Yargıtay Kararı 10. Hukuk Dairesi 2023/3690 E. 2023/3149 K. 27.03.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 10. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2023/3690
KARAR NO : 2023/3149
KARAR TARİHİ : 27.03.2023

MAHKEMESİ : … Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2021/1130 E., 2022/2084 K.
HÜKÜM/KARAR : Esastan ret
İLK DERECE MAHKEMESİ : … 37. İş Mahkemesi
SAYISI : 2020/225 E., 2021/133 K.

Taraflar arasındaki kurum işleminin iptali davasından yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.

Kararın davalı Kurum vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı Kurum vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi … tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I.DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacının Jandarma Genel Komutanlığında Özel Mayın Arama ve İzleme Bölük Komutanlığı’nda görevli iken Doğubayazıt’ da güvenlik duvarı hattında mayın arama ve temizleme faaliyeti sırasında meydana gelen mayın patlaması sebebiyle yaralandığını, olayın doğrudan terör olayı sonucu yaralanma terör önleme amaçlı her tür patlayıcı maddeye bağlı yaralanma kapsamında değerlendirilmesi gerektiğini belirterek, dava konusu kurum işleminin iptalini, olayın 3713 sayılı yasa kapsamında olduğunun tespitini, ödenmeyen maaşlarının ödenmeyen tarihten itibaren işleyecek yasal faiz ile ödenmesini istemiştir.

II. CEVAP
Davalı kurum vekili cevap dilekçesinde özetle; davanın reddini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararı ile; “davacının yaralanmasına sebebiyet veren olayın tam da 3713 sayılı Kanun’un 21 inci maddeye 6353 sayılı Kanun’un 75 inci maddesi ile eklenen 2 inci fıkradaki tanıma girdiği, bu tanımın mutlaka mayının terör örgütü tarafından döşenmiş olması şeklinde yorumlanamayacağı, davacının 3713 sayılı Kanun’dan yararlandırılmasının zorunlu olduğu” gerekçesiyle “davanın kabulüne, davacının 3713 sayılı Kanun’dan yararlanma talebine ilişkin 21.02.2019 tarihli başvurusunun reddine ilişkin 11.03.2019 tarihli kurum işleminin iptaline, davacının vazife maluliyetinin 3713 sayılı Kanun kapsamında olduğunun tespiti ile davacıya bağlanan vazife malullüğü aylığının 3713 sayılı Kanuna göre vazife malullüğü aylığının bağlandığı tarihten itibaren parasal haklarının ve ilave ödemelerin ödenmesi gerektiğinin tespitine” karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı Kurum vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

İstinaf Sebepleri
Davalı vekili, istinaf dilekçesinde özetle; davanın haksız ve yersiz olduğunu, kurum işlemlerinde hata bulunmadığını, davanın reddi gerektiğini, kararın usul ve yasa hükümlerine aykırı olduğunu ileri sürmüştür.

C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; “terör ve etkilerinin azaltılması ve bertaraf edilmesi maksadıyla yapımına devam edilen sınır fiziki güvenlik duvarı hattında mayın arama ve temizleme faaliyeti sırasında yaralandığı terörle mücadelenin sadece fiilen salt operasyon olarak ele alınması hatalıdır. Çünkü operasyonun icrasına yönelik hazırlık aşamaları zorunlu bir unsurdur. Dolayısıyla davanın kabulüne yönelik mahkeme kararı yerinde olmuştur.” gerekçesiyle istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı Kurum vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri
Davalı Kurum vekili; istinaf dilekçesinde belirttiği sebeplerle kararı temyiz etmiştir.

C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, vazife malullüğünün 3713 sayılı Kanun kapsamında olduğunun tesbiti talebidir.

2. İlgili Hukuk
3713 sayılı Terörle Mücadele Kanunu’nun “Terör” başlıklı 1 inci maddesinde, “Terör; cebir ve şiddet kullanarak; baskı, korkutma, yıldırma, sindirme veya tehdit yöntemlerinden biriyle, Anayasada belirtilen Cumhuriyetin niteliklerini, siyasi, hukuki, sosyal, laik, ekonomik düzeni değiştirmek, Devletin ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlüğünü bozmak, Türk Devletinin ve Cumhuriyetin varlığını tehlikeye düşürmek, Devlet otoritesini zaafa uğratmak veya yıkmak veya ele geçirmek, temel hak ve hürriyetleri yok etmek, Devletin iç ve dış güvenliğini, kamu düzenini veya genel sağlığı bozmak amacıyla bir örgüte mensup kişi veya kişiler tarafından girişilecek her türlü suç teşkil eden eylemlerdir.” şeklinde tanımlanmıştır.

