YARGITAY KARARI
DAİRE : 10. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2023/4080
KARAR NO : 2023/7486
KARAR TARİHİ : 04.07.2023
MAHKEMESİ : … Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/3848 E., 2023/138 K.
KARAR : Esastan ret
İLK DERECE MAHKEMESİ : … 6. İş Mahkemesi
SAYISI : 2016/92 E., 2022/418 K.
Taraflar arasındaki iş kazasından sürekli iş göremezliğe uğrayan sigortalının maddi ve manevi tazminat istemi davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince asıl davanın kabulüne, birleşen davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Kararın davacı ve davalı vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince davacı ve davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı, davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne ve duruşmanın düzenlendiği 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinde sayılı ve sınırlı olarak gösterilen hâllerden hiçbirine uymadığından, temyiz incelemesinin duruşmalı olarak yapılmasına ilişkin isteğin reddine karar verildikten ve Tetkik Hâkimi … tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
1.Davacı vekili dava dilekçesi ile; davacının 01.12.2014 günü meydana gelen iş kazasında sürekli iş göremezliğe uğradığını iddia ederek 100,00 TL maddi tazminatın tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
2.Davacı vekili 09.08.2019 tarihli birleşen dava dilekçesi ile 200.000,00 TL manevi tazminatın davalıdan tahsilini talep etmiş, 23.08.2022 tarihli ıslah dilekçesi ile de maddi tazminat talebini toplam 338.821,77 TL’ ye çıkarmıştır.
II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının iddialarını kabul etmediklerini, müvekkili şirketin adresinin… olduğunu, bu sebeple yetki itirazında bulunduklarını, davacının kazaya uğramasında davalı şirketin hiçbir kusurunun bulunmadığını, iş güvenliği önlemlerinin alındığını belirterek açılan davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile;
1-Davacının asıl dava dosyasındaki iş kazasına dayalı maddi tazminat istemine davasına ilişkin davasının kabulü ile 338.821,77 TL maddi tazminatın olayın tarihi olan 01.12.2014 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
2-Davacının birleşen dava dosyasındaki iş kazasına dayalı manevi tazminat istemine davasına ilişkin davasının kısmen kabulü ile takdiren 40.000,00 TL manevi tazminatın olayın tarihi olan 01.12.2014 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, fazlaya dair istemin reddine, karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
1.Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; hükme esas alınan kusur durumunun ve sürekli iş göremezlik oranının hatalı ve hükmedilen manevi tazminatın az olduğunu belirterek istinaf etmiştir.
2.Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; hükme esas alınan kusur durumu ve sürekli iş göremezlik oranının hatalı ve hükmedilen manevi tazminatın fahiş olduğunu belirterek istinaf etmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; 10.09.2019 tarihli ünite kararı ile olayın iş kazası sayıldığının anlaşıldığı, SGK Yüksek Sağlık Kurulunun 16.09.2020 ve ATK 3. İhtisas Dairesinin 20.12.2021 tarihli (aralarında çelişki bulunmayan) kararları itibariyle, hükme esas alınan sürekli iş göremezlik oranının (%13)yerinde bulunduğu, Maluliyet Tespiti İşlemleri Yönetmeliği dayanağını 5510 sayılı Kanun’un 25, 47, 94 ve 95 inci maddelerinden almakla, bu yönetmeliğin uygulanması gerektiği yönündeki istinaf sebebinin yerinde bulunmadığı, davacının iskeleden düşmesi nedeniyle kazanın meydana geldiği anlaşılmakla hükme esas alının kusur durumunun yerinde bulunduğu, tarafların kazadaki kusur durumları ve meydana gelen sonuç dikkate alındığında, tayin edilen manevi tazminatın yerinde bulunduğu, ATK kararının taraflara tebliğ edildiği anlaşılmakla Yüksek Sağlık Kurulu kararının (gereksiz usulü işlem niteliğinde olan) tebliğ edilmesi gerektiği yönündeki istinaf sebebinin yerinde bulunmadığı gerekçesiyle;
Dosya kapsamı, delil durumu itibariyle, … 6. İş Mahkemesi 2016/92 Esas 2022/418 Karar sayılı kararında mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesi bakımından usul ve esas yönünden yasaya aykırı bir durum bulunmamasına göre, davacı vekilinin ve davalı vekilinin istinaf başvurusunun Hukuk Mahkemeleri Kanununun 353/1-b.1 maddesi gereğince ayrı ayrı esastan reddine, karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesindeki sebeplerle aynı doğrultuda kararının bozulması gerektiğini belirtmiştir.
C. Gerekçe
C.A. Davalı vekilinin manevi tazminata yönelik temyiz itirazlarının incelenmesinde;
Mülga 5521 sayılı İş Mahkemeleri Kanunu’nun 20.07.2016 tarihinden itibaren uygulanan 8 inci maddesinin 3 üncü fıkrasına göre, “Bölge Adliye Mahkemesinin para ile değerlendirilemeyen dava ve işler hakkındaki kararları ile miktar veya değeri beşbin lirayı geçen davalar hakkındaki nihaî kararlara karşı tebliğ tarihinden başlayarak sekiz gün içinde temyiz yoluna başvurulabilir.” Bu fıkradaki “beşbin” ibaresi 6763 sayılı Kanunun 5. maddesi ile “kırk bin Türk Lirası” şeklinde değiştirilmiştir.
