Yargıtay Kararı 10. Hukuk Dairesi 2023/4047 E. 2023/4354 K. 24.04.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 10. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2023/4047
KARAR NO : 2023/4354
KARAR TARİHİ : 24.04.2023

MAHKEMESİ : … Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/1666 E., 2022/1114 K.
HÜKÜM/KARAR : Esastan ret
İLK DERECE MAHKEMESİ : Afyonkarahisar 2. İş Mahkemesi
SAYISI : 2021/303 E., 2022/45 K.

Taraflar arasındaki Kurum işleminin iptali ile kuruma borçlu olmadığının tespiti davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.

Kararın taraf vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurularının ayrı ayrı esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekilleri tarafından temyiz edilmekle;kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi … tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; dava dışı Türkiye Şeker Fabrikaları AŞ’de çalışırken iş sözleşmesi feshedilen müvekkilinin açtığı işe iade davasının kabulüne karar verildiği, işe iade başvurusu üzerine işe başlatılmadığı, mahkeme kararında belirtilen tazminatların ödendiği, ancak işverenin bu ödemeleri Sosyal Güvenlik Kurumu’na davacı tekrar işe girerek çalışmaya başlamış gibi bildirimde bulunduğu, bunun üzerine Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından bu dönemde ödenen yaşlılık aylıklarının yersiz olduğu belirtilerek borç çıkartıldığı, oysa davacının bu dönemde fiili bir çalışması bulunmadığını belirterek kurum işleminin iptali, davacının kuruma borçlu olmadığının tespiti ile emekli maaşından yapılan kesintilerin kurumdan tahsilini talep etmiştir.

II. CEVAP
Davalı kurum vekili cevap dilekçesinde; sigortalıya tahsis talebine istinaden işten ayrılış tarihide dikkate alınarak yaşlılık aylığı bağlandığı, işe iade davası ile kazanılan hizmetlerin tahsis talep tarihinden sonraki aylara ait olduğunun tespit edildiği, bu dönemlerde yersiz ödenen aylıkların hizmet kazandırılan dört aylık süreyi takip eden aybaşından itibaren geçerli olmak üzere bağlanan aylıklardan kesilmek suretiyle tahsil edildiğini belirterek davanın reddini savunmuştur.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile İlk derece mahkemesi tarafından yapılan yargılama sonucunda; işe iade davası sonucunda 4 aylık süre için işveren tarafından primlerin yatırılmış olmasının 5335 Sayılı Kanun’un 30 uncu maddesi kapsamında çalışma niteliğinde sayılmasının mümkün olmayacağı açıklanarak davanın kabulüne karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri
Davacı vekili İstinaf dilekçesinde özetle; mahkemenin görülen davaları seri dava kabul ederek 1/4 oranında vekalet ücretine hükmetmesinin hatalı olduğu, mahkemede açılan 38 dosyanın onu geçmeyecek şekilde ayrı günlerde açıldığı, 37 dosyaya 04.03.2022 tarihinde karar verildiği, ayrı gülerde açılması ve toplam sayılarının yüzü geçmemesi nedeni ile lehlerine tam vekalet ücreti takdir edilmesi gerektiğini belirterek kararın lehlerine takdir edilen vekalet ücreti yönünden düzeltilmesini talep etmiştir.