Yine aynı Kanun’un 21 inci maddesinde ise; kamu görevlilerinden yurt içinde ve yurt dışında görevlerini ifa ederlerken veya sıfatları kalkmış olsa bile bu görevlerini yapmalarından dolayı terör eylemlerine muhatap olarak yaralanan, sakatlanan, ölen veya öldürülenler hakkında 2330 sayılı Nakdi Tazminat ve Aylık Bağlanması Hakkında Kanun hükümlerinin uygulanacağı belirtilmiştir.

5510 sayılı Kanun’un “vazife Malûllüğü” başlıklı 47’nci maddesinde; “bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten sonra ilk defa 4 üncü maddenin birinci fıkrasının (c) bendi kapsamında sigortalı olanlar için aşağıdaki hallerde vazife malûllüğü hükümleri uygulanır. 25 inci maddede belirtilen malûllük; sigortalıların vazifelerini yaptıkları sırada veya vazifeleri dışında idarelerince görevlendirildikleri herhangi bir kamu idaresine ait başka işleri yaparken bu işlerden veya kurumlarının menfaatini korumak maksadıyla bir iş yaparken ya da idarelerince sağlanan bir taşıtla işe gelişi ve işten dönüşü sırasında veya işyerinde meydana gelen kazadan doğmuş olursa, buna vazife malûllüğü ve bunlara uğrayanlara da vazife malûlü denir” tanımının yapıldığı, aynı hükmün 4’üncü fıkrasında ise; “süresi içerisinde bildirimde bulunulan vazife malûllüğü aylıkları, sigortalının ölüm ya da malûliyeti sebebiyle göreviyle ilişiğinin kesildiği tarihi takip eden aybaşından itibaren bağlanır. Ancak, harp malulleri ile 2330 sayılı Nakdi Tazminat ve Aylık Bağlanması Hakkında Kanuna veya 2330 sayılı Kanun hükümleri uygulanarak aylık bağlanmasını gerektiren kanunlara göre veya 5434 sayılı Kanun’un 56 ncı maddesine göre vazife malulü olduğuna karar verilenlerden, sınıf veya görev değiştirerek çalışmaya devam edenlere ise görevden ayrılmalarına ve başkaca bir müracaata gerek kalmaksızın sınıf veya görev değiştirerek çalışmaya başladıkları tarihi takip eden ay başından itibaren aylık bağlanacağı” kuralı yer almıştır.

3. Değerlendirme
Eldeki davada, Jandarma Genel Komutanlığı bünyesinde Uzman Çavuş olarak görev yapan davacı tarafından, J. Uzm. Çvş. olarak Ağrı/Doğubayazıt 5. Hd. A. Komutanlığı 3. Hd. Tb. Komutanlığı 12. Hd. Bl. Komutanlığı sorumluluk sahasındaki Türkiye-İran sınırında yapılmakta olan güvenlik duvar hattı güzergahı üzerinde bulunan mayınlı arazide gerçekleştirdiği mayın temizleme faaliyeti esnasında meydana gelen patlama nedeniyle yüzünden ve sağ gözünden yaralandığı, davacının eldeki davada 3713 sayılı Kanun kapsamında vazife malulü olduğunun tespiti ile bu kanun kapsamında vazife malulü aylığı bağlanması gerektiğinin tespitini talep ettiği, İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmişse de, davacının 3713 sayılı Kanundan yararlanması gerektiğine ilişkin kabul yerinde değildir.

Ağrı-Doğubayazıt ilinde yapımı devam eden Acil Sınır Fiziki Güvenlik Sisteminin yapımına engel teşkil eden mayınlı sahanın temizlenmesi amacıyla İçişleri Bakanlığı ile Toplu Konut İdaresi Başkanlığı arasında 30.12.2016 tarihinde “Acil Sınır Fiziki Güvenlik Sistemlerinin yapılmasına dair protokol” imzalandığı, İçişleri Bakanlığınca Acil Sınır Fiziki Güvenlik Sistemi kapsamındaki inşaatların planlanan süreler içerisinde tamamlanabilmesi maksadıyla İran sınırı boyunca modüler beton hattı güzergahında çalışmaların hızlandırılması için mayın arama ve temizleme faaliyetinin önem az ettiği bildirilmekle, davacının sınır güvenliğinin sağlanması ve Toplu Konut İdaresi Başkanlığı sahasına alınan inşaatların tamamlanması amacıyla imzalanan protokol kapsamında daha önce devlet tarafından yerleştirilen mayınların temizlenmesi sırasında yaralandığı belirgin olup, davacının yukarıda anılan Yasa kapsamına girmediği anlaşılmıştır.

Mahkemece, bu maddi ve hukuki olgular göz ardı edilerek yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde hüküm kurulması, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.

VI. KARAR
1. Temyiz olunan, İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf başvurularının esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının ORTADAN KALDIRILMASINA,

2. İlk Derece Mahkemesi kararının BOZULMASINA,

Dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine, bozma kararının bir örneğinin kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

27.03.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.