Yargıtay Kararı 10. Hukuk Dairesi 2023/3953 E. 2023/4472 K. 26.04.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 10. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2023/3953
KARAR NO : 2023/4472
KARAR TARİHİ : 26.04.2023

MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
HÜKÜM/KARAR : Kısmen kabul

Taraflar arasında İlk Derece Mahkemesinde görülen ve istinaf incelemesinden geçen hizmet tespiti davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda,Yargıtay 10. Hukuk Dairesince Bölge Adliye Mahkemesi kararının kaldırılmasına ve İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.

İlk Derece Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

İlk Derece Mahkemesi kararı fer’i müdahil Kurum vekilleri tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi … tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; davalı işverene ait işyerinde 06.12.2016 tarihinden 28.02.2017 tarihine kadar çalıştığını ve haksız yere işten çıkarıldığını, ancak çalışmalarının SGK’na geç ve eksik bildirildiğini iddia ile, “Davalıya ait işyerinde 06.12.2016 – 28.02.2017 tarihleri arasında geçen sigortalı çalışmalarının tespitine karar verilmesini” talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP
1-Davalı vekili cevap dilekçesinde; davacının iddiasının doğru olmadığını, müvekkili nezdinde 13.01.2017 tarihinden 02.02.2017 tarihine kadar alüminyum kompozit cephe kaplamacısı olarak çalıştığını, çalışma süresi boyunca çalışma saatlerine uygun hareket etmediğini, hatta işe gelmediği günlerin dahi olduğunu, müvekkili işverenin davacının çalıştığı günlerin bedelini eksiksiz olarak kendisine ödediğini belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

2-Fer’i müdahil SGK vekili cevap dilekçesinde; Kurum kayıtlarının tetkikinde; davacının, diğer davalıya ait 1560107.35 sicil sayılı işyerinden 13.01.2017 tarihli işe giriş ve 02.02.2017 tarihinde işten çıkış bildirgesinin verildiğini tespit edildiğini, bu tarihler arasında davacının 21 gün çalışmasının bulunduğunun görüldüğünü, davacının iddiasını yazılı belgeler bağlamında somut ve inandırıcı delillerle kanıtlaması gerektiğini ileri sürerek, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin 29.03.2017 tarihli ve 2017/137 E., 22019/240 K., sayılı kararıyla; Çiğli Eğitim Araştırma Hastanesinden gönderilen tıbbi tedavi evrakları, bordo tanıklarının anlatımları ve tüm dosya kapsamının bir arada değerlendirilmesi sonucu, davanın kısmen kabulü ile; davacı …’in, davalı işveren …’e ait 1560107.35 sicil nolu işyerinde 06.12.2016 – 02.02.2017 tarihleri arasında hizmet akdine dayalı olarak asgari ücretle 58 gün çalıştığı, 21 günlük çalışmasının Kuruma bildirildiği, 37 günlük çalışmasının bildirilmediğinin tespitine, fazlaya ilişkin istemin reddine, karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde feri müdahul Kurum vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin 13.10.2021 tarihli ve 2019/1707 E., 2021/1573 K., sayılı kararıyla; “davacıya ait özlük dosyası kapsamında bulunan iş sözleşmesi ve ibraname içeriğinde davacının işe giriş tarihi 13/01/2017 olarak görünmektedir. İş bu belgelerin yazılı delil niteliğinde olduğunun kabulü gerektiği akla gelse de yine aynı özlük dosyasında bulunan para makbuzlarındaki tarihler göz önünde bulundurulduğunda işveren tarafından yapılan bildirimlerin ve tutulan kayıtların birbiri ile uyumsuz olduğu görülmektedir. Ocak/Avans adı altında işten çıkış tarihinden sonra para ödemesi yapıldığı gibi düzenlenmiş belgenin bulunması karşısında işveren tarafından düzenlendiği anlaşılan belgelere itibar edilmesi mümkün görülmemiştir. Bu nedenle bordro tanığı anlatımları ile yola çıkılarak verilen kabul kararında bir isabetsizlik görülmemiştir.” gerekçeleri ile … 1. İş Mahkemesi’nden verilen 25.06.2019 tarih, 2017/137 Esas ve 2019/240 Karar sayılı kararının kaldırılmasına yönelik fer’i müdahil SGK Başkanlığı vekilinin istinaf başvurusunun 6100 sayılı Kanun’un 353/1-b.1 hükmü gereğince esastan reddine, karar verilmiştir.

V. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
1. Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde feri müdahil Kurum vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Dairemizin,29.03.2022 tarihli ve 2021/13102 E., 2022/4510 K. sayılı kararıyla; “dosya içeriğinde bulunan ve davalı iş yerinden sunulan belirsiz süreli iş sözleşmesi ve ibraname davacı tarafından imzalanmış olduğu görülmekle imzaların kendisine ait olup olmadığı ve/veya anılan belgelerin hile, hata veya manevi baskı altında imzalanıp imzalanmadığı hususlarında davacı tarafın beyanı alınmalı, imzanın kendisine ait olmadığı yönünde beyanda bulunması halinde imza incelemesi yaptırılmalıdır. Re’sen araştırma ilkesi ve elde edilecek deliller kapsamında bütün inceleme ve araştırmalar yapılarak davacının çalışmasının varlığı ve süresi açıklıkla tespit edilmelidir. ” gerekçesi ile ilk derece mahkemesi kararı bozulmuştur.

B. İlk Derece Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile Çiğli Eğitim Araştırma Hastanesinden gönderilen tıbbi tedavi evrakları, bordo tanıklarının anlatımları ve tüm dosya kapsamının bir arada değerlendirilmesi sonucu, davacı …’in, davalı işveren …’e ait 1560107.35 sicil nolu işyerinde 06.12.2016 – 02.02.2017 tarihleri arasında hizmet akdine dayalı olarak asgari ücretle 58 gün çalıştığı, 21 günlük çalışmasının Kuruma bildirildiği, 37 günlük çalışmasının bildirilmediğinin tespitine, karar verilmiştir.

VI. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde feri müdahil Kurum vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri
Fer’i müdahil Kurum vekili temyiz dilekçesinde; kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, hizmet tespiti istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri ile 506 sayılı Kanun’un 79 uncu maddesi hükümleridir.

3. Değerlendirme
1. Temyiz olunan nihai kararların bozulması 6100 sayılı Kanun’un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Temyizen incelenen İlk Derece Mahkemesi kararının bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine hukukça imkân bulunmadığı anlaşılmakla; temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler, hastane kayıtları, tanık beyanları göre kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VII. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Fer’i müdahil Kurum vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,26.04.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.