Yargıtay Kararı 10. Hukuk Dairesi 2023/3652 E. 2023/3827 K. 06.04.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 10. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2023/3652
KARAR NO : 2023/3827
KARAR TARİHİ : 06.04.2023

MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
HÜKÜM/KARAR: Davanın reddi

Taraflar arasında İlk Derece Mahkemesinde görülen 1479 sayılı Kanun kapsamında sigortalılık süresinin tespiti davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.

İlk Derece Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı, davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne ve duruşmanın düzenlendiği 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinde sayılı ve sınırlı olarak gösterilen hâllerden hiçbirine uymadığından, temyiz incelemesinin duruşmalı olarak yapılmasına ilişkin isteğin reddine karar verildikten ve Tetkik Hâkimi … tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin 17.10.1975 tarihinde SGK giriş bildirgesinin bulunduğunu, müvekkilinin 25.12.1997 tarihinden 04.12.2012 tarihine kadar Van Esnaf ve Sanatkarlar Odası kaydının, 25.12.1997 tarihinden 30.04.2013 tarihine kadar …Şoför ve Otm. Es. Odasına kaydının ve 30.12.1997 tarihinden 24.12.1999 tarihine kadar da… vergi kimlik numarası ile vergi dairesi kaydının bulunduğunu, müvekkilinin vergi kaydı açılmış olmasına rağmen davalı Kurum tarafından Bağ-Kur sigorta tescilinin yapılmadığını, oysa 1479 sayılı Kanun’un zorunlu sigortalılık şemsiyesi altında en son alınan esnaf ve sanatkarlar ve diğer bağımsız çalışanlara kanunda yazılı sosyal güvenlik hükümlerini uygulama amacını taşıdığını, Kurum tarafından re’sen teslim işleminin yapılmasının hükme bağlandığını, 1479 sayılı Kanun’un 3165 sayılı Kanunla değişik bahse konu hükmünün sigortalılık için aradığı şartlar dikkate alındığında müvekkilinin vergi kaydı başlangıç tarihi itibari ile zorunlu sigortalı olarak Bağ-Kur kapsamında değerlendirilmesi konusunda yasal zorunluluk bulunduğunu belirterek müvekkilinin Bağ-Kur başlangıç tarihinin vergi kaydı başlangıç tarihi olan 25.12.1997 tarihinden itibaren tespitine karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP
Davalı Kurum vekili, Kurum işlemlerinde hata bulunmadığını belirterek davanın reddi gerektiğini savunmuştur.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin 19.12.2019 tarihli ve 2019/127 Esas, 2019/450 Karar sayılı kararıyla davanın reddine karar verilmişir.

V. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
1. İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekilince istinaf başvurusunda bulunulması ve Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi üzerine davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

Daire kararında , Mahkemece, 01.10.2008 tarihi öncesi yönünden verilen karar isabetli ise de, 01.10.2008 tarihi sonrası dönem yönünden 5510 sayılı Kanun’un 4/b-2 maddesi kapsamında araştırılma yapılmaması hatalıdır. 5510 sayılı Kanun’un sigortalı sayılanlar başlıklı 4 ünü maddesinde, Bu Kanun’un kısa ve uzun vadeli sigorta kolları uygulaması bakımından;a) Hizmet akdi ile bir veya birden fazla işveren tarafından çalıştırılanlar,b) Köy ve mahalle muhtarları ile hizmet akdine bağlı olmaksızın kendi adına ve hesabına bağımsız çalışanlardan ise;1) Ticarî kazanç veya serbest meslek kazancı nedeniyle gerçek veya basit usûlde gelir vergisi mükellefi olanlar, 2) Gelir vergisinden muaf olup, esnaf ve sanatkâr siciline kayıtlı olanlar, sigortalı olacağı belirtilmiş olup Mahkemece, Vergi Dairesi Müdürlüğünden uyuşmazlık konusu 01.10.2008-04.12.2018 tarihleri arası davacın yaptığı faaliyetinin vergiden muaf olup olmadığının sorularak, vergiden muaf ise oda ve sicil kayıtları gözetilmek suretiyle kendi nam ve hesabına çalışıp çalışmadığı usulüne uygun olarak araştırılarak sonucuna göre karar verilmesi gereğine işaret edilerek karar bozulmuştur.

B. İlk Derece Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile, “Muradiye Malmüdürlüğünün 27.05.2022 tarihli yazısı ile; davacının 01.10.2008-04.12.2018 tarihleri arasında mükellefiyet kaydının bulunmadığı bildirilmiştir.

Davacı vekili 14.06.2022 havale tarihli dilekçesi ile; müvekkilinin Muradiye İlçesinde dolmuşçuluk faaliyetini yürüttüğünü, Van Esnaf ve Sanatkarlar Sicilinde kaydının bulunduğunu, müvekkilinin şoför olarak çalıştığını beyan etmiştir. Davacının şoför olarak nerede, nasıl çalıştığına ilişkin bilgi ve belge de ibraz edilmemiştir. 193 sayılı Kanun’un 9 uncu maddesi gelir vergisinden muaf olanları tanımlamıştır. Esnaf muaflığına ilişkin şartları taşıyanlara talepleri halinde vergi dalresince Esnaf Vergi Muafiyeti Belgesi verilir. Bu belgenin şekil ve muhtevasının tayin ve tespili ile iptali ve uygulamaya ilişkin usuf ve esasları belirlemeye Maliye Bakantığı yetkilidir” hükmü yer almaktadır. Mahkememizce yapılan değerlendirmelere göre; Muradiye Malmüdürlüğünün 27.05.2022 tarihli yazısı ile: davacının 01.10.2008-04.12.2018 tarihleri arasında mükellefiyet kaydının bulunmadığı, davacının 01.10.2008-04.12.2018 tarihleri arasında 5510 sayılı Kanun’un 4/1-b maddesi kapsamında sigortalı kabul edilemeyeceği, bu konuda alınan bilirkişi raporunun denetime elverişli ve hüküm kurmaya yeterli bulunduğu anlaşılmış, kanıtlanamayan davanın reddine karar verilmiştir.

VI. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri
1. Davacı vekili, müvekkilinin 04.12.2018 tarihine kadar dolmuşçuluk yaptığını, davanın kabulüne karar verilmesi gerektiğini beyanla İlk Derece Mahkemesince verilen kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, davacının 01.10.2008 sonrasında 1479 sayılı Kanun kapsamında sigortalılık süresinin tespitine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk
1.6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri ile

2. 5510 sayılı Kanun’un ilgili maddeleri.

3. Değerlendirme
1. Temyiz olunan nihai kararların bozulması 6100 sayılı Kanun’un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Temyizen incelenen İlk Derece Mahkemesi kararının bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine hukukça imkân bulunmadığı anlaşılmakla; temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VII. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Davacı vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz eden ilgiliye yükletilmesine

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine,06.04.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.