Yargıtay Kararı 10. Hukuk Dairesi 2023/3920 E. 2023/4264 K. 13.04.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 10. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2023/3920
KARAR NO : 2023/4264
KARAR TARİHİ : 13.04.2023

MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
KARAR : Kabul

Taraflar arasında görülen ödeme emrinin iptali davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairemizce İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.

Mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan inceleme sonucunda davanın kabulüne karar verilmiştir.

Mahkemece bozma ilamına uyularak verilen karar davalı Kurum vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi … tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacının ortağı olduğu Asya Sağlık Medikal Danışmanlık Hizmetleri Bilişim Turizm San. Tic. Ltd. Şti. hakkında 2014 yılı 10. ve 2015 yılı 4. ayına ilişkin 49.480,76 TL prim borcu, 258,69 TL damga vergisi borcu, 3.990,98 TL işsizlik sigortası prim borcu olmak üzere toplam 53.730,43 TL borç tahakkuk ettirildiğini ve ödeme emrinin 01.09.2015 tarihinde kendisine tebliğ edildiğini, limited şirketlerin amme alacaklarından esas itibariyle şirket tüzel kişiliğinin sorumlu olduğunu, davalı kurumun öncelikle şirkete karşı takip yapması gerektiğini, ayrıca şirketin tüm prim borcunun davacıdan istenmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu, şirketteki hissesinin %33 oranında olduğunu ve her bir ortağın hissesi nispetinde sorumlu olabileceğini, hisse durumuna göre borcun 17.910,13 TL’lik kısmından sorumlu tutulabileceğini belirterek 35.820,30 TL’lik borç yönünden takibin iptalini ve lehine borcun %20’sinden az olmamak tazminata hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
Davalı SGK vekili cevap dilekçesinde; davalı kurum alacağının 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsili Usulü Hakkında Kanun hükümlerine göre tahsil olunduğunu, limited şirketlerin amme alacağı borcundan ortakların mal varlıklarıyla sorumlu olduğunu, davacının da ortağı bulunduğu şirketin müvekkili kuruma müracaat ederek borçları taksitlendirmesi üzerine davalı kurum tarafından davacının da aralarında bulunduğu şirket ortaklarının hesapları üzerine konulan hacizlerin kaldırıldığını davanın konusuz kaldığını belirterek davanın reddini talep etmiştir.

III.MAHKEME KARARI
Mahkemenin 26.05.2016 tarihli ve 2015/788 Esas, 2016/307 Karar sayılı kararıyla; “Davanın reddine” karar verilmiştir.

IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Birinci Bozma Kararı
1. Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Dairemizin 08.04.2019 tarihli ve 2016/18112 E. 2019/3168 K. sayılı ilamı ile; “Somut olayda, davacının ortağı olduğu dava dışı Asya Sağlık Medikal Danışmanlık Hizmetleri Bilişim Turizm San. Tic. Ltd. Şti.’nin 2014/10. ve 2015/4. ayları ve arasına ilişkin döneme ait prim, damga vergisi, işsizlik sigortası prim borçlarından ve fer’ilerinden sorumlu tutulmak suretiyle aleyhine yapılan takip sonucu tarafına gönderilen ödeme emrindeki borç muhteviyatından öncelikle şirket tüzel kişiliğinin sorumlu olduğu, şirketteki hissesinin %33 oranında olduğu ve her bir ortağın hissesi nispetinde sorumlu tutulabileceğini belirterek,öncelikle takibin iptalini, bu talebin reddi halinde şirket payı oranı dışında kalan miktar bakımından takibin iptalini, iptali istenen miktarın %20’sinden az olmamak üzere tazminata hükmedilmesini talep ettiği davada, Mahkemece, davacının 2014 yılında, dava dışı Limited şirketin yönetim kurulu üyesi olduğu ve şirketin Kuruma olan borcundan, 5510 sayılı Kanun’un 88/20 inci maddesine göre, müteselsilen sorumlu olduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

Dosyada yer alan kayıt ve belgelere göre; davacının 23 Ocak 2014 tarihli Ticaret Sicili Gazetesine göre, 33 pay karşılığı 6.600,00 TL sermaye ile şirketin yönetim kurulu üyesi ve ortağı konumunda olduğu, dava dışı şirkete ait 27.08.2015 tarihli Yönetim Kurulu Kararı, Siirt Noterliğinin 20.07.2015 tarih ve 12476 sayılı devir sözleşmesi ile şirket ortaklarından davacı …’in şirketteki 33 adet hissesine tekabül eden, 6.600,00 TL kıymetinde olan hisselerinin tamamını şirket ortaklarından …’a devrettiği anlaşılmakla, davacının Kanuni temsilciliğinin sona erme tarihi belirlenerek, davacının sorumluluğunun açıklığa kavuşturulması için, gerek ortaklık gerek temsilcilik sıfatları irdelenmeli, ayrıca yargılama esnasında davacı asil tarafından, 26.05.2016 tarihli duruşma celsesinde, hisse payına düşen borcun ödendiği yönündeki iddiası da usulünce araştırılmak suretiyle, toplanan deliller ışığında varılacak sonuca göre karar verilmelidir.” hususlarına işaret edilerek karar bozulmuştur.

