Yargıtay Kararı 10. Hukuk Dairesi 2023/3663 E. 2023/4473 K. 26.04.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 10. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2023/3663
KARAR NO : 2023/4473
KARAR TARİHİ : 26.04.2023

MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
HÜKÜM/KARAR : Kabul

Taraflar arasında Mahkemede görülen sigorta başlangıcının tespiti ile yaşlılık aylığı bağlanması istemi davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairemizce, Mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.

Mahkemece bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

Mahkeme kararı davalı Kurum vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi … tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; sigorta başlangıcının 01.01.1974, olmadığı taktirde 01.06.1974, olmadığı taktirde 31.12.1974 olduğunun taspiti ile dava tarihi 04.06.2014’ten itibaren yaşlılık aylığı bağlanmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP
Davalı Kurum vekili cevap dilekçesinde; 3201 sayılı Yurt Dışında Bulunan Türk Vatandaşlarının Yurt Dışında Geçen Sürelerinin Sosyal Güvenlikleri Bakımından Değerlendirilmesi Hakkında Kanunun 5 inci maddesine göre sigortalılık başlangıç tarihinin borçlarının tamamen ödendiği tarihten borçlandıkları gün sayısı kadar geriye gidilmek sureti ile belirlendiğini, maddenin son fıkra hükmüne göre bu kanuna göre borçlananların sözleşmeci ülkede ilk defa çalışmaya başlandıkları tarihin ilk işe giriş tarihi olarak dikkate alınmayacağını, 3201 sayılı Kanun’un konu ile ilgili özel kanun hükmünde olup Sosyal Güvenlik Sözleşmesi ile ilişkilendirilemeyeceğini, davacının ülkemizde çalışması olmadığından sosyal güvenlik sözleşmesinin kapsamında bulunmadığını, Hollanda ile yapılmış Sosyal Güvenlik Sözleşmesi hükümleri gereğince prensipleri belirtilmiş hesaba katılabilecek sigortalılık sürelerinin bulunması gerektiğini, tek taraflı olarak sadece Hollanda’da çalışması bulunanların hizmetlerinin birleştirilmesinden söz edilemeyeceğinden bu gibi kimselere Hollanda mevzuatı çerçevesinde aylık bağlanabileceğini, bu nedenlerle açılan davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

III. MAHKEME KARARI
Mahkemenin 04.06.2014 tarihli ve 2015/821 Esas, 2016/267 Karar sayılı kararı ile; “Türkiye Cumhuriyeti ile Hollanda arasındaki Sosyal Güvenlik Sözleşmesi gereğince davacının yurt dışında çalışmaya başladığı ilk tarihin sigortalılık başlangıç tarihi olarak belirlenmesi gerektiği, davacının yaşlılık aylığı bağlanmasına ilişkin davasının incelenebilmesi için yurda kesin dönüş şartını karşılar şekilde giriş çıkış/pasaport kayıtları talep edilmiş ancak davacı tarafça sunulmadığı, davacı tarafın iddiasının aksine Yargıtay HGK’nın 2013/434 esas 2014/53 karar sayılı kararında da belirtildiği gibi borçlanma yapabilmek için dönüş şart değilse de emekli olabilmek için şart olduğunu, bu şartın sağlandığı davacı yanca ispat edilemediğinden davanın buna yönelik davasının reddine karar verilmesi gerektiği” gerekçeleri ile davanın kısmen kabulü ile davacının sigortalılık hizmet başlangıç tarihinin 31.12.1974 tarihi olduğunun tespitine, karar verilmiştir.

IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
1. Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2. (Kapatılan) 21. Hukuk Dairesinin 09.04.2017 tarihli 2016/19753 Esas, 22017/3326 Karar sayılı ilamı ile; “davacının hizmet döküm cetveli getirtilerek sigorta başlangıç tarihinin hangi belgelere göre kabul edildiğinin ve yurda kesin dönüş yaptığına ilişkin belgelerin Kurumdan istenmesi gerekirken davacıya bu yönde kesin süre verilmesi usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.” gerekçesi ile karar bozulmuştur.

B. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Mahkemenin 09.03.2016 tarihli 2014/130 Esas, 2016/73 Karar sayılı kararı ile; açılan davanın kabulüne, davacının sigortalılık başlangıcının 05.01.1976 tarihi olduğunun, davacının 01.07.2014 tarihi itibariyle yaşlılık aylığı almaya hak kazandığının tespitine, karar verilmiştir.

C.Bozma Kararı:
1.Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı Kurum vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Dairemizin 15.09.2021 tarihli 2021/3897 Esas, 2021/10277 Karar sayılı ilamı ile; “öncelikle davacının kesin dönüş yapıp yapmadığı hususunda ayrıntılı bir irdeleme yapılmalı, Davacı vekilinin 05/06/2018 tarihli celsedeki “ müvekkilim yurt dışında yaşamaktadır Türkiye’ye kesin dönüş yapmamaktadır. Ancak ülkemizde de ikameti bulunmaktadır. Ayrıca kesin dönüş dava şartı değildir. Tahsis talebimizde bulunmamaktadır. Dava açıldığı dönemde dava açmadan tahsis talebinde bulunulmuyordu” şeklindeki beyanı da dikkate alınarak, bu konuda yurt dışındaki sigortalılık durumunun tamamını gösterir dosyada mevcut TH 205 sigortalılık belgesinde davacıya yaşlılık aylığı bağlanma tarihinin de bulunmadığı gözetilerek, yeni tarihli TH 205 (yurtdışı çalışma) belgesi getirtilmesi ile sonucuna göre, tahsis şartları bakımından yeniden yapılacak irdeleme sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ve hatalı değerlendirme ile yazılı şekilde karar tesisi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.” gerekçesi ile karar bozulmuştur.

D. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; “Davacının 3651 günlük yurt dışı borçlanması ve 5510 sayılı kanunun 4/1-A maddesi kapsamında 5 günlük sigortalılığın bulunduğu, toplam prim ödeme gün sayısını 3656 gün olduğu bu durumda davacının 15 yıllık sigortalılık süresi ve en az 3600 gün prim ödeme koşulunu yerine getirdiği, 04/04/1949 doğumlu olan davacının 55 yaşını 04/04/2004 tarihinde doldurduğu, işbu davanın 04/06/2014 tarihinde açıldığı, bu tarih itibari ile davacının davalı kuruma tahsis talebi bulunmadığı, dava dilekçesinin tahsis talep dilekçesi olarak kabul edilemeyeceği anlaşılmış olmakla davacının yaşlılık aylığı almaya hak kazanmadığı, dosyada mevcut belgelerden 05/01/1976 tarihinde Hollandada sigrotalılık başlangıcı bulunduğu anlaşılmış olmakla davacının Türkiye ve Sigortalılık başlangıç tarihinin de 05/01/1976 tarihi olduğunun tespitine karar vermek gerekmiş,” gerekçesi ile açılan davanın kısmen kabulüne, davacının sigortalılık başlangıcının 05.01.1976 tarihi olduğunun tespitine, dava tarihi itibari ile davacının yaşlılık almaya hak kazanmadığının tespitine, karar verilmiştir.

VI. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı Kurum vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri
1.Davalı Kurum vekili temyiz dilekçesinde: Kurum işleminin yerinde olduğunu belirterek kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, sigorta başlangıcının tespiti ile yaşlılık aylığı bağlanması istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun geçici 3 üncü maddesi delaletiyle 1086 sayılı Hukuk Usûlü Muhakemeleri Kanunu’nun (1086 sayılı Kanun) 428 inci maddesi, 438 inci maddesinin yedi, sekiz, dokuzuncu fıkraları ile 439 uncu maddesinin ikinci fıkrası ile 5510 sayılı Kanun’un 13 üncü maddesi hükümleridir.
3. Değerlendirme
1. Temyiz olunan nihai kararların bozulması 1086 sayılı Kanun’un 428 inci maddesi ile 439 uncu maddesinin ikinci fıkrasında yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Temyizen incelenen Mahkeme kararının bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine hukukça imkân bulunmadığı anlaşılmakla; temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler, dosyadaki Kurum kayıtlarına göre kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VII. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Davalı Kurum vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,

Dosyanın Mahkemesine gönderilmesine,26.04.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.