Mülga 5521 sayılı Kanun’un, 6763 sayılı Kanun 5 inci maddesi ile değişik beşinci fıkrasına göre parasal sınırların, her takvim yılı başından geçerli olmak üzere Maliye Bakanlığınca her yıl tespit ve ilan edilen yeniden değerleme oranında artırılması suretiyle uygulanacağı öngörülmüştür.
25.10.2017 tarihinde yürürlüğe giren 7036 sayılı İş Mahkemeleri Kanununun 8. maddesinde “temyiz edilemeyen kararlar” sayılmış ancak miktar itibariyle kesinliğe bu maddede yer verilmemiş, 7/3 üncü maddede, 6100 sayılı HMK’nın kanun yollarına ilişkin hükümlerinin, iş mahkemelerince verilen kararlar hakkında da uygulanacağı belirtilmiştir.
6100 sayılı HMK’nın 362/1-a maddesi uyarınca, Bölge adliye mahkemelerinin miktar veya değeri kırk bin Türk Lirasını (bu tutar dâhil) geçmeyen davalara ilişkin kararların temyiz yoluna başvurulamayacağı hükme bağlanmıştır. HMK Ek madde 1 hükmüne göre de, 362 inci maddedeki parasal sınırların, her takvim yılı başından geçerli olmak üzere, Maliye Bakanlığınca her yıl tespit ve ilan edilen yeniden değerleme oranında artırılması suretiyle uygulanacağı belirtilmiştir.
HMK 362/2. maddesine göre “Birinci fıkranın (a) bendindeki kararlarda alacağın bir kısmının dava edilmiş olması durumunda, kırk bin Türk Liralık kesinlik sınırı alacağın tamamına göre belirlenir. Alacağın tamamının dava edilmiş olması hâlinde, kararda asıl talebinin kabul edilmeyen bölümü kırk bin Türk Lirasını geçmeyen tarafın temyiz hakkı yoktur. Ancak, karşı taraf temyiz yoluna başvurduğu takdirde, diğer taraf da düzenleyeceği cevap dilekçesiyle kararı temyiz edebilir”
HMK 366. maddenin yollaması ile temyiz yolunda da uygulanan 346. madde uyarınca, temyiz dilekçesi kesin olan bir karara ilişkin olursa, kararı veren mahkeme temyiz dilekçesinin reddine karar verir. Ancak temyiz edilen karar kesin olduğu halde bu konuda inceleme yapılıp karar verilmeksizin dosya Yargıtay’a gönderilmiş ise, 01.06.1990 tarih, 1989/3 E. – 1990/4 K. sayılı içtihadı birleştirme kararı gereğince dosyanın mahalline çevrilmesine gerek olmaksızın Yargıtay tarafından temyiz talebinin reddine karar verebilecektir.
Yukarıda belirtildiği şekilde, iş mahkemelerinin kararlarının istinaf incelemesi sonucu Bölge adliye mahkemelerince verilen kararlarda karar tarihine göre kesinlik sınırı: 20.07.2016 – 01.12.2016 tarihleri arasında 5.000,00 TL; 02.12.2016 tarihi sonrası için 40.000,00 TL; 01.01.2017 sonrası için 41.530,00 TL ve 01.01.2018 tarihi sonrası için 47.530,00 TL; 01.01.2019 tarihi sonrası için 58.800,00 TL, 01.01.2020 tarihi arası için 72.07000 TL, 01.01.2021 tarihi sonrası için 78.630,00 TL, 01.01.2022 tarihi sonrası için 107.090,00 TL’dir.
Bu tür davalarda, 6100 sayılı HMK’nun 110 uncu maddesi kapsamında dava yığılması (objektif dava birleşmesi) kapsamında her bir talebin ayrı bir dava olduğu ve ayrı ayrı hüküm ve sonuç doğuracağı dikkate alınmalıdır.
Belirtilen açıklamalar ışığında somut olay incelendiğinde, temyize konu tutarın yukarıda değinilen temyiz (kesinlik) sınırının altında bulunduğu anlaşılmakla davalı vekilinin bu kısma yönelik temyiz itirazlarının aşağıdaki şekilde reddine karar verilmiştir.
C.B. Davalı vekilinin maddi tazminata yönelik temyiz itirazlarının incelenmesinde;
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, iş kazasında sürekli iş göremezliğe uğrayan sigortalının tazminat istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunun 417 inci maddesi, 5510 sayılı Kanunun 13 inci maddesi ile 4857 sayılı İş Kanunun 2 ve 77 maddeleri ile 6331 sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunun 4 üncü maddeleridir.
3. Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun’un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup, temyiz edenin sıfatına, temyiz kapsam ve nedenlerine ve özellikle somut olayda mahkemece davaya konu iş kazası nedeniyle hükme esas alınan kusur oran ve aidiyetlerinin iş kazasının oluşuna uygun olması, hükme esas alınan hesap raporundaki hesap ilkelerinin Dairemizce benimsenen ilkelere uygun olması ve taraflarca temyiz sebebi olarak ileri sürülen sebeplerin aynı zamanda istinaf sebebi olarak daha evvelce ileri sürüldüğü ve Bölge Adliye Mahkemesi gerekçesinde açıklandığı şekilde incelenerek istinaf başvurusunun esastan reddine karar verildiği bu yönle Bölge Adliye Mahkemesince oluşturulan gerekçenin de yerinde olduğu dikkate alındığında kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1. Davalı vekilinin manevi tazminata yönelik temyiz isteminin miktardan REDDİNE,
2. Davalı vekilinin maddi tazminata yönelik Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın 6100 sayılı Kanun’un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz eden davalıya yükletilmesine
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
04.07.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.