Yargıtay Kararı 10. Hukuk Dairesi 2023/4165 E. 2023/4530 K. 26.04.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 10. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2023/4165
KARAR NO : 2023/4530
KARAR TARİHİ : 26.04.2023

MAHKEMESİ : … Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2021/1637 E., 2023/94 K.
KARAR : Esastan Ret
İLK DERECE MAHKEMESİ : … 27. İş Mahkemesi
SAYISI : 2018/197 E., 2021/177 K.

Taraflar arasındaki prime esas kazancın tespiti davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.

Kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartları ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi … tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin 24.06.2003 tarihinde Yapımcı Tasarım ve Rek. Ltd. Şti.nde web sayfası ve tanıtım konusunda video kurgucusu olarak işe başladığını, 05.03.2018 tarihine kadar bu görevini sürdürdüğünü, 22.10.2008 tarihinde müvekkilinin sigortası ve tüm yasal hakları ile birlikte yine davalı şirket ortaklarının şirketi olan Yapımcı Prodüksiyon Dan. Rek. Ajansı Tic. Ltd. Şti.ne aktarıldığını, müvekkilinin aynı görevde aralıksız olarak çalıştığını, müvekkilinin davalı şirketten aldığı aylık net maaşının 2007 yılından itibaren 2.117 TL, 2010 yılından itibaren 2.500 TL ve 2016 yılından itibaren ise 3.200 TL olmasına karşın sigorta prime esas kazançlarının Kuruma asgari ücret üzerinden bildirildiğini iddia ederek müvekkilinin gerçek prime esas kazanç ücretinin tespitine karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP
1. Davalı şirkete dava dilekçesi, tensip zaptı usulüne uygun tebliğ edilmiş, davaya cevap verilmemiş, duruşmalara katılan olmamıştır.

2. Davalı SGK vekili cevap dilekçesinde özetle; Kurum işleminin usul ve yasaya uygun olduğunu beyanla haksız ve yersiz açılan davanın reddini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davacının uyuşmazlık konusu dönemde diğer davalı Kuruma prime esas kazançlarının eksik bildirildiği yönündeki iddiasını yazılı belge ile ispatlayamadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuşlardır.

B. İstinaf Sebepleri
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; tanık beyanlarının davacının iddiasını doğruladığını, 5 adet ıslak imzalı, kaşeli, antetli kağıtlarla maaş belgelerinin yazılı delil başlangıcı olduğunu, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılarak davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davacı vekilinin istinaf isteminin 6100 sayılı HMK’nın 353/1-b.1 inci maddesi uyarınca esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuşlardır.

B. Temyiz Sebepleri
Davacı vekili, istinaf dilekçesi ile benzer nedenlerle eksik incelemeye dayalı kararın bozulmasını istemiştir.

C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, sigorta primine esas kazancın tespiti istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk
1) 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri ile 5510 sayılı Sosyal Sigortalar Kanunu’nun 80 inci madde hükümleri.

3. Değerlendirme
1. Davanın Yasal dayanaklarından olan 506 sayılı Kanun’un “Prime esas ücretler” başlığını taşıyan 77 nci maddesinin 1 inci fıkrası ile 5510 sayılı Kanun’un “Prime esas kazançlar” başlıklı 80 inci maddesinin birinci fıkrasında, sigortalıların prime esas kazançlarının nasıl belirleneceği açıklanmıştır. Diğer taraftan 506 sayılı Kanun’un 79/10 uncu ve 5510 sayıl Kanun’un 86/9 uncu maddelerine dayalı olarak açılan bu tür hizmet tespiti davalarında kesinleşen mahkeme ilamı, işverence Kuruma verilmeyen belgelerin yerine geçecek nitelikte olduğundan hükümde ayrıca 77 ve 80 inci maddelere göre hesaplanacak olan 1 günlük ücretin belirtilmesi de gerekmektedir. 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun; 288 inci maddesinde, bir hakkın doğumu, düşürülmesi, devri, değiştirilmesi, yenilenmesi, ertelenmesi, ikrarı ve itfası amacıyla yapılan hukuki işlemlerin, yapıldıkları zamanki miktar veya değerleri belir bir tutarı geçtiği takdirde senetle kanıtlanması gerektiği, bu hukuki işlemlerin miktar veya değeri, ödeme veya borçtan kurtarma (ibra) gibi herhangi bir sebeple belirli bir tutardan aşağı düşse bile senetsiz kanıtlanamayacağı bildirilmiş, 289 uncu maddesinde, 288 inci madde uyarınca senetle kanıtlanması gereken konularda yukarıdaki hükümler hatırlatılarak karşı tarafın açık muvafakati durumunda tanık dinlenebileceği, 292 nci maddesinde de, senetle kanıtlanması zorunlu konularda yazılı bir delil başlangıcı varsa tanık dinlenebileceği açıklanarak delil başlangıcının, dava konusunun tamamen kanıtlanmasına yeterli olmamakla birlikte, bunun var olduğunu gösteren ve aleyhine sunulmuş olan tarafça verilen kağıt ve belgeler olduğu belirtilmiştir. 01.10.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 200 ve 202 inci maddelerinde de bu düzenlemeler korunmuştur.