B. İkinci Bozma Kararı
1.Mahkemenin 30.11.2021 tarihli 2021/89 Esas, 2021/130 Karar sayılı kararı ile; “Davanın kabulü ile; SGK tarafından tanzim edilen 2015/010092 takip numaralı 28.08.2015 düzenleme tarihli, 2015/010094 takip numaralı 28.08.2015 düzenleme tarihli, 2015/010093 takip numaralı 28.08.2015 düzenleme tarihli ödeme emirlerinin ve takiplerin, davacı yönünden toplamda 35.820,30 TL asıl alacak ve buna işlemiş faiz üzerinden iptali ile kalan miktar üzerinden takibin devamına” karar verilmiş, karara karşı süresi içinde davacı ve davalı Kurum vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Dairemizin 21.03.2022 tarihli ve 2022/1475 E. 2022/4016 K. sayılı ilamı ile; “Mahkemece, hükmüne uyulan bozma ilamı sonrası kararında, davacının söz konusu şirkette 12.11.2013-07.12.2015 tarihleri arasında %33 lük ortaklık payına sahip olduğu, davacının ortağı olduğu döneme ait amme borcunun toplamda 53.680,43 TL olduğu, bu tutarın %33 lük kısmı olan 17.714,54 TL den, hem bu hisseleri devrettiği hemde ortağı olduğu şirketin Ana Sözleşmesinin 9 uncu maddesinde 10 yıllığına müdür olarak atanan Mehmet Asım Hanaz ile birlikte müteselsil sorumlu olacağı, ancak dosyadaki bilgi ve belgelerden, amme alacağının davacının ortağı olduğu şirketten 6183 sayılı Kanun’un 35 inci maddesi uyarınca; tamamen veya kısmen tahsil edilememesi veya tahsil edilemeyeceğinin anlaşılmadan şirket ortağından tahsil yoluna gidilmeyeceğinin tespiti yapıldığından, dava tarihi itibarıyla davacının sorumluluğunun doğmadığı belirtilerek, taleple bağlılık ilkesi gereğince, davanın kabulü ile; SGK tarafından tanzim edilen 2015/010092 takip numaralı 28.08.2015 düzenleme tarihli, 2015/010094 takip numaralı 28.08.2015 düzenleme tarihli, 2015/010093 takip numaralı 28.08.2015 düzenleme tarihli ödeme emirlerinin ve takiplerin, davacı yönünden toplamda 35.820,30 TL asıl alacak ve buna işlemiş faiz üzerinden iptali ile kalan miktar üzerinden takibin devamına, karar verildiği anlaşılmaktadır.

Bozma ilamında da ifade edildiği üzere, yargılama esnasında davacı asil tarafından, 26.05.2016 tarihli duruşma celsesinde, hisse payına düşen borcun ödendiği yönündeki iddiası da usulünce araştırılmak suretiyle, karar verilmesi gereğine işaret edilmiş olmakla, dosyanın incelenmesinde, davacı … tarafından hissesine (%33) isabet eden miktar olarak 19.537,00 TL tutarındaki ödemenin 30.12.2016 tarihinde yapıldığına dair banka dekontunun mevcudiyeti karşısında, davacı yanca yapılan ödemenin hisse payına düşen borç miktarını karşılayıp karşılamadığı bir başka ifadeyle kurum alacağının dava devam ederken tahsil edilip edilmediği irdelenerek varılacak sonuç uyarınca bir karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm tesisi usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.” hususlarına işaret edilmiştir.

C. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; “Davanın kabulü ile; SGK tarafından tanzim edilen …takip numaralı 28.08.2015 düzenleme tarihli, …takip numaralı 28.08.2015 düzenleme tarihli, …takip numaralı 28.08.2015 düzenleme tarihli ödeme emirlerinin ve takiplerin, davacı yönünden toplamda 35.820,30 TL asıl alacak ve buna işlemiş faiz üzerinden iptaline,” karar verilmiştir.

V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı Kurum vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri
Davalı Kurum vekili temyiz dilekçesinde; dosya kapsamında tanzim edilen bilirkişi raporunda yapılan değerlendirmeler sonucu davacının sorumlu olduğu borcun eksik ve hatalı hesaplandığı, davacının borçtan sorumlu olmadığı yönündeki değerlendirmenin mevzuat hükümlerine aykırılık teşkil ettiği belirtilerek kararın bozulmasını istemiştir.

C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, ödeme emrinin iptali istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun geçici 3 üncü maddesinin 2 nci fıkrası atfıyla uygulanmasına devam olunan mülga 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun 428 inci maddesi, 438 inci maddesinin 7, 8, 9 uncu fıkraları ile 439 uncu maddesinin 2 nci fıkrası ile 5510 sayılı Kanun’un 88 inci maddesi hükümleridir.

3. Değerlendirme
1. Temyiz olunan nihai kararların bozulması 1086 sayılı Kanun’un 428 inci maddesi ile 439 uncu maddesinin 2 nci fıkrasında yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen incelenen Mahkeme kararının bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine hukukça imkân bulunmadığı anlaşılmakla; davalı Kurum vekilinin tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle davalı Kurum vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,

Dosyanın Mahkemesine gönderilmesine,13.04.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.