Yargıtay Kararı 10. Hukuk Dairesi 2023/366 E. 2023/2085 K. 07.03.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 10. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2023/366
KARAR NO : 2023/2085
KARAR TARİHİ : 07.03.2023

MAHKEMESİ : … Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2021/610 E., 2022/1589 K.
vekili Avukat …
DAHİLİ DAVALI : …
DAVA TARİHİ : 15.05.2019
KARAR : Esastan Ret
İLK DERECE MAHKEMESİ : … 37. İş Mahkemesi
SAYISI : 2019/126 E., 2021/45 K.

Taraflar arasındaki kurum işleminin iptali ile tespit davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince, hükümde belirtilen gerekçelerle davanın reddine karar verilmiştir.

Kararın davacı şirket vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı, davacı şirket vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi … tarafından hazırlanan rapor dinlenildikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I.DAVA
Davacı şirket vekili dava dilekçesinde özetle; …’ın 05.05.2015 tarihinde şirkette çalışmaya başladığını, 19.01.2019 tarihinde işten ayrıldığını, Kurumun 21.01.2019 tarihinde iş yerinde yaptığı denetimle 25.01.2019 tarih 9 sayılı düzenlenen raporda, …’ın şirkette çalışmaya devam ettiği ve kuruma bildiriminin yapılmadığı gerekçesiyle 5.372,00 TL İPC uygulandığını, cezanın haksız ve hukuka aykırı olduğunu, 19.01.2019 tarihinde işten ayrılan …’ın denetim tarihinde kişisel eşyalarını toplamak, ve bazı eşyaları teslim etmek üzere işyerinde bulunduğunu, aynı dönemde iş yerinin tahliye edildiğini, şirket yetkilisi ve işçinin beyanı alınmaksızın böyle bir tespit yapıldığını ileri sürerek, …’ın 19.01.2019 tarihinden sonra şirkette çalışmadığının tespiti ile idari para cezasının iptaline karar verilmesini istemiştir.

II.CEVAP
Davalı SGK vekili cevap dilekçesinde özetle; yetki, süre, husumet itirazında bulunduklarını belirterek, davanın reddini istemiştir.

Dahili davalı … 25.09.2020 günlü celsede; “Ben ilk kez geliyorum, ben işten ayrılmıştım, ancak işverenin işleri kötü gittiği için kızarak veya küserek bir ayrılma yoktu, işten çıkarıldıktan sonra elimde satış işinden kalan teslim edilmemiş ancak siparişi alınmış mallar ve her teslime yönelik özel işler bulunduğundan bunları teslim etmek için iş yerine çıkıştan sonraki 2 gün gitmeye devam ettim, normal mesai saatlerinde gitmedim, 10-11 gibi gittim saat 16 ya kadar devirleri muhasebeci …na yaptım, bu esnada işyeri tasfiye ve boşaltma hazırlığında olduğundan eşyaları taşımak zorundaydım ben … ile aynı gün işten çıktım, iş yerinde kalan ise … vardı, gizemde benimle aynı gün işten çıkarılmıştı o da işlerini devretmek için benimle birlikte iş yerine gelmişti, ben SSK denetimi yapıldığı sırada orada değildim, daha doğrusu görevlilerle konuşmadım, ben maaşımı bankadan aldım, maaşlarımız her zaman sabitti, en son maaşımı da bankadan aldım dedi, davalıya 21.01.2019 tarihli imzasının bulunduğu tespit tutanağı gösterildi imza benim değildir dedi, soruldu; Ben tutanağı okumadan imzalardım, oradaki çalışan olarak tespit edilmiş olmam hakkında hiç yanlışlık olduğunu düşünerek itirazda bulunmadım, tespit günü ben işten çıkmıştım, misafir olarak ya da iş devri için geldiğimi söylemedim, dolayısıyla tutanaktaki çalışma ile ilgili kısım doğru değildir” şeklinde beyanda bulunmuştur.