2. Kuruma ödenmesi gereken sigorta primlerinin hesabında gerçek ücretin/kazancın esas alınması gerekmekte olup hizmet tespiti davalarının kamusal niteliği gereği, çalışma olgusu her türlü kanıtla ispatlanabilmesine karşın ücret konusunda aynı genişlikte ispat serbestliği söz konusu değildir ve değinilen maddelerde yazılı sınırları aşan ücret alma iddialarının yazılı delille kanıtlanması zorunluluğu bulunmaktadır. Ücret tutarı maddede belirtilen sınırları aştığı takdirde, tespiti gereken gerçek ücretin; hukuksal geçerliliğe sahip olarak düzenlenmiş bulunmaları kaydıyla, sigortalının imzasını içeren aylık ücreti gösteren para makbuzları, banka kayıtları, ticari defter kayıtları, ücret bordroları gibi belgelerle kanıtlanması olanaklıdır. Yazılı delille ispat sınırının altında kalan miktar için tanık dinlenebileceği gibi, tespiti istenen miktar sınırı aşsa dahi varlığı iddia edilen çalışmanın öncesine ve sonrasına ait yazılı delil başlangıcı sayılabilecek belgeler bulunuyorsa tanık dinlenmesi mümkündür. Nitekim Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 20.10.2010 gün ve 2010/10-480 Esas – 2010/523 Karar, 20.10.2010 gün ve 2010/10-481 Esas – 2010/524 Karar, 20.10.2010 gün ve 2010/10-482 Esas – 2010/525 Karar, 19.10.2011 gün ve 2011/10-608 Esas – 2011/649 Karar, 19.06.2013 gün ve 2012/10-1617 Esas – 2013/850 Karar sayılı ilamlarında da aynı görüş ve yaklaşım benimsenmiştir.

3. Davacıya ait ücret bordrolarının imzalı olması, kuruma yapılan resmi bildirimler karşısında, yazılı belgenin aksinin ancak aynı kuvvetteki yazılı belgeyle ispatlanabilir, yazılı belge karşısında tanık deliline itibar edilmez. İşçilik alacakları davası ile prime esas kazancın tespitine dair davaların, tarafları ve ispat usulleri bakımından birbirinden farklı davalar olduğu, işçilik alacakları davasında taraflarca getirilme ilkesinin uygulanmasına rağmen prime esas kazancın tespiti davasının kamusal yönü dikkate alındığında, alacak davasında verilen karar güçlü delil ve bağlayıcı olmayıp yazılı delil başlangıcı olarak da kabul edilemez.

4.Eldeki incelemeye konu dosyada davalı şirket kaşesi ve yetkili imzası ile bankalara hitaben yazılan davacının net maaşının 2.117,00 YTL olduğunu belirten 10.01.2007 tarihli, davacının net maaşının 2.500,00 TL olduğunun belirten 26.02.2010 tarihli, davacının net maaşının 2.500,00 TL olduğunun belirten 03.11.2010 tarihli, davacının net maaşının 3.200,00 TL olduğunun belirten 12.07.2016 tarihli yazı, davacının net maaşının 3.200,00 TL olduğunun belirten 05.10.2017 tarihli yazılı delil başlangıcı niteliğinde olan belgelerin varlığına rağmen, mahkemece davacının iddiasını yazılı belge ile ispatlayamadığından bahisle davanın reddine karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir. Mahkemece yazılı delil başlangıcı sayılabilecek belge ya da belgeler bulunması halinde yazılı sınırları aşan ücret alma iddialarının tanıkla da ispatın mümkün olabileceği göz önüne alınarak, talep edilen dönemle ilgili ücret ödemesine ilişkin yazılı delilin veya banka kaydının olup olmadığı araştırılmalı, varsa bu bilgi ve belgeler de celp edilmeli, varsa banka kayıtları ile kuruma bildirilen dönem bordroları karşılaştırılarak inceleme yapılmalı, yukarıda açıklanan ispat kuralları çerçevesinde yeterli araştırma yapılarak varılacak sonuç uyarınca bir karar verilmelidir.

5. Mahkemece, bu maddi ve hukuki olgular göz ardı edilerek eksik araştırma ve inceleme sonucu yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde hüküm kurulması, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.

VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle,
1. Temyiz olunan, İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının ORTADAN KALDIRILMASINA,

2. İlk Derece Mahkemesi kararının BOZULMASINA,

Dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine, bozma kararının bir örneğinin kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

Peşin yatırılan temyiz giderinin istek halinde ilgiliye iadesine,26.04.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.