Davalı … vekili süresi içerisinde verdiği İstinaf dilekçesinde özetle; davacıların kuruma başvurarak emekli olma iradelerini ortaya koydukları, şartları taşıdıkları için emekli işlemlerinin başlatıldığı, ardından işe iade davası açarak işbaşı yapma iradelerini ortaya koydukları, Medeni Kanun’un 2 nci maddesine aykırı davrandıkları, 5510 Sayılı Kanunun 4046 sayılı kanunun uygulanmasına yönelik geçici 13 üncü maddesinin gözden kaçırıldığı, bilirkişi raporundaki tespitlerin hatalı olduğu, yasal mevzuat görmezden gelinerek rapor düzenlendiği belirtilerek ilk derece mahkemesi kararının ortadan kaldırılması talep edilmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç
Somut olayda; dava dışı Türkiye Şeker Fabrikalarında çalışmakta iken iş sözleşmesi feshedilen davacıya tahsis talebine istinaden yaşlılık aylığı bağlandığı, feshin geçersizliğinin tespiti ve işe iade davasının kabul edilerek davacının işe iadesine karar verildiği, süresinde işe başlatılması için başvurması hâlinde kararın kesinleşmesine kadar en çok 4 aylık boşta geçen süre ücretinin ve diğer haklarının davacıya ödenmesi gerektiğinin hüküm altına alındığı, kararın kesinleştiği, ancak davacının işvereni tarafından işe başlatılmamakla birlikte 4 aylık boşta geçen süre ücretinin ödendiği ve bu döneme ilişkin çalışmasının da Kuruma bildirilerek sigorta primlerinin yatırıldığı, bu nedenle davalı Kurum tarafından işten ayrılma koşulunun gerçekleşmediği ve 5335 sayılı Kanun’a göre yaşlılık aylığı kesilmeden kamu işyerinde çalışılmasının mümkün olmadığı gerekçesiyle yaşlılık aylığının kesildiği, yeni bir tahsis talebi aranmaksızın tekrar yaşlılık aylığı bağlandığı, 4 aylık süre içinde ödenen borç çıkarıldığı ve bunun üzerine eldeki davanın açıldığı, iş sözleşmesinin feshinden sonra açtığı feshin geçersizliğinin tespiti ve işe iade davasının lehine sonuçlanmasına rağmen davacı işvereni tarafından işe başlatılmamış, ancak işe iade kararı gereği 4 aylık boşta geçen süre ücreti ödenerek bu süreye ilişkin sigorta primleri yatırılmış ise de, davacıya ödenen ücret ve yatırılan sigorta primleri fiili çalışma karşılığı olmayıp 4857 sayılı İş Kanunu’nun 21. maddesinde belirtildiği üzere iş güvencesi hükümleri kapsamında çalıştırılmadığı süreye ilişkindir. Bu nedenle davalı Kurum tarafından davacının fiili çalışması olmadığı hâlde çalıştığı işten ayrılmadığı gerekçesiyle 4 aylık süreye ilişkin yaşlılık aylığının kesilerek yapılan ödemelerin borç çıkarılması işlemi yerinde olmayıp Mahkeme kararı usul ve yasaya uygundur. Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 11.11.2021 tarih 2018/(21)10-176 – 2021/1397 EK sayılı ilamı da bu yönde olduğu İlk Derece Mahkemesi kararı usul ve esas yönünden hukuka uygun bulunduğu gerekçesiyle taraf vekillerinin istinaf başvurusunun HMK’nun 353/1-b.1 maddesi gereğince ayrı ayrı esastan reddine, karar verilmiştir.

V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri
Davacı vekili dilekçesinde özetle; mahkemenin görülen davaları seri dava kabul ederek 1/4 oranında vekalet ücretine hükmetmesinin hatalı olduğu, mahkemede açılan 38 dosyanın onu geçmeyecek şekilde ayrı günlerde açıldığı, 37 dosyaya 04.03.2022 tarihinde karar verildiği, ayrı gülerde açılması ve toplam sayılarının yüzü geçmemesi nedeni ile lehlerine tam vekalet ücreti takdir edilmesi gerektiğini belirterek kararın lehlerine takdir edilen vekalet ücreti yönünden düzeltilmesini talep etmiştir.

Davalı … vekili dilekçesinde özetle; davacıların kuruma başvurarak emekli olma iradelerini ortaya koydukları, şartları taşıdıkları için emekli işlemlerinin başlatıldığı, ardından işe iade davası açarak işbaşı yapma iradelerini ortaya koydukları, Medeni Kanun’un 2 nci maddesine aykırı davrandıkları, 5510 Sayılı Kanunun 4046 sayılı kanunun uygulanmasına yönelik geçici 13. Maddesinin gözden kaçırıldığı, bilirkişi raporundaki tespitlerin hatalı olduğu, yasal mevzuat görmezden gelinerek rapor düzenlendiği belirtilerek bam kararının kaldırılarak ilk derece mahkemesi kararının bozulmasını talep edilmiştir.