III.İLK DERECE MAHKEME KARARI
Somut olayda; başka bir şikayet sebebiyle 21.01.2019 tarihinde yapılan denetimde altında …,… ve …’un imzasının bulunduğu tutanakta adı geçenlerin iş yerinde çalışıyor olduklarının fiilen tespit edildiğinin yazıldığı ve önceki ay itibariyle bildirim eksiğinin olmadığı, başka çalışana rastlanmadığı, elden ödeme yapılmadığının beyan edildiği belirtilerek evrakın düzenlendiği, işveren vekili olarak …’nun tutanak altını ayrıca imzaladığı, ardından Kurumca 19.01.2019 tarihinde çıkış verildiği için bu tarihi 21.01.2019 tarihine çekerek işveren hakkında işlem yaptığı, imza sahiplerinin tutanağı okumadan imzalama beyanlarına itibar edilemeyeceği, tanık beyanlarının da işten çıkış tarihi ve işten ayrılanların yaptığı işlem bakımından birbiriyle çeliştiği, dahili davalı … ‘ın sırf belge teslim etmek için işten çıktıktan sonraki iki gün işe gittiğini ve yaklaşık günde 5-6 saat iş yerinde kaldığını söylediği halde bu kadar detaylı devrin neye ilişkin olduğunu açıklayamadığı, ifadesinden tespit tarihi itibariyle eşyaların taşındığı, kendisinin de bu işe katıldığının anlaşıldığı, …’un ise aynı tarihte işten çıktığını, geride sadece …’nun işte kaldığını beyan ettiği, …’un işten çıkış tarihinin de 21.01.2019 olduğu, bu durumda tespit tutanağını doğruladığı, ifadesinin devamında kendisi görevliler ile konuşmadığını söylemiş ise de diğer imza sahiplerinden … ve …’ın çalışma ile ilgili beyanda bulunmuş olabileceğini, gelenleri müşteri sandığı için bu beyanda bulunmuş olabileceğini belirtmiş, …’ın bahsettiği çıkış sonrası iki gün devirleri …’na yaptığını söylerken …’nun belgeleri işverenin aldığını, o gün iş yerinde olmadıkları için …’ın devir işlemlerini yapamadığını söylediği, devir için gelindiğine yönelik beyanlarında bu bakımdan çelişkili olduğu, …’un beyanlarının ise tamamen dosya kapsamından uzak olduğu, bu itibarla fiili tespiti yapan denetmen raporuna ve özellikle altında 3 bordro tanığının imzası ile doğrulanan tespit tutanağına itibar edilmesi gerektiğinden, davanın reddine karar verilmiştir.

IV.İSTİNAF
A.İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı şirket vekili tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur.
B.İstinaf Sebepleri:
Davacı Şirket Vekilinin İstinaf Sebepleri
Davacı şirket vekili istinaf dilekçesinde; davacı şirkette yapılan denetim sonucunda dahili davalı … ‘ın 19.01.2019 tarihinde işten çıkışının yapıldığını, ancak denetim günü fiilen iş yerinde bulunduğu gerekçesiyle 20.01.2019-21.02.2019 tarihlerinde çalıştığını, davacı şirkete idari para cezası uygulanmasının hatalı olduğunu belirterek, mahkeme kararının kaldırılmasını istemiştir.

C.Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; mahkemece dinlenen dahili davalı iş yerinde çalışmadığını iddia etse de, dinlenen tanık beyanlarının çelişkili ve hayatın olağan akışına aykırı olduğundan itibar edilemeyeceği, Kurumca yapılan tespitin fiili denetime ilişkin olduğundan ve raporun aksinin ispatlanamadığından kurum işleminde isabetsizlik bulunmadığı, dosya kapsamı, mevcut delil durumu ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla, istinaf başvurusunun esastan reddine karar karar verilmiştir.

V.TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı şirket vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri
Davacı Şirket Vekilinin Temyiz Sebepleri
Davacı şirket vekili; istinaf sebepleri doğrultusunda hükmün temyiz incelemesi sonucu bozulmasını istemiştir.

C.Gerekçe
1.Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, kurum işleminin iptali ile dahili davalı … ‘ın davacı şirket işyerinde çalışmadığının tespitine ilişkindir.

2.İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri, 5510 sayılı Kanun’un 86/9 uncu maddesi.

3.Değerlendirme
1.Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun’un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup, dosyada yer alan tüm bilgi ve belgelerin incelenmesinde, davacı şirket vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle,
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun’un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

07.03.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.