu, davalı … İnşaat San ve Tic. Ltd. Şti.’nin % 15 oranında kusurlu olduğu, iş makinesini kullanan davalı …’in % 10 oranında kusurlu olduğu, davalı … İnşaat San. Tic. Ltd. Şti.’nin kurucu ve ortakları olan … ve …’ın % 4 oranında kusurlu oldukları, şantiye şefi kazanın oluşumunda üçüncü kişi olan davalı …’in % 2 oranında kusurlu olduğu ve müteveffa sigortalı Mahmut Torlak’ın % 20 oranında kusurlu olduğu kanaatine varılmakla,
Davanın kabulü ile,
Davacı Kurum tarafından …’ın hak sahiplerine bağlanan ve tarafların kusur oranlarına göre hesaplanan 57.203,79-TL’lik peşin sermaye gelirin (davalılardan …’in kazanın oluşumunda üçüncü kişi konumunda bulunması gözetilerek 1.430,09.-TL’lik kısmı ile sınırlı olmak üzere), tahsis onay tarihi olan 26.0.2014 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müşterek ve müteselsilen alınarak davacı kuruma verilmesine, karar verilmiştir.

VI. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı kurum vekili ile davalı … İnş. Ltd. Şti. vekili ve davalı … vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri
Davacı kurum vekili: Kusur oranının kabul etmediklerini belirterek kararı temyiz etmiştir.

Davalı … İnş. Ltd. Şti. vekili: Kusur oranını kabul etmediklerini ve müştereken müteselsilen sorumluluğu kabul etmediklerini belirterek kararı temyiz etmiştir.

Davalı … vekili: Kusur oranını kabul etmediklerini ve işverenlik sıfatının olmadığını belirterek kararı temyiz etmiştir.

C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, 09.04.1995 günlü iş kazası sonucu vefat eden sigortalının hak sahibine bağlanan ilk peşin değerli gelir nedeniyle meydana gelen kurum zararının % 80 kusur karşılığının onay tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri, 506 sayılı Kanun’un 26 inci maddesi

3. Değerlendirme
1. Temyiz olunan nihai kararların bozulması 6100 sayılı Kanun’un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Temyizen incelenen Mahkeme kararının bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine hukukça imkân bulunmadığı anlaşılmakla; temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenlerle de bağlı kalınarak kararın bozulmasını gerektirecek bir husus görülmemiştir.

VII. KARAR
Açıklanan sebeplerle davacı kurum vekili ile davalı … İnş. Ltd. Şti. vekili ve davalı … vekillerinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz eden ilgililere yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine,26.04.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.