C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, iş akdi özelleştirme nedeni ile feshedildikten sonra kendisine yaşlılık aylığı bağlanan davacının işe iade kararı sonrası, dava dışı iş yerinden yapılan ücret ödemesi ve prim kesintilerinin kuruma bildirilmesi nedeniyle 5535 sayılı Kanun’un 30 uncu maddesi kapsamında ödenen yaşlılık aylıklarının kurumca kesilerek borç çıkarma işleminin iptali istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk
4857 sayılı İş Kanunu’nun “Geçersiz Sebeple Yapılan Feshin Sonuçları” başlıklı 21’inci maddesi hükmü uyarınca; işverenlerce geçerli sebep gösterilmediği veya gösterilen sebebin geçersizliği mahkemece veya özel hakem tarafından tespit edilerek feshin geçersizliğine karar verildiğinde, işverenin işçiyi bir ay içerisinde işe başlatması gerekmektedir. İşçinin kesinleşen mahkeme veya özel hakem kararının tebliğinden itibaren 10 iş günü içinde işe başlamak için işverene başvurusuna rağmen işe başlatılmaz ise işveren tarafından işçiye; Mahkeme veya özel hakem tarafından belirlenecek en az dört aylık ve en çok sekiz aylık ücreti tutarında tazminat kararın kesinleşmesine kadar çalıştırılmadığı süre için dört aya kadar doğmuş bulunan ücret ve diğer haklarının ödenmesi gerekmektedir.

21.04.2005 tarih, 5335 sayılı Kanun’un 30uncu maddesinde, “Herhangi bir sosyal güvenlik kurumundan emeklilik veya yaşlılık aylığı alanlar bu aylıkları kesilmeksizin; genel bütçeye dahil daireler, katma bütçeli idareler, döner sermayeler, fonlar, belediyeler, il özel idareleri, belediyeler ve il özel idareleri tarafından kurulan birlik ve işletmeler, sosyal güvenlik kurumları, bütçeden yardım alan kuruluşlar ile özel kanunla kurulmuş diğer kamu kurum, kurul, üst kurul ve kuruluştan, kamu iktisadi teşebbüsleri ve bunların bağlı ortaklıkları ile müessese ve işletmelerinde ve sermayesinin % 50’sinden fazlası kamuya ait olan diğer ortaklıklarda herhangi bir kadro, pozisyon veya görevde çalıştırılamaz ve görev yapamazlar,” hükmü yer almaktadır.

Avukatlı Ücret Tarifesinin 6 ncı maddesinde, Anlaşmazlık, davanın konusuz kalması, feragat, kabul, sulh veya herhangi bir nedenle; ön inceleme tutanağı imzalanıncaya kadar giderilirse, bu Tarife hükümleriyle belirlenen ücretlerin yarısına, ön inceleme tutanağı imzalandıktan sonra giderilirse tamamına hükmolunacağı, aynı tarifenin 22 nci maddesinde, İhtiyari dava arkadaşlığının bir türü olan seri davalar ister ayrı dava konusu yapılsın ister bir davada birleştirilsin toplamda on dosyaya kadar açılan seri davalarda her bir dosya için ayrı ayrı tam avukatlık ücretine, toplamda elli dosyaya kadar açılan seri davalarda her bir dosya için ayrı ayrı tam ücretin %50’si oranında avukatlık ücretine, toplamda yüz dosyaya kadar açılan seri davalarda her bir dosya için ayrı ayrı tam ücretin %40’ı oranında avukatlık ücretine, toplamda yüzden fazla açılan seri davalarda her bir dosya için ayrı ayrı tam ücretin %25’i oranında avukatlık ücretine hükmedilir. Duruşmalı işlerde bu şekilde avukatlık ücretine hükmedilmesi için dosyaya ilişkin tüm duruşmaların aynı gün aynı mahkemede yapılması gerektiği belirtilmiştir.

3. Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun’un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Ödenen 4 aylık ücret ve yatırılan sigorta primleri geçersiz fesihten dolayı işçinin fiili çalışma karşılığı olmayıp 4857 Sayılı İş Kanunu’nun 21 nci maddesinde belirtildiği üzere iş güvencesi hükümleri kapsamında çalıştırılmadığı süreye ilişkin ödemedir. Bu nedenle davalı kurum tarafından davacının fiili çalışması olmadığı halde çalıştığı işten ayrılmadığı gerekçesiyle 5535 sayılı Kanun’un 30. Maddesinin 2. Fıkrası kapsamında yaşlılık aylığının kesilmesine, kesilerek yapılan ödemelerin borç çıkarılması işlemi yerinde değildir.

3.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup taraf vekillerinin temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun’un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

24.4